Sen bu satırları okuyorken ben biricik aşkım takımımdan çok fazla soğumuş bir şekilde, Pazartesi sabahının verdiği inanılmaz bıkkınlıkla ofiste çayımı yudumluyor olacağım. Çayımı yudumlarken gazete okumayı severim ben İsmail. Bugün olur da kaza ile gazetenin spor sayfasını açar, görmek istemeyeceğim şeyleri görürüm diye elim gazeteye bile gitmiyor, biliyor musun? İnternet tarayıcımın ‘’favori siteler’’ bölümünden birçok internet sitesinin kısayol ikonunu bile çıkarttım. Dün akşam 19.00 ila 21.00 suları arasında çok keyfim kaçtı anlayacağın. ‘’Canınız sağolsun’’ demek isterdim ama hiç içimden gelmiyor be İsmail. Ne seni ne de sahadaki ruhsuzları savunabilecek heves, güç ya da taraftarlık var içimde.
Bu satırları direkt olarak sana ithaf ettiğimi düşünebilirsin İsmail. Lakin, tam olarak öyle değil. Bu satırları çok sevgili, seni ‘’camianın çocuğu’’ ve ‘’Fenerbahçe’nin evladı’’ olarak gören patronuna hitaben karalıyorum aslında. Hani şu basın mensuplarının önünde, “Başarısızlık olursa sorumlusu İsmail değil benim” diyen patronun var ya, işte ona hitaben. Dün Aziz Yıldırım’ın bu sözü Fenerbahçe Resmi Twitter hesabı tarafından silinmiş İsmail. Bana soruyorsan bu başkan seni de yiyecek, demedi deme. Düşün bak, geçen sene takıma tarihinin en erken şampiyonluğunu yaşatan teknik adamı, ‘’karı kız hep sana hasta’’ diyerek kovalayan, zorla istifa ettirten adam, sana gelecek hafta Beşiktaş maçını kazanamazsan ne yapar? Korkma, titre İsmail.
Benim senden bir de istirhamım var sevgili İsmail. İşverenine bir şey sormanı rica edeceğim. Geçen hafta bir dönem daha başkanlık yapacağını dile getiren başkanımız hangi akla hizmet ‘’Fenerbahçe’yi 3 sene üst üste Şampiyonlar Ligi’nde oynatacağım, bu bir Aziz Yıldırım sözüdür’’ diyebiliyor İsmail? Haşmetli başkanımız Şampiyonlar Ligi Ön Eleme etabını Şampiyonlar Ligi’nde oynamaktan mı saymaktadır acaba? Böyle düşünüyorsa durum sandığımdan da vahim ve çok ütopik sevgili İsmail.
Son olarak da dünkü rezalet oyun ile ilgili bir şeyler demek istiyorum sana. Bu kadar ezbere değişiklik yapılır mı İsmail? Football Manager oyun serisi ile yeni tanışmış 14’lük sivilceli ergenler gibi her maçta adamın performansı ne olursa olsun Diego çıkıp Alper mi girer? Dün girdiğin iki pozisyonun var koca 60 dakikada, ikisini de hazırlayan Diego. Onu da geçtim, hadi adamı orta saha düşüyor diye dışarı alıyorsan yaptığın değişiklikle orta sahanın direnci artacağına neden yol geçen hanına dönüyor İsmail? Bu kadar statik, katatonik, beyni uçmuş, şuurunu kaybetmiş bir takıma nasıl tahammül edebiliyorsun? Biliyorum, başkanın Emenike’yi zorla oynatmanı istiyor ama azıcık gurur, isyankar, anarşist ruhun da mı yok be İsmail? İnsan sevdiği bir şeyin canını yakmak ister mi? Piyon musun, kukla mısın be İsmail? Çık adam gibi başkanının karşısına, ‘’Emenike çok formsuz başkanım, bari bu hafta kulübede otursun’’ diye söyle. Kovarsa kovsun İsmail, şahsiyetinden önemli mi? Aykut Kocaman bile iş bulduysa, sen de bulursun. Korkma bu kadar.
Sonuç olarak haftaya Beşiktaş maçı var My Dear İsmail. Taraftar desteği sayesinde kazandığımız Galatasaray maçının ardından bu sefer iki tribünde kapalı. Artık ne kadar efektif olabiliriz hiçbir fikrim yok. İş biraz senin ve takımın var olmayan yeteneklerine kalıyor ve bu David Lynch filmlerinden çok daha fazla gerilim yaratan bir olay İsmail, ürperiyorum. Şahsi fikrim şudur ki; o maçı ne yap ne et kazan İsmail, bir de mümkünse Emenike ve Sow ikilisinden birini kes. Elimde olsa vasektomi ameliyatına alıp dünya kalas nüfusunu arttırmamak için büyük çaba harcayacağım şu iki garip adamı en azından yedek kulübesinde başlat.
Sana ve çok muhterem başkanıma kucak dolusu sevgiler yollar, şu lanet olası Pazartesi gününde aynanın karşısına geçip biraz kendinizi sorgulamanızı, empati yapmanızı, beyin fırtınası yaratmanızı temenni ederim. Ankara’ya gelen o güzelim deplasman tribününe yazık.
La fa la sol İsmail.
Saygılarımla,
@Josephintavugu
Not : Gökhan Gönül’e ne yaptın İsmail. Adam 82’lik dedeler gibi, adım atmaya mecali yok. Mesir macunu, kalamar, ahtapot, bal kaymak, cevizli sucuk, fıstık ezmesi falan yedirin. O nedir Allah’ını seviyorsan. İzlerken ben utandım ya, rencide oldu çocuk…