Türk Siyasi hayatının birçok önemli olayına tanıklık etmiş, günümüzde hala “Devlet Konuk Evi” olarak kullanılan tarihi binalarımızdan “Ankara Palas”ı görmekteyiz.
17 Nisan 1927 günü hizmete giren bu tarihi binada 1930’lu yıllarda siyasetçiler, gazeteciler, sanatçıların buluşma mekânı olduğu gibi yurt dışından gelen resmi heyet ve konularını ağırlama işlevini de üstlenmişti.
1933 yılının Ekim ayında Cumhuriyetin Onuncu Yıl Kutlamaları hazırlıkları yapılıyordu…
-“Gazi Mustafa Kemal Paşa, akşama kadar kutlama programı üzerinde çalışmış ve ondan sonra bir takım yakın arkadaşları ile Ankara Palas’a gelmişti. Salonda birkaç Milletvekili, Kordiplomatikten bir kişi ve aralarında Fransız Büyük Elçisi bulunmaktaydı.
Fransız Büyük Elçi, hanımı Paris’te olduğu için tek başına katılmıştı.
Gazi Mustafa Kemal Paşa ile karşılıklı selamlaştılar.
Gazi Mustafa Kemal Paşa, Büyük Elçiyi masasına davet etti. Kendisine gerekli ilgi göstermiş olmak için şöyle hitap etti:
-…”GÖRÜYORUM Kİ BENİM GİBİ SİZ DE BEKÂRSINIZ. ZARİF EŞİNİZ PARİS’TEYMİŞ.
Bundan sonra ararlarında şöyle bir konuşma geçti.
—“Paris’te bulundunuz mu Ekselans?”
-…”EVET. HEM DE HER ŞEYİN ÇOK İYİ YAŞANDIĞI YILLARDA. PARİS’İ ÇOK SEVDİM.”
—“Ekselansları acaba bu güzel beldemizi bir kez daha görmek istemezler mi?”
-…”HİÇ İSTEMEZ OLUR MUYUM?”
—“Devletim, ekselanslarınızı kendi memleketinde görmekten büyük şeref duyar. Müsaade buyrulursa, Fransız Donanması, sizi İzmir’den veya işaret buyuracağınız herhangi bir limandan, bütün direklerine Türk Bayrakları çekerek almaktan gurur duyacaktır. Tüm Akdeniz’deki Fransız Donanması emrinizdedir. Marsilya’da karaya ayak bastığınız an, bütün Fransız ordularının Başkomutanı olarak karşılanacaksınız. Fransız milleti geleneksel Türk dostluğuna ne ölçüde değer verdiğini kendi topraklarında ekselanslarına göstermek içindedir.”
Mustafa Kemal Fransızca bilmesine rağmen, tercümanlığı yapan Ruşen Eşref (ÜNAYDIN), Büyük Elçinin söylediklerini Gazi Mustafa Kemal Paşaya aktardıkça, Gazinin yüzü kırışıyordu.
Çeviri bitince, Mustafa Kemal, Ruşen Eşref (ÜNAYDIN) ‘a sordu:
-…”SOR BAKALIM, BU CENTİLMEN KENDİ HESABINA MI, YOKSA MEMLEKETİ HESABINA MI KONUŞUYOR. HÜKÜMETİ İLE BU KONUDA BİR UYUŞMA İÇİNDE BULUNUYOR MU?”
Ruşen Eşref (ÜNAYDIN), Büyük Elçiye Gazi Mustafa Kemal Paşanın söylediklerini çevirdi:
Büyük Elçi heyecanla karşılık verdi:
—“Bu konuda hükümetimle hiçbir konuşma yapmadım. Ama, devletimin ekselanslarına olan duygu ve hayranlığını yakından bildiğim için önerilerimi Fransa’nın önerileri olarak kabul edebilirler.”
Masadakilerin hepsi, Gazi Mustafa Kemal Paşaya yapılan bu çağrıyı çok beğenmişlerdi.
Ancak Gazi Mustafa Kemal Paşanın yüzünde bu öneriyi benimsediğini gösterecek bir hava yoktu. Tam tersine sinirlendiği zaman yaptığı gibi, “ALTIN KAŞLARINI KALDIRIP, İNDİRYOR, İNCE DUDAKLARINI HAFİFÇE KEMİRİYORDU.”
Sonunda Büyük Elçiye cevap verdi.
-…”ÇOK TEŞEKKÜR EDERİM. ŞİMDİLİK BÖYLE BİR GEZİ DÜŞÜNMÜYORUM.”
Büyük Elçi de, masadakiler de bu karşılığa şaştılar. Öncelikle Büyük Elçi, bu kadar çok ileri gittikten ve hükümetine karşı angaje olduktan sonra kesin bir biçimde ret edilmiş olmasına bir diplomat olarak çok üzülmüştü.
Gazi Mustafa Kemal Paşa havayı yatıştırmak için:
-…”MİLLETİMİZİN ŞEREFİNE…”
Diyerek kadehini kaldırdı. Büyük Elçi az sonra Gazi Mustafa Kemal Paşadan izin isteyerek masadan kalkıp gitti.
Gazi Mustafa Kemal Paşa masadakilere dönüp şöyle dedi:
-…”BUNLAR HALA BİZİ ANLAYAMADILAR. BİZE HEP DOĞULU BİR DEVLET GÖZÜ İLE BAKIYORLAR. GÖRMÜYOR MUSUNUZ, BİR AŞİRET ŞEYHİNİ İMRENDİRECEK TANTANA TEKLİF EDİYOR BANA. FRANSIZ DONANMASI TÜRK BAYRAKLRI İLE DONANACAKMIŞ DA, BEN MARSİLYA’DA FRANSIZ ORDULARININ BAŞKOMUTANI OLARAK AYAK BASACAKMIŞIM DA, YOK FRANSIZ MİLLETİ GELENEKSEL DOSTLUĞUNU GÖSTERECEKMİŞ DE…
BU EFENDİ HANGİ BATILI DEVLETİN DEVLET BAŞKANINA BÖYLE BİR ÖNERİDE BULUNABİLİR? GÜLERLER ADAMIN YÜZÜNE, ŞAŞARIM PERİŞAN AKILLARINA. EVET, HALA BİZİ TANTANA İLE ELE GEÇİREBİLECEKLERİNE İNANIYORLAR. ÖĞRENEMEDİLER BİR TÜRLÜ… AMA İSTESELER DE, İSTEMESELER DE ENİNDE SONUNDA MUTLAKA ÖĞRENECEKLER…”
KAYNAK: Usta kalemiyle bizlere çok değerli eserlerini bırakarak aramızdan 8 Mart 2013’te ayrılan değerli araştırmacı ve yakın tarih yazarlarımızdan İsmet BOZDAĞ ‘ın “ATATÜRK’ÜN SOFRASI” adlı eserinden alınmıştır.
Sayın BOZDAĞ eserinde Fransız Büyük Elçisinin ismini vermemiştir. Araştırmalarım sonucunda, Türkiye Cumhuriyeti Devletinde 29 Temmuz 1933 ‘te görevine başlayan 63. Fransız Büyük Elçisinin “Kammerer (Albert)” olduğunu belirtelim.
EKSİKLİKLER BENİM FAZLALIKLAR DAHA ÖNCE EMEK VERENLERİNDİR. BİR BAŞKA YAZIMDA GÖRÜŞMEK ÜZERE ESEN KALINIZ.
Bu yazı www.sechaber.com.tr için yazılmıştır. Bu yazının kaynak gösterilmeden kopyalanması ve kullanılması “5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası“na göre suçtur.