İtalyan heykel sanatkârı Pietro CANONICA 1869 yılı 1 Martında Kuzey İtalya’da Torino’da dünyaya geldi. Eserleri hakkındaki bir listeden öğrenildiğine göre, ilk olarak 1885 yılında her biri ikişer metre boyunda üç heykeli Villanova Mondovi’de San Lorenzo kilisesine konulduğunda onaltı yaşında bulunuyordu. Heykel sanatını Torino’da Academia Albertina’da Od. TABACCHI ’nin yanında yetişerek öğrenmiş, Torino’da ve Milano’da 1890 ve 1891’de düzenlenen Sanat sergilerine mermer ve bronz heykeller ile katılmıştır. Bilhassa gerçekçi bir üslup ile kendisini belli eden bu eserlerinden, mermerden “DOPO İLE ROTO” adlı olanı 1893’te Paris’te ödüllendirilmiştir.
CANONICA her yıl dört – beş eser vermiştir. Bunların bir kısmı büyük ailelerin mezar anıtlarında yerleştirilen porte heykellerdir. 1909’lu yıllarda Rus Çarı II. Nikola tarafından, oraya davet edilmişti. Burada 1910 yılında Çar ailesinin büstlerini yapmış, Petrograd (—Leningrad) ‘da Çar II. Alexandre’ı at üstünde tasvir eden bir heykel meydana getirmiştir. Uzun yıllar Roma’da Heykel Sanatı kürsüsünü işgal eden ve Güzel Sanatlar Akademisi Başkanı olan CANONICA , 1923’te o sıralarda adı yeni duyulmaya başlayan Benito MUSSOLINI ile Papa XV. BENEDETO ‘nun büstlerini yapmıştı. 1925’de ise, Bükreş’de Rumen Krallık ailesinin mezar anıtını büyük , çok figürlü bir kabartma ve Kraliçe Maria’nın bronzdan bir heykeli ile süslediği de bilinmektedir.
VE CANONICA TÜRKİYE’DE…!
Pıetro CANONICA ‘nın Rusya’da başladığı, yabancı ülkelerin idarecilerinin heykel ve anıtlarını yapma faaliyeti, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin 1926’da GAZİ MUSTAFA KEMAL (ATATÜRK) ‘in heykellerini yaptırmak üzere açtığı bir yarışma üzerine Türkiye’ye dönmüş oldu. Kendi notlarında işaret edildiğine göre İtalyan Dışişleri Bakanlığı’nın isteği ve Güzel Sanatlar Müdürlüğünün ısrarı üzerine bu yarışmaya katılmış oldu.
İstanbul’a gelen sanatkâr CANONICA, buradan Ankara’ya giderek ATATÜRK ile tanışmış ve ilk deneme olmak üzere bir büstünü yapmıştır. Dört günde tamamlanan bu büst ATATÜRK tarafından beğenilmişti. Büst üstünde çalışırken CANONICA, karşısında poz veren büyük adamı yakından incelemek imkânı da buluyordu.
Sanatkâr Ankara’da ATATÜRK ‘ün heykellerinin taslağını tamamlayarak Torino’ya dönmüş ve burada ATATÜRK ‘ün Etnografya Müzesi önündeki atlı, Zafer meydanındaki ayakta heykellerini tamamlamıştır.
Sonra yeniden İstanbul’a gelen CANONICA, İstanbul’da Taksim meydanında dikilecek olan Cumhuriyet Anıtı’nın yarışmasını kazanmıştır. CANONICA, İsmet İNÖNÜ ‘nün de bir büstünü yaptıktan sonra içine Kayseri, Tokat, Sivas, Samsun’u alan bir Anadolu seyahatine çıktı.
Sanatkâr Samsun için de bir anıt taslağı hazırlamış ise de bunu tamamlamadan bırakmıştır. Tekrar Ankara’ya gelen CANONICA, bu defa İzmir’e gitmiştir.
Dul eşi tarafından kâğıtları arasında bulunan bir de mektup sureti yine Türkiye ile ilgilidir. Öğrenildiğine göre, bu mektup, CANONICA tarafından, o sıralarda adını Avrupa politikasında yeni duyurmaya başlayan Benito MUSSOLINI (1883 – 1945) ‘ye gönderilmişti.
