Dün oynanan müsabakada sonuç güzel olsa da oynanan oyun açıkçası şahsımı pek tatmin etmedi. Gerçi bunun altında yatan takım harici, elde olmayan etkenler mevcutken takımı da çok fazla yermek istemiyorum. Hatice yerine neticeye bakacak olursak Fenerbahçe rakibini 33 derece sıcakta, çimlerin eşit kesilmediği, zeminin nemlendirilmediği bozuk bir sahada tam kapasitesini ortaya koyma gereği duymadan mağlup etti. Yunan ekibinde tam 378 gündür evinde maç vermediğini düşündüğümüzde sanki fazla da şikayet etmemek lazım ama eksikleri yazmak benim bir taraftar olarak görevim.
Öncelikle Fenerbahçe sahaya yayılma anlamında her geçen gün biraz daha kimlik kazanıyor. Oyuncular görevlerini anlamaya, birlikte oynaya oynaya saha içinde kaymaları daha efektif uygulayabiliyor. Lakin, takımın hücum oyununda kilit oyuncularından olan Nani daha takıma hiç alışamadığı için Fenerbahçe özellikle atağa Nani ile çıkarken şuursuz hücum ediyor. Portekizli futbolcu henüz tam kuvvetlenemediği için de çok fazla top eziyor ve bu da rakibin hızlı akınlarla kalemize çabuk gelmesine neden oluyor. Nani ye biraz daha zaman lazım ve VitorPereira bunu gördüğü için ilk başta pek sıcak bakmadığı Volkan Şen transferini yaptırmış olabilir.
Takımdaki bir diğer sorun ise sistem ile alakalı. Takım hem çift forvet hem Diego ile oynadığı için Vitor Pereira beklerin oyunu geride kabullenmesini istiyor ve Ersun Yanal döneminde olduğu gibi Caner – Şener (Gökhan)’a fazla özgürlük tanımıyor. Kendisi bunu yapmakta haklı çünkü bekler ileri çıktığı vakit rakibin tüm akınları Alves – Kjaer ve Ba gibi stoperlerin ağır olması sebebiyle tehlikeli oluyor. Lakin, Fenerbahçe için özellikle kanat bindirmeleri çok mühim. Vitor Pereira’nın özellikle deplasman maçlarında çift forvet oynamaktan vazgeçmesi lazım. Bir diğer alternatif ise Diego’yu kesip ortasahayı Topal-Josef-Ozan Tufan 3 lüsüne emanet edip beklere özgürlük tanımak olacaktır.
Dün oynanan futbolu beğenmeme nedenlerimden biri de hocamız Vitor Pereira’nın beni fazla beklentiye sokmuş olmasından kaynaklı. Portekizli teknik adam geldiği günden beri ‘’tempolu’’, ‘’baskılı’’, ‘’futbolcuların çabuk pas yaptığı’’, ‘’duran toplarda topun oyuna hızlı sokulduğu’’ oyun oynanacağını sıklıkla dile getirdiği için dünkü futbol beni korkuttu. O yüzden bu sıkıcı ve geçtiğimiz maçlara nazaran daha düşük tempo ile oynanan futbolun hava, saha şartları ve haftasonu oynanacak Rizespor maçına diri çıkabilmek adına olduğunu ümit ediyor ve bir daha mümkünse görmemek istiyorum.
Biraz da futbolcuların bireysel performanslarına dayalı birkaç kelam edeyim:
1) Josef De Souza takımın lideri, abisi, mekaniği. Marco Aureliodan beri bu denli hastası olarak izlediğim bir orta sahamız olmamıştı. Sanki yıllardır Fenerbahçe forması giyiyor. Müthiş.
2) Diego Shakhtar maçlarından sonra büyük bir çıkışa geçti. Özellikle savunmaya yardımı, top rakipteyken yaptığı baskı taktir edilesi. Ofansif anlamda ise dün yine harikaydı. Böyle oynadığı müddetçe Pereira’nın kendisinden kolay kolay vazgeçeceğini sanmıyorum ancak hala güçsüz olduğunu ve çok kolay düştüğünü de dil getirmek lazım. Bacakları fazla kuvvetsiz ama ilerleyen haftalarda antrenman yedikçe toparlanacaktır.
3) Sow’un Katarlılara verildiği dilleniyor. Pek inançlı bir insan olduğum söylenemez ama şu mübarek Cuma gününde kendisi olurda eğer satılırsa haftaya Cuma Namazına gideceğim. Oyun zekasından şüphe ettiğimiz EmmanuelEmenike bile kendisinin yanında Einstein gibi kalmakta. Hele gol olması çok muhtemel nizami pozisyonda ofsayt sebebi olması ve 7 metre 12 santimlik kalede sürekli topu kaleciye nişanlamasının ardından kendisinden ümidi sonsuza kadar kestim.
4) Robin Van Persie 10 dakika oyunda kaldı ve dünya manşetlerine hem kendi ismini hem de Fenerbahçe ismini taşıdı. Hem büyük topçu hem de Fenerbahçe için mükemmel bir reklam. İyi ki geldin uçan adam…
Yazıyı bitirirken takımın iyi yolda olduğunu söylemek lazım. Hala sezon başı, hala çok yeni takım ve birbirlerine alışma sürecinden geçiliyor. Dün oynanan futbol pek tat vermese de takımın 6 tane çok net pozisyonunun olduğunu, rakip kalecinin harika bir maç çıkardığını ve temposuz oyuna rağmen toplama oynamada ciddi üstünlüğümüz olduğunu hatırlamak lazım.
Haftaya oynanacak rövanş maçı kanımca antrenman havasında geçecek ve Fenerbahçe rahat bir galibiyete imza atacaktır. Tabii öncesinde Pazar günü 22.00 de oynanacak Rize maçı var, zor olacaktır ama galibiyet bekliyorum.
Güzel bir hafta sonu dilerim,
@josephintavugu