”OSMANLILIĞIN TELKİN ETTİĞİ BU AŞAĞILIK DUYGUDAN NE ZAMAN KURTULACAĞIZ?”
YIL 1906 , MUSTAFA KEMAL, SELANİK’TEN YAFA’YA DÖNER:
-…“HÜRRİYET OLMAYAN BİR MEMLEKETTE ÖLÜM VE YOK OLMA VARDIR. HER İLERLEMENİN VE KURTULUŞUN ANASI HÜRRİYETTİR. (SELANİK 1906)”
MUSTAFA KEMAL, yılın ilk günlerinde SELANİK ‘tedir. Bilhassa genç subaylar arasında gizli teşkilatlanmayı genişletme gayretlerine devam eder. Bu arada İSTANBUL, kendisinin izinsiz ŞAM ‘dan ayrıldığını ve SELANİK ‘te bulunduğunu tespit etmiştir.
“İSKENDER PAŞA TARAFINDAN VERİLMİŞ OLAN 4 AYLIK TEBDİLİ HAVA RAPORUNU DA KABUL ETMEMİŞTİR.”
İskender Paşa ise, “OLAYIN İÇ YÜZÜNÜ BİLMESİNE RAĞMEN, KENDİSİNE GELEN YAZIDA BU YÜZBAŞININ HANGİ ORDUDAN OLDUĞUNUN KAYITLI BULUNMADIĞINI SÖYLEYEREK İŞİN İÇİNDEN SIYRILIR.”
Miralay Hasan Bey ise, Mümtaz Yüzbaşı Cemil Süleymaniye’yi çağırır. MUSTAFA KEMAL hakkında İSTANBUL ‘dan gönderilen tevkif emrini gösterir ve acele durumdan haberdar edilmesini ve süratle YAFA ‘ya dönmesinin gerekli olduğunu bildirir.
Haberi aldıktan hemen sonra MUSTAFA KEMAL, sivil elbiselerle SELANİK ’ten ayrılır .
MUSTAFA KEMAL, 1922 ‘de “VATAN” gazetesinde hayatını anlatırken bu devre için der ki:
-…”SELANİK’TE BULUNDUĞUMU İSTANBUL HABER ALARAK TAKİBATA BAŞLADI. ORADAN TEKRAR MÜTENEKKİREN YAFA’YA GELDİM. O ZAMAN AKABE MESELESİ VARDI. KENDİMİ DERHAL HUDUDA MEMUR ETTİM. ARANDIĞIM ZAMAN HUDUDDA İSBAT’I VÜCUD ETTİM…”
MUSTAFA KEMAL ‘in bahsettiği “AKABE” meselesi 1906 yılı Şubat ayında patlak verir ve Mayıs ayı içinde de kapanır. Bu da, “VATAN VE HÜRRİYET” cemiyetinin kurulması ile SELANİK ‘e gizli seyahatin 1905 yılında yapılmış olduğuna dair açık bir işarettir.(ATATÜRK ANSİKLOPEDİSİ S.355)
MUSTAFA KEMAL TEVKİF EDİLMEKTEN KURTULUR:
O sıralarda ŞAM ‘da 5.Ordu kumandanı Müşir Hakkı Paşa’nın oğlu Üsteğmen Haydar, BEYRUT ‘a gider ve Ali Fuat’a şunları söyler:
—“İSTANBUL’DAN 5.ORDUYA GELEN BİR EMİRDE MUSTAFA KEMAL’İN NEREDE BULUNDUĞU SORULUYOR. YAFA’YA TAHKİKAT İÇİN BİR SUBAY GÖNDERİLDİ. BU SUBAYIN ADI GİZLİ TUTULUYOR.”
Üsteğmen Haydar, babasının bu emre karşı durabileceğini sanmadığını da ekler.
Bunu üzerine Ali Fuat, YAFA ‘da bulunan Müfit KIRŞEHİR ’i durumdan haberdar eder.
O da Nişancı Taburu kumandanını ikna eder ve oradan verilen cevap da,
“MUSTAFA KEMAL’İN BİR-İ SEBA’DA KITASININ BAŞINDA OLDUĞU BİLDİRİLİR. TAHKİKAT’A GELEN SUBAYIN DA OLAYI BU ŞEKİLDE RAPOR ETMESİ SAĞLANIR. ORDU KUMANDANI DA BAŞKA TAHKİKATA LÜZUM GÖRMEZ, OLAY KAPANIR.” (Sınıf Arkadaşım ATATÜRK S:97 Ali Fuat CEBESOY, daha sonra MUSTAFA KEMAL topçu stajı için ŞAM ‘a döndüğünde Müşir Hakkı Paşanın ona “Efendi oğlum beni daha önce haberdar edebilirdiniz. Müşkül durumda bıraktınız.” Diye serzenişte bulunmuştur.)
