18 Eylül 1922 Erdek’in Kurtuluş yıldönümüdür.
Balıkesir ilimizin ilçesi olan Erdek, Marmara Bölgesi’nin Marmara Denizi’ne doğru uzanan Kapıdağ Yarımadası’nda Erdek Körfezi’nde yer almaktadır. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk sayfiye yerlerinden birisi olarak bilinen Erdek, Balıkesir’in en kuzeyinde, Marmara Deniz kıyısında bulunmaktadır. Günümüzde en önemli turizm merkezlerinden biri olan Erdek’i Atatürk bundan 80 yıl önce, 24 Haziran 1938 Cuma günü ziyaret etmiştir.
Atatürk’ün Balıkesir’e yaptığı ziyaretlerin ilki 6 Şubat 1923’te gerçekleşmiştir. Bu ilk ziyaretlerinde eşi Lâtife Hanım’la beraber Akhisar’dan Balıkesir’e gelerek şehirde inceleme ve ziyaretlerde bulunmuş, gece şerefine fener alayı düzenlenmiştir. Atatürk, eşi Latife Hanımla birlikte geceyi burada geçirmiştir. 7 Şubat günü Balıkesir’deZağnos Paşa Camii’nde cuma namazı kılan Atatürk, şehitler için okunan mevlitten sonra minbere çıkarak bir hutbe vermiş, daha sonra minberden inerek çeşitli soruları cevaplandırmıştır. 8 Şubat günü eşi Lâtife Hanımla birlikte Balıkesir’den Balya’ya gelmiştir. Balya’da askerî birlikleri teftiş eden Atatürk, geçit törenini izlemiş ve daha sonra Belediye’yi, Vilayeti, Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Şubesini ziyaret etmiştir. Geceyi Balya’da geçiren Atatürk, 9 Şubat günü saat 17.00’de Balya’dan Edremit’e gelmiş, 10 Şubat 1923 Pazartesi günü eşi Latife Hanım’la beraber İzmir’e dönmüştür.
Atatürk, bu tarihten sonra sırasıyla;
8 Ekim 1925‘te; Bursa’dan hareket eden Atatürk, Balıkesir’e gelmiş ve Belediye önünde bir konuşma yapmıştır.
13 Haziran 1926’da; Atatürk, sabah saat 8.00’de Bursa’dan hareketle Mudanya’ya, buradan da Karadeniz vapuruyla Bandırma’ya gelmiş, akşam saatlerinde Bandırma’dan Balıkesir’e gelmiştir.
7 Şubat 1931’de;6 Şubat günü akşam saatlerinde İzmir’den tren ile hareket eden Atatürk, 7 Şubat günü Balıkesir’e gelmiştir. Şehirde ziyaret, incelemelerde bulunmuş ve Türk Ocağı’nda konuşmuştur.
21 Ocak 1933’de;Bandırma’dan Balıkesir’e gelen Atatürk, burada Valiliği, Belediye’yi, Kolordu Karargâhı’nıve Cumhuriyet Halk Partisi’ni ziyaret etmiştir.
13 Nisan 1934’de; Atatürk, İzmir’den hareketle Bergama, Dikili ve Ayvalık’ta inceleme ve denetlemelerde bulunmuş, akşam saatlerinde Edremit’e gelerek geceyi burada geçirmiştir. 14 Nisan günü Edremit’ten hareketle Küçükkuyu, Ayvalık ve Ezine üzerinden Çanakkale’ye gelen Atatürk, akşam şerefine verilen baloda bulunmuş, 15 Nisan 1934 günüÇanakkale’den hareketle Balya üzerinden Balıkesir’e gelerek bazı askerî birlikleri denetlemiştir.
24 Haziran 1934’de; Atatürk, İran Şahı Rıza Pehlevi ile Menemen’de Piyade Alayını denetlemiş, daha sonra Soma üzerinden Balıkesir’e gelmiştir.
Atatürk’ün son olarakBalıkesir’e gelişleri 24 Haziran 1938 günü gerçekleşmiştir. Atatürk, akşam saatlerinde Savarona Yatı ile Erdek’e gelmişse de hastalığı nedeniyle yattan inememiştir.
Hatırlayacağımız üzere Savarona Yatı 1 Haziran 1938 günü İstanbul limanına gelmiş, Dolmabahçe Sarayı önünde demirlemişti.
