Leyla Gencer Opera Sahnesi Hakkındaki İzlenimlerim
Bundan yaklaşık sekiz sene önce ATATÜRK KÜLTÜR MERKEZİ kapatılmadan sanatsal faaliyetler (Opera,Bale,Tiyatro,Senfonik Konserler v.s.) yürütülürken; Bakırköy’ün bir önceki dönem Belediye Başkanı ATEŞ ÜNAL ERZEN özelikle opera temsillerini hiç kaçırmaz protokol koltuklarından birinde en ön sırada temsilleri izlerdi.
Daha sonra Atatürk Kültür Merkezi sanatçıların elinden alındı ve opera bele temsilleri oynayacak mekân ararken imdadımıza KADIKÖY BELEDİYESİ yetişti. Eski Süreyya sinemasını restore etti ve İstanbul Devlet Opera Balesinin hizmetine sundu. Salon seyirci kapasitesi açısından küçük de olsa sanatçılar eserlerini orada sergilemektedirler.
Tam çalışmalar sürerken sanatçılar Bakırköy ‘ün o dönemdeki belediye başkanı ATEŞ ÜNAL ERZEN’den müjdeli bir haber aldılar .Bakırköy’e bin kişilik opera binası yapılacak ve İstanbul Devlet Opera Balesi önümüzdeki sezon küçük sahnelerde oynanamayan oyunlarını bu sahnede oynayacaktı. Sanatçılar olarak hepimiz çok sevindik.
Sonra belediye başkanlığı seçimleri oldu ve Bakırköy Belediye başkanı Bülent Kerimoğlu seçildi.
Geçen hafta C.H.P. il genel meclisi ve örgüt- örgütlenmeden sorumlu iki kişi ile birlikte Bakırköy LEYLA GENCER OPERA SAHNESİNİ görme olanağını buldum. Önce sahne kısmını gezdik . Opera oynamak için sahnenin küçük ve derinliğinin olmaması beni üzdü. Sonra orkestra çukuru bizim için çok önemli olduğundan orayı görmek istedim.Sağ olsun yetkili arkadaşımız orkestra çukurunu gösterdiğinde çok küçük olduğunu ancak enstrümanlarıyla birlikte on sekiz kişinin sığabileceği bizim büyük eser hatta ve hatta küçük eserler için bile yetersiz olacağını düşündüm .
Sanatçılar için sahne arkası çok önemlidir . Orada kostüm değiştirir,orada makyaj yapar ,orada esere hazırlanır hatta orada dinlenirler.
Beş tane soyunma odası, iki tane büyük oda gördüm sahnenin arka tarafında. Biz en küçük bir eser oynamaya geldiğimiz zaman bile bir tane makyaj odası ,bir tane terziler için oda , kostümlerin koyulması için bir oda, sanatçı soyunma ve çalışma odaları, koro sanatçılarının kostümlerini giyebilmesi için kadın ve erkek olmak üzere soyunma odaları, orkestra sanatçıları için kadın ve erkek çalışma odaları,soyunma odaları ,ve en önemlisi temsil aralarında , rol arası nefes alıp bir şeyler yemek için bir dinlenme salonu bile düşünülmemiş. Ayrıca sahneye gelip başımı yukarıya kaldırdığımda ışık sisteminde büyük eksiklikler hemen gözüme çarptı.
Gelelim seyirci tarafına ; koltuklar son sistem özel ısıtmalı ve yangına dayanıklı, sahneye bakış açıları oldukça iyi. Ama perde aralarında seyirci nefes almak için dışarı çıkmaya niyetlendiğinde fuayenin çok küçük olduğu hemen göze çarpıyor.
Ateş Ünal Erzen Atatürk Kültür Merkezine senelerce hiçbir oyunu kaçırmadan misafir oldu. Keşke böyle bir bina yapmadan önce merak edip sahne gerisini daha iyi inceleseydi.Ya da bir ekip gönderseydi.Devlet Opera ve Balesi,Devlet Tiyatrosu, Devlet Senfoni orkestrası teknik müdürlükleriyle temasa geçseydi mutlaka kendisini bu konuda bilgilendirirlerdi.
Bu arada tek olumlu bulduğum gelişme İstanbul Kültür ve Sanat Vakfıyla yapılan ortak çalışma sonucu Ünlü Opera Sanatçımız LEYLA GENCER’in eşyalarının sergileneceği bir müze kurulması.
