-…”BU TEPE NE GÜZEL BİR ANIT YERİ…”
Büyük kurtarıcımız, Cumhuriyeti’mizin kurucusu Ulu Önder ATATÜRK’ ün ebedi istirahatgahı olan Anıtkabir, Ankara’ nın orta kesiminde Rasattepe’de yer almaktadır.
Anıtkabir için yapılan heykel ve kabartmaların konuları, Kurtuluş Savaşı ile Cumhuriyet tarihimizden ve Atatürk’ ün hayatından seçilmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti’ nin kuruluşunun 15 nci yılında hastalığı ağırlaşarak, 10 Kasım 1938’de Dolmabahçe Sarayı’ nda ebediyete intikal eden ATATÜRK kendisi için bir mezar yaptırmadığı gibi, gömüleceği yer için de vasiyette bulunmamıştır.
1923 yılında bir sohbet sırasında Atatürk; “ELBET BİR GÜN ÖLECEĞİM, BENİ ÇANKAYA’YA GÖMER, HATIRAMI YAŞATIRSINIZ” demiş ve “BENİ MİLLETİM NEREYE İSTERSE ORAYA GÖMSÜN. FAKAT BENİM HATIRALARIMIN YAŞAYACAĞI YER ÇANKAYA OLACAKTIR” diye eklemiştir.
Türk Ulusunun O’na karşı duyduğu büyük saygı ve minnettarlığının bir ifadesi olan Anıtkabir, Türkiye Cumhuriyeti’nin en anlamlı eseridir.
ANITKABİR’İN YERİ NASIL SEÇİLDİ?
ATATÜRK’ e, yüce kişiliğine uygun bir anıtmezar yaptırılması düşüncesi ile hükümet, Anıtkabir inşaatının yapılacağı yerin tespiti için özel bir komisyon kurdu.
Bu komisyon; başbakanlık müsteşarının başkanlığında, Milli Savunma Bakanlığı’ndan General Sabit ve Hakkı, Bayındırlık Bakanlığı’ndan Yapı işleri Genel Müdürü Kazım, İçişleri Bakanlığı’ndan Müsteşar Vehbi Demirel, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan Yüksek Öğretim Genel Müdürü Cevat Dursunoğlu’ndan meydana geliyordu.
Komisyon ilk toplantısını 6 Aralık 1938’de yaptı.Toplantıda, Anıtkabir konusunda yerli ve yabancı bilim adamlarının düşüncelerinden faydalanılması ve komisyon toplantılarına bu alanda ünlü kişilerin çağrılması kararlaştırıldı.
Bu arada, o dönemde yurdumuzda çalışan ve Ankara’nın imar planını hazırlamış olan ünlü şehircilik uzmanı Prof. Jansen’e, Büyük Millet Meclisi’nin yeni binasının mimarı Prof. Holzmeister’e, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi binasının mimarı Prof. Taut’ a ve Güzel Sanatlar Akademisi’nden Prof. Belling’e de başvuruldu.
Bu komisyon ikinci toplantısını 16 Aralık 1938’de yaptı.
Başbakanlık Anıtkabir komisyonunun yaptığı çalışmalar sonucu, Anıtkabir için şu yerlerin uygun olabileceği tespit edildi:
– Çankaya
– Etnografya Müzesi
– Büyük Millet Meclisi’nin arkasındaki tepe (Kabatepe)
– Ankara Kalesi
– Bakanlıklar (Milli Eğitim Bakanlığı için ayrılan arsa)
– Eski Ziraat Mektebi
– Gençlik Parkı
– Altındağ (Hıdırlık Tepe)
– Gazi Orman Çiftliği
Atatürk’ün ebedi istirahatgah yerinin seçilmesi basında ve halk arasında derin ilgi uyandırmıştı. Konu gerçekten önemliydi ve çok titiz çalışmayı gerektiriyordu.
Anıtkabir‘in kurulacağı yerin kesin olarak tesbiti için Büyük Millet Meclisi’nde 15 milletvekilinden oluşan bir üst komisyon kuruldu.
Bu komisyon; Falih Rıfkı Atay (Ankara), Rasih Kaplan (Antalya), Mazhar Germen (Aydın), Süreyya Örgeevren (Balıkesir), Refet Canıtez (Bursa), İsmet Eker (Çorum), Münir Çağıl (Çorum), Mazhar Müfit Kansu (Denizli), Necip Ali Küçükağa (Denizli), Nafi Atıf Kansu (Erzurum), Saim Ali Dilemre (Erzurum), Salah Çimcoz (İstanbul), Ferit Celal Güven (Seyhan), Tevfik Tarhan (Seyhan) ve Mithat Aydın (Trabzon)’dan oluşuyordu.
Komisyon, başkanlığa Münir Çağıl’ı, raportörlüğe Falih Rıfkı Atay, Süreyya Örgeevren ve Nafi Atıf Kansu’yu, katip üyeliğe Perit Celal Güven’i seçerek ilk toplantısını 5 Ocak 1939 tarihinde yaptı ve Anıtkabir için önerilen dokuz yerin özel komisyonca hazırlanan raporunu inceledi.