MUSSOLINI meşhur “ROMA’YA YÜRÜYÜŞ” ile 28 Ekim 1922’den itibaren İtalya’da önemli bir durum almış, 1 Kasım 1922’den itibaren de Başbakanlık ile İç ve Dışişleri Bakanlıklarını üzerine alarak Faşist diktatörlüğüne başlamıştı. İtalya’nın o yıllarda bütün devlet mekanizmasını elinde tutan MUSSOLINI ile CANONICA arasında bir yakınlık olduğu bu mektuptan da anlaşılmaktadır. Sanatkâr bu mektup daha doğrusu raporunda yeni Türkiye hakkındaki görüşleri ile birlikte tanınmış olduğu ATATÜRK ‘ün kendi üzerinde bıraktığı tesirleri de aktarmaya çalışmaktadır. Rapor – mektubun bir bölümü İtalya’nın Türkiye’deki çıkarları ve İstanbul’da yaşayan İtalyanlar ile Levanten’ler hakkındadır. Böylece umulmayan bir silkinişle, ATATÜRK tarafından yepyeni bir biçimde hızlı bir gelişme içine sokulan genç Türkiye Cumhuriyeti’nin durumu CONONICA tarafından, İtalyan Devlet adamı ve diktatörü Benito MUSSOLINI ‘ye anlatılmaktadır. Hatta belki de kendisi, Türkiye’ye giderken böyle bir rapor yazmakla görevlendirilmiş olabilir.
CANONICA’NIN ATATÜRK VE TÜRKİYE HAKKINDA MUSSOLINI’YE MEKTUBU:
—“EKSELANS,
TÜRKİYE’DE KALDIĞIM SÜRE ZARFINDA GÖREBİLDİKLERİM HAKKINDA ZAT-I ÂLİLERİNİN BENDEN İSTEDİĞİ BİLGİLERİ ŞU KISA RAPORUMDA VERMEYE ÇALIŞACAĞIM.
İLK ÖNCE İSTANBUL’A, SONRA DA POLİTİKA, ASKERİ, KÜLTÜR VE BASIN ÇEVRELERİNDE SEÇKİN KİŞİLERLE TEMAS OLANAĞI BULDUĞUM ANKARA’YA GİTTİM.
ŞAHSİ KANAATLERİME GÖRE, DİĞER YABANCILAR TARAFINDAN BİZE KARŞI BÜYÜK GÜVENSİZLİK BİR YANA BIRAKILIRSA, EN MÜTEVAZISİNDEN EN YÜKSEK SEVİYEDEKİLERE KADAR TÜRKLER, İTALYANLARA KARŞI CANDAN SEMPATİ HİSLERİ BESLİYORLAR VE HEPSİ DE “ASKERLERİMİZİN SAMİMİ VE İYİ, YÜREKTEN DAVRANIŞLARI ARASINDA BİR TEZAT YARATIR ŞEKİLDE HAREKET ETTİKLERİNİ” SÖYLÜYORLAR. İSTANBUL’UN MÜTTEFİKLER TARAFINDAN İŞGALİ ESNASINDA YAPTIKLARIMIZ İÇİN BÜYÜK VE MİNNETTARLIK HİSLERİYLE DOLULAR.
KEMAL PAŞA SADE, BİZİM LOMBARDİA VE PİEMONTE BÖLGELERİNİN ESKİ ASİL ASKERLERİNE BENZEYEN DAVRANIŞLARIYLA ÇOK SEÇKİN BİR İNSAN. AZ KONUŞUYOR, DERİN VE KESİN CEVAPLAR VERİYOR, ÇOK DÜŞÜNÜYOR VE İZLİYOR. İNSANLARI BÜYÜK ENERJİSİNİ YANSITAN VE NÜFUZ EDEN GÖZLERLE İNCELİYOR. FİZYONOMİSİ, O AN İÇİNDE BULUNDUĞU HİSLERE GÖRE BAZEN EMİR VERİCİ BİR GÖRÜNÜME, BAZEN DE İNSANI DUYGULANDIRAN, ADETA ÇOCUKSU TATLI BİR HAVAYA BÜRÜNÜYOR. MERHAMET DOLU BİR İNSAN. ÇOK ACI ÇEKMİŞ OLDUĞU ANLAŞILIYOR. ACİZ KİMSELERE KARŞI SEVİNÇ DUYUYOR, ÖNEMLİ BİR KİŞİ HAVASI TAKINMIYOR. TÜM AİLE EFRADI İLE KONUŞUYOR, ŞAKALAŞIYOR.
