-…”Anne, ben yarın Anadolu’ya gidiyorum. Buraların hali belli değil! SELANİK nasıl elden gittiyse buralar da öyle olabilir. Ben kurtarmaya çalışacağım. Ne elimden gelirse onu yapacağım. Fakat bu işte tehlike çoktur. Hesapta ölmek, gidip gelmemek vardır. Bana hakkını helal et… Sen de bunları iyi dinle Makbuş, işler fenaya dönerse sakın buradan ayrılmayın. Bütün paranızı sarf ederseniz, paranız biterse, halılarınızı, kıymetli eşyalarınızı satarsınız. Bir kere daha söylüyorum: Ne olursa olsun yola çıkmaya kalkmayacaksınız. Başaramazsam zaten sizi öldürürler, o zaman elbet, ben de ölmüş olurum.”
Üç gün önce İstanbul limanından ayrılan Bandırma vapuru Mayıs’ın 19’unda Samsun limanında bir hayli uzakta demirledi. Dokuzuncu Ordu Müfettişi Mustafa Kemal Paşa büyük işler görmek üzere geldiği Anadolu’nun kapısı önündedir. Bu kapıdan içeri girdikten sonra, artık kendisini bekleyen zafere doğru koşabilecek ve hiçbir kuvvet buna engel olamayacaktır.
Tarih bugünü, Anadolu için yeni bir fethin başlangıcı ve Türk milletinin kaderinde dönüm noktası olarak kaydedecekti. Binlerce yıldan beri birçok fatih küçük Asya’yı, çeşitli yönlerden gelerek kendi zaferleri için fethetmişlerdi. Bu defa fetih yolu Samsun’dan başlayacak, fakat fatih, bu zaferi milletine hediye edecekti. Eski fatihler muzaffer ordulara kumanda etmişlerdi. Yeni fatih ise yenilmiş bir ordunun başına geçecekti.
Mustafa Kemal Paşa İstanbul’dan ayrılarak, Anadolu’ya geçişini şöyle anlatır:
-…”ANADOLU’YA GEÇMEKTEKİ MAKSADIM. ANADOLU’NUN ORTASINDA VE TÜRK MİLLETİNİN MUAZZAM KÜTLESİ İÇİNDE TÜRK MİLLETİNİN YÜKSEK SECİYESİNE, SARSILMAZ AZİM VE İMANINA İSTİNAT ETMEK İDİ. BUNDAN BAŞKA HİÇBİR TEDBİRİN MEMLEKET VE MİLLETİN DERİN YARARINA DEVASAZ OLAMAYACAĞINA KAT’İ KANAAT HÂSIL ETMİŞTİM.”
Mustafa Kemal’i Samsun’a götürmek için yola çıkan “BANDIRMA VAPURU” İngiltere’nin “PAISLEY TEZGÂHLARI” nda inşa edilen küçük bir gemiydi. Önce bir İngiliz şirketinin sahibi olduğu bu gemiye “TROKODERO” ismi konulmuş sonra “KYMI” adı verilmiş, bir süre sonra da İstanbullu bir Rum tarafından satın alınmış olan bu geminin adı “PANDARME” olmuştu. “Gemiye seyr-i Sefain’e geçtikten sonra “BANDIRMA” ismi verilmiştir.” (Kaynak: FAZILA ATABEK, “19 MAYIS ŞEHRİ SAMSUN”, HAYAT TARİHİ MECMUASI, 1973, SAYI:11, s:73)
BANDIRMA VAPURU ‘nda, Kız Kulesi açıklarında İtilaf Devletleri denetim görevlilerince silah ve kaçak malzeme arandı. Subayların gemiyi terk etmelerinin ardından Karadeniz’e yönelen Bandırma’nın güvertesinde Mustafa Kemal Paşa, yanındakilere, şunları söyleyecekti:
-…”BUNLAR İŞTE BÖYLE YALNIZ DEMİRE, ÇELİĞE, SİLAH KUVVETİNE DAYANIRLAR. BİLDİKLERİ ŞEY YALNIZ MADDE! BUNLAR HÜRRİYET UĞRUNA ÖLMEYE KARAR VERENLERİN KUVVETİNİ ANLAYAMAZLAR. BİZ ANADOLU’YA NE SİLAH, NE CEPHANE GÖTÜRÜYORUZ; BİZ İDEALİ VE İMANI GÖTÜRÜYORUZ.”
