ATATÜRK ‘ün sorunlara yaklaşım ve çözüm anlayışı ile yönetim biçimini incelediğimiz de görmekteyiz ki; bugün çok sık olarak söylediğimiz “sinerji” ve “ekip çalışması” gibi modern yönetim kavramları ATATÜRK ‘ün çalışma anlayışının temelini oluşturmaktadır.
18 Aralık 1930, Perşembe:
ATATÜRK, bugün öğleye kadar sarayda meşgul olmuş, saat 14.10’da beraberinde Genel Sekreter Tevfik, İçişleri Bakanı Şükrü KAYA, milletvekillerinden Recep ve Kılıç Ali beylerle Başyaver Rusuhi olduğu halde, otomobille saraydan ayrılarak doğruca 3. Kolordu Komutanlığına gitmiştir.
ATATÜRK, 3. Kolordu Binasında Şükrü Naili (GÖKBERK ) Paşa (1314-P.13) ile subaylar tarafından karşılanmış, burada 15.20’ye kadar kalmıştır.
“Görsel: Kolordu Komutanı Şükrü Naili Paşa ve İstanbul Belediye Reisi Muhittin Bey ile Ankara’dan İstanbul’a Gelişlerinde Trende (6 Ağustos 1929)”
ATATÜRK, 3.Kolordudan ayrıldıktan sonra vilayet binasına gelmiş, burada Vali Muhittin, yardımcısı Fazlı Beyler tarafından karşılanmıştır. Valilik makamında on dakika kadar oturan ATATÜRK, Vali Muhittin Bey’den vilayet işleri hakkında bilgi aldıktan sonra salona çıkmış, burada birtakım iş sahipleri ile karşılaşmıştır.
Bunlardan biri aldığı evin tapusunun verilmediğini söyleyince ATATÜRK, durumu Vali Yardımcısı Fazlı Bey’den sormuştur. Fazlı Bey, son “Türk – Yunan” anlaşması gereğince bu çeşit emlak tan bir kısmının geri verilmesi olasılığı karşısında tapunun verilmediğini söylemiştir.
Bir başka erkek muhacir, mübadil olduğu halde kendisine emlak verilmediğini söylemiş. ATATÜRK tarafından sorular sorulduğunda; ev aldığını, fakat küçük olduğu cevabını vermiştir.
ATATÜRK, bunun üzerine:
-…”SENİN KARAFERYE’DEKİ EVİN BUNDAN ÇOK BÜYÜK MÜYDÜ?” diye sormuş,
—“Evet, büyüktü,” cevabını almıştır.
Diğer kadın ve erkekler iskân konusunda dileklerde bulunmuşlardır.
ATATÜRK, halkla konuştuktan sonra, Vilayet Binasından ayrılarak Belediye’ye gitmiştir.
“Görsel: İstanbul Belediyesi Meclis Salonu’nda Toplantıyı İzlerken (18 Aralık 1930)”
Belediye Meclisi toplantı halinde bulunduğundan ATATÜRK doğruca toplantı salonuna girmiş, dinleyiciler bölümünde gazeteciler arasında oturmuştur.
Belediye Meclis üyeleri ATATÜRK ‘ü ayakta alkışlarla karşılamıştır. ATATÜRK, konuşmaları sonuna kadar izlemiş, görüşmelerden sonra Birinci Başkan Vekili Sadettin Ferit Bey ayağa kalkarak şunları söylemiştir:
—“Muhterem arkadaşlar,
Bugün Büyük Kurtarıcımız ve Büyük Gazimiz, İstanbul halkını temsil eden heyetimizi tarihi ziyaretleri ile onurlandırdılar. Bu onur doğrudan doğruya temsilcisi bulunduğumuz halka aittir. Bunun bu biçimde kabulünü, saygı ve minnet duygularımızın Gazi Hazretleri’ne sunulmasını öneriyorum.”
Bu sözler uzun ve sürekli alkışlarla karşılanmış, üyeler ayağa kalkarak öneriyi kabul etmişlerdir.
Ferit Bey, bunun üzerine şu öneriyi ileri sürdü:
—“ Bu tarihi ve değerli oturumun tutanaklarını güzel bir yazı ile yazdırarak levha halinde salonumuza asılmasını öneriyor ve kendilerinin izinlerini rica ediyorum.”
Bu öneri de alkışlarla kabul edildikten sonra, oturma on dakika ara verilmiştir.
