Güzel ve sağlıklı görünme isteği kadının doğasında var olan bir özelliktir. Eski zamanlarda kadınlar güzel bir cilde sahip olmak için bir çok bitkinin karışımı ile elde ettikleri kremler ve maskelerle ciltlerine bakımlar yaparak güzelleşirlerdi.
Günümüzde ise bilim ve teknolojinin de katkısı ile kozmetoloji sektörü hızla gelişti ve küreselleşti. Bugün artık kozmetik sektörü hanımlar kadar beylerin de ilgisini çekmektedir.
Şimdi gelin biraz doku altında neler oluyor kısaca bakalım: Cildimiz bizi dış koşulların yarattığı olumsuzluklara karşı koruyan kocaman bir bariyer tabaka gibidir. Bu bariyer tabaka karmaşık olduğu kadar muhteşem bir yapıya sahiptir.
Üç katmandan oluşan cildimizin en alt kısmında yağ tabakası bulunur. Orta kısımda bulunan dermis katmanı ise yeni hücrelerin üretildiği elastin liflerden zengin katmandır. Bu kısımda üretilen hücreler yavaş yavaş üst kısımlara doğru yolculuk yaparlar ve bir süre sonra ise atılmayı bekleyen keratin tabakayı oluşturarak cildin en üst kısmında yani epidermiste birikirler. Yüzeyde biriken bu ölü doku belli aralıklarla temizlenmediği takdirde sebum dengesi bozulacak, gözenekler dolarak tıkanacaktır. Bununla birlikte mevsimsel değişimler, hava kirliliği, güneşin zararlı etkileri, stres gibi nedenlerden dolayı erken yaşlanma belirtileri kaçınılmaz olacaktır.
Peki cildimizi korumak için neler yapabiliriz?
Aslında bir tanecik cildimizin sağlığı için yapmamız gerekenler çok basittir. Uzmanlar tarafından yapılan düzenli bakımların cilt sağlığımız açısından önemi büyüktür. Belli periyotlarla bakım kürlerini önerildiği şekilde takip etmeliyiz. Cilt tipimizi doğru teşhis ederek uygun temizleme, nemlendirme işlemlerini aksatmamalı ve mutlaka günlük olarak uygulamalıyız. Ev bakımlarımızın olmazsa olmazı peelinglerimizi ve maskelerimizi önerildiği şekilde haftada bir yada iki kere uygulamalı ve derin temizleme işlemini düzenli olarak sürdürmeliyiz.
Üzgünüz! Sizin için artik güneş banyosu da tarih oldu. En büyük yaşlanma sebeplerinden biri de güneşin zararlı etkiler yaratan UV ışınlarıdır. Ciddi anlamda deri bağışıklığında zayıflama yaratan bu zararlı ışıklara karşı cildimize uygun spf korumalı ürünleri kullanmalı, hatta şapka ve gözlükle de koruma önlemlerini arttırmalıyız. Dengeli beslenmeli ve bol su tüketmeliyiz. Çünkü su metabolizmayı düzenler ve vücut sisteminin sağlıklı çalışmasını sağlar. Fırsat buldukça açık hava egzersizleri ile cildimize oksijen kürü yapmalı ve bol bol topraklanmalıyız. Bu egzersizler aynı zamanda kan dolaşımını da düzenleyecektir. Bilin ki sağlıklı bir dolaşım sisteminin cildimize katkısı büyük olur. Düzenli uyumalıyız. Güzel temizlenmiş ve nemlenmiş bir cilt, geceleri derin uykudayken hücre yenilenmesini aktifleştirir. Kendimizi stresten korumalıyız. Stresi yaratan faktörlerin sebebini tespit edebilirsek bunu en aza indirgemek için çözümlerde üretebiliriz. Kendimizi mutlu hissedeceğimiz işlerle uğraşmalı ve farklı hobiler edinmeliyiz.
Ve en önemlisi! Kendimizi sevmeliyiz. Unutmayalım; hepimiz dünyaya mükemmel bir organizma ve pürüzsüz bir cilde sahip olarak geldik. Cilt altımızda her şey düzenli ve inanılmaz uyum içindedir. Bu denge bozulduğunda ise devamlı bakım, takviye ve onarım gereklidir. Bir tanecik cildimiz var, lütfen ona nazik davranalım ve iyi bakalım. Güzellikle kalın.
Uzm.Est.Sultan Oğuz
Detaylı bilgi ve sorularınız için: [email protected] adresinden bana ulaşabilirsiniz.