ÇİÇERİN İLE OLAN GÖRÜŞMESİNDEN SONRA DIŞİŞLERİ BAKANI TARAFINDAN KENDİSİNE, TABİATİYLE BENİM ANLAMADIĞIM TÜRKÇE BİR RAPOR VERİLİRKEN, BENDEN 1 METRE UZAKLIKTA POZ VERDİĞİ SIRADA KENDİSİNİ İNCELEME FIRSATI BULDUM. O SIRADA ÇOK HASSAS BİR YARADILIŞI OLDUĞUNU ANLADIM, ÇÜNKÜ BAKANIN KONUŞMASINI DİNLERKEN YÜZÜNÜN DEĞİŞEN İFADELERİNDEN ZAMAN ZAMAN SİNİRLENİP ZAMAN ZAMAN MEMNUN OLDUĞUNU BELİRTEN RUH DURUMUNU AÇIKÇA GÖRÜYORDUM.
EVİ SADE, HİÇBİR LÜKSÜ YOK, BAKIMLI, KELİMENİN TAM ANLAMI İLE BİR BURJUVA EVİ.
GAZİ, ÜLKESİNİN GELECEĞİNİ DAHA İYİYE GÖTÜRECEK TARIM, SANAT VE HER TÜRLÜ KONUYLA YAKINDAN İLGİLENİYOR. HEMEN HEMEN HER GÜN, TOPRAĞIN EN MODERN VE GELİŞTİRİLMİŞ METODLARLA İŞLENDİĞİ ÇİFTLİĞİNE GİDİYOR. İDEALİ, İLMİN HER DALINDA ÇAĞDAŞ BİR ZİHNİYET VE MODERN ARAÇLARLA ÜLKESİNİ DEĞİŞTİRMEK. ASIRLARCA UTANÇ VERİCİ BİR BİÇİMDE SÖMÜRÜLÜP İHMAL EDİLEN, BU FAKİR AMA KUVVETLİ VE YÜREKLİ HALKIN DÜŞÜNCE TARZINI DEĞİŞTİRMEK AMACI İLE, GÖRÜNÜŞTE ÇOK AZ ÖNEM TAŞIYAN ŞEYLERDE BİLE GELENEKLERİ YIKMAK, KÖTÜ GEÇMİŞİ TAMAMIYLA YOK ETMEK ZORUNDA KALDIĞINI BELİRTİYOR. OKUL VE ÜNİVERSİTELER KURMAK İÇİN İLİM, ENDÜSTRİ, SANAT VS. ALANLARINDA EN İYİ UZMANLARA SAHİP OLMAK İSTİYOR.
GAZİ ‘NİN YANINDA, O’NUN EKSİKLİKLERİNİ TAMAMLAYAN, CANLI VE NEŞELİ, KARAKTERLİ, BÜYÜK İDEALLERLE DOLU, ÇOK KÜLTÜRLÜ BİR ADAM OLAN İSMET PAŞA DURUYOR. KENDİSİ ÇOK AZ RASTLANIR ÇEVİK BİR ZEKÂYA SAHİP, İNANILMAZ DERECEDE KURNAZ, HER ŞEYİ DERİNİNE İNCELİYOR. GAZİ ‘NİN ETRAFINI SARAN DOSTLARI DA ZEKİ VE KÜLTÜRLÜ, MÜTEVAZI VE KENDİSİ GİBİ HALKINI SEVEN VE O’NUN İYİLİĞİNİ İSTEYEN KİMSELER.
