SEZON ÖNÜ DEĞERLENDİRMESİ: ANKA KUŞU FENERBAHÇE VE KÜLLERİNDEN YENİDEN DOĞMAK
Yaklaşık 40 günlük bir aranın ardından takımlarımız yavaş yavaş şekillenmeye başlamışken köşemi de özlediğim için sezonun ilk yazısını yazmak istedim. Aslında biraz daha zaman geçmesini bekleyecek, Galatasaray ve Beşiktaş’ın da kilit hamlelerini gördükten sonra toplu bir değerlendirme yazısı yazacaktım ama bu iki ekip transfer konusunda Fenerbahçe’ye oranlar epey yavaş gidince 3 büyük takımımızı da farklı yazılarda değerlendirme kararı aldım. Şu an için hem saha içi hem de saha dışı yaptığı hamlelerle gelecek için riskli ama çok büyük ve önemli yatırımlar yapan Fenerbahçe den başlayalım:
Futbol çok enteresan bir oyun. Çok içinde olmayan, ara sıra televizyonda denk geldiğinde takip eden kitle için sahada 11 tane adamın gol atmak adına hücum etmesi gerektiğine inanan bir spor dalı. O kitle için futbol bu kadar basit işte. Hâlbuki bir futbol kulübünü yönetebilmek, başarıya giden yolu çizmek dünyanı n en meşakkatli ve yorucu işlerinden biri. Futbolda plansız, programsız başarının geldiği çok ender görülmüştür anlayacağınız. Her şeyin başı masaya koyulan yol haritasıdır. O yol haritası titizlikle ve doğru adımlarla çizilmişse ilerleyen zamanlarda başarıya ulaşmak kaçınılmazdır. Ne yaptığını bilen objektif bir başkan, hem maddi hem networkü kuvvetli yöneticiler, gecesini gündüzünü futbol takımını ayırabilecek bir direktör, prensipleri ve antrenman metotları modern futbola adapte olabilmiş insan psikolojisinden anlayan bir teknik direktör ve kaliteli bir oyuncu grubu inşa edebilmek bir sanattır ve bu sanatı başarı ile icra edebilirseniz doğru yoldasınızdır.
Uzun bir giriş paragrafı oldu ama Fenerbahçe’nin Sayın Aziz Yıldırım ve yönetim kurulunun 16 yıllık döneminde ilk defa sıfır hata yaparak, Türkiye futbol tarihinde emsali görülmemiş bir düzen kuruyor olması beni mutlu ediyor çünkü biz bu düzenin kurulmasını yıllardır bekliyorken çok büyük acılar çektik. İki kere son maçta şampiyonluk bıraktık, yanlış oyunculara milyon eurolar döküp külliyen zarar ettik, vasıfsız ve miadı dolmuş teknik adamlar ile boşuna oynadığımız sezonlar yaşadık. Hele geçen senenin İsmail Kartal fiyaskosundan şimdi içimiz yeniden kıpır kıpır olmaya, kaybettiğimiz heyecanı yeniden kazanmaya başladık. Bunun için geçen sene ki facia sezonu yaşamamız, Sayın Aziz Yıldırım’ın 16 sene sonra futbolun beton ve inşaat ile değil sahadaki topçu, kulübedeki teknik adam ve saha dışındaki profesyonel yöneticilik ile oynandığını idrak etmesi gerekiyormuş. Varsın olsun, geç olsun güç olmasın.
Şimdi gelelim işin beni daha çok ilgilendiren yeni sezonun saha içindeki Fenerbahçe’sine:
Öncelikle yeni Sportif Teknik Direktör Giuliano Terraneo ismi duyulur duyulmaz sosyal medyada adama karşı direkt bir ön yargı oluştu. Bizim Türk insanı aceleci, araştırma özürlü, ön yargılı ve art niyetli bir toplum olduğu için adamın kalemini 5 dakika gibi kısa bir sürede kırdılar. Ben ise adamın efsanevi sayılabilecek kalecilik kariyerini bir kenara koyarak futbolu bıraktıktan sonra neler yaptığına dair yabancı kaynaklardan araştırmalar yaptım. Yarım saatlik kısa bir araştırmanın ardından Giuliano Terraneo’nun Fenerbahçe futbol takımının başına gelmiş en güzel şey olduğuna inancım artmıştı.
