Bir adam vardı, çakmak gözleri hep ufuktaydı. Geçmiş bildikleri, bir yere getirmişti ama o geçmiş sırtındayken ileri gidilmeyeceğinin farkındaydı. Bir gün kesin bir kararla, arkada bırakmasını bildiği geçmişi ile yeniye, özgürlüğe, cesaretle adım attı ve Bandırma Vapuruna bindi.
Çakmak gözleri hep ufuktaydı. Halkı için özgürlüğü inşa ediyordu, onun ideali sadece buydu. Saray değildi istediği, zengin olmak ya da diktatör olmak da değildi. Sadece halkının, özgürce yaşamda ve üretimde, kimseye muhtaç olmadan yaşayabilmesini istiyordu.
Vatanının zengin topraklarını ekmesi için köylüsüne değer verdi, onurlandırdı. Ürünlerini değerlendirmek için fabrikalar kurdu. Padişahın savurduğu maddi güç yoktu, savaştan çıkmış yorgun bir ülke ve halkı vardı. Halkı ile el ele verdi kısa zamanda kendini ve diğer ülkeleri de doyuracak seviyeye getirdi. Halk yorgunluğunu unutup atasının peşinden yeni üretimlere ve refaha yürüdü.
Zaman geldi, ataların emekleri unutulup, para; din, dil, can oldu. Köylü, köyünden vazgeçti, toprak öz tohuma özlemle kaldı. Bir ağaç için köşkü taşıyan liderden, saray için ormanı yok eden eylemlere dönüştü. Atalarının, kurumaya yüz tutan ağacı bile özür ile törenle kesen soyu, tatil köyü için asırlık ürün veren zeytin ağaçlarını yaktı. Ağaçlar konuşur, dinlemeyi bilirsen, toprak dile gelir dinlemesini bilirsen. Bütün bunlar olurken, ağaç ağladı, toprak çığlık çığlığa bağırdı. Duyan olmadı. Bir iki konuşan olsa da duyulmadı. Küstü doğa, şimdi sıcaklar daha sıcak, soğuklar daha da soğuk. En minik virüsten en güçlü varlık insan yıkılırken, doğa kendini yeniliyor. İnsanın insana yaptığını hiçbir varlık kendine yapmıyor.
19.Mayıs bir dönüşüm tarihi idi bir halk ve ülke için. Yine 19’un mucizesi içimizde ve barış, huzurla kendimizi hatırlama zamanı. Yapacaklarımız geleceğin temeli. Temel atmayı Atamızdan öğrendik. Önce karnımızın doyması gerekiyormuş. Her şey dururken bizi aşımız ayakta tutuyormuş. O zaman toprağa, çiftçiye, ağaca saygıyı hatırlama zamanı. Kendimize saygıyı hatırlama zamanı, dönüşüm atamızın izinde, daima ufka bakarak ileriye.
Atamız, gençlere güvendi ve mucize gününü onlara teslim etti. Ben de gençlere güveniyorum. Geleceği onlar bizden daha net görüyorlar. Artık yavaş yavaş eskimiş ne varsa geriye çekilip gençliğe, yeniliğe destek olmalı.
TÜRKİYE’M, 19 MAYIS GENÇLİK VE SPOR BAYRAMIN KUTLU OLSUN.