Türk Bağımsızlık Savaşı’nın önderi, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu lideri Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, 1927‘de okuduğu ünlü Nutuk‘una, …”1919 yılı Mayısının 19‘uncu günü Samsun‘a çıktım. Ülkenin genel durumu ve görünüşü şöyledir…” şeklinde başlamış; …”Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyeti‘ni, ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. (…) Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!” cümleleriyle sona erdirmişti.
İşte bugün, tüm ulusça 19 Mayıs 1939’dan itibaren resmi bayram olarak kutladığımız “Gençlik ve Spor Bayramı’mızın yıl dönümündeyiz. Türk şair ve yazar Mehmet Nurettin Artam: …”Türk Ordularına Akdeniz’i ilk hedef veren Büyük Başbuğun Karadeniz’den Anadolu’ya girişi günüdeyiz: ‘19 Mayıs’. Bugünün önüne bir de yıl katmayınız. Geçmiş hadiselerin yanı başına atılan tarih, ondan sonra gelenlere o günden ne kadar uzaklaşmış olduklarını hatırlatmaya yarar. Biz her yıl biraz daha canlanıp gençleşecek olan Türk, Anadolu’da yapraklı ve çiçekli Mayıs ayının her On Dokuz ’unda o büyük hadiseye biraz daha yaklaşmış olduğumuzu duyuyoruz. (1)” demiştir.
Atatürk’ün dini ve resmi tüm bayramlara karşı duyarlıydı. 30 Haziran 1927’de askerlik görevinden emekliye ayrılan Atatürk, bayram törenlerinin hiçbirine askeri üniformasıyla katılmadığı gibi resmi geçitlere de düşkün bir lider olduğunu da söylemek güçtür; Cumhuriyet Bayram’larının dışında, hipodrom ya da stadyumda yapılan tören ve gösterilere katılmamıştır. Ancak, 1938 de henüz resmi bir bayram olarak ilan edilmediği halde eski senelere nispetle daha büyük bir coşkuyla Ankara Stadyumu’nda kutlanacak olan “19 Mayıs Gençlik ve Spor Kutlama” törenlerine katılması bu tespite bir istisna teşkil etmektedir.
Atatürk’ün Ankara Stadyumu’nda katıldığı son 19 Mayıs Kutlamaları;
19 Mayıs 1938 günü, Atatürk‘ün Samsun‘a ayak bastığı vakit olan sabah 08.00‘de yapılan yirmi bir pare top atışıyla, İstanbul ise aynı saatte mütemadiyen çalmaya başlayan vapur ve lokomotif düdükleriyle güne başladı. Öğleyin saat 12.30‘da, Ankara Halkevi önünden yürümeye başlayan gençler, ellerinde devlet ve Parti bayrakları, önlerinde Cumhurbaşkanlığı Bandosu ile şehrin ana yollarından geçip, Ulus Meydanı‘ndaki Zafer Anıtı‘nın önünde toplandılar. Çelenkler bıraktıktan sonra, anıtı selamlayan gençler, binlerce izleyicinin tezahüratları arasında Şehir Stadyumu‘na girdiler. Resmigeçidi, önce kız öğrenciler, ardından beyaz atlet ve siyah pantolonlarıyla erkek öğrenciler tamamladılar. Göğüslerinde okullarının isimlerini taşıyan öğrencilerin ardı sıra tören alanına sporcular girmeye başladı. Öğrenci ve sporcular, ordulaşmış bir milletin kadrosu halinde, geçit resmini tamamlayıp sahaya geçtikten sonra, hep bir ağızla İstiklal Marşı‘nı okudular.
İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra açılış konuşması yapan İçişleri Bakanı ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Şükrü Kaya, Atatürk’ün 19 Mayıs’ı Türk gençliğine ve Türk sporcularına tahsis ettiğini duyurdu: …”19 Mayıs günü beşer tarihinin, insanlık ve medeniyet lehine olarak talihini ve gidişini döndürdüğü gündür. Onu takip eden 18 senenin her günü cihanın gözü önüne serilmiş ve yayılmış olan eserleri, o devrim gününün ne büyük ve ne âlemşümul neticeler verdiğini göstermektedir ve mütemadi bir ıttıratla âtide göstermekte devam edecektir. Bu âtinin en kuvvetli zâmimi, Ey Türk gençleri, sizlersiniz. Onun içindir ki, Atatürk bu 19 Mayıs gününün Türk gençliğine ve Türk sporculuğuna tahsis edilmesini tensip buyurdular. Milletimiz de o günün hatırasını sizin bayramınız olarak kutluyor. Milli bayramlarınız arasına girecek olan bugünü buradan her yıl kutlayacağız. Münasip göreceğinizi tahmin ederek sizin için yapılan bu sâhanın (Ankara Stadyumu) adını bu ulu güne izafe etmek istedim: Tasvip ederseniz bundan böyle bu sahanın adı ‘19 Mayıs Stadyumu’ olsun.(2)”
Bu tarihi konuşmadan itibaren “Gençlik ve Spor Bayramı” ismini alan 19 Mayıs kutlamaları bir ay sonra, 20 Haziran 1938’de, 27 Mayıs 1935 tarihli 2739 sayılı kanunun ikinci maddesine bir cümle ilave eden 3466 sayılı kanunla genel tatil günleri arasına alınıp resmi bayram oldu (3). 1939’dan itibaren resmi bayram olarak kutlanmaya başlandığında o günün en önemli ismi, yani Mustafa Kemal ATATÜRK, hayatta değildi. Bu bayramın önüne “Atatürk‘ü Anma” ifadesi, 12 Eylül 1980 tarihinde gerçekleştirilen askeri darbeden sonra eklendi (4).