İtalya’nın büyük kulüplerinde sportif direktörlük yapmış, daha sonra teknik adamlara danışmanlık yapmış, daha sonra dünya yıldızlarını bünyesinde barından bir menajerlik şirketinde yöneticilik gerçekleştirmiş, Brezilya’dan İngiltere’ye kadar networkü olan, Arsene Wenger ve birçok teknik direktörle ile çok iyi ikili ilişkilere sahip, İtalya’da oldukça saygı görülen, işine aşık bir adamın Türkiye futbol camiası gibi vasat bir ortamda başarısız olmasına imkan yoktu. 1 ay içerisinde başardığı işler ile de taraftarın gönlünü kazanmasını, takımı yeniden yapılandırmayı becerdi. Kendisine şükranlarımı sunarım.
Sayın hocam Vitor Pereira için ise teknik anlamda bir şey karalamak için birkaç hazırlık maçı görmek istiyorum. Yeni kurulan kadro şu anda 2-3 farklı sistemde oynamaya müsait ve hocanın kafasında ne olduğuna dair bir şey görmeden saha içi ve oynatacağı futbolu tahmin etmek an itibarı ile pek doğru olmaz. Yine de ben Vitor Pereira’yı son 3 senede takip etmiş bir futbolsever olarak yeni hocamız ile alakalı gözlem ve bilgilerimi paylaşayım:
Kendisinin antrenörlüğünü şahsen beğenirim. Hırslı, kendinden emin, disiplinli, rakip sahada baskı yapıp sahaya sürdüğü 10 futbolcunun da rakibi ısırmasını isteyen, hücum futbolunu benimsemesine rağmen rakibin kalite ve kalibresine göre kontrollü futbol oynatabilen, formayı yöneticinin sevdiği değilhak eden futbolcuya veren, formsuz ya da antrenman da varını yoğunu ortaya koymayan futbolcuyu asla oynatmayan, oyuncu değişikliklerini ezbere değil sahadaki gereksinime göre yapan, futbolcusundan saygı bekleyen ve kendisine saygı duyulduğu taktirde oyuncular ile çok sağlıklı iletişim kuran, futbolcu ve taraftar psikolojisinden anlayan bir isim.
Anlayacağınız, İSMAİL KARTAL DA NE YOKSA YENİ HOCAMIZ VITOR PEREIRA DA VAR! Müsterih olun.
Fenerbahçe de şu ana kadar olumlu yönde değişen güzel hamleleri kısaca listeler isek; İlk iş olarak iki senedir vasat ötesi performansı ve en az 10 kilo fazlası olan Volkan Demirel’e mesaj verildi ve Porto’nun kalecisi Fabiano transfer edildi. Kalecilikte rekabet önemlidir. Volkan efendi de durumun ciddiyetini anlamış ki dün ki kamp fotoğraflarında en az 10 kilo kaybettiği görünmekte. Bu sene farklı bir Volkan izlersek hiç şaşırmam.
Kişisel görüşüme göre Robin Van Persie transferinden sonra yapılması gereken bir hamle kaldı ama yapılmazsa da şikâyet etmem. Orta sahanın göbeğinde box-to-box diye tabir edilen, süratli, teknik, şut özelliği olan ve oyunu dikine oynamak için yaratılmış bir 8 numara istirhamım var. Buradan kesinlikle Josef De Souza transferini beğenmediğim gibi bir anlam çıkmasın. Kendisinden detaylı olarak bu yazıda bahsetmediğim ama Josef’i tanımayanlar rahat olsun, Fenerbahçe çok iyi bir orta saha oyuncusu kazandı. Josef De Souza istikrarı, hırsı, mücadeleci kimliği ve ara sıra sürpriz ileri çıkışları ile kısa sürede taraftarın sevdiği bir isim olacaktır.
Sonuç olarak; Fenerbahçe bu sene oyuncu kalitesi, saha içi ve saha dışı yönetim konusunda çıtayı epey yükseltti ve daha ligler başlamadan Sarı- Lacivertliler yeni sezonun en büyük favorisi olarak görülüyorlar. Yeni sezon hayırlı, Fenerbahçe’nin ipi göğüsleyeceği bir sezon olsun 😉
Ramazan bayramınızı şimdiden kutlarım.
@josephintavugu