İnceleme sonucunda Anitkabir’in ya Çankaya’da ya da Etnoğrafya Müzesi’nin bulunduğu yerde kurulmasına karar verilmek üzereyken, komisyon başkanı; “Teklif edilen yerleri incelediniz. Üye arkadaşlar, başka yerler de arayabilirler.” dedi.
Trabzon Milletvekili olan Yüksek Mühendis Mithat Aydın, Etlik, Keçiören, Cebeci, Altındağ’ı gezerek Anıtkabir için en uygun yeri arıyordu. En son, o zamanlar üzerinde birkaç küçük yapı bulunan Rasattepe’ye çıktı. Bu tepe, şehrin ortasındaydı ve çevresi boştu. Burada yapılacak Anıtkabir çok uzaklardan görülebilirdi.
Mithat Aydın, komisyonun 17 Ocak 1939 tarihli son toplantısında, Anıtkabir yeri olarak Rasattepe’yi ileri sürdü. Tepenin özelliklerini anlattı. Fakat daha önce Çankaya üzerinde görüş birliğine varmış olan üyeler kararlarından dönmüyorlardı. Bu arada Antalya Milletvekili Rasih Kaplan söz alarak:
“Arkadaşlar, yurdumuzda birçok eserler ortaya koymuş olan bir mühendis arkadaşımız, bize yeni bir yer gösteriyor. Biz bu yeri görmeden nasıl reddedebiliriz. Yarın Mithat Aydın, Genel Kurul’da söz alır ve ben bir yer gösterdim, gidip bakmadılar bile derse ne karşılık verirsiniz?” dedi.
Rasih Kaplan’ın bu açıklaması üzerinde komisyonda tartışmalar oldu. Üyelerden büyük çoğunluğunun Rasattepe’yi görmek istemesi üzerine bu yönde karar alındı. Milletvekilleri Rasattepe’ye çıkarak tepeyi değişik yönlerinden incelediler. Vardıkları sonuç olumluydu.
Aynı gün yapılan ikinci toplantıda, birçok üye söz alarak Rasattepe’nin Anıtkabir için uygun olduğu görüşünü bildirdiler. Fakat Çankaya üzerinde kararlı olanlar, düşüncelerinden vazgeçmiyorlardı. En son Süreyya Örgeevren, Rasattepe’nin Anıtkabir için çok elverişli özelliklerini anlatarak sözlerini şöyle bağladı:
“Rasattepe’nin bunlardan başka bir özelliği daha vardır ki hayali genişçe olan her kişiyi derin bir şekilde ilgilendirir sanırım. Rasattepe, bugünkü ve yarınki Ankara’nın genel görünüşüne göre, bir ucu Dikmen’de öteki ucu Etlik’te olan bir hilal (yarım ay)’in tam ortasında, bir yıldız gibidir. Ankara hilalin gövdesidir. Anıtkabir’in burada yapılması kabul edilirse, şöyle bir durum ortaya çıkacaktır. Türkiye’nin başkenti olan Ankara şehri, kollarını açmış ATATÜRK’ ü kucaklamış olacaktır. ATATÜRK’ ü böylece bayrağımızdaki yarım ayın yıldızının ortasına yatırmış olacağız. ATATÜRK, bayrağımızla sembolik olarak birleşmiş olacaktır.”
Süreyya Örgeevren’den sonra İçel Milletvekili Emin İnankur söz alarak bir anısını anlattı. Emin İnankur, ATATÜRK’ ün çok sevdiği eski bir öğretmendi. ATATÜRK onu çok defa yanına alır, şehri birlikte gezerlerdi. Bir gezide yolları Rasattepe’ye düşmüştü. ATATÜRK şehri buradan seyrettikten sonra Emin İnankur’a dönmüş ve “Bu tepe ne güzel bir anıt yeri” demişti.
Emin İnankur’un ve Süreyya Örgeevren’in bu açıklamalarından sonra Anıtkabir‘ in Rasattepe’de yapılması oylamaya sunuldu. Sonuçta Anitkabir’ in Rasattepe’de yapılması büyük çoğunlukla kararlaştırıldı. Karar hükümete bildirildi ve Rasattepe’de kamulaştırma çalışmalarına 7 Temmuz 1939’da başlandı.
Anıtkabir Komutanlığı, Anadolu Fotoğraf Derneği ve Anıtkabir Derneği işbirliğiyle “Bir Işık da Sen Yak Anıtkabir’de” adlı bir fotoğraf yarışması düzenledi. Belki de ilk defa, Türkiye Cumhuriyeti’nin en anlamlı eseriyle karşı karşıya gelecek dostlarımız ve arkadaşlarımız olacaktır.
Benim dileğim, deklanşöre basarken ”BU TEPE NE GÜZEL BİR ANIT YERİ…” sözünü hatırlayarak Rasattepe’nin hatırasını yüreklerinin en derin yerlerinde hissetmeleridir.
Bir başka yazımda görüşmek üzere.
Eksiklikler benim. Fazlalıklar daha önce emek verenlerindir.