SHAKHTAR DONETSK MAÇI ÖNCESİ FENERBAHÇE
Sarı Lacivertli ekip en nihayetinde haftaya bugün büyük özlem duyduğu Avrupa kupaları macerasına başlayacak. Ne yalan söyleyeyim stat içerisinde çalacak olan Şampiyonlar Ligi marşını şimdiden iliklerime kadar hissediyorum ve düşündüğüm zaman diken diken oluyorum. Pek anlatılabilecek bir his değil ama çok özlemişim.
Gazetelerde ve sosyal medya da sıklıkla okuduğunuz için çok detaylı analizlere girmek istemiyorum. Bugün ve yarın Afyon Cup’da oynayacağı son hazırlık maçları ile takım iyice şekillenecektir ama analizimi yazmak için bu maçları izlememe pek gerek yok. Kanımca takımdan ayrılacaklar ve takımın bu sene oynayacağı sistemler belli ve Vitor Pereira olaya hakim.
Öncelikle stattan takımı çıplak gözle izleme fırsatı yakaladığımı söyleyeyim. Hoca her ne kadar yapıcı konuşup oyuncularına moral vermeye çalışsa da takımdan gitmesi gereken isimler var. 3 sarışın Holmen, Krasiç ve Kadleç ile yolları ayırmak lazım ama Kadleç kadrodaki stoper eksikliğinden dolayı gönderilemeyecektir. Krasiç’e da ayrı bir parantez açmak gerekiyor. 1.5 senedir ayağına futbol topu değmemiş, altyapı takımı ile antremanlara bile alınmamış, Dereağzı tesislerinde tek başına düz koşu yapmış bir oyuncu için gayet yeterli performans sergiledi ama bu seviyede Fenerbahçe’nin Krasiç’ı artık bekleme lüksü yok. Olur da hoca takımda tutmaya karar verirse 2 ay fiziksel idman yedikten sonra hepimizi şaşırtır, onu da söyleyeyim.
BEĞENDİKLERİM:
1) Vitor Pereira: 90 dakika tribündeydim. 70 dakika maçı izlediysem 20 dakika kulübede kendisini izledim. İsmail Kartal’dan sonra kulübede maçı yaşayan, oyuncuları ve kulübesi ile sürekli kontak halinde olan, hazırlık maçında atılan gollerde bile resmi bir maçta gol atmış gibi sevinen, oyuncuları adam kaçırdığı ya da konsantrasyon eksikliği yaşadığı anda direkt kulübeye çağırıp uyaran bir adam. Bayıldım…
2) Fernandao: Brezilyalı oyuncu yıllar sonra bana ‘’takımda forvet var’’ hissini yaşattı. Kuvvetli, ikili mücadelelerin hepsine giriyor, hırslı, arkadaşlarını koruyor, defansa yardım ediyor. Komple futbolcu, ne ararsanız var.
3) Nani: Van Persie ile birlikte senenin flaş transferi. Daha kapasitesinin %50 sine bile ulaştığını sanmıyorum ama bu bile yeterli desem yanlış olmaz. Özellikle attığı ters toplar ve akıl dolu paslar ile rakip defansı allak bullak ediyor, pozisyon çıkması çok zor olan ataktan aniden bir şeyler yaratabiliyor. Geçen sene yaratıcılık yaşayan takıma çok şey katacaktır…
4) Diego Ribas: Hocanın ona çok güvendiği her halinden belli. Orta göbek oynadı, bir ara ön liberoya geldi, zaman zaman serbest gezindi. Guimaeres maçında özellikle santranın göbeğinde oyunu harika yönlendirdi. Bu sene arkasında Topalve Josef gibi iki sağlam oyuncu varken önde serbest bırakılıp hücuma Nani ile birlikte yön verecektir.
5) Caner Erkin: Diyecek bir şey bulamıyorum. Bana gore Avrupa’nın sayılı sol kanat oyuncularından biri. Sow’a attırdığı kafa golünde o ortayı yapabilecek oyuncu sayısı çok azdır. Lakin, hala saçma sapan tavırları ve agresif halleri var. Artık olgunlaşması gereken yaşlarda. Umarım bu hatalarını düzeltir.
6) Şener Özbayraklı ve Hasan Ali Kaldırım: İki oyuncu da gayet fit, yeni sezona hazır. Şener sezon içinde Gökhan’ı mutlaka kesecektir. Hasan Ali ise sanırsam kamp öncesi bile iyi çalışmış. Verdiği paslar düzgün, iyi pozisyon alıyor ve hücuma katkısı da hiç fena değil.
ENDİŞELERİM:
1) Mehmet Topal: Bu sene de 11’in değişilmez oyuncusu olacağı bariz. Takım için çok önemli, oynamadığı maçlarda takım defansif olarak yeterli seviyede alan kapatamıyor ve pozisyon veriyor. Topal’ın tereyağından kıl çeker gibi top kapması ve stoperlerin adam kaçırdığı yerlerde bulunduğu kritik müdahaleler takım için çok önemli. Josef bunları bir nebze yapacaktır ama Topal umarım uzun bir sakatlık geçirmez.