Hasan Rıza Soyak, Atatürk’ten Hatıralar adlı eserinde:
—“Atatürk hemen o gün, öğleden sonra yata gitmiş (1 Haziran 1938), orada ikameti için yapılması icap eden hazırlıkları tespit etmiş, bu hazırlıklar bir, iki gün içinde tamamlandıktan sonra da, Dolmabahçe Sarayından ayrılıp, yata yerleşmişti. Savarona’yı pek beğenmişti, ismini değiştirmeye de lüzum görmemişti. İlk günü mazlum bir eda ile:
-…”Ne olurdu, bu gemi elimize birkaç sene evvel geçmiş olsaydı?..” dediğini daima gözlerim yaşayarak hatırlarım.
Rahatsızlığına rağmen yatta da, yine eskisi gibi muntazaman işleriyle meşgul oluyor, Hükümet Erkânı ve Genelkurmay Başkanı ile sık sık görüşüyor, dünyadan gelen Elçilerimiz kabul ederek kendilerinden bulundukları memleketlerde güdülen siyaset ve mevcut temayüllere dair esaslı malumat alıyor, İstanbul’da bulunan, yahut memleketin muhtelif yerlerinden gelen büyük komutanları yata davet edip gerek bizim ve gerek diğer memleketlerin askeri durumu hakkında fikir teatisinde bulunuyor, bu suretle dünya ve bilhassa olağanüstü bir huzursuzluk içinde çalkanıp duran, Avrupa’nın nereye doğru gittiğini tayin ve ileride bizim tutacağımız yolu tespit etmeye çalışıyordu.
O sıralarda hususi yatı ile İstanbul’a gelmiş bulunan Romanya Kralı Karol’u kabul etmiş (19 Haziran 1938) kendisi ile Hariciye Vekili Dr. Tevfik Rüştü Aras da hazır bulunduğu halde, günün meseleleri ve bilhassa Balkanlara ve küçük Antant memleketlerine ait işler üzerinde uzun bir konuşmada bulunmuştu.
24 Haziran 1938 günü de yatla Marmara’da tâ (Erdek) limanına kadar uzanan bir gezinti yapmış, orada bulunan donanmamız tarafından selamlandıktan sonra yata davet ettiği Donanma Komutanı Amiral rahmetli Şükrü Okan ile aynı konularda birkaç saat görüşmüştü… .(1)”
Niyazi Ahmet Banoğlu, Atatürk’ün İstanbul’daki Günleri adlı yayımlanan eserinde 24 Haziran 1938 gününü şöyle kaydetmiştir:
—“Atatürk, Süvariyi bir emirle çağırttı ve Sait Kaptan’a hareket emrini verdi. Tam saat 12.00’de şamandıradan palamarı alan Savarona, rotasını Marmara’ya doğru düzenleme emri üzerine 12.50’de rota düzenlendi ve yola koyuldu.
Atatürk, yemekten sonra yatın kıç salonuna geçti. Orada deniz ve denizcilik konusu üzerinde çevresinde bulunan kişilerle sohbeti sürdürerek kendi kuvvetli görüşüyle, Osmanlı İmparatorluğu’nun II. Abdülhamit zamanındaki 33 senelik mutlak yönetimi sırasında denizciliği nasıl ihmal ettiğini, bu ihmalden doğan acı sonuçları açıklayarak denizcilikte yaptığı incelemelerin tetkik ve teknik sonucunu belirtti.
Mutlakıyetin Türk Donanması’nı imha ettiğini, Abdülaziz zamanında Avrupa’nın İngiltere’den sonra materyal bakımından ikinci derecede donanması olan Türk Donanması’nı 33 sene Haliç’te bağlı bırakarak çürüttüğünü, Meşrutiyet’in ilanıyla denize açılmak olanağını bulan bu donanmanın daha köprüden çıkarken nasıl arızalarla işe yaramaz duruma geldiğinin anlaşıldığını, bunun acı sonuçlarını, meşrutiyetten sonra biraz çaba gösterilmekle birlikte, donanmanın İtalyan ve Balkan Savaşlarıyla büyük savaşta uğradığı akıbetler, denizciliği ihmal yüzünden memleketin gördüğü zararlar Atatürk’ün konuşmasıyla olağanüstü biçimde açıklandı.
Savorana, 13.15’te Yeşilköy fenerini, 14.39’da İmralı Adası’nı, 16.14’te de. Fener Adası’nı bordaladı, yola devam etti.
“Savorana Erdek’te!
