Çok ciddi bir yazı…
Bekar olduğum yıllar.
Tabi o zamanlar bizi bugünkü gibi internet konusunda bilgilendirecek büyüklerimiz yok, internete takılıyorum.
Bir kızla tanışmışım, bildiğin afet.
Tatlı dilli, güler yüzlü. Sanırsın cennetten dünyaya düşmüş bir huri.
O kadar yani.
Nette bir güzel muhabbet ediyoruz da, kızı bir türlü buluşmaya ikna edemiyorum.
Nuh diyor, Peygamber demiyor.
Ne yaptım ettim, kızı buluşmaya ikna ettim.
Fakat nedense: “Fazla kalabalık olmayan bir yerde buluşalım” dedi.
“Tamam” dedim, ertesi gün buluştuk.
Bendeki hazırlık süper, kıyafetler, parfümler falan.
Buluşacağımız yerde bekliyorum. Kapıya yakın bir yerde oturdum ki, geldiğini görebileyim.
Bir anda yanı başımda bitti kız. “Nereden geldin? Kapıdan geldiğini görmedim” dedim.
“Başka bir girişi var buranın” dedi.
Oturduk, sohbet ediyoruz. Yalnız bir tuhaflık var ortada. Ayak parmaklarına kadar kapatan uzun bir etek giymiş kız.
Elini tutacağım, tutturmuyor.
“Nen var kuzum?” dedim.
“Sana bir şey söylemem lazım” dedi.
“Tamam” dedim. “Nedir?”
“Ayaklarım” dedi.
Baktım, tersti.
O anda Kelime- Şehadet geçirip nasıl kalktım o masadan, Ayet- El Kürsi’yi, Kul Euzüleri kaç kere okudum hatırlamıyorum.
O gün bugündür tanıştığım kızların ilk önce ayaklarına bakarım. Bilgisayarımı Besmeleyle, Kul Euzülerle açarım. Sörf yaparken Ayet-el Kürsi’yi dilimden düşürmem. Kapatmadan mutlaka ama mutlaka virüs taraması yaparım.
Eşimle ortak olan feysbukumuzda bile resimlerimizi arkadaşlarımız dışında kimse göremez. Engellidir yani.
Ben bu ciddi yazıyla -muhterem hocamızın yaptığı gibi- sizi internette dolaşan üç harflilere karşı uyararak görevimi yaptım.
Başları ayrı popoları ayrı oynayan, ayakları başka vücutları başka yerlere giden cin fikirlilere karşı
Siz de tedbirinizi alırsınız artık…
Bazıları sokaklarda etek giyip dolaşıyorlar son günlerde çünkü…