Reşit Galip ya da Mustafa Reşit BAYDUR Bey’in Serbest Fırka Notlarından alınmıştır:
ATATÜRK bir gün bir yurt bilgisi kitabının müsveddeleri ile meşguldü.
Orada şöyle bir cümle vardı:
“HÜKÜMET İSTİFA EDİNCE CUMHURBAŞKANI MECLİS BAŞKANINI VE PARTİ BAŞKANLARINI DAVET EDEREK GÖRÜŞMEYE BAŞLAR. MECLİSİN EĞİLİMİNE GÖRE BİR MECLİS SEÇER.”
Birdenbire ATATÜRK kalemini bıraktı. Bana baktı. Ne düşündüğünü anlar gibi olmuştum. ATATÜRK ‘ün gözlerinde böyle çok partili bir rejimin hasreti vardı. Derhal atıldım:
—“Bu memleketi böyle bir rejime kavuşturmanız elinizdedir. Bir işaretiniz yeterlidir dedim.”
ATATÜRK güldü.
-…”BU İŞ BELKİ SENİN SANDIĞIN KADAR KOLAY DEĞİLDİR. BEN BU MİLLETE ÇOK ŞEYDE REHBERLİK ETTİM. İSTEDİKLERİMİ GÖNÜL İSTEĞİ İLE KABUL ETTİ. ŞAPKA GİY DEDİM; GİYDİ. KADIN ERKEKLE EŞİTTİR DEDİM; YADIRGAMADI. HATTA ÇOK KISA ZAMANDA TÜRK KADINLARI BALODA YER ALMAYA BAŞLADI. FAKAT DÜNYADA BİR EMİR, BİR KARARLA OLMAYACAK ŞEY DEMOKRASİDİR.
TÜRK TARİHİNE BAKINIZ. BİZ ESASTA DİYET SİSTEMİ İLE BİNLERCE VE BİNLERCE SENE İDARE EDEBİLİRMİŞİZ. MİLLET BİR KURULTAY SEÇMİŞ. O KURULTAY DA BİR BAŞBUĞ SEÇMİŞTİR. ÖLÜNCEYE KADAR BU BAŞBUĞ SÖZLERİNİ MÜNAKAŞA EDİLEMEZ BİR ŞEF OLMUŞTUR. İHTİYAÇ DUYDUKÇA BU BAŞBUĞLAR KURULTAYLAR TOPLAMIŞLAR, FAKAT BU TOPLANTILAR ÇOK DEFA EMİRLERİ DİKTE ETMENİN ÖTESİNE GEÇEMEMİŞTİR. ŞEF ÖLDÜĞÜ ZAMAN KURULTAY YENİDEN BİR BAŞBUĞ SEÇMEK İÇİN TOPLANMIŞTIR. BU BİNLERCE YILDAN KALMA ZİHNİYETİ DEĞİŞTİRİP ÇOK PARTİLİ SİSTEME GEÇMEK İÇİN MERHALELER LAZIMDIR.”
Derhal itiraz ettim.
—“Paşam, bu diyet sistemi milletleri dağılmaya, yıkılmaya götürür. Polonya’nın durumu bunun delili değil midir?”
ATATÜRK:
-…” ÖRNEĞİ ÇOK GÜZEL BULDUN. BAK POLONYA BİR TÜRLÜ ÇOK PARTİLİ SİSTEME AYAK UYDURAMIYOR. HATTA BEN BU İSTİKLAL AŞIĞI MİLLETİN GELECEĞİNİ TEHLİKELİ GÖRÜYORUM. BU SAKAT TECRÜBE POLONYA’NIN GELECEĞİNE BİLE MÂL OLABİLİR.” Dedi.
Ben görüşümü terk etmek niyetinde değildim:
—“Paşam, biliyoruz ki siz bu memleketi ileri bir demokrasiye götürecek her şeyi yapmak istersiniz.
ATATÜRK çok samimi bir sesle:
-…”ONA NE ŞÜPHE… ANCAK BENİM BİRTAKIM ENDİŞELERİM VAR. BUGÜNKÜ KLASİK ÇOK PARTİLİ DEMOKRASİNİN EN İYİ ÖRNEĞİNİ FRANSA YAŞIYOR. AMA ACABA FRANSA BİR GÜN HATTA , PEK YAKIN BİR GÜNDE BU DENEMEYE BİR ÇİZGİ ÇİZİP DAHA BAŞKA YOLLAR VE DAHA AÇIK BİR İSTİKRAR ARAMAYACAK MIDIR?”