GAZİ HAKKINDA ÇOK ŞEY SÖYLENİYOR. KANAATİMCE, KENDİSİNİ GERÇEKTEN TANIYABİLMEK İÇİN YAKINDAN VE ÖZEL YAŞAMINDA DA İNCELEMEK GEREKİR. AHLAKIYLA İLGİLİ ÇIKAN SÖYLENTİLER BANA ÇOK ABARTILMIŞ GELİYOR. DUYGUSAL AÇIDAN VE ARKADAŞLIK KONUSUNDA DÜŞ KIRIKLIĞINA UĞRAMIŞ BİR İNSAN OLDUĞUNU ZANNEDİYORUM.
ANADOLU’NUN GÖREBİLDİĞİM BÖLGELERİ HAKKINDA, BÖLGENİN İŞÇİLERİ VE MÜLK SAHİPLERİNE YÖNELTİLEN SORULARDAN DA ÇIKARILAN SONUÇLARA GÖRE ELDE EDİLEN BİLGİLER ŞÖYLE:
İSTANBUL’DAN AYRILINCA, DENİZ BOYUNCA UZANAN ZEYTİNLİKLERİ GERİDE BIRAKTIKTAN SONRA, ANKARA’YA DOĞRU YÜKSELEN, 300 METRE GENİŞLİĞİNDEKİ BÜYÜK VADİDEN, 1000 METREYE KADAR YÜKSELEN BAŞKA BİR BÖLGEYE GEÇİLİR. BURASI, GÖZÜN SONSUZ DAĞ DİZİLERİNİ İZLEDİĞİ, YERYÜZÜNDE EŞİNE RASTLANMAYACAK BİR TABLO GÜZELLİĞİNDE ÇÖLÜMSÜ, KURAK, KUMLU VE KAYALIK, ANCAK NE BİR AĞAÇ GRUBUNUN NE DE UFAK DA OLSA BİR YEŞİLLİĞİN DAHİ GÖRÜLMEDİĞİ BİR BÖLGEDİR.
DEMİRYOLUNUN KESTİĞİ YERLER GEÇİLDİĞİNDE, ÇOK UZAKTA KÜÇÜK KÖYLER, AZ ÇOK ÖNEM TAŞIYAN TEK TÜK KASABALAR GÖRÜLÜR. BU SEYREK YERLEŞME, BÖLGENİN VERİMSİZLİĞİNİN AÇIK BİR BELİRTİSİDİR: BU KÜÇÜK YERLEŞİM MERKEZLERİ, VADİ YATAĞININ, TOPRAĞIN İŞLENMESİNE AZ DA OLSA İMKÂN VERDİĞİ YERLERİNDE KURULMUŞLARDIR.
SU GENELLİKLE BULUNMAZ. KÜÇÜK BİR AKARSU, DAHA DOĞRUSU SU AKINTISI, ANKARA’DAN DOĞRU GELİRKEN DEMİRYOLU HATTI BOYUNCA İLERLEYİP, SITMA KAYNAĞI OLAN SIK SU BİRİKİNTİLERİ MEYDANA GETİRİYOR. ARAZİ GRİ RENK DEĞİL. ÖRNEĞİN, ANKARA’DA VASAT BİR PARK KURABİLMEK AMACI İLE NE KADAR ÇALIŞILIP PARA HARCANDIYSA DA ANCAK, BAKILDIĞINDA, CILIZLIKLARIYLA İNSANA ADETA HUZUR VEREN BİRKAÇ AĞAÇ DİKİLEBİLMİŞTİR. ALMANLAR DA UZMAN PERSONELLE BÜYÜKELÇİLİKLERİNDE BİR BAHÇE YARATMAYI 3 KEZ DENEDİLERSE DE ÇOK AZ SONUÇ ALABİLDİLER. GAZİ, KENDİ ÇİFTLİĞİNDE 3 YIL İÇİNDE 2 MİLYON TÜRK LİRASI HARCANDIĞINI ANCAK ÇOK KÖTÜ SONUÇLAR ALDIĞINI SÖYLÜYOR.