Sonuç olarak dıştan çok güzel görünen herkesin kolayca ulaşabileceği bir yerde olan LEYLA GENCER OPERA SAHNESİ maalesef büyük operalar sergilemekten çok uzakta.
GENE DE BU SAHNE İÇİN ÇOK TEŞEKKÜRLER ATEŞ ÜNAL ERZEN……..
COŞKUN NEHİR
İST. DEV. OPERASI SAN. VE MARMARA ÜNİV. ATATÜRK EĞ. FAK. MÜZİK BÖL. ÖĞ. ÜYESİ.
(Bakırköy Gazetesi)
Coşkun Nehir Kimdir?
19.12.1957 yılında doğdu. Müziğe küçük yaşlarda mandolin ve keman çalarak başladı. İlk-orta-lise yıllarında Ankara,Tekirdağ,Mersin,Samsun illerinde solo konserler ve oda orkestrası konserleri verdi.
1978-1979 öğrenim yıllarında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi bölümünü birincilikle bitirdi. Dünya gençlik orkestrasında kemanıyla Türkiye’yi temsil etme olanağı buldu.
1982-1983 öğrenim yılında Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuarı Opera-Şan Bölümünü bitirdi.1983 yılından beri İstanbul Devlet Opera ve Balesi Müdürlüğünde Opera Sanatçısı olarak görev almaktadır.
1983-1991 yılları arasında Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Müzik Eğitimi bölümünde bireysel söyleme ve Şan dersi öğretmenliği yapmıştır ve halen bu görevine devam etmektedir.2002 yılı başından 2003 yılı Şubat ayına kadar ve 2005-2007 yılları arası İstanbul Devlet Opera ve Balesinde protokol müdürlüğü görevinde bulunmuştur.
Çocuk oyunlarında, solo ve koro rollerde görev almıştır.12 yıl aralıksız oynadığı Rossini’nin Külkedisi isimli çocuk ve gençlik oyunundaki prens rolüyle kırılması güç bir rekor elde etmiştir.4.Murat,Wistor’un Şen Kadınları,Kiss Me Kate,2.Mehmet Karanfil Köy,Batı Yakasının Hikayesi,Ali Baba ve Kırk Haramiler rol aldığı opera eserlerinden bazılarıdır.
Fransa, Danimarka, Portekiz, Almanya gibi ülkelerde sesi ile Türkiye’yi temsil etmiştir.
Uzun zamandan beri anne karnında çocukların müziği duyabilmeleri ve ergenlik çağı bitimine kadar çocukların müzikle olan zihinsel gelişimlerini içeren uluslar arası çalışmaları yakından takip etmektedir. Bu konuyla ilgili olarak 4-6 Haziran 2003 tarihinde yapılan 2. Uluslar arası ana çocuk sağlığı kongresinde bir konuşma yapmış ve bu konuşma Milliyet Gazetesinin haber sayfasında yer almıştır.(6 Nisan 2003 Milliyet Pazar) Aynı konuşmayı daha geliştirilmiş olarak İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi mezuniyet sonrası eğitim programı kapsamında 12 Mayıs 2004 tarihinde sunmuştur. Ayrıca yetişkinlerde müzikle psikolojik tedavi, ses telleri bozuklukları ve tedavisi, mesleğinde sesini kullanan kişilerin daha verimli olması için özel çalışmaları vardır. Bu konu ile ilgili çalışmaları Milliyet Gazetesinin 4 Ekim 2003 tarihli Cumartesi ekinde haber yapılmıştır.
18 Mart 2010 Tarihinde Azerbaycan-Tunus-Almanya-Türkiye’nin ortaklaşa sahneye koyduğu ZİHNİ PAPAKÇI’nın yazdığı SARIKAMIŞ’tan ÇANAKKALE’ye isimli Pafil Tiyatro’da Türkiye adına rol almıştır.
Nisan 2010 tarihinde Doğa Kolejleri tarafından başlatılan ve devam eden okullar arası çok sesli koro yarışmasının daimi jüri üyesidir.
Haziran 2012 tarihinde bestesi Toroslu BELEN ‘e ait olan ‘Çanakkale Şehitleri’ne isimli eserin ilk seslendirilişini yapmıştır. Kayda alınan eserin geliri lösemili çocuklar yararına ve Van depreminde yıkılan öğretmen evlerinin inşasında kullanılacaktır.
24-05-2013 tarihinde sanata katkıları nedeniyle İSTANBUL VALİLİĞİ NİŞANTAŞI NURİ AKIN ANADOLU LİSESİNDAN takdir belgesi almıştır.