İçişleri Bakanı ve Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Şükrü Kaya’nın tören açılış konuşmasının ardından liseli bir erkek öğrenci, stadyumdaki sporculara Atatürk‘e bağlılık andı içtirdi: …”Sporcu kardeşler! Ulu önderimiz, kurtarıcımız büyük Atatürk uğrunda ebedi andımızı içelim: Ey varlığımızı yaratan sayın sevgili Atatürk… Açtığın yolda, kurduğun ülküde, gösterdiğin amaçta, hiç durmadan yürüyeceğimize ve bu uğurda kanımızı güle güle akıtacağımıza söz veririz.”
Arkasından tören alanında yer alan kitle, hep bir ağızla ‘Gençlik Marşı‘nı söyledi:
…”Dağ başını duman almış,
Gümüş dere durmaz akar.
Güneş ufuktan şimdi doğar,
Yürüyelim arkadaşlar.
Sesimizi yer, gök, su dinlesin;
Sert adımlarla her yer inlesin.
Bu gök, deniz nerede var,
Nerede bu dağlar, taşlar.
Bu ağaçlar, güzel kuşlar
Yürüyelim arkadaşlar.
Sesimizi yer, gök, su dinlesin;
Sert adımlarla her yer inlesin.
Her geceyi güneş boğar,
Ülkemizin günü doğar;
Yol uzun da olsa ne var,
Yürüyelim arkadaşlar.
Sesimizi yer, gök, su dinlesin;
Sert adımlarla her yer inlesin.”
Tören alanındaki kitle, liderin o yıllarda Milli Mücadele‘ye duyduğu inanmışlığı, şimdi bu marşı icra ederek, gıyabında onunla yeniden paylaşıyordu. Milli Mücadele döneminde Mustafa Kemal Paşa, sabaha karşı eski bir Ford otomobil ile Samsun‘dan Havza‘ya hareket ederken, yanında bulunan yaveri Cevat Abbas Bey‘e yol boyunca hep bu marşı söyletmişti.
(!)Not: Mustafa Kemal Paşa, Samsun yolcuğu öncesinde otomobil, ganbot ve benzin teminine çalışmış ama askeriyenin elinde Paşa’ya tahsis edilecek araçların bulunmaması ve benzin hususunda ortaya çıkan maddi imkânsızlıklar yüzünden talepleri yerine getirilememiştir. Samsun’a Bandırma Vapuru’na yüklettiği tek bir otomobili götüren Mustafa Kemal Paşa, İstanbul Hükümeti’nin sonraki günlerde İngilizlerin yaptıkları baskıların neticesinde kendisini geri çağırmaları üzerine dönmemek için benzin yokluğunu da bahane ederek kullanacaktır. (5)”
Öğrenciler tarafından gerçekleştirilen beden terbiyesi gösterilerinin ardından, Atatürk’ün maiyeti ile birlikte stadyuma girmesi, törenin en büyük hadisesi oldu. Halk, Ulu Önderi anlatılması imkânsız bir heyecan ve zevk içinde dakikalarca uzun uzun alkışladı. Atatürk ise alkışlara, şeref locasından selamla karşılık verdi. 6 yaşındaki manevi kızı Ülkü de şeref locasında yer almış, Ülkü‘nün locada, Yugoslavya‘nın Harbiye Vekili General Mariç ile manevi babası arasında oturmuştu. Atatürk, tören alanına döviz bırakan uçakların akrobasi gösterilerinden sonra, halkın “Varol!” sesleriyle stadyumdan uğurlanmış ve saat 17.00’de trenle Ankara’dan Mersin’e hareket etmiştir.
19 Mayıs 1938 günü Atatürk, İngiltere Kralı VI. George‘dan aldığı doğum günü tebrik telgrafı almıştır. Aldığı doğum günü telgrafı şöyledir: …”Türkiye Reisicumhuru / Ankara / Doğum gününüzün yıldönümü münasebetiyle elde ettiğim fırsattan büyük sevinçle istifade ederek siz Ekselânsa en hararetli tebriklerimi ve saadet ve refahınız hakkındaki en iyi temennilerimi sunarım./ Kral Jorj”
Atatürk‘ün bu telgrafa verdiği teşekkür cevabı ise şöyledir: …”Majeste VI. Jorj / Londra / Doğumumun yıldönümü münasebetiyle Majestenizin vaki temennilerinden fevkalâde mütehassis olarak en hararetli teşekkürlerimle birlikte şahsi saadetleri ve İmparatorluklarının refahı hususundaki samimi dileklerimin kabulünü rica ederim. / K. Atatürk (6)”
Video:
Kaynakça:
1- Mehmet Nurettin Artam, “19 Mayıs”, Ulus Gazetesi, 19 Mayıs 1936 Salı, Sayfa 2.
2- Direktör: M. Fuat Köprülü, Ülkü Halkevleri Dergisi, Ankara-Ulus Basımevi, Sayı:64, Haziran 1938, Sayfa: 292.
3- TBMM Zabıt Ceridesi, Devre: 5, Cilt: 26, Sayfa. 126; Cumhuriyet, 21 Haziran 1938, s. 3.
4- Şerafettin Turan, “Mustafa Kemal Atatürk: Kendine Özgü Bir Yaşam ve Kişilik,” Ankara, Bilgi Yayınevi, 2004, Sayfa:18.
5- Murat Bardakçı, “Bir Devlet Operasyonu:19 Mayıs”, Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun yolculuğu ve yolculukla ilgili belgeler. Turkuvaz Kitap, Birinci Baskı – Eylül 2019, Sayfa:183.
6- Ayın Tarihi, Sayı: 54, 1-31 Mayıs 1938, Sayfa: 140-141. ; Kurun gazetesi, 22 Mayıs 1938