Dünya etrafında dönüp duran Hubble teleskopu bize evrenin değişik bölgelerinden çektiği fotoğrafları sürekli gönderiyor. Bu fotoğraflar incelendiğinde evrendeki elektrik ve mağnetik kuvvetlerin ne derece önemli oldukları ortaya çıkıyor. Bu görüntüler beyindeki nöronların birbirleriyle kurdukları bağlara çok benziyor. Altta solda beyindeki nöronların birbirleriyle kurduklar bağlantıları ve sağda evrendeki yıldızların ve gökadalarının enerji bağlarını görüyoruz.
Nöronlarla gökadaları arasında çarpıcı benzerlikler var. Altta beyin nöronu ile bir gökadasına olan benzerliğini görüyoruz. Her ikisinin merkezinde bir çekirdek ve çevreye uzanan kollar bulunuyor. Nöronların kollarına dendrit deniyor. Dendritler beyindeki tüm nöronları bir ağ gibi birbirlerine bağlıyor. Altta beyindeki nöronların bağlarını gösteren bir çizim görüyoruz.
Aynı durum evrende de var. Evrenin birbirlerinden uzakta olan ve iletişim içine girmeyen gökadalarından oluşmuş olduğu görüşü yeni bulguların ışığında geçerliliğini yitiriyor. Şu halde beynin bir Mikro Evren ve evrenin bir Makro Beyin olduğunu söylemek pek de yanlış olmasa gerek. Altta bir nöron ile bir gökadanın ne kadar benzediğini görüyoruz.
Uzayın bütünsel bir Kuantum Dolanıklığı içinde olduğunu Mark Van Raamsdonk adlı genç bir fizikçi ileri sürmüştür (1). Onun fikrinden yararlanan Leonard Suskind ve Juan Maldacena adlı iki fizikçi evrende var olan dolanık durumu solucan delikleri ve hologram varsayımıyla açıklamaya çalışmışlardır (2). Hologramın en büyük özelliği, hologram kaydındaki en küçük parçada dahi tüm kaydın bilgisinin bulunuşudur. Şu halde evrenin küçük bir modeli olan beyinde de, evrende var olan tüm bilgilerin bir hologram kaydı şeklinde bulunduğunu söylemek mümkündür.
(1) http://arxiv.org/abs/1005.3035
(2) https://www.quantamagazine.org/20150424-wormholes-entanglement-firewalls-er-epr/
***Bu yazı www.sechaber.com.tr için yazılmıştır. Bu yazının kaynak gösterilmeden kopyalanması ve kullanılması “5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası“na göre suçtur.