MUSTAFA KEMAL, YAFA’DA PİYADE STAJINI TAMAMLAR:
GÖRSEL: MUSTAFA KEMAL, 1906 YILINDA YAFA PİYADE ALAYINDA İKEN. KAYNAK: “AKŞAM gazetesi, 21 Kasım 1938’de bu resmi yayınlarken şu isimleri vermiştir: SOLDAN SAĞA DOĞRU MÜLAZIM ZEKİ, YÜZBAŞI MUSTAFA KEMAL, MÜLAZIM İHSAN, ALAY KUMANDANI KAYMAKAM (YARBAY) AHMET HAMDİ (ALTUĞ), ZABİTLERDEN BİRİ, YÜZBAŞI MÜFİD (ÖZDEŞ), MÜLAZIM CEMAL.”
Yılın ikinci yarısında MUSTAFA KEMAL, “YAFA” dadır. Çoğunluğu o bölgeden toplanmış olan Arap gençlerinin ilk askerlik eğitiminin yapıldığı günlerdir.
Eğitim kadrosu ise, ” ANADOLULU KITA ÇAVUŞLARI OLAN TÜRK GENÇLERİNDEN KURULUDUR.”
Arap vilayetlerindeki isyanların, YEMEN ‘e yollanan 5.Ordu’nun Araplardan kurulu kıtalarının, asilerle birleşmelerinin tesiri olacak, kıt’a subayları Araplara özel muamele yapmakta, Anadolulu çavuşları hırpalamaktadırlar. Bunlar MUSTAFA KEMAL ‘i üzen davranışlardır.
Bir defasında der ki:
-…”OSMANLILIĞIN TELKİN ETTİĞİ BU AŞAĞILIK DUYGUDAN NE ZAMAN KURTULACAĞIZ?” (Sınıf Arkadaşım ATATÜRK S:98 Ali Fuat CEBESOY, MUSTAFA KEMAL ‘in bu olaylardan yıllar sonra Çankaya köşkünde birkaç defa bahsetmiş olduğunu da kaydeder.)
Evet, YAFA ‘da piyade stajı kış aylarında son bulur. MUSTAFA KEMAL, 14 Kasım ‘da topçu stajını yapmak üzere tekrar ŞAM ‘a tayin edilir.
(GÖRSEL: MUSTAFA KEMAL, arkadaşları HALİT ve MÜFİT Bey ile ŞAM-1906)
Ali Fuat ise topçu stajını yapmak üzere SELANİK ‘e gider. Böylece bir süre için ayrılırlar.
5.Ordu kumandanlığına ise 12 Mart’ta yeni bir tayin yapılmıştır. Müşir Hakkı Paşa ayrılmış, yerine İŞKODRA Vali ve Kumandanı Tümgeneral (Ferik) Mustafa Nuri Paşa gönderilmiştir.
MUSTAFA KEMAL’İN BAHSETTİĞİ “AKABE” MESELESİ YÜZÜNDEN, OSMANLI DEVLETİ İLE İNGİLTERE’NİN ARASI AÇILIR:
(GÖRSEL:MUSTAFA KEMAL AKABE KAVGASI İÇİNDE İKEN 15 TEMMUZ 1906 BEYRUT.) Oturanlardan soldan birinci MUSTAFA KEMAL, ayakta duranlardan sağdan birinci de ALİ FUAD ‘dır. Mayıs içinde “AKABE “ meselesi kapanınca MUSTAFA KEMAL ile Müfid’in çöllerde geçen aylardan sonra BEYRUT ‘a gelip kısa zaman arkadaşları Ali Fuad’ın misafiri olarak kaldıkları anlaşılıyor. Müfid (KIRŞEHİR) MUSTAFA KEMAL ‘in yanında oturan yüzbaşıdır. KAYNAK: Ali Fuad CEBESOY Sınıf arkadaşım ATATÜRK S:98
Bu yılın ilk günlerinde ABDÜLHAMİD, HİCAZ-HAMİDİYE demir yolu hattının “AKABE” körfezine yaklaştığı sırada, SİNA yarımadası ile ilgili bazı taleplerini İNGİLTERE Hükümetine ulaştırır ve MISIR-OSMANLI sınırının tadilini ister.
Bu taleplerin ileri sürdüğü günlerde FAS için büyük devletlerarasında ALGECIRAS ‘ta bir konferans toplanır. ALMANYA, orada FRANSA ile rekabet halindedir. 16 Ocakta başlayan konferans gergin safhalar arz eder ve hatta bir ara ALMANYA, umumi bir savaş tehdidi ile ortaya çıkar.
