Dünya, artık yeter derken… Yaşananlar, biz insanların bir idrak dönemi bitirip, yeni bir idrak dönemi açamıyorsa “Kıyameti” idrak ettiğimiz gibi oluşacağını anlatıyor.
Yaşam, insanlığı imtihanından geçiyor sanki. Dünya ve doğa hesap soruyor insanlığa.
– Seni besleyip, büyüttükçe beni niye yok ediyorsun? Diyor, sanki…
İnsan var olduğundan beri doğanın yok edicisi olarak rol alıyor dünyada. En vahşi hayvanın soyunu kurutacak kadar vahşi, yaşama güzelliği ve şifayı veren ağacı kesecek kadar yarınını düşünmeyen, en mahzun varlığa acıyı yaşatacak kadar vicdansız olduk. Sevdiğini, sevgisizce boğacak kadar kalpsiz, anlık kazançlar için toprağını zehirleyen olduk. Çıkar için dost, kardeş demedik, dolandırdık, yıktık, yok ettik.
Aslında cenneti dünyada yaşanır hale getirecek kadar zeki, iyilik ve huzuru yayacak kadar vicdanı olan, dünyanın kıymetini bilecek kadar bilinç geliştirebilecek varlıktık. Sevgiyi hisseden, hissettiren kalbimiz de vardı ama biz gücü karşımızdakini ezmek zannettik.
Varlık dünyasının iyisini de kötüsünü de içimizde barından ve bunu kullana bileniz, seçimiz ise çoğunlukla negatif taraf olunca denge bozuluyor. Yaradılış da bize verilen tüm o inanılmaz nitelikleri anlık çıkarlara kullanmamızın hesabını soruyor.
Denge bozulmaya görsün tekrar dengeye girene kadar terazi çok sallanır ve kefedekiler saçılır boşluğa. İşte o an kefedekiler için kıyamettir. Sadece kendin için varsındır sen tutunursun kefeye, bu Nuh’un hikâyesine benzer. Sen kendi gemini kurtara bilirsen, sen bunu idrak edebildiysen ve yaşam gemini inşa edebiliyor, tüm fırtınalara rağmen gemini seyr-i seferi yapabiliyorsan, kıyametinde kendi cennetini yaratmak üzere karaya çıkarta bilirsin.
Her yönden, dünyayı tehdit eden 400-500 mikro hücre çapında virüsü konuştuk. Neler oluyor ki bu çağda bu virüse yenik düşüyor, en güçlü devletler bile.
Bu yaşananlar bana Nemrut’un sivrisinekle olan hikâyesini anlatıyor.
Nemrut, zalim bir firavundur. Kendini Tanrı zannetmektedir. Her şeyi yapabileceğini ve kimsenin onu durduramayacağının zannı ile yaşama, doğaya ve Yaradan’a da kafa tutuyordur. Böyle haykırdığı bir gün havada uçan bir topal sinek, burnundan içeri girdiği rivayet edilir. Beynine yol bulan sivrisinek uçuştukça büyük acılar çeken Nemrut başına balyozla vurdurup onu durmaya çalışır ve böyle ölür.
Haddini aşan insanoğlunun sonunu bir çok hikayelerle anlatılmıştır. Artık global toplum olarak haddimiz aştık isek toplu bir ders almakta olabiliriz ve tek kurtuluş aşı bulunması değildir. Aşı bulunsa başka yönden yine ders verilecektir. Önemli olan bu dersi anlamak ve idraktir.
İdrak etmediğimiz hiçbir dersi hayata geçiremeyiz ve bu kişisel bir durumdur. Öyle uzaktan şifalarla olacak bir şey değildir. Ortada inanılmaz bir iblisi enerji dönerken enerji çalışmaları bu enerji ile onu besleye bilir. Neyin nereye gittiği belli olmayan bir dönemdeyiz. Tek beslenmeyeceği enerji “SEVGİ” “SAYGI”dir.
Dünya ve Doğa sevilmek istiyor, nankörlük onu yok ediyor ve istediği SEVGİYLE SAYGI.
Kaybolan DENGE’yi yerine tekrar getirecek tek şey İDRAK, ANLAYIŞ, VAR OLANI SEVMEK VE SAYGI DUYMAK. Bunu bireysel olarak herkes içinde geliştirmeli, yerleştirmeli ve yaşam yansıtmalı.
DOĞA onarıcı ve şefkat doludur. Sadece ona sevgi ve saygı ile sarılmak yetecektir. Doğanın tek bir yaprağına bile zarar vermeden yaşamı seçebilirsek ve ona olan sevgimizi, saygımızı her yolla iletebilirsek bu bizi de DOĞA’mızıda besleyecek ve her şey yoluna girecektir.
Toplu enerji çalışmalarından önce herkesin bunu yapmasını önerebilirim.
DOĞA’ dan, bilip, bilmediğim insanlığın yaptığı olumsuzlardan dolayı özür diliyorum, sonsuz sevgi saygımı sunuyorum… Varlığımı beslediğin için teşekkür ederim.
DÜNYA’dan bilip, bilmediğim insanlığın yaptığı olumsuzlardan dolayı özür diliyorum, sonsuz sevgi saygımı sunuyorum… Varlığımı beslediğin için teşekkür ederim.
YAŞAM’dan bilip, bilmediğim insanlığın yaptığı olumsuzlardan dolayı özür diliyorum, sonsuz sevgi saygımı sunuyorum… Varlığımı beslediğin için teşekkür ederim.
Yaratılan ne varsa, benden önce, benden sonra hepsi benim varlığımı besleyen ve koruyandır. Var olmalarına sonsuz saygı ile sevgi sunarım.
CORONA VİRÜSÜ, bize verdiğin büyük ders için teşekkür ederim. bilip, bilmediğim insanlığın yaptığı olumsuzlardan dolayı özür diliyorum, sonsuz sevgi saygımı sunuyorum…
Bu andan itibaren Dünyanın ve Yaşamın bana sunduklarına sonsuz saygı ve sevgi duyacağım, kendime söz veriyorum.
Bence herkes kendi içinde bunu gönülden kabul ile yapmalı bu zaten kalpleri birleştirecek ve birlik bütünlüğün öneminin farkındalığını yaşatacaktır.