BU TOPRAĞI VERİMLİ HALE GETİREBİLMEK İÇİN ÇOK MASRAFA, ÇOK FAZLA GÜBREYE, İŞÇİLİĞE, BİNA İNŞASINA VE HER ŞEYDEN ÖNCE SU ARAMA FAALİYETLERİNİN HIZLANDIRILMASINA İHTİYAÇ VAR. HAYVANCILIK FENA DEĞİL, ANCAK HAYVANLAR KORKUNÇ DERECEDE ZAYIF VE KURAK BİR ARAZİ ÜZERİNDE KAVRULMUŞ GİBİLER. SERT TÜYLÜ MANDALARDAN VE BİR TÜR KOYUNDAN ÇOK SAYIDA BULUNUYOR. BU KOYUNLAR, KURAKLIK NEDENİ İLE YEM BULUNMAYAN UZUN MEVSİMLERDE KENDİ GIDALARINI SAĞLAYAN BÜYÜK BİR KUYRUĞA SAHİPLER. BUNLAR, BU ŞARTLARA DAYANABİLEN TEK CİNS HAYVAN TÜRÜDÜRLER.
ÜLKEYİ DAHA İYİ TANIYABİLMEK İÇİN ANKARA – İZMİR ARASINDAKİ UZUN MESAFEYİ, 36 SAATTE OTOBÜSLE KAT ETTİM. YOL ARKADAŞIM, BANA REHBERLİK YAPAN BİR TARIM MÜHENDİSİYDİ. ARAZİYE İLİŞKİN OLARAK DAHA ÖNCE SÖYLEDİĞİM ÇÖLÜMSÜ, KAYALIK VE SUSUZ İFADELERİNİ BU BÖLGE İÇİN DE TEKRARLAYABİLİRİM.
YALNIZCA, İZMİR’DEN BİRKAÇ KİLOMETRE UZAKTA, YAYLADAN İNİŞ BÖLGESİNDE, OLAĞANÜSTÜ BİR ZENGİNLİKTE VE ÇEŞİTTE EKİLİ YEŞİL ALAN GÖRÜLÜYOR.
KISACA SÖYLEYEBİLİRİM Kİ ANKARA’DA BÜYÜK İLERLEMELER KAYDEDİLMİŞ VE ÇALIŞMALAR HALEN YOĞUN BİR ŞEKİLDE SÜRDÜRÜLÜYOR. ULAŞTIRMADAKİ BÜYÜK GÜÇLÜKLER, USTA İŞÇİLİK VE EL İŞÇİLİĞİNİN EKSİKLİĞİ GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULURSA, BU HÜKÜMETİN GERÇEK MUCİZELER YARATTIĞI İNKÂR EDİLEMEZ.
BU BÜYÜK PROGRAMIN GERÇEKLEŞTİRİLMESİNDE SARF EDİLEN BÜYÜK GAYRET İÇİN GAZİ ‘NİN PEK ÇOK DÜŞMANI OLDU İSE DE, KENDİSİNE FİKİR VERİP, İNANÇ VE ŞEVKLE DESTEKLEYEN, ÇOK YETENEKLİ BİRÇOK KİMSENİN DE O’NUN LA OLDUĞUNU UNUTMAMAK GEREKİR.
DAHA ÖNCE RUSYA’DA TETKİK ETMEK FIRSATINI BULDUĞUM TÜRK KARAKTERİNİN ÖZELLİKLERİNDEN BAŞLICALARI; İYİLİK, MERTLİK VE CÖMERTLİKTİR. GENÇLER, ZEKİ VE HEYECANLI OLMALARININ YANINDA AYNI ZAMANDA SAF YARADILIŞLIDIRLAR; ÇALIŞAN İNSANA KARŞI BÜYÜK SAYGILARI VAR. İÇLERİNDE TAŞIDIKLARI, ÖZVERİDE BULUNMA İSTEĞİ GERÇEKTEN ÖVÜLMEYE DEĞER. ÜLKELERİNİ, BATILI ÜLKELERİN UYGARLIK VE SAYGINLIK SEVİYESİNE GETİRMEYİ CANDAN İSTİYORLAR.
