Kapodokya’da bulunan ve yeraltında 70 metreden daha derine kurulmuş Derinkuyu şehrini biliyor musunuz?
Yeraltının derinliklerine doğru 13 katla uzanan bir şehri kimler, neden kurmuş olabilir? Bu şehirde kimler yaşamış olabilir? Dev bir sığınak olarak düşünürsek, belli ki onları tehdit eden bir şey var ortada. Peki bu şey nedir, ya da kimdir?
Bundan 53 yıl önce arkeologlar tarafından keşfedilmiş ve tam olarak ne zaman ve kimler tarafından kurulduğu henüz belirlenememiş bu şehrin sırlarıyla buluşmaya ne dersiniz?
O halde; Amon Ra ve Son Çağrı-Anunnakilerle Temas kitaplarını kaleme alan araştırmacı yazar GökTürk’ün konuyla ilgili yorumunu okumaya davetlisiniz…
1963 yılında Derinkuyu adlı yerde büyük bir keşif yapıldı. Yeraltına doğru yapılmış on üç katlı, 70 metreden daha derinlikteki bir şehir bulundu. Havalandırma menfezleri ve on beş binden çok küçük menfez havayı en dipteki katlara taşımaktaydı. Bu şehir bu haliyle 20 000 kadın, erkek ve çocuğu barındırabilecek durumdaydı. İçinde koridorlar, evler, dini merkezler, şarap üretim yerleri, depolar, ahırlar vardı. Derinkuyu’da taşın yumuşaklığından ötürü çok dikkat edilerek yapılan sütunlar gerekli desteği sağlıyordu ve üst katları destekleyebiliyordu. Mağara çöküntülerine dair hiçbir emare yoktu. Bu şehri yapanlar çok zekiydi ve malzemelerini de iyi tanıyordu.
Arkeologlara göre Derinkuyu ve çevresindeki bu yeraltı şehirleri istilacılara karşı geçici bir sığınak olması amacıyla yapılmıştır. Nasıl ve kimler tarafından yapıldığı sorusu ise es geçilir. Çünkü Derinkuyu’nun tam olarak ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Taşların yaşı karbon testi ile çözülemediğinden Derinkuyu’nun yaşı sadece herkesin kendi tahminine dayanmaktadır. Arkeologlar ve araştırmacıların ortak olarak kabul ettiği bir olgu vardır ki Derinkuyu Yeraltı Şehrinde yaşayanlar her kimse kesinlikle bir şeyden saklanmak veya korunmak amacıyla buraya sığınmışlardır.
Bazılarına göre 30 000 insan toprak altında Derinkuyu’da yaşamıştır. Tabiki de yakın tarihlerde çöl akıncıları, Romalı askerler, yağmacılar gibi birçok tehlikeden sakınmak için insanlar burada saklanmışlardır. Ancak bu gibi sebepler Derinkuyu gibi yer altı şehirlerinin inşa sebebi olamaz. At üstünde olan düşman için, havalandırma menfezlerini bulmak ve de kapatmak suretiyle 30 000 insanı havasız bırakmak zor değildir. Yine ahırlar bu şehrin yeryüzüne yakın en üst kısmında bulunmaktadır. Hayvanların giriş çıkışları pratik olsun diye böyle yapılmış olsa da at üstündeki bir düşman bu hayvanları(gerek izleri gerek sesleri ile) izleyerek çok rahat bulabilir.
2012’de Derinkuyu’ya Bir Yolculuk
Derinkuyu’ya giderken birçok görüşü okumuş ve araştırmış bir bakış açısına sahiptim ancak ne ile karşılaşacağımı tam olarak bilmiyordum. O günkü heyecanımı anımsıyorum da ne sağanak yağmur ne de şartlar, gidişimden beni vazgeçirememişti. İçeriden çıktığımda ise Derinkuyu Fenomeni ile ilgili artık benimde tahminlerim vardı. Peki, Derinkuyu ne amaçla kimler tarafından yapılmıştı?