2) Bruno Alves: Geçen sezonun ikinci yarısında çok güzel top oynadığı için en azından kontrat süresini doldurmayı hakettiğini düşünüyordum ama Kjaer ile ikisinin uyumunu pek beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Sol stoper pozisyonunda ciddi sıkıntılar yaşıyor. Adam kaçırıyor, topu oyuna sokamıyor, rakip kontra atağa çıktığında ağır kalınıyor ve arka taraf özellikle de Caner de hücum bölgesinde yakalandığında otobana dönüyor. Yine de birkaç maç daha sabretmek lazım. Stoperlerin birbirlerine alışabilmesi için en az 10 maç birlikte oynamaları gerektiğine inananlardanım.
3) Abdoullaye Ba &Fabiano: İkinci oyuncu yedek kulübesine alındığı için fazla beklentim yok. Üstelik ikisinin maaş toplamı 1.5 milyon euro gibi düşük bir rakam. Lakin, olur da şampiyonlar ligine kalırsak ve sezon içinde ceza/sakatlıklar yaşanacağını da göz önünde bulundurduğumuzda rotasyonoyuncuları olmalarına ragmen bu iki isimden fazla katkı alamamamız mümkün. Yine de 2 aylık adaptasyon sürecinden sonra görmek lazım, daha erken.
4) Sow: Birtakım kaynaklardan bana gelen haberlere göre kendisi satılmak üzere. Ben gitmesini isteyenlerdenim ama şu aşamada verilmesi ne kadar doğru bilmiyorum. Geçtiğimiz sezon öncesi kamplarına gore daha fit duruyor. Eğer satılacaksa muhakkak yerine bir oyuncu transfer edilmesi lazım. Bay Bıyık artık Robben’i mi getirir yoksa Kevin Mirallas’ı mı bilmem ama biri şart.
OYUN İÇİ DÜZENİ BEKLENTİM:
Bu sene takımın İsmail Kartal dönemindeki gibi belli bir oyun şablonu olacağını düşünmüyorum. Hoca da açıkcası bunu belli etti. 4-4-1-1 // Asimetrik dizilişli 4-3-3 ve 4-2-1-1-2 gibi şablonlar ve oyun için değişiklikleri göreceğiz.
Bildiğim birşey varsa ne yapıp edip Van Persie forma giyecek duruma geldiğinde bile Fernandao’yu bu takıma bir şekilde monte etmek. Özellikle iç sahada oynanacak lig maçlarına çift forvet çıkıldığında Van Persie ve Fernando ikilisi rakibin üzerine kabus gibi çökeceklerdir. Takımın mücadele gücünü o kadar yukarı çekiyor ki arkadaşları da ondan ilham alıp canla başla oynuyorlar.
SHAKHTAR MAÇI İÇİN İDEAL 11 BEKLENTİM:
KISA SHAKTAR ANALİZİ:
Öncelikle şunu belirtmek lazım; Bu takımdan Fernando, Luiz Adriano, Douglas Costa, Alan Patrick gibi Türkiye de her kulüpte forma giyebilecek kaliteli isimler ayrıldı ve oyuncu kalitesinin geçtiğimiz senelere gore daha zayıf olduğu argüman olarak verilebilir ama ben buna pek katılamıyorum.
Takım oynadığı oyun şablonundan bir parçacık bile bir şey kaybetmemiş ve sistemine son derece sadık. Ukrayna ekibinin en büyük artılarından biri oyun zekası son derece yüksek isimlerden kurulması. Çok fazla futbol izleyen biri bile Donetsk’in defans hattından Srna hariç hiçbir ismi tanımayabilir ama Srna tecrübesi ile bütün defansı koordine edip, orta saha ile aradaki bağlantıyı en efektif biçimde gerçekleştirebiliyor.
İşin defans kısmında ise hücum hattından başlayan sahte pres ile birlikte efektif markaj gerçekleştiriliyor. Fenerbahçeli ileri hat oyuncuları muhakkak orta sahaya gelip top almak ve tempo yapmak zorundalar. Hücum hattında bekleyip ‘’bana top gelsin’’ diye bekledikleri taktirde fazla pozisyon bulamayacaklardır.
Takımın en efektif yeri ise yaratıcı orta sahası ve Fenerbahçe’ye en fazla sıkıntı yaşatacak bölgesi burası. Bernard, Marlos, Taison, Alex Teixeira gibi çok tehlikeli ayaklar var. Fenerbahçe’nin Topal ve Josef gibi uzun bacaklı, kuvvetli oyuncuları ile gerekli önlemi alabileceğini düşünüyorum. Umarım yanılmam.
İşin özü şu ki, Fenerbahçe’nin turu geçme şansı an itibarı ile %49. Ben bir adım bile olsa Lucescu’nun yıllardır başında durduğu Ukrayna ekibini favori görüyorum. Fenerbahçe ne yapıp edip gol yememeli. Hazırlık maçında izlediğim defans hattı ise bana çok güven vermedi. Takım olarak her ne kadar iyi savunma yapsalar da bireysel olarak Kjaer-Gökhan ya da Alves’in yapacağı hataları ve yanlış pozisyon alımlarını rahatlıkla değerlendirebilecek bir ekip var karşıda.
İlk Maç için Skor Tahminim: 2-1 (Temennim: 2-0)
İlk maç oynandıktan sonra görüşmek dileğiyle iyi haftalar dilerim.
@josephintavugu