DİĞER MİLLETLER VE ÖZELLİKLE, TARAFIMIZDAN BİR ÇIKARTMA YAPILACAĞI SÖYLENTİLERİNİ YAYARAK, TÜRKİYE’NİN KENDİSİNE 22 MİLYONA MAL OLAN BİR SEFERBERLİĞİ İLAN ETMESİNE SEBEP OLUP, HİÇ DE DÜRÜST OLMAYAN BİR ŞEKİLDE MUSUL’U ELE GEÇİREN İNGİLTERE TARAFINDAN KÖRÜKLENMEKTE OLAN BÜYÜK GÜVENSİZLİK DUYGUSU SİLİNEBİLDİĞİ TAKDİRDE TÜRK MİLLETİNİN MİLLETİMİZLE ÇOK İYİ ANLAŞACAĞINA KUVVETLE İNANMAKTAYIM.
BU TEK ENGELİN KALDIRILMASIYLA, TİCARETİMİZE VE BİR HAYLİ SAYIDA GÖÇMENİMİZE AÇIK, GERÇEK BİR DOST MİLLET KAZANABİLİRİZ. BU İNANCIM GAZİ ‘NİN, ÜLKEMİZDE DE DUYULMASINI İSTEDİĞİM EN YAKIN ARKADAŞLARININ YAPTIKLARI AÇIKLAMALAR İLE DAHA DA KUVVETLENDİ.
FAKAT MAALESEF BUGÜN, İNGİLİZLER, FRANSIZLAR, HOLLANDALILAR İYİ GÖZLE GÖRÜLMEMELERİNE RAĞMEN, ÇEŞİTLİ İŞLER YAPIYORLAR. ALMANLAR, HEMEN HEMEN BÜTÜN BÜYÜK İNŞAAT İHALELERİNİ ELDE ETMEYİ BAŞARARAK YARDIMCI ENDÜSTRİ KOLLARINA YOLLAR AÇMA İMKÂNI BULDULAR. BİRÇOK ALMAN GENCİ DE TİCARET VE ENDÜSTRİYE EL ATIYOR.
ÜLKEDE, HALI VE SERAMİK İŞÇİLİĞİ SÜRATLE GELİŞİYOR VE HER TÜRLÜ FABRİKA KURULUYOR.
TÜRKİYE’YE YAPACAĞIM GELECEK SEYAHATLERDE, BÜYÜKELÇİMİZLE DE ANLAŞTIĞIMIZ ŞEKİLDE, ZAT-I ÂLİLERİNE EN ETKİLİ İŞBİRLİĞİNİ SAĞLAMAK AMACI İLE ELİMDEN GELEN GAYRETİ GÖSTERECEĞİM. BÜYÜKELÇİMİZ, HAYATİ ÖNEM TAŞIYAN ÇIKARLARIMIZI SAVUNMAK İÇİN HİÇBİR FIRSATI KAÇIRMIYOR.
BUNDAN SONRA TÜRKİYE’YE İLK GELİŞİMDE, BURADAKİ TİCARİ VE ENDÜSTRİYEL ALANLARA GİREREK BU İLİŞKİLERİ DEVAM ETTİREBİLMEK İÇİN, RİNASCENTE KURULUŞUNUN EN ÜST DÜZEYDEKİ YETKİLİLERİ İLE DİĞER FİRMALARIMIZIN TEMSİLCİLERİNİ DE BERABERİMDE GETİRMEYE TEKRAR SÖZ VERİYORUM.
İSTANBUL’DA YAŞAYAN İTALYANLAR İÇİNDE BİRÇOK MASONUN BULUNDUĞUNU FARK ETTİM. ÖZELLİKLE LEVANTİNO’LAR ARASINDA, YALNIZCA ÜLKEYİ SÖMÜRME İMKÂNI BULDUKLARINDA İTALYAN OLDUKLARINI HATIRLAYAN MASONLAR VAR. NEYSE Kİ HEPSİ BÜYÜKELÇİMİZ TARAFINDAN İYİ TANINIYORLAR.
İZLEYEBİLDİĞİM KADARIYLA KARA KUVVETLERİ EN KÜÇÜK YERLERDE BİLE İYİ DONATILMIŞ, BAKIMLI VE DİSİPLİNLİ, AVRUPA’NIN EN İYİ ORDULARINA VERİLEN KARAVANA SEVİYESİNDE KARAVANA VERİLDİĞİNİ GÖRDÜM.