Tanrılar ve Derinkuyu
Antik astronotlar teorisine inanan bizlere göre çok tanrılı dinlerin tanrıları hayali değildir ve hatta uzaydan dünyamıza inmiş olan uzaylılardır. Aslında birçok dilde değişik isimlerle gördüğümüz (Neteru, Nefilim, Devler, Muhafızlar, Gözcüler vs.) bu uzaylı türü Sümerler bize “Anunnaki” olarak adlandırdığı için bizler anunnakiler diyoruz. Anunnakiler uzun boy, uzun ömür ve ileri teknolojileriyle çok tanrılı dinlerin tanrıları olmuşlar ve uzun süreler boyunca tanrıcılık oyunlarına devam etmişlerdir.
İşte bu tanrılardan birisi de Ahura Mazda’dır. Ahura Mazda Perslerin ulusal tanrısıdır ve de simgesi Sümerde çokça karşılaştığımız kartal kanatlı daire(Nibiru sembolü – winged globe) üzerinde oturan sakallı bir tanrı sembolüdür. Dünyada olan her şeyin idaresinden ve yönteminden sorumludur. Sümer tanrılarının adları değişik mitolojilerde değişik isimlerle karşımıza çıkmakta olduğundan Adad(Hitit Tanrısı Teşup) ve Enlil(Hürmüz, Ülgen, Zeus vs.) ile özellikleri benzerlik göstermektedir.
M.Ö. 539 yılında Persliler, Babil’i ele geçirdiğinde iki yüz yıllık büyük imparatorluklarının da temelini atmış oldular. Bu iki yüzyıl boyunca Yunanistan’dan Mısır’a, Anadolu’dan İran’a kadar büyük bir coğrafyayı tanrıları Ahura Mazda adına tek başlarına yönettiler.
İşte bu dönemde Derinkuyu ve çevresi de Ahura Mazda’nın dini Zoroastorian dinini benimsedi. Karşıt kuvvetleri olan, iyiye ve kötüye dayanan bu dinin kutsal kitabının ikinci cildi olan Vendidad’a göre Ahura Mazda insanlarını Dünya çapındaki bir çevre felaketinden kurtarmıştır. Peygamber Yima’ya, Tanrı Ahura Mazda tarafından Derinkuyu’dakine benzer bir çeşit yeraltı barınağı inşa etmesi buyrulmuştur. Yima, çok katlı bir yer altı şehrini, seçilmiş bir grup insan ve hayvanı küresel bir felaketten korumak için kurmuştur. Sonrasında Ahura Mazda gökyüzünden süzülen kutsal aracıyla gelmiş(Sümer’in Kartal Gemileri…) ebedi düşmanı olan Angra Mainyu’ya savaş açmıştır. (Hitit Tanrısı Teşup’un düşmanı Kumarbi ile olan savaşlarını anımsatmaktadır.)
Bizler tanrılar arası savaşların çokça yaşandığını birçok mitoloji de görmekteyiz ve her mitolojik tanrı, kendi halklarını korumak için özel yöntemler almışlardır.
Pers İmparatorluğunun hâkim olduğu yerler arasında bu gibi yeraltı şehirleri başka hiçbir yerde yoktur. Kapadokya’daki bu yeraltı şehirleri ve içlerindeki en büyük şehir olan Derinkuyu ise Angra Mainyu ile savaşında halkı hava taarruzundan korumak için Ahura Mazda’nın verdiği bilim ve teknoloji ile bölge halkı tarafından yapılmıştır. Ahura Mazda da tanrıların uçan araçlarıyla yaptıkları savaşta masum halkını korumak için bu bölgede bu yöntemi seçmiştir.
Derinkuyu havadan uçarak gelen bir düşmandan korunmak amacıyla yapılmıştır. Bir şey üstünüzden çok hızlı uçarsa havalandırma menfezlerini göremez. Anlaşılan anunakilerin binlerce yıl devam eden, benimde kitabımda ve yazılarımda defalarca yazdığım birbirleriyle yaptıkları savaşlarda zarar gören masum halklar için çeşitli yöntemler bulmuşlardır. Bu bölgede yaşayan insanlar için en iyi korunakta yerin altı olmuştur.
Foto Galeri için resmin üzerine tıklayınız: