Bursa’ya doymak ne mümkün.
Geçen yazımızda, tarihi zenginliği ile değerler şehri Bursa kültürüne şöyle bir dokunmuştuk. Ama kültür deryası olan yeşil Bursa, öyle bir iki günle gezilecek, keşfedilecek bir şehir değil. Zaman ister, vakit ister, doya doya gezmek ister.
Ufak bir iki hatırlatma ile rotamıza devam edelim..
Ulu Camii’yi şehrin merkezi kabul edersek, kıyılara doğru uzanan bir program ile dolaşmak daha iyi olacaktır.
Bursa’daki İslami mimari son derece çeşitlilik içerir, en görkemlisi kesinlikle Ulu Camii’dir.
Ulu Camii’nin ardından önce Tophane’ye uğrayıp Orhan Gazi ile Osman Gazi’nin türbelerinden ve saat kulesinden bahsetmiştik ve Bursa Ovası’nın alabildiğine uzanan manzarasını seyre koyulmak gibisi yok demiştik.
Kapalı Çarşı‘nın labirent gibi iç içe geçmiş koridorları boyunca uzanan dükkanlarını saatlerce dolaşmak, Koza Han‘ da içilen kahveler ile ipeklerin içinde yorgunluk atmak da bir harikaydı.
Setbaşı; dinlence ve eşsiz lezzette kahvelerin içilmesi için farklı bir alternatif olan, nezih bir köşe. Özellikle Setbaşı Deresi’nin yanındaki tarihi kafede verilecek mola sizin için çok keyifli olacaktır.
Buradan rota Yeşil’e doğru devam eder. Önce Setbaşı Köprüsü’nden bakınca aşağı tarafta görülen Irgandı Köprüsü’nden geçilir, sonra Yeşil Camii ve Yeşil Türbe’ye doğru yürüyüşe başlanır.
Acıkan mideleri doyurmak için iskender ilk seçenek olsa da, Bursa’ya has bir yemek olan Pideli köfte denenebilir. Birçok yerde yiyebileceğiniz bu kebabın iskenderden farkı, dönerin yerini köftenin alması ve sosunun daha bol olmasıdır.
Heykel’den devam edip Tophane’nin hemen alt tarafından Altıparmak boyunca uzanan yürüyüş yoluyla Muradiye’ye kadar devam edip, Kültürpark’a girip dolaşmak ve ardından Kültürpark’ın batıdaki çıkışından Yeni Kaplıca’ya geçmek yemek sonrası güzel bir seçenek olabilir.
Yeni Kaplıca’nın yapılış tarihi 1555’e kadar uzanmakta.. Eski Kaplıca ise 1200’lerde inşa edilen Bizans yapısı bir kaplıcanın kalıntıları üstüne kurulmuş. Eski Kaplıca, Yeni Kaplıca’ya nazaran tarihi çok daha eskilere uzanan bir yapıdır.
Bunların hepsi bir Bursa programı içerisine eklenecek güzel alternatiflerdir.
Bursa’nın dışına doğru taşma düşüncesi olanlar için şehrin batısındaki Apolyont Gölü güzel bir program olur..
Gölün bitişiğindeki Gölyazı Köyü’nde her sene sanat festivali de düzenleniyor.. Denk gelirseniz kaçırmayın deriz.
İşte asıl bu haftaki rotamız olan Uludağ..
Cennetten bir köşeye davetliyiz, haydi buyurun, güzeller güzeli Uludağ’a…
Uludağ, kayak merkezleri ile ünlü en popüler turizm merkezlerinden biridir. Her yıl yüz binlerce ziyaretçiyi ağırlayan Uludağ, gelen herkesi kendine hayran bırakır.
Uludağ, ülkenin en gözde kış sporları merkezidir. 1961 yılında Milli Park ilan edilen bölge, sadece kış turizmine değil, yaz aylarında kampçılık, trekking ve günübirlik piknik yapmak için tesislere sahiptir.
Kışın dağı daha yüksekten görmek istiyorsanız, telesiyejle 2 bin 232 metre rakımlı Kuşakkaya’ya kadar giderek burada biraz zaman geçirebilirsiniz.
