Mustafa Kemal Atatürk, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanıdır. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce 29 Ekim 1923 – 10 Kasım 1938 tarihleri arasında dört kez Cumhurbaşkanı seçilen Atatürk, bu görevi en uzun süre yürüten Cumhurbaşkanımızdır.
Atatürk döneminde olduğu gibi günümüzde de Cumhurbaşkanlığı makamı “Fors” ile temsil edilmektedir.Fors, “Anıtkabir Atatürk Müzesi” albümünde 287 envanter numara da yer almakta ve açıklamasında; “Fors’un ilk kullanım tarihi 1922” olarak belirtilmektedir.
Aşağıdaki görselde; Büyük Millet Meclisi Başkanı Mustafa Kemal Paşa, Çankaya’dan otomobili ile yaverleri Salih (BOZOK) ve Rasuhi Beyler ile Büyük Millet Meclisi’ne giderken görmekteyiz. Atatürk’ün, T.B.M.M. Başkanlığı görev süresi: 24 Nisan 1920 – 29 Ekim 1923 tarihleri arasında olması, şimdiki “Cumhurbaşkanlığı Forsu”nun ilk benzerinin 1922’de Atatürk aracında kullanılmış olması –ki o tarihte henüz güneşi temsil ettiği iddia edilen Türkiye Devleti kurulmamıştı- dikkat çekicidir.
Bir rivayete göre de;“Mustafa Kemal, Finikeli bir narenciye tüccarı tarafından daha sonraları Anıtkabir’e hediye edilen bu ilk bilinen Fors’u, 1922’de İzmir gezisi sırasında aracında kullanmıştır,” denilmektedir.
Diğer taraftan 1923 yılında Mimar Vedat Tek tarafından inşaatına başlanan İkinci TBMM binasının Genel Kurul Salonunun sol balkonunda Fors kabartması bulunmaktadır. Fors kabartmasının bariz görüldüğü 1924 yılında Mustafa Kemal Atatürk’ün bir meclis konuşmasında çekilen fotoğraf, şu an Ankara Üniversitesi Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü’nün koridorunda sergilenmektedir.
Samsun Büyükşehir Belediyesi, “Havza Atatürk Evi” görevlisi Rukiye Yücel, Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada;
(—)”Havza Atatürk Evi’nin, Mustafa Kemal Atatürk’ün, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktıktan 6 gün sonra Havza’ya gelerek, kaldığı o dönemin Mesudiye Oteli olduğunu ve Atatürk’ün, Cumhurbaşkanı olduktan sonra da 1924, 1928 ve 1930 tarihlerinde Havza’yı ziyaret ettiğini,ve Atatürk’ün, 1924 yılındaki ilk ziyaretinde Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk “Cumhurbaşkanlığı Forsu”nu armağan ettiğini” söylemiştir.
Oysa Fors, Türk Bayrağı nizamnamesinin “hususi bayraklar” bölümünde tarif edilmiş, ilgili ilk düzenleme ise 1925 yılındaki “Sancak Talimatnamesi”nde yer almıştır.
Forsla ilgili ilk düzenleme 1925 yılındaki “Sancak Talimatnamesinde yer almışsa da, daha sonraki düzenlemelerle; 1936’da Türk Bayrağı kanununda, 1937’de Türk bayrağı nizamnamesinde, 1939’da ek nizamnamede ve 1978’de yasal değişikliklere uğramıştır. Bu yasal düzenlemelerde forsun şekil ve ölçüleri, kullanım yerleri belirtilmiş, ancak simgelerin ne anlama geldiğine dair açıklamalar yapılmamıştır(!).
Fors ’unTürk Dil Kurumu tarafından yayımlanan Büyük Türkçe Sözlük’ te anlamı şöyle tanımlanmaktadır:
“Cumhurbaşkanının bulunduğu yerlere, amiral ve generallerin çalıştıkları kuruluşlara, gemilere veya bu düzeydeki görevlilerin arabalarına çekilen üç veya dört köşeli bayraktır.”