Donanma Erdek’te bulunuyordu. Atatürk bu konuyu açarak denizciliğin taktik açıklamasıyla epeyce bilgi verirken, bu Marmara gezintisinde Erdek’e kadar gitmek, donanmayı orada bütünüyle ve ora halkıyla birlikte gözden geçirmek, bugünkü az malzemeye karşın devrimden beri harcanan çabayla nasıl bir güç olduğunu göstermek kararını da vermiş bulunuyordu.
Savarona saat 18.30’da Erdek koyuna vardı.
Savarona’nın gelişini gören donanma kumandanı Amiral Şükrü Okan başta Yavuz olmak üzere bütün filoyu, Büyük Ata’yı, Cumhurbaşkanı’na yapılacak deniz savaş töreniyle karşılamak üzere hazırlattı.
Güneşin yalancı sıcaklığı azalmış akşam saatlerine özgü hafif bir serinlik koyu kaplamıştı. Atatürk, yatın baş güvertesinde bulunuyordu. Buradan, donanmanın denize serpilişini uzaktan görmek, gerekli açıklamayı meşgul bulunan Atatürk, yat kıyıya girer girmez, donanmanın selam topları ve saygı biçiminin en yüksekliği olan “Camariva” ile karşılandı.
Erdek halkı, top sesleri üzerine sahile birikmiş, Atatürk’ün yatını görür görmez, karada muazzam gösteriler başlamıştı.Şehir, birkaç dakika içinde baştanbaşa bayraklarla donatıldı. Kalabalık bir kitle sahil botuna üşüştü. Bayram havası ve taşkın bir sevinç içinde çalkanan Erdek, Ata’sına bu gösterilerle derin saygılarını sunuyor, Atatürk, gönülden kopan bu içten ve coşkun sevinç karşısında bizzat ifade ettiği vecizesiyle bilinen çok duygulanıyordu.
Savarona 18.10’da koya demirledi. Yatın funda etmesinin ardından Yavuz’dan ayrılan Amiral Forsu’nu taşıyan istimbotla Amiral Şükrü Okan, Savarona’ya geldi.
Ebedi Şef, donanmayı seyrettikten sonra kıç salona geçmiş, Amirali orada kabul ediyordu.
Şükrü Okan, Atatürk’ün huzuruna çıktı. Atatürk, salonun sol tarafındaki hasır koltuklardan birine oturdu. Amirali de huzuruna oturtarak, diğer kişiler hazır bulunduğu halde donanmaya ilişkin hususları görüşüyor, bilgi alıyordu.
Donanma kumandanı yarım saat kadar huzurda kaldı. Atatürk, donanmada gördüğü düzen ile mükemmellikten doğan takdir ve iltifatlarını donanma kumandanına bildirdi. Halkın yaptığı şenliklere donanmanın katılmasını emretti.
Güneş çekildikten sonra Erdek’te gösteriler, fener alaylarının sahile inişi bütün tazeliği ve canlılığı ile devam ediyordu. Halkın coşkun bir tavırla haykırdığı:
“Yaşa Atatürk… Var ol Büyük Atam!..”
Sesleri koyu kaplıyor, engine kadar taşıyordu.
Atatürk, bugünkü çalışmadan yorulmuş gibi saat 22.00’de dairesine çekildi. Dinlenmek için daireye giderken de sahile biriken halka, yatın ve donanmanın projektörlerinin çevrilmesini, kıyının bol bir ışık yağmuruna tutulmasını da emretti. Bunlar yapıldı. Erdek bu gösteriler ve projektörlerle ışıklandırılan sahil boyu, ışıklı bir parça gibi ışıldarken Atatürk dinlenmek için yatağına uzanmış Sirozun aman vermeyen sinsi ıstırabıyla baş başa bulunuyordu.
22.30’da Ebedi Şef’in emriyle Savarona demirini aldı. Ağır ağır dönerek pruvasını İstanbul’a çevirdi. Donanmanın selam ve saygısı, halkın coşkun gösterileri arasında zinde getirdiği büyük Ata’yı, yorgun ve rahatsız yatağına taşıyarak, İstanbul yolunu tuttu. (2)”
Aşağıdaki görselde Atatürk, Savarona ile gerçekleştirdikleri Erdek gezintisinden sonra Boğazda yatta görülmekte.
Kaynakça: 1-Hasan Rıza Soyak, “Atatürk’ten Hatıralar 2”, Yapı Kredi Bankası Yayınları, s.742-43”2-Niyazi Ahmet Banoğlu, “Atatürk’ün İstanbul’daki Günleri” Alfa Yayınları, Mart 2012, s.715-16-17”