Bandırma Vapuru elverişsiz koşullarda Karadeniz’e açılmıştı. Vapurda görev yapan mürettebat şu kişilerden oluşmaktaydı:
Tutuklama, batırılma gibi tehlikelere karşı bir önlem olarak sahile çok yakın mesafeden yol alıyordu. Bir tehlikeyle karşılaşırlarsa, vapur karaya oturtulacak ve Mustafa Kemal ile arkadaşları Anadolu toprağına çıkmaya gayret edeceklerdi. (Kaynak: M. Celal BAYAR, “BENDE YAZDIM”, C.VIII. S:2575)
Mustafa Kemal’le birlikte Samsun’a çıkan kafilede şu kişiler bulunmaktadır:
17 Mayıs Cumartesi günü akşam saatlerinde 21.30’da İnebolu’ya gelinmiştir. “İnebolu, Ulusal Mücadelenin İstanbul’a açılan kapısı olduğu gibi Pontusçuluğun’da faal merkezlerinden biriydi.
18 Mayıs Pazar günü Sinop’a gelinmiştir. Mustafa Kemal yanındakilerle birlikte şehre çıkar. Sinop’tan kara yoluyla Samsun’a ulaşmanın olanaksız olduğu anlaşılınca aynı gün saat 20.00’de vapurla yola devam edilmiştir.
Mustafa Kemal Paşa Sinop limanına çıkışını şöyle anlatır:
-…”SAHİLİ TAKİP EDE EDE, EVVELA SİNOP’A GELDİK. KASABAYA ÇIKTIM. ORADAKİLERLE GÖRÜŞEREK, SAMSUN’A KOLAYLIKLA GİDEBİLECEK YOL OLUP OLMADIĞINI SORUŞTURDUMÇ MAATTEESSÜF YOKMUŞ. ÇOK ZORLUK ÇEKEREK, GÜNLERCE YOLDA KALACAKTIK. BİLMEM NEDEN, SAMSUN’A BİR AN EVVEL AYAK BASMAK İÇİN O KADAR ACELE EDİYORDUM Kİ, ZAMAN KAYBETMEKTENSE TEHLİKEYE GÖĞÜS GERMEYİ TERCİH ETTİM. TEKRAR BANDIRMA VAPURU’NA BİNDİM.”
19 Mayıs (1335) 1919 Pazartesi günü fırtınalı bir günde Bandırma Vapuru saat 8.00 sıralarında demir atmayı başardı.
Karakaş Mustafa, Mustafa Kemal Paşa’yı Sahile çıkarışını şöyle anlatır:
—“19 MAYIS SABAHI SAAT SEKİZ. SERT POYRAZLI BİR HAVA. ALTI GEMİCİ VE BEN, HAFİF ÇIRPINTILAR İÇİNDE SALLANAN SANDALIMIZDA HEP BİRDEN, GÖZLERİMİZİ BİR NOKTAYA DİKMİŞ BEKLİYORDUK. İŞTE FENER BURNU’NDA UFAK BİR GEMİ GÖRÜNDÜ; BU BANDIRMA İDİ. MUSTAFA KEMAL GELİYORDU. “BANDIRMA” SÜZÜLDÜ VE DEMİRLEDİ. GEMİNİN GÜVERTESİNE ÇIKINCAYA KADAR GEÇEN ZAMANI HATIRLAMIYORUM. YALNIZ ONUN MAVİ GÖZLERİ HÂLA GÖZLERİMİN ÖNÜNDEDİR. YANINDA ALTI KİŞİ VARDI. KİM OLDUKLARINI HALA BİLMİYORUM.
Mustafa Kemal ve beraberindekiler, kayıklarla saat 8.00’de “TÜTÜN İSKELESİ” ne çıkarlar. .Bu iskele daha sonra “MERKEZ İSKELE” adını almıştır.
Bu iskele üzerinde “DEKOVİL HATTI” vardı. Reji ve büyük depolar tütünlerini buradan gönderiyorlardı. İskeleden çıkınca sağda büyük bir tütün deposu vardı. Caddeye çıkan kısım kaldırım döşeli, sağda mezarlık, (BUGÜNKÜ PARKIN OLDUĞU YER) solda Tophane, Tophane’de iskeleye yakın Sevkiyat Dairesi ve Hükümet caddesine dikey vaziyette Askerlik Şube ve Sevkiyat Koğuşu vardı.
