Hazan mevsiminin başlangıcıdır Eylül.
Yeni bir şeylerin başlaması için biten bir şeylerin gidişi gibidir, hüzün ayrılış, umut ise yeniye gidiş içindir.
YAŞAM aynı mevsimler gibidir, döngüler içinde akar gider. KIŞ, toprağı doğuma hazırlamak için soğuktur ve ıslaktır. Ağaçlar ve hayvanların birçoğu varlığını beslemek için sadece kendi ile olur, geleceğe yatırım gibidir kış; hayata kalma çabasını anlatır, umuttur YAZ…
Kışın soğuk havasında hayaldir İLKBAHAR.
İLKBAHAR’da tohumların çatlaması ile bütün kış kendini besleyen ve güçlendiren, yeniden var olmanın tüm güzelliğiyle görünür olmaya çıkarlar, yeni oluşumun tüm heyecanı ve hevesiyle. Ardından YAZ gelir, güneş ısıtır, dolgunlaştırır ve tüm güzelliklerin ürününü toplama zamanıdır.
Ürününe kavuşma sevinci yaşar ve bunu kutlar, eğlenir, dinlenir sonra SONBAHAR gelir. Yeşillikler çekilir, renkler solar, kuruyan dal, yapraklar uçuşur, kopmuşlardır köklerinden, yaşamın atığı haline gelmişler, gübreye dönüşüm başlamıştır.
SONBAHAR bir senenin ardındakilerini temizlemeye başlar ki yeni oluşuma yer açabilsin. Geçmiştekileri gübre yapar doğa, yeniyi güzelleştirmek için… .
Bizler de doğanın bir parçası olarak sonbaharın yaptığını yaparak kendimizi temizleyip, tazelenmek için kendimizi doğaya bırakıp, geçmişi gübre yapalım, geleceğimizi besleyelim.
Mevsimlerden Sonbahar ve duyguların hassaslaştığı zamanlar. Tüm mevsimler içinde en kolay ağladığımız mevsimdir sonbahar.
Bitmenin yani ölümün hüznünü yüklemişiz ona. Haksızlık değil mi SONBAHARA? Güzelliğini ve kutsal işlevini görmezden gelip, örtmüşüz üstüne hüznü de etiketleyerek. Yaşam kendinden kendini yenilerken ne kadar çöp çıkartıyor, biliyor musunuz? 3 mevsim yaşamda çabalar, üretir, var olmaya çalışırız ve bunları yaparken belki acı çeker, sıkılır, yorulur, öfkelenir, bastırır ve bütün bunların ardından duygularımızın atıklarını oluştururuz. Her kullandığımız şeyin atığı vardır.
Duygularımızın da atığı vardır ve bunlar için harcadığımız enerjinin atığı vardır. Sonbahar, gelir ve 3 mevsimin ürettiklerinin ardındakileri temizlemek için 7/24 çalışır. Doğada derin bir temizlik yapar, yeniye yer açar. Bu kutsal görevini yerine getirirken de görevi üstünden bir şeyleri anlatıyordur, anlayana… Anlayabilmek ama en önemlisi kendimiz anlayabilmek.
Neler biriktirdik? Belki de içimiz bir çöp evden farksız. Göremiyoruz diye yok olduğunun zannı ile yaşıyoruz ve onlar biriktikçe içimizde çürüyor. Bilinçli bir şekilde onların farkına varıp çöplerimizi ürüne çevirebiliriz.
Her var oluşun yaşama bir anlatımı vardır. Eylül ayının bize anlattığı eskiyi içinizde çürütmeyin, dönüştürün ve geleceğinizi güzelleştirmek için kullanın olabilir mi?
Eylül ve Eylülün ilk haftasına başlarken dönüştürmeniz ve bırakmanız gerekenleri düşünün. Bırakın ve yeniye başlayın. Yeni umutlara, yeni hedeflere, yeni güzelliklere. Her adımınızda, her dönüştürdüğünüzde daha da güzeline.
Hoş geldin EYLÜL…
***Bu yazı www.sechaber.com.tr için yazılmıştır. Bu yazının kaynak gösterilmeden kopyalanması ve kullanılması “5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası“na göre suçtur.