Meydan Larousse Büyük Lugat ve Ansiklopedi, Meydan Yayınevi, İstanbul, 1990, c.12, s.302’de ise;
“…Tarih boyunca Türkler, askeri kıtalarda değişik şekil ve ebatlarda armalar kullanmışlardır. Atilla’nın, kuş resmini kullandığı rivayet edilirken, Göktürk bayrağında ise bir kurt başı yer almıştır. Anadolu Selçukluları sikke ve benzeri madeni objelerde çift başlı kartalı tercih etmiştir. Osmanlı devleti ise figürlü tasvirlerden uzak durmuş ilk dönemler sultanların tuğralarını kullanmışlardır. Tuğra, Osmanlı padişahlarının imza yerine kullandıkları özel şekillere denir,” yazmaktadır.
İslam Ansiklopedisi, Türkiye Diyanet Vakfı Yayını, İstanbul, 1991, , c:3 s.3822’de;
“…Devletler, yönetimlerini bağımlı ve görünür kılabilmek amacıyla semboller kullanırlar. Arma, fors, tuğra, kitabe şeklinde tezahür eden bu semboller aynı zamanda otoriteyi temsil eder. Latince bir kelime olan arma “kalkan, zırh, silah” anlamlarına gelmekte ve asaletin, otoritenin belirtisi olarak kabul edilmektedir. Arma, bazen bir şekilden ibaret olurken bazen de birkaç şeklin kompoze edilmesiyle oluşabilmektedir. Bu şekillerin ve motiflerin, ayrı ayrı veya bütün olarak bir anlamı olabilir. Bütün dünyada görülebilen armaların kompozisyonunda hayvan, silah, yıldız, çiçek gibi motifler yaygın olarak kullanılmaktadır,” denilmiştir.
“Türk Bayrağı Yasası (2994 sayılı yasa)” 3 Haziran 1936 Çarşamba günü kabul edilmiştir. Yasa, “lâyık olduğu yüksek şerefi ve verilmesi gerekli olan büyük ehemmiyeti her yerde bir disiplin altında ayni tarz ve sistemde olması” amacıyla Milli Müdafaa Vekilliği (Milli Savunma Bakanlığı) tarafından hazırlanmış ve İcra Vekilleri Heyeti (Bakanlar Kurulu) tarafından mecliste tartışılmıştır. Şekliyle, malzemesiyle, ölçü ve renkleriyle bayrak ve forslara belli bir standart getirenbu yasa ile yurttaşlardan bayrağa daha fazla saygı göstermesi beklenmiştir.
Bayrakla ilgili yapılan başka bir düzenleme yukarıda da belirttiğimiz 1937’de kabul edilen“Türk Bayrağı Nizamnamesi”dir. Milli Müdafaa Vekilliği tarafından hazırlanıp, İcra Vekilleri Heyeti kararı ile 1937 yılında kabul edilen nizamname (7175 sayılı kararname), bayrakla ilgili bazı düzenlemeler içermiştir (T.C. Resmi Gazete, 14 Eylül 1937, Sayı: 3708). Söz konusu nizamnamenin, 35. ile 42. maddeleri arası “Hususi Bayraklar” bölümü olarak geçmektedir ve “Cumhurbaşkanlığı Forsu”nun şekli, ölçüsü ve diğer özelliklerinden bahsetmektedir. Ne var ki, burada da güneşin ve yıldızların ne anlam içerdiği açıklanmamıştır.
Bilindiği üzere Fors, Türk Bayrağı’nın sol üst köşesinde bir güneş ve çevresinde yer alan 16 yıldızdan oluşan ve devletin otoritesini temsil eden bir simgedir.