“TÜTÜN İSKELESİ” nden Kerim Reis Oğlu İsmail YURTSEVER (HAVUZLU İSMAİL) in kullandığı sandal dalgalarla mücadele ederek vapura yaklaşmıştır.
Sandalda bulunan Kurmay Binbaşı Mahmut Ekrem Bey, güvertede bulunan Mustafa Kemal’in yanına giderek selam veriyor ve “HOŞ GELDİNİZ PAŞAM” diyerek, Mustafa Kemal’i Samsun’da ilk karşılayan kişi oluyordu. (Kaynak: Yaşar OKTAY, “MİLLİ MÜCADELE’DE SAMSUN”, 19 MAYIS SAMSUN HALK EVİ DERGİSİ, VIII/85 (1947), S:8)
Mustafa Kemal ve arkadaşları yürüyerek “MANTİKA PALAS” oteline geldiler. Bir kısmı buraya yerleşti, diğerleri de kendilerine ayrılan
“KARADENİZ OTEL” ine (BUGÜNKÜ TİCARET VE SANAYİ ODASININ BULUNDUĞU YER) yerleştiler. (Kaynak: Yaşar OKTAY, “MİLLİ MÜCADELE’DE SAMSUN”, 19 MAYIS SAMSUN HALK EVİ DERGİSİ, VIII/85 (1947), S:6)
SAMSUN GAZİ MÜZESİ (MANTİKA PALAS) Samsun Gazi Müzesi olarak hizmet veren bina 1902 yılında “Jean İonnis MANTİKA” tarafından 509 metre kare alan üzerine, altında dört mağazası bulunan otel olarak inşa edilmiştir. İki katlı olan yapının dış duvarları yığma tuğla, iç bölmeleri Bağdadi olarak yapılmıştır. Mustafa Kemal Paşa 9.Ordu Müfettişi olarak 19 Mayıs 1919 Pazartesi günü sabahı saat 08.00’de mahiyeti ile birlikte, Samsun’da karaya çıktıktan sonra kaldığı ilk yer burasıdır. Mahiyetinde bulunan arkadaşlarından bir bölümü de günümüzde Ticaret ve Sanayi Odasının bulunduğu yerde yer alan Karadeniz Oteli’nde konaklamışlardır. Günümüzde Kale Mahallesi, Mecidiye Caddesi üzerinde yer alan, Mustafa Kemal Paşa’nın kaldığı bu otelin adı zamanla halk arasında “MINTIKA PALAS OTELİ” ne dönüşmüştür. Bu nedenle bazı kaynaklarda “MINTIKA PALAS” olarak geçmiştir.
Mustafa Kemal Samsun’a çıktığında Fırka Kumandanı Kurmay Yarbay Mustafa Asım Bey idi. Şube Reisi Merzifon’a asker alma şube reisliğinde vefat eden Binbaşı Mustafa Bey, Şube Yüzbaşısı Dede Ağaçlı İbrahim DİKMEN, 38. Alayın Birinci Tabur Komutanı, Binbaşı Cevat TOPÇU idi.
Binbaşı Pire Mehmet Bey’de Topçu Kumandanıydı. Samsun Mutasarrıflığı makamında İbrahim Ethem Bey vardı. Belediye Reisi ise Ahmet Efendi idi.
Mustafa Kemal akşamüzeri 15. Tümen Komutanı Kurmay Yarbay (Mustafa ASIM) ve Mutasarrıf İbrahim Ethem’i beceriksizlikleri ve özellikle İngiliz temsilcisinin bütün emirlerini harfiyen yapmaları ve depolarındaki silahların mekanizmalarının İngilizlere teslimi yüzünden görevden aldı.
Gerek Tümen, gerekse Mutasarrıflık vekâletine 15. Tümen, 45. Alay Komutanı Miralay (YARBAY) Edirneli İsmail Hakkı (ÇANAKKALE VALİSİ İKEN ÖLMÜŞTÜR) Beyi atadı.
EKSİKLİKLER BENİM FAZLALIKLAR DAHA ÖNCE EMEK VERENLERİNDİR. BİR BAŞKA YAZIMDA GÖRÜŞMEK ÜZERE ESEN KALINIZ.