Terör, yasa dışı örgütlerin emellerini gerçekleştirmek için şiddete dayalı eylemlerine denilmektedir. Amaç anayasa ve yasaların işlevini kaybetmesi ve topluma kaos ortamının hakim olmasıdır. Toplumda güven duygusunun sarsılarak vatandaşın devlete bağlılığı ortadan kaldırılarak terör örgütlerine alan açılmaya çalışılır. Bu nedenle terör örgütleri şiddete başvurmayı bir yöntem olarak seçerler.
Terör örgütleri bir yandan da propaganda yöntemlerini etkin bir şekilde kullanarak kitle desteğini sürekli hale getirmeyi amaçlarlar. Toplumsal olaylarda sürekli eylemlilik durumu ile örgüt sempatizanlarının örgütten kopmaları engellenmeye çalışılır. Ayrıca sürekli eylemlilik durumu ile gerek örgüte yeni katılımları sağlama gerekse de örgüt üyelerine güven verme hedefinde olurlar.
Terör örgütleri için asıl önemli olanı ses getirecek eylemlerdir. Bu nedenle eylemlerin insani boyutu ile pek ilgilenmezler. Toplumda devlet otoritesinin ortadan kaldırılması birinci hedefleri olduğundan eylemlerini kamusal işleyişi ortadan kaldıracak şekilde gerçekleştirirler. Halkın devletten beklentisinin olamaması öncelikli hedefleri arasındadır. Böylece devletten bir beklentisi kalmayan halkı çaresiz bir biçimde örgütün denetimi altına sokarlar. Aslında uyguladıkları şiddet eylemleri halkı yıldırmak ve sindirmek içindir.
Terör örgütleri yazılı ve görsel unsurları da etkin bir şekilde kullanama gayreti içinde olurlar. Basın yayım yoluyla yaptıkları paylaşımlarla özellikle gençlerin kafası karıştırılarak örgüte üye katılımı amaçlanır. Bu yayımlarda özellikle devlet kurumlarını itibarsızlaştıracak yayınlara önem verilir.
Bunlara karşılık devletlerin terör örgütlerine karşı etkinlik alanı terör örgütleri kadar çok değildir. Çünkü devlet kurumları düzenli ve sistematik bir yapıdayken terör örgütleri gayri nizami bir yapıda hareket ederler. Yani düzenli birliklerin düzensiz birliklere karşı mücadelesi çok güçtür. Bu nedenle terörle mücadelede dünya devletlerinin kesin bir başarı elde ettiği çok az görülmektedir.
Devletler teröre karşı mücadeleyi iki farlı kategoride sürdürürler:
Bu kategoriler doğrudan ve dolaylı güç kullanmayı gerektiren kategorilerdir. Doğrudan mücadele aktif güç kullanmayı kapsarken dolaylı mücadele pasif güç kullanmayı kapsamaktadır. İkinci mücadelede örgüt sempatizanları ve tarafsız kalmaya çalışan gurupların terör örgütüne sağladıkları destek kesilmeye çalışılır. Doğrudan mücadelede ise güvenlikçi önlemler tercih edilmektedir. Buna göre olaylar olmadan caydırmak amaçlanır.
Caydırıcı güç kullanımının uzun süreli kullanılması güvenlik güçleriyle devletin meşruluğunu tartışmalı hale getirebilir. Mücadelenin ölçülü ve hukuk çerçevesinde yapılması daha etkin sonuçların alınmasını sağlar. Doğruda mücadele dönemi, teröristlerin belirli bir alanda inisiyatifi ele geçirmesiyle başalar. Bu dönemde güvenliğin süratle sağlanabilmesi için; Olağanüstü hal ilanı, sıkıyönetim, terörle mücadele için özel kanunların yapılması, mevcut cezaların artırılması, belirli özgürlüklerin kısıtlanması, hızlı yargılamalar, aramalar ve özel mahkemeler gibi tedbirler alınır. Demokratik bir toplumda bu uygulamalar güvenlik söz konusu olduğundan normal karşılanır.
Güvenlik güçleri bu tedbirleri seçme üstünlüğüne de sahiptir. Bu dönemde sosyal ekonomik ve siyasi hakların genişletilmesini terör örgütü devleti dize getirdik diye propaganda yapacaktır. Tarihi örnekler incelendiğinde terör örgütleri, bu değişiklikleri eylemlere karşılık alınmış bir hak olduğunu iddia etmişler ve daha fazla ayrıcalık istemişlerdir. Bu nedenle şiddetin çok arttığı dönemlerde güvenlikçi tedbirler öncelikli olmalıdır.
Güvenlikçi önlemler diğer önlemlerin de güvencesi durumundadır. Ekonomik, idari, siyasi ve kişisel özgürlükler alanında alınan kararlar terör örgütlerinin tehditleri nedeniyle hayata geçirilemez. Güvenlikçi tedbirlerin alınmasından sonra terör örgütlerin taleplerini çağrıştıran unsurların hayata geçirilmesi güvenlikçi tedbirleri tartışmalı hale getirir.
Dolaylı mücadele için en uygun zaman terör örgütünün güvenlikçi tedbirlerle güç kaybetmeye başladığı dönemdir. Dolaylı mücadele için mutlak hâkimiyet beklenirse geç; olaylar azalmadan başlatılırsa erken olacaktır. Terörün güç kaybetmeye başladığı dönemde başlatılan dolaylı mücadele, güvenlikçi yöntemlerle güvence altına alınacaktır.
Terörle mücadelede ikna edilmesi gereken taraflardan biri teröristlerse diğeri de iç ve dış kamuoyudur. Bunun için başta siyasi partiler olmak üzere sivil toplum örgütleriyle basın yayın kuruluşlarının ortak hareket etmesi gerekmektedir. Gerek kamuoyunda gerekse de kamu kurumlarında ortak bir bakış açısının geliştirilmesi için devletin propaganda faaliyetlerini titizlikle yerine getirmesi gerekmektedir.
Terör örgütleri günümüzde büyük devletlerin doğrudan savaşı yerine düşman devletlerini yıpratmak için kullandıkları taşeron örgütler şeklinde kullanılmaktadır. Bir devletin başka bir devlet üzerinde söz sahibi olması içinde terör örgütleri yoluyla ilgili devlete mesaj verebilirler. Ancak terör örgütlerinin isminde örgüt olsa da eylem şekilleri örgütsüzlük ve düzensizlik üzerine kurulu olduğu için devletlerin taşeron olarak kullanmaları günün birinde kendilerine zarar verebileceği gerçeğini değiştirmez.
Yaygın bir kanı olarak değerlendirirsek benim teröristim iyi senin teröristin kötü anlayışı çok tehlikeli bir anlayıştır. Çünkü terörün nereden, ne zaman ve nasıl vuracağı hiç belli olmaz. Terör terördür.
Hakan TUNÇ