ASKERLERİN TUTUMU MUHTEŞEM. ATLAR UFAK CİNS, KATIRLAR İSE KUVVETLİ VE DAYANIKLI HAYVANLAR. DAĞLIK ARAZİNİN AŞILMASINDA TOPLAR ATLARA ÇEKTİRİLİP BAZEN DE KATIRLARLA DESTEKLENİYORLAR. BENİ ÇOK HAYRETE DÜŞÜREN BİR ŞEY DE ASKERİ BANDOLARIN BİLE TAHMİNDEN DAHA İYİ OLUŞTU. KIŞLALAR ÇOK GÜZEL VE TEMİZ SUBAYLAR MÜCADELE RUHU İLE DOLU VE ÇOK GURURLU. AŞIRIYA KAÇMAYAN BİR ŞEKİLDE ŞIK GİYİNİYORLAR.
ANARŞİYİ TEMİZLEME ÇALIŞMALARI ŞİMDİ ÇOK İYİ YAPILIYOR. KIRSAL BÖLGELER ARTIK GÜVENLİ. MARŞLAR SÖYLEYEREK UFAK BAYRAKLARLA DEVRİYE GEZDİKLERİNİ GÖRDÜĞÜM KEŞİF GRUPLARI OLUŞTURULMUŞ.
YABANCI MİLLETLER TARAFINDAN GERÇEKLEŞTİRİLEBİLECEK BİR ASKERİ İŞGAL ENDİŞESİ, TÜRKİYE’DE, MİLLİ SAVUNMA BÜTÇESİNE DEVLET BÜTÇESİNİN YÜZDE ALTMIŞINI TAHSİS ETMEYİ GEREKTİREN ÖZEL BİR DURUM YARATMIŞ.
TÜRKİYE’YE YAKINDA YAPACAĞIM SEYAHATLERDEN BİRİNDEN DÖNÜŞÜMDE, ESERLERİMİ GÖRMEK İSTEYEN TÜRK ŞAHSİYETLERDEN OLUŞAN BİR KOMİSYONU DA BERABERİMDE GETİRECEĞİM. KENDİLERİNE GÜZEL MEMLEKETİMİZİ TANITMAK VE KENDİLERİNİ ÖZELLİKLE ENDÜSTRİ VE TİCARET ALANINDAKİ EN SEÇKİN KİŞİLERLE TANIŞTIRMAK VE EKSELANSLARININ UYGUN GÖRMELERİ HALİNDE ZAT-I ÂLİLERİNE TAKDİM ETMEK İSTİYORUM.
SON VERİRKEN, ZAT-I ÂLİLERİNİN BU MİLLET HAKKINDAKİ KANAATİNE DEĞİNMEKTEN KENDİMİ ALIKOYAMAYACAĞIM. ÇIKARCI YABANCILAR VE HATTA MASON BAZI VATANDAŞLARIMIZ TARAFINDAN BU MİLLET İHTİRASLI, ÇIKARCI, MACERAPEREST BİR MİLLET OLARAK TANIMLANMIŞTI.
DEVLET BAŞKANINA SON DERECE SAYGI VE TAKDİR HİSLERİYLE BAĞLI OLAN BÜYÜKELÇİ, BU ALDATICI NİTELİKTEKİ YIKICI FAALİYETE KARŞI BÜTÜN GÜCÜ İLE KARŞI KOYDU VE BEN DE KENDİSİNE EN FAYDALI ŞEKİLDE YARDIMCI OLMAYA ÇALIŞTIM. GERÇEĞİN AYDINLATILMASI İÇİN HİÇBİR ŞEYİN İHMAL EDİLMEDİĞİ VE BUNDAN SONRA DA EDİLMEYECEĞİ KONUSUNDA ZAT-I ÂLİLERİNE FAYDALI OLABİLDİĞİM TAKDİRDE KENDİMİ MUTLU HİSSEDECEĞİM, SEVGİ VE MİNNETTARLIK HİSLERİMLE.” (Kaynak..: Prof. Dr. Semavi EYİCE “ATATÜRK VE PIETRO CANONICA”)
EKSİKLİKLER BENİM FAZLALIKLAR DAHA ÖNCE EMEK VERENLERİNDİR. BİR BAŞAK YAZIMDA GÖRÜŞMEK ÜZERE ESEN KALINIZ.