Bölgenin en yüksek tepesi olan Uludağ Tepe’nin yanı sıra Zirvetepe, Çobankaya ve Bakacak Tepe gibi yükseltileri bulunmaktadır.
Uludağ’ın meşhur teleferiği ise Bursa-Kadıyayla ve Kadıyayla-Sarılan mesafeleri arasında keyifli bir yolculuk imkanı sağlar. Tadına doyamayacağınız ve bembeyaz bir örtünün, aralara serpilmiş yeşil çam ağaçlarının üstünden kuş bakışı izleyeceğiniz harikulade bir deneyimdir.
Uludağ’da birçok insana en çok keyif veren rüzgara karşı, özgürce kayak yapmaktır.
Uludağ’da kayak yapmak için birçok pist bulunuyor. Pistleri zorluk derecelerine göre ayırırsak; yeni başlayanlar için tavsiye edilebilecek pistler, Beceren lifti , Karkay Cennet lifti ve Fahri Telesiyej’dir.
Profesyonel kayakçı olma yolunda ilerleyenlerin kullandığı pistler ise; Grand Yazıcı lifti (İtalyan yokuşunda) ve Beden Terbiyesi lifti (Beden Terbiyesi pistinde) dir.
İyi kayakçılara ise zor pistler diye adlandırılan yerler öneriliyor; Alkoçlar lifti, Ergün pisti ve Tutyeli pistinde bulunan Grand Yazıcı lifti bunlardan sadece birkaçıdır. Tercih sizin.
Bu arada kayak yapmak için yanınızda kayak takımlarınızı getirmemiş olabilirsiniz, panik olmaya hiç gerek yok. Otellerin sağladığı imkanlar sayesinde kayak kıyafetleri ve kayak takımları kiralayabilirsiniz.
Türkiye’nin en iyi kayak merkezlerinden biri olan Uludağ’da sadece kayak yapıldığını düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz.Uludağ’ı güzel yapan sadece kayak merkezleri değildir, diğer mevsimleri de Uludağ’da yaşamak ayrı bir keyiftir.
Uludağ, özellikle bahar aylarında, doğa tutkunları için bulunmaz bir cennet olur. Piknik ve kamp alanları, av turizmi için çok elverişli bir bölge olması ve trekking yapmak için ayrılmış olan birçok yürüyüş parkuru ile tam bir tabiat cennetidir.
Özellikle Softaboğan Şelalesi, Bursa Ovası’nın tümünü gözler önüne serer, Bakacak mevkiinden aşağılara inildikçe de kendini göstermeye başlar. Aşağı indikçe sizi, şaşırtacak göletler karşılar. Tam bir doğa harikası olan Softaboğan Şelalesi aynı zamanda bulunduğu bölgede trekking yapma imkanını da sunar. Tabiatın tüm renklerinin arasında şelalenin bulunduğu noktada sadece doğanın sesini dinleyebileceğiniz bir yer Softaboğan Şelalesi.
Burası öyle bir yer ki, Uludağ’da kimse kara, soğuğa aldırmıyor. Giyiyorsunuz anorak montunuzu, bütün tatil boyunca karların üzerindesiniz.
Gündüz karların üzerinde kayak keyfi, yemek vakti gelince karların üzerinde mangal sefası ve gece eğlencelerinde yine karların üzerinde dev ateşlerin yakılmasıyla etrafına toplanan binlerce insan, çalınan müzikler eşliğinde muazzam bir ortam.
Burada klasikleşen birçok festivaller ve partiler vardır. Eğer tatil zamanınız bu partilerden birine denk gelirse ne mutlu size. Bu partilerde gece karanlığını aydınlatan meşaleler ve loş ışıkta şov yapan kayakçılar ile görsel bir şölen yaşarsınız.
Gece yarısından sonra otellerin barlarında yer bulmak mümkün olmayabilir. Birçok ünlü sanatçının sahne aldığı barlarda eğlence sabahın ilk ışıklarına kadar sürer. Uludağ’ın gece hayatı ayrı bir güzel, gündüzü ayrı bir derya..
Unutmadan; karların üzerinde, mangalda sucuk, köfte ya da pirzola yemeden, yanında da içinizi ısıtacak bir yudum sıcak şarap içmeden ayrılmayın derim..
Şimdiden iyi seyirler…