İşte bu zamanda ABDÜLHAMİD, SİNA yarımadasının bir kısmını ve bilhassa bu yarımadanın “AKABE” körfezine bakan kıyıları ile körfezin ağzında bulunan “TİRAN” adasını ele geçirmek ister. Aslında buraları hukuken Osmanlı Devletinin idaresi altında olmak gerekir. Fakat 1882 yılında MISIR ‘a yerleşmiş olan İNGİLTERE bu taleplere karşıdır.
İleri sürdüğü “OSMANLI HÜKÜMETİ’NİN 8 Nisan 1892 TARİHLİ BİR TELGRAFTIR.”
Bu telgrafta:
“MISIR HİDVİNE SİNA YARIMADASINI İDARE YETKİSİ VERİLMİŞTİR”
İNGİLİZ kontrolü altındaki HİDİV, ABDÜLHAMİD ’in bu taleplerine verdiği cevapta:
“SINIRIN AKDENİZ KIYILARINDA RAFE’DEN, AKABE’NİN HEMEN BATISINDAKİ TABE’YE KADAR UZANDIĞININ HATIRLATIR VE BU SINIR ETRAFINDAKİ ANLAŞMAZLIKLARI HALLETMEK ÜZERE BİR KOMİSYONUN TEŞKİLİNİ TEKLİF EDER.”
Osmanlı Padişahı bunu reddeder ve emri üzerine bir Osmanlı birliği TABE ‘yi işgal eder (15 ŞUBAT).
Fakat “AKABE” buhranının birden şiddetlendiği günlerde, ABDÜLHAMİD ’in bel bağladığı ve tavsiyelerine kulak verdiği ALMANYA yenilgiye uğrar.
“ALGECIRAS KONFERANSINDA MÜTTEFİĞİ İTALYA DAHİ KENDİSİNİ DESTEKLEMEZ. FRANSA’YI, İNGİLTERE VE RUSYA DESTEKLER. BÖYLECE 8 NİSAN’DA YAPILAN ANDLAŞMA İLE FRANSA’NIN FAS’DAKİ İMTİYAZLI DURUMU TASDİK EDİLİR.”
FRANSA ile dostluk devresine giren ve ayrıca RUSYA ile de uzlaşma imkânlarını arayan İNGİLTERE, Akdeniz filosunun mühim bir kısmını YAFA bölgesine ve bazılarını da AKABE körfezine sevk eder.
Çünkü İNGİLTERE ‘ye göre:
“ALMANYA’NIN MÜTTEFİĞİ OSMANLI DEVLETİNİN AKABE KÖRFEZİNİN BATI KIYILARINA VE BİLHASSA BU KÖRFEZİN AĞZINI KAPAYAN TİRAN ADASINA YERLEŞMESİ, HİNDİSTAN YOLU VE AYRICA SÜVEYŞ KANALI İÇİN BÜYÜK TEHLİKE EDECEKTİR.
“ABDÜLHAMİD, İNGİLİZ ÜLTİMATONUNA BOYUN EĞER”
İNGİLİZ savaş gemilerinin OSMANLI kıyılarına yığıldığı sırada LONDRA Hükümeti Abdülhamid’e bir ültimatom verir (3 MAYIS). On gün süresi vardır ültimatomun.
İstenilen:
“OSMANLI-MISIR SINIRINDA İŞGAL EDİLEN NOKTALARIN TAHLİYESİ VE AYRICA HUDUD ANLAŞMAZLIKLARININ DAHA ÖNCELERİ MISIR HİDVİNİN İSTENDİĞİ ŞEKİLDE MÜŞTEREK BİR KOMİSYONCA HALLEDİLMESİDİR.”
ÜLTİMATOMUN SON GÜNÜ ABDÜLHAMİD BOYUN EĞER: “İNGİLİZ TEKLİFLERİNİ KABUL EDER VE TEŞKİL EDİLEN KOMİSYON DA SINIRI ESKİ HALİ İLE MUHAFAZA EDER.”
Mayıs ayında “AKABE” buhranı sona erer.
OSMANLI Devleti’nin, ARAP vilayetlerindeki durumu bu yıl daha da kötüye gider. Onun adına mücadele eden çarpışmada ölür ve ARABİSTAN çölleri tamamıyla İBNİ SUUD ‘un ellerinde kalır. YEMEN ‘de “SANAA” her ne kadar OSMANLI Kuvvetlerinin elinde kalırsa da, bu kuvvetler bu şehri kuşatan asileri dağıtamaz.
(GÖRSEL: Kurmay Kıdemli Yüzbaşı MUSTAFA KEMAL, ŞAM-HAZİRAN 1907)
BİR BAŞKA YAZIMDA GÖRÜŞMEK ÜZERE…EKSİKLİKLER BENİM FAZLALIKLAR DAHA ÖNCE EMEK VERENLERİNDİR.
Bu yazı www.sechaber.com.tr için yazılmıştır. Bu yazının kaynak gösterilmeden kopyalanması ve kullanılması “5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası“na göre suçtur.