Son 100 yıldır sayısız araştırmacı Nuh’un Gemisi’nin Ağrı Dağına indiğini düşünerek ülkemize gelip tırmanış yapmaktadır. Bizler tufanı bir dinsel mit ya da efsane olarak görsek de; dünya olaya farklı yaklaşmaktadır. Kayıtlara geçen ilk araştırmalar 1939’da Hitler tarafından gönderilen bir araştırma ekibi tarafından yapılmıştır.
Ağrı Dağı’nın araştırılması için defalarca Atatürk’ten izin isteyen Hitler bu izni alamamış, Atatürk’ün ölümüyle de İsmet İnönü’den izin bile istemeye gerek duymadan araştırma ekibini yollamıştır. Aralık 1938’de içlerinde Hitler’in ünlü kimyasal ölüm silahlarını üreten bilim adamlarının da bulunduğu bir ekip yanlarındaki birlikle tırmanış gerçekleştirmiştir. Bu araştırmaların sonucu resmi kayıtlarda bulunmamasına rağmen Dünya’daki komplo teorilerinde orada bir UFO bulunduğu ve Almanya’ya götürüldüğü şeklinde kendisine yer bulmuştur.
Ay’a ilk ayak basan Neil Armstrong’da Ağrı Dağına tırmanış yapmıştır. Bunların dışında bölgeye sayısız araştırmacı gelmiş lakin kayıtları tutulmamıştır. En son 2010 yılında Çinli bir grup Nuh’un Gemisini bulduklarını söyleyerek bir basın toplantısıyla kanıtlarını bilim dünyasına sunmuşlardır.
Ağrı Dağına gelen araştırmacıların sayısı net olarak bilinmese de Doğubeyazıt’ta yaşayan Hasan Amca son otuz yıldır Nuh’un Gemisi’nin izlerini gönüllü olarak tanıttığı için bu sayının yüzlerce olduğunu öğrenebiliyoruz. Gelenlerin hepsi de çok ciddi araştırmacılar. Çeşitli kürsülere ait bilim adamlarından, eski tarih araştırmacılarına, arkeologlardan UFO araştırmacılarına kadar bir çok insana bölgede rehberlik eden Hasan Amcanın dediğine göre bir çok kanıt bulunmuş ve de götürülmüş. Birçoğunu da kendisinin engellediğini, kültür bakanlığından yazı karşılığında buluntuları vereceğini söylediğini, gelen yazıyla buluntuları teslim ettiğini de ekliyor. Hasan Amcaya göre bölge turizme kazandırılmalı ve bu bağlamda valilik araştırmalar yapıyor.
Yine bölgeye sık sık tırmanış gerçekleştiren Nasuh Mahruki de yazdığı makalesinde bölgedeki turizm potansiyelinin kullanılmasını istiyor.
Peki Nuh’un Gemisi gerçekten Ağrı Dağında mı?
Kutsal kitaplardan çıkarılan sonuçlara bakıldığında Ağrı Dağında olduğu görüşü ağırlık kazanıyor. Buna katılmayanlar ise Cudi Dağını işaret ediyor. Tabii ki; bu konuda net bir şey söylemek mümkün değildir. Ancak kutsal kitaplar dışında bizlerin çok fazla bilmediği Dünya’nın ise 150 yıldır araştırdığı kadim yazıtlarda bu konu açık seçik yazıyor. Sümerce de Ziusuda, Akkadca da Utnapiştim olarak bilinen Nuh’un gemi yapımından tufana kadar birçok ayrıntısına yer veriliyor. Gılgamış Destanı gibi bir takım kadim yazıtlarda net bir şekilde geminin MÖ 11 000 dolaylarında Ağrı Dağına indiği belirtiliyor.
Bu konudaki yorumları okuyucuya bırakıp Amon Ra: Uzaylı Bir Prensin Yaşam Öyküsü kitabımda konuyla ilgili bölümü paylaşarak konuyu bitiriyorum.
Sular çekilmeye başladığında ilk kara parçaları da görünmeye başlamıştı. Sular dağlardan aşağı doğru akarken, havadaki tüm araçlar bu kara parçalarına doğru hareketlendi. Yaklaştıklarında bu bölgenin Ağrı Dağı olduğunu anladılar. Ağrı Dağı’nın iki tepesinden doğu yönünde olanına inişe geçtiler. Zirveye yaklaştıklarında çok garip bir şey oldu. Tuhaf bir gemi kendilerini orada bekliyordu. Ona yakın bir mesafede araçları yere indirdikten sonra, Enlil, Enki ve Ninurta merak içinde gemiye doğru hızla yürüdü. Gemide Ziusudra ve ailesiyle birlikte birkaç insanı görünce Enlil çıldırdı. Çok açıktı ki birileri emirlerine karşı gelmişti. Enlil bu durumdan dolayı Enki’yi suçlarken, Ziusudra gönül almak için onlara pişmiş et ikram etti.” Damkina, bir gemiyle birlikte birkaç insanın Tufan’dan kurtuluşunu özetle böyle anlattı.
Amon Ra: Uzaylı Bir Prensin Yaşam Öyküsü s.148