ATATÜRK, dinleyici yerinden çıkarak salona gelmiş, Sadettin Ferit Bey’in elini sıkarak şunları söylemiştir:
-…”İSTANBUL HALKINI TEMSİL EDEN BU TOPLULUĞUN ARASINDA BULUNMAKLA ÇOK DUYGULANDIĞIMI VE BU DUYGULARIMIN UYGUN BİÇİMDE HALKA DUYURULMASINI RİCA EDERİM.”
ATATÜRK, bu sözlerinden sonra üyeleri selamlayarak Belediyeden ayrılmış, Cumhuriyet Halk Partisi İstanbul İl Merkezine gitmiş, Afyon Milletvekili Ali, İstanbul Milletvekili Hüseyin, Cevdet Kerim Beylerle, Hüsamettin Paşa ve İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri tarafından karşılanmıştır.
“Görsel: Cumhuriyet Halk Partisi İl Merkezini Ziyaretten Çıkarken, İstanbul (18 Aralık 1930)”
ATATÜRK, Cumhuriyet Halk Parti Merkezi’nde bir saat kadar kalmış, kendisine ocak, bucak, ilçe yönetim kuralları üyeleri takdim edilmiştir. Burada bir kahve içtikten sonra ayrılan ATATÜRK daha sonra Türk Ocağı’na gitmiştir.
ATATÜRK Türk Ocağı’nda çevresine toplanan gençlere şu hitapta bulunmuştur:
-…”SON GEZİM SIRASINDA ZİYARET ETTİĞİM BÜTÜN OCAKLARDA
ATATÜRK ‘e bundan sonra çay ikram edilmiş, ATATÜRK bu arada yeniden gençlere seslenerek şu sözleri söylemiştir:
-…”SİZ ULUSÇU ZÜMRE HALKLA KONUŞTUĞUNUZ VAKİT YÜKSEK SESLE SÖYLEMEYİ UNUTMAYINIZ. YÜKSEK SES BİR ANLAMIN İFADESİ OLDUĞU ZAMAN ETKİ YAPMAKTAN GERİ KALMAZ.
YUKARIDA ÇALIŞTIĞIMIZ BÜYÜK ÜLKÜYÜ HALKIN KALBİNDE BİR DÜŞÜNCE HALİNE BİR DUYGU HALİNE GETİRMELİSİNİZ. DEMOKRASİNİN NE OLDUĞUNU HALKA ANLATMAK, MADDE MADDE AÇIKLAMAK GEREKİR. CUMHURİYETİ, ONUN GEREKLERİNİ YÜKSEK SESLE ANLATINIZ. ONLARA CUMHURİYET PRENSİPLERİNİ SEVDİRİNİZ. BUNU KALPLERE YERLEŞTİRMEK İÇİN HİÇ BİR FIRSATI KAÇIRMAYINIZ.
AYRILMADAN ÖNCE BİR DAHA TEKRAR EDİYORUM;
SİZİN GİBİ BİRTAKIM UZMANLIK DALLARINA MENSUP SEÇKİN AYDINLARIMIZI KARŞIMDA TOPLU GÖRMEKTEN FAZLASIYLA MEMNUNUM. SİZE KALBİMDE BU MEMNUNİYET DUYGUSU OLDUĞU HALDE VEDA EDİYORUM.”
Türk Ocağı Başkanı Doktor Fethi Bey, ATATÜRK ‘ün sözlerine şu cevabı vermiştir:
—“Büyük başkanımız, Ocak’ımıza gelmekle çalışmalarımızda bizi teşvik etmiş oldunuz. Bize yeni bir kuvvet verdiniz. Zaten kalpleri daima sizinle birlikte olan Ocaklar, huzurunuzda her zaman duydukları sevgiyi ve minnettarlığı doğrudan doğruya size sunmak olanağı buldukları için son derece mutludurlar.”
“Görsel: Türk Ocağı Ziyareti Sırasında Gençlerle, İstanbul (18 Aralık 1930)”
ATATÜRK, bütün Ocaklılarla birlikte fotoğraf çektirmiş, sonra onuruna büfe hazırlatmıştır. ATATÜRK, savaştan önce ve sonraki üye sayısını sormuş, çalışmaları hakkında bilgi aldıktan sonra ondan ayrılarak saat 18.15’te Şehzadebaşı’nda Letafet apartmanındaki Halk Partisi Beyazıt ve Fatih ilçe, bucak başkan ve yönetim kurulları üyeleriyle sohbet etmiştir. ATATÜRK daha sonra saat 19.30’da saraya dönmüştür.
EKSİKLİKLER BENİM FAZLALIKLAR DAHA ÖNCE EMEK VERENLERİNDİR. BİR BAŞKA YAZIMDA GÖRÜŞMEK ÜZERE ESEN KALINIZ.