“Başkumandanlığı üstleneceğim ve düşmanı mağlup edeceğim”
Milli Mücadele’de ilk ve tek yenilgi olan ESKİŞEHİR-KÜTAHYA cephe savaşları sonrası TÜRK ORDUSU SAKARYA Nehri kenarına kadar savunma hattına çekilme zorunluluğunda kalmıştı.
Ordunun bu çekilişinin ilk etkilerinin BÜYÜK MİLLET MECLİSİ ‘nde gözükmesi gecikmedi.
Feryatlar başladı. Kötümser nutuklar atıldı. Milletvekilleri kürsüde ve koridorlarda:
—“ORDU NEREYE GİDİYOR? MİLLET NEREYE SÜRÜKLENİYOR? BU BOZGUNUN ELBET BİR SORUMLUSU VARDIR. O NEREDEDİR, ONU GÖREMİYORUZ.”
Diye bağırıyorlardı. Bunların başında da MERSİNLİ CEMAL PAŞA, ÇOLAK SELAHATTİN Bey ve KARA VASIF gibi muhalif askeri ileri gelenleri vardı.
Bunlar diyorlardı ki:
—“ANKARA ÖNÜNDE YAŞAYACAĞIMIZ MUHAREBEDE UĞRAYACAĞIMIZ YENİLGİ BİZE DAVAYI KAYBETTİRİR. DOLAYISIYLA MUSTAFA KEMAL ORDUNUN KUMANDANLIĞINI ÜSTLENMELİDİR. BU FELAKETİ ANCAK MUSTAFA KEMAL ÖNLEYEBİLİR…”
Meclisin küçük başkan odasındaydık. Topçu İHSAN, Eğitim Bakanı NECATİ, ben ve birkaç başka arkadaş bir arada oturmuş konuşuyorduk.
MUSTAFA KEMAL PAŞA geldi.
Meclisteki muhalif gurubun kendisinin “BAŞKUMANDAN” olması önerisinden söz ederek bizlere sordu:
-…”NE DERSİNİZ?…”
MUSTAFA KEMAL PAŞA ‘nın hiç kimsede görülmeyen büyük meziyetlerinden biri de devrim ve devlet işlerini arkadaşlarıyla görüşmekten ve bu işleri tartışmaktan görüş almaktan büyük zevk duymasıydı.
MUSTAFA KAEMAL PAŞANIN:
-…”NE DERSİNİZ?…” sorusu da yersiz değildi. Çünkü Muhaliflerin kendisine yaptıkları BAŞKUMANDANLIK önerisinde samimi olmadıkları biliniyordu. Onların amacı, MUSTAFA KEMAL PAŞA ‘yı içinden çıkılması hemen hemen imkansız görünen bir soruna sürükleyerek yıpratmak, yenilgisini görmekti.
İkinci Grup adı altındaki muhaliflerin o günkü hareket tarzları hepimizde bu kuşkuyu uyandırıyordu.
Arkadaşım Bahriye Vekili Topçu İHSAN Bey, MUSTAFA KEMAL PAŞA ’ya şunları söyledi:
—“PAŞAM MUCİZE DEVRİNDE DEĞİLİZ. KÖYLERİN SAKARYA GERİSİNDE OLDUĞU DAĞILAMAMIŞ OLAN ON YEDİ BİN KİŞİLİK PERAKENDE BİR KUVVETLE, BU İŞİ, SONSUZ GÜCÜNÜZ YOK Kİ BAŞARABİLİRSİNİZ. KUMANDADA İDARESİZLİK VARSA, BİZZAT EMİR VE KUMANDAYI ALINIZ. FAKAT ADINIZ BAŞKUMANDAN OLARAK İLAN EDİLMESİN. ÇÜNKÜ BAŞKUMANDAN MUSTAFA KEMAL EĞER BU SAVAŞTA YENİLİRSE, DAVAYI TAMAMEN KAYBETMEK ENDİŞESİ KUVVETLİDİR.”
Topçu İHSAN Bey çok vatansever, aynı zamanda tok sözlü olduğu için en nazik durumlarda bile, hatta MUSTAFA KEMAL PAŞA ‘nın önünde dahi düşündüğünü söylemekten asla çekinmezdi.
MUSTAFA KEMAL PAŞA, Topçu İHSAN ‘ın sözlerine şu cevabı verdi:
-…”EĞER MECLİS, KENDİSİNDEN İSTEYECEĞİM YETKİYİ BANA VERİRSE, BAŞKUMANDANLIĞI ÜSTLENECEĞİM VE DÜŞMANI DURDURUP MAĞLUP EDECEĞİM.”
Durumun nezaketini, kendisine has ölçüleriyle kavramıştı. Meclisten üstleneceği yetkileri belirli bir zaman için istedi. Böylelikle kendisinin kararnameleri kanun gücünde olacaktı. O yapıdaki bir Meclisten bu yetkileri alabilmek kolay, hatta mümkün görünmüyordu.
4 ve 5 AĞUSTOS 1923 ‘te, iki gün ve iki gece devam eden çetin tartışmalardan sonra, “MECLİS BAŞKUMANDANLIK KANUNU” adı altında, Ordu ve savaşla ilgili yetkileri kendi Başkanına emanet etti.
KAYNAK.: KILIÇ ALİ’NİN ANILARINDAN ALINMIŞTIR.
EKSİKLİKLER BENİM FAZLALIKLAR DAHA ÖNCE EMEK VERENLERİNDİR. BİR BAŞKA YAZIMDA GÖRÜŞMEK ÜZERE ESEN KALINIZ.
Bu yazı www.sechaber.com.tr için yazılmıştır. Bu yazının kaynak gösterilmeden kopyalanması ve kullanılması “5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası“na göre suçtur.