BEN:
—“Amerika diyecek oldum. Derhal sözümü kesti:
-…”BAK, ANGLO SAKSON SİSTEMİ BAŞKA DEDİ. DİKKAT EDERSEN ANGLO SAKSON DÜYASINDA ÇOK PARTİ DEĞİL, ÇİFT PARTİ SİSTEMİ YATAR. BİR PARTİ İKTİDARDA İKEN DİĞERİ MUHALEFET YAPAR. SONRA İKTİDAR DEĞİŞİR. HALK BİR ZAMAN BEZDİĞİ ŞAHISLARI BAŞKA BİR ZAMAN TEKRAR ÇAĞIRIR. BU BİRLİK BÜTÜNLÜK İÇİNDEKİ MİLLETLERE AİT İSABETLİ BİR SİSTEMDİR. BİZDE BİRLİK BÜTÜNLÜK İÇİNDE OLDUĞUMUZ İÇİN BU YOLU DENEYEBİLİRİZ.”
ATATÜRK ‘ün nihayet istediğim noktaya gelmiş olduğunu anladığım için, ısrar ettim:
—“Türk milleti bu denemeye sizin zamanınızda girişmelidir. Sonunda olmadığı zaman siz dur diyebilirsiniz.
Bu sefer ATATÜRK:
-…”PARTİLER ARASINDA DOKTRİN FARKI OLMALIDIR.” Dedi.
Hemen atıldım:
—“Başbakan İsmet Paşa Etatist bir sisteme bağlıdır. O’nun karşısına İsmet Paşa’nın bazı icraatlarını eleştiren liberal düşüncede olan Fethi Bey olabilir.
ATATÜRK:
-…”BEN DE FETHİ İLE BU İŞİ DENEMEYİ DÜŞÜNÜRÜM. YALNIZ BİR NOKTA VAR; HALK, HANGİ İSİM ORTAYA ATILIRSA ATILSIN BANA KARŞI BİR PARTİYİ DESTEKLER Mİ?” Dedi.
Sonra onun da çaresini bulmuş gibi gülümsedi.
-…”“MAKBULE’Yİ, SENİ FİLAN DA KORUZ.”
Ben işin bana geldiğini görünce itiraz ettim:
—“Paşam, ben sizin olmadığınız bir partiye giremem.
ATATÜRK:
-…”MEMLEKET HİZMETİ NEREDE OLSA BİRDİR. BİR PARTİ KURMAK VE ONU İDARE ETMEK ASLA BİR POST KAVGASI VE BİR İHTİRAS KAYNAĞI MEYDANA GETİRMEK DEĞİL, FİKİRLER ÇARPIŞMALIDIR.”
Serbest Fırka hakkındaki kararı böylece vermişti. Bu işin Çankaya’da yapılan bir toplantı sonunda:
—“ÇOK GÜÇ BİR DENEMEYE GİRİŞİYORUZ. BAŞARILI OLMAK İHTİMALİ VARDIR. FAKAT UNUTMAYINIZ Kİ ÇOK PARTİLİ SİSTEM PEK ÇABUK BOZULABİLİR. FİKİR MÜCADELESİ HALİNE GELEBİLİR. BÜTÜN MESELE HEMEN SEN GİT BEN GELEYİM HALİNE GELMEK AZMİNDEDİR. MUHALEFET PARTİSİ NE KADAR DUYARLI VE ERDEMLİ OLURSA O KADAR BAŞARILI OLUR. YOKSA İKTİDARI HER NE PAHASINA OLURSA OLSUN HIRPALAYACAK VE BUNDA BAŞARILI OLMAK İÇİN MAKYEVELİK YALANLARA BAŞVURACAK OLURSA HALK İKİYE AYRILIR. KARDEŞ, BAŞ KAVGASI BAŞLAR. BEN BUNA ASLA RAZI OLAMAM…”
Biz ATATÜRK ‘ün güvenerek bu işte görevlendirdikleri kimseler ne yazık ki onun dediklerini anlayamamıştık. Kalabalıkların heyecanına kapılmıştık. Ben nasıl ilk defa olarak ATATÜRK ‘le bunları konuşmuşsam, ilk defa Serbest Fırka’dan istifade eden olmak fırsatını nimet bildim. Bu istifamla bu işin geç ve güç bitecek bir meyve olduğunu söyleyen ATATÜRK ‘e manevi bir özür sunmuştuk. (Kaynak: Münir Hayri EGELİ, “ATATÜRK’ÜN BİLİNMEYEN HATIRALARI.”)
EKSİKLİKLER BENİM FAZLALIKLAR DAHA ÖNCE EMEK VERENLERİNDİR. BİR BAŞKA YAZIMDA GÖRÜŞMEK ÜZERE ESEN KALINIZ.