Mısır Tanrıları Filmi Hakkında…
Amon Ra: Uzaylı Bir Prensin Yaşam Öyküsü kitabının yazarı olarak Mısır Tanrıları filmine elbette ki gitmemek olmazdı. Ancak uzun bir süre gitmemek için direnmiştim sanırım doğru zamanı bekliyordum. Sonunda doğru zaman geldi ve filmin son seansı için bilet almıştım. Öncelikle benim gibi patlamış mısır sevmeyenler için önerim var: Zorla da olsa üç beş tane ağzınıza mutlaka atın. Aksi halde film süresince tüm bir sinema salonu bir pop corn makinesine dönüşecek, patlamış mısır kokusundan başka bir koku almayacak hale döneceksiniz.
Filme gelecek olursak gitmekte geciktiğim için gerek okuyucularım gerekse de arkadaşlarımdan aldığım bilgilerle olumsuz bir fikir edinmiştim. Eğer film ilk çıktığında ya da yüksek beklentiyle gitmiş olsaydım muhtemelen ben de hiç beğenmeyecektim ancak filmi beğendim. Bu anlamda düşük beklentiyle gittiğim için olumsuz görüş beyan edenlere çok teşekkür ediyorum.
Filmi genel olarak Brad Pitt’in Truva’sı gibi asıl metne yani Mısır papirüslerine bağlı kalan, ancak çoğu yerde metinden uzaklaşmış bir kurgu olarak değerlendirebiliriz. Hathor ile Horus’un aşkı gibi birkaç mantıksal hata dışında da soyağacı doğru verilmiş. Osiris’in ölüm şekli de kurgusallığa kurban gitmiş, asıl metinden bu bölümlerde biraz uzaklaşılmış. Yine filmin aksine Horus babasını hiç tanımamıştır. Kadim bilgilerde Osiris ölür, İsis ondan aldığı spermle ve Thot’un yardımıyla Horus’a hamile kalır. Seth’ten uzun süre gizlenen bu çocuğu, amcası Geb büyütür. Vakti geldiğinde Horus meclise tanıtılır ve babasının topraklarında hak iddia eder. İşte burada Horus-Seth ile mücadelesi başlar. Sümer metinleri Horus’tan Horon diye söz eder, yani babasını tanımayan çocuk.
Boy meselesi,
Mısır tanrıları, Sümer tanrılarının isimleri değişmiş halidir: Hathor, Ninmah; Ra, Marduk; Thot, Ningişzidda; Asar, Osiris; Satu, Seth gibi. Sümerlerin anunnakileri, Mısırlıların neteruları yani tanrıları, greklerin tanrılarının ortak noktası uzun boyları ve uzun yaşamlarıdır. Filmde de bu bağlantı iyi sağlanmış. Aslında tanrıların ölümsüz yaşama değil de uzun yaşama sahip olmaları ve birbirlerini öldürebilmeleri çok güzel işlenmiş. Gerçi filmde kurgusal olarak Seth dâhil hepsi ölse de gerçekte ölen sadece Osiris’tir. Diğerleri sadece savaşları kaybedip sürülmüşlerdir. Kadim astronotlar teorisine inanan bizler için bu tanrıların bir uzaylı ırk olması bu bağlamda çok anlamlıdır.
Şimdi gelelim mesajlara
Hep altın diyoruz ya, tanrıların kanlarının altın olarak akmasından insanların tanrılara altın hediye etmesine kadar bu değerli maden tüm filmi kaplamış. Geçmişimizde tanrılar olarak gördüğümüz bu tür Akkadca Atra Hasis destanında anlatıldığı üzere dünyamıza altın madeni için gelmiştir. Uzun süre kendilerinin madenlerde çalıştığı sonra da çıkan isyan sonucu insanları madenlerde çalıştırmaya başladıkları bu metinde detaylı şekilde anlatılır.
Mısır Ölüler Kitabı ve Mısır Dini,
Film ayrıca Mısır dinini ve ölüler kitabındaki ölüm yolculuğunu iyi anlatmış. Yine altın madeni toplayan halkın bunu öbür dünya inancı için yaptığını görüyoruz. Yani altın madeni tanrıların metalidir ve insanlar bu metali tanrılar için toplar. Zaten geçmişe bakıldığında insanların altın madenini ne süs amaçlı kullanmadığı ne de alış veriş amaçlı kullanmadıkları görülecektir, çünkü altın tanrılara aittir. Şimdi burada bir soru geliyor aklıma; Acaba şimdi dünyanın çeşitli yerlerinden toplanan altınlar nereye gidiyor? Mesela ABD, Almanya gibi kağıt üstünde en çok altına sahip devletlerin bu altınları nerede? Bu sorunun cevabını merak edenler ekonomist Kaan Sarıaydın’ın “Altın’ın Sırları” periskobunu izleyebilirler. (https://www.youtube.com/watch?v=3qYAEAz76RQ) İzlemek istemeyenlere de ben cevabını vereyim; altınların nerede olduğunu bilen yok. Yani Almanya kendi altınlarının yerini bilmiyor. Acaba uzaylı bir tür dediğimiz tanrılar hala uzaya mı taşıyor olabilir mi altını??
Son olarak filme gitmeli mi?
Ben büyük bir keyif alarak izledim ve tüm okuyucularıma gitmelerini öneriyorum. Gerçi Gerard Butler Seth yerine Horus’u oynasa daha iyi olabilirdi ama yine de keyifle izleyeceğinizi düşünüyorum…