Yeniden Doğuş! Nardugan bayramı…
Mitoloji ve Sembolizm’de kış gün dönümü
21 Aralık ve Kış Gündönümü (Janua coeli).
Ulu Ana Tanrıça, Gökyüzü (Cennet) Kraliçesi’nin Işığın Oğlunu doğurduğu gün.
Kış Gündönümü Oğlak’tadır ve “tanrıların kapısı”dır. Güneş’in yükselişini ve büyüyen gücünü temsil eder.
“Janua” Latincede kapı anlamına gelir ve kapıların bekçisi, zamanın yöneticisi Janus da adını ondan alır. Elinde iki anahtar olduğu rivayet edilen Janus, gün dönümlerinin kapılarını bu anahtarla açar.
Kış Gün dönümünü altın anahtar ile, Yaz Gün dönümünü ise gümüş anahtar ile açar.
Türklerde Nardugan
“Çam ağacı süslemek tamamıyla Türk adetidir. Eski Türklerde, Türkistan’da yerin göbeğinden göğe kadar bir ağaç tasavvur edilir. Bu hayat ağacı, Sümerler’de de vardır. Akçam, başka yerde yetişmez ve bir ucunda göktanrısı durur. Türklerde güneş kutsaldır; ama tanrı olarak kabul edilmez.
22 Aralık’ta güneş yeniden fazla olarak dünyayı aydınlatmaya başlayacak. Günler uzamaya başlayacak. Türklerin Gök tanrısı gün ile geceyi tanzim eder gökte. Rivayet o dur ki; sözde gün ile gece sürekli münakaşa halindedir. 22 Aralık’ta gün geceyi yener. Ve bu zaferi “Yeniden doğuş bayramı” olarak Türkler kutluyorlar.
Bayramın adı: Nardugan(nar=güneş, tugan, dugan=doğan) ‘Doğan güneş’tir. Akçamı getirip eve koyarlar, akçamın altına o sene Tanrı onlara güzel şeyler verdi, güzel bir yaşam verdi diye hediyelerle donatırlar. Dallarına da ertesi sene için Tanrı’dan niyaz ettikleri şeyler, adak olarak istedikleri şeyler için paçavra veya kurdela koyarlar.
Büyük bayram, şenlik olarak kutlanır. Aileler bir araya toplanır, büyükler varsa ziyaret edilir, özel yemekler yenilir, güzel elbiseler giyilir.
Muazzez İlmiye Çığ ile İŞİN ÖZÜNE DÖNERSEM, Bu doğuş Güneş tanrısının geceye olan zaferidir.Güneş erildir baba olarak kabul edilir. (Eski çağlarda güneş dişil olarak bilinirdi) gece aydır dişildir, yani annedir, ana, ana tanrıça olarak kabul edilir…İşte o gün bugün dünyada güç öne çıkmış Ana tanrıça kraliçe olan dişi, yaratıcı, sevgi olan, üreten besleyen buğday eken çocuklarını besleyen ana tanrıça gücü güneşe teslim edilmiştir..
Güneş baba ne kadar da koruyucu olsa, güç savaşları babaları bir yarışa sokmuş, daha güçlü bir eril olsa da, dişi yanını kaybetmiştir, daha derin baktığımızda “zafer” olarak kabul edilen güneş, ışık, ateş dengeyi güce teslim etmiştir…
Unutulan ana yaratıcı dişil olan yıldız çocuklarını tekrar hatırlamaya yuvaya geri çağırıyor ve bugün ışık hala güneşte olsa da onun içinde karanlıkta vardır. Bu karanlığın nedeni, onun yarısı olan sevgiyi unutmuş olmasıdır…
Ma, Mu, Fatma Ana, Meryem Ana, ana tanrıçanın farklı isimleridir…Doğada mağaralar dişil olan, örümcek dişil olan, nar doğuran, üreten, koruyan, yaratan dişil olarak ezotorik bilgi unutulan kadim sırlardır…
İşin özü, Ana tanrıça, güneşe insanlığın gelişimi için anahtarı teslim etmiş idi…
Kim bilir belki anahtar gerçek sahibine dengeye doğa anaya teslim edilir…
Şamanların en önemli mesajı yaşamda dengedir….
Yüce Tanrı, Yerin göğün ruhları, atalarımız Gök baba, Toprak ana ve Ey Ulu ulu ağaçlar…
Kuzeye, güneye, doğuya ve batıya tüm yönlerdeki üstatlara Sevgim ve saygımla..
Gerçeğin demine Hüüüü…