Emrullah Öztürk, Cumhurbaşkanlığı Forsu ve 16 Türk Devleti Tartışması” adlı makalesinde;
(—) “Fors, Cumhurbaşkanının ikametgâhında, ziyareti süresince bulunduğu yerde ve binanın dışında bayrak direğine çekilir; ayrıca makam odasında çalışma masasının sol gerisine de konur. Yine içinde Cumhurbaşkanının bulunduğu arabanın sol önünde, tepesinde ay-yıldız bulunan kromajlı direğe de fors çekilir.Ne var ki, temsiliyeti ve anlamı açısından zaman zaman tartışmalara sebep olan Cumhurbaşkanlığı Forsu’nun kimin tarafından tasarlandığına ve çizildiğine dair resmi kayıtlarda bir bilgiye rastlanmamaktadır.” Demiştir.
“Cumhurbaşkanlığı Forsu”nda yer alan bir güneş ve 16 yıldızın anlamının ne olduğuna dair herhangi bir bilgi, belge ve bulgu olmamasına rağmen, 1960’lı yıllarda kesin bilgi imiş gibi, tahminler üzerine çalışmalar yapılmış, “yıldızların 16 Türk devletini, güneşin Türkiye Cumhuriyetini temsil ettiği”iddia edilmiştir.
Konuyla ilgili Cumhurbaşkanlığına iletilen raporlarda “16 Türk devleti” meselesinin resmi bir tez ve miras olarak algılanmaktadır. 16 Türk devletinin gündeme gelmesi, bu devletlerin listesi ve bayrak şekilleri 1969 yılında Ajans-Türk matbaasının, “16 Türk Devleti” ve bayrakları albümünü basmasından sonra gündeme gelmeye başlamıştır. Benzer tartışmalar 1981 yılında, Atatürk’ün doğumunun 100. yılı münasebetleriyle 16 Türk devletinin konu eden takvim dolayısıyla tekrar yaşanmıştır. Bu takvim ve albümlerde, kabul edilen “16 Türk devleti” isimleri ve hüküm sürdüğü yıllar arasında dahi fikir birliğine varılamadığı görülmüştür.
“16 Türk devleti” iddiası gündeme geldiği dönemde Atatürk Araştırma Merkezi ve Türk Tarih Kurumu, bu görüşü sağlıklı bulmamış, konunun Atatürk zamanında ele alınmadığını belirtmiştir.1967 yılında Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği tarafından 16 Türk devleti ile ilgili Türk Tarih Kurumu’nun görüşü sorulmuş, TTK Yeniçağ Kolu başkanı Şinasi Altındağ, bu konunun Atatürk zamanında ele alınmadığını, eğer “öyle olsaydı [bu konu] Tarih Kurumunda geçerdi.” diyerek Atatürk dönemine ait Tarih Kurumu kayıtlarında böyle bir bilginin olmadığını belirtmiştir. Altındağ, listedeki devletlerin tarihlerinde de tashih yapılması gerektiğini, bazı Türk devletlerinin çıkarılıp yeni bir liste oluşturulması lüzumuna vurgu yaparak kendisinin oluşturduğu 23 Türk devletini kapsayan listeyi cumhurbaşkanlığına göndermiştir.
Baran Aydın, “Atatürk’ün Gizlenen Vasiyeti” s:227’de Cumhurbaşkanlığı Forsu hakkında
—“İlk kez yayınlanan bu belgeyi dikkatlice inceleyelim:
Cumhurbaşkanlığı Forsu’ndaki sarı kırmızı renklerle oluşturulmuş ve turkuaz renkteki minesi ile karşınızda görülen nişan; Türk devletinin Gazi Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulan en gizli oluşuma aittir. Nişanın altında ise açıkça 1927 tarihinin yazıldığı görülmektedir ki; çok az bahsettiğimiz üzere 1927 yılı, on altı kişilik oluşturulan ekibin Atatürk tarafından kurumsallaştırıldığı resmi tarihtir.”
Eksiklikler benim, fazlalıklar daha önce emek verenlerindir. “Atatürk ve Cumhurbaşkanlığı Forsu” adlı yazımın ikinci bölümünde görüşmek üzere esen kalınız.