Mustafa Kemal Atatürk bir sözünde diyor ki: …”Mesudum çünkü muvaffak oldum” (21 Haziran 1935). O halde bu muvaffakiyetin sırları nelerdir?
Bence şu esaslar sıralanabilir:
1.Vatan mefhumu:
Bunun için bazı belgeler üzerinde duralım. 28 Mayıs 1919 da Havza’dan Anadolu’daki kumandanlara ve mülki amirlere M. Kemal imzasıyla gönderilen tamim şudur: …”Yurt bütünlüğünün korunması, bunun için milli teşkilat kurulması ve düşman işgalini protesto etmek için mitingler tertip edilmesi ve bu hareketlerin kamuoyuna, İstanbul Hükümeti’ne ve yabancı devletlere telgraflarla duyurulması”. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin de kabul ettiği (18 Temmuz 1920) “Misak-ı Milli” sınırları içindeki Türkiye, XX. asrın Türkleri için bir esas olmuş ve milli kuvvetler bunun için birleşmiştir. “Milli hudutlar dâhilinde vatan bir küldür” sözü ile Türk Yurdunun kurtuluş savaşı kazanılmış ve bugünkü sınırları içerisinde Türkiye’nin bütün devletlere tanıtılması sağlanmıştır.
2.Millet sevgisi ve milliyet prensibi:
Kendisi “Millet sevgisi kadar büyük sevgisi yoktur” ve “şahsımız için değil, fakat mensup olduğumuz millet için elbirliğiyle çalışalım” diyor. Bir de ayrıca şu cümlesi üzerinde duralım: …”Bizim yolumuzu çizen, içinde yaşadığımız yurt, bağrından çıktığımız Türk Milleti ve bir milletler tarihinin bin bir facia ve ıstırap kaydeden yapraklarından çıkardığımız neticelerdir”. 22 Mayıs 1919’da Samsun’dan İstanbul Hükümeti’ne M. Kemal imzasıyla giden uzun raporun şu cümlesi milli mücadelenin hangi fikre dayandığını göstermektedir: …”Milli birlik olup (yekvücut) hâkimiyet esasını ve Türk duygusunu hedef tutmuştur”.
3.Türk tarihi:
Bu tarihin derinliğine ve genişliğine giderek, bugünkü Türk varlığını haklı olan bir temel unsur üzerine bina etmek gerektiğine inanmıştır.
4.Türk medeniyeti:
Türk tarihinde esas itibariyle siyasi ve askeri olaylar yanında, medeniyet kurallarına önem vererek Türk medeniyetini incelemek ve bilhassa bu yönü ile Türk Milletini cihana tanıtmaktır. Bunun için de bugünkü Türk yurdundaki en eski medeniyet eserlerinin varisi ve sahibi olduğumuzu bilmek ve bildirmek. Atatürk diyor ki: …”Büyük devletler kuran ecdadımız büyük ve şümullü medeniyetlere de sahip olmuştur. Bunu aramak, tetkik etmek Türklüğe ve cihana bildirmek bizler için bir borçtur.”
5.Tarihten ders:
Atatürk, tarihten ders almasını bilmiş ve tarihi olaylarına göre tahlil etmiş ve günün meselelerine aydınlık ve çözüm yolu getirmek için bu bilgilerden istifade etmiştir.
6.Irkçı olmamıştır:
Atatürk ırkçı olmamıştır. Üstün ırk nazariyesini telkin eden ve kendi zamanında politika cereyanlarında güdülmüş siyasete, rağbet etmemiştir. Ancak kendi mensup olduğumuz ırkın da ikinci derecede kabul edilmesini doğru bulmamıştır. Birde, kendi zamanında Türk Milletinin ırki vasıflarını bugünkü ilmi metotlarla tespit edilmesini ve Anadolu’da bugün yaşayan Türk Milletinin hakiki durumunun meydana çıkmasını istemiştir. Çünkü aynı zamanda bu bilgiler geçmişteki antropolojik belgelerle mukayesesi bakımından önemli ve lüzumlu idi.
7.Müşküller karşısında yılmamak:
Atatürk’ün müşküller karşısında hiçbir zaman yılmamış olduğunu, olaylar incelendiği zaman, örnekleriyle tespit etmek mümkündür.
8.Mesuliyet:
Atatürk her konuda mesuliyeti üzerine almada asla tereddüt etmemiştir. Onun için cesaretle, mantığın ve durumun icap ettirdiği şekilde, daima meseleleri halletmiştir.
9.Milli ve insani his:
Atatürk, tarihi mesuliyetleri içinde, milli ve medeni hislere riayeti zaruri bulmuştur. Onun için Mustafa Kemal, kurtuluş hareketine en büyük milli his kuvvetiyle ve vatanın bütünlüğüne, birliğine inanarak hareket etmiştir. O, daima millet mevcudiyetini esas almıştır. Kendisi bir meselede şu telkinlerde bulunmuştur: …”Milletin içtimai nizam ve sükûnunu hâl ve istikbalde refahı, saadeti, selameti ve mesuliyeti, medeniyette terakki ve tealisi için insanlardan her hususta alâka, gayret, nefsin feragatını ve icabettiği zaman seve seve nefsinin fedasını talep eden milli ahlaktır. Mükemmel bir millete milli ahlakiyat icapları o millet efradı tarafından muhakeme edilmeksizin, vicdani hissi bir şevkle yapılır. En büyük milli heyecan işte budur.”
Bu fikirlerin tatbikatı olarak ve bu yüksek hisleriyle hareket etmiş olan Atatürk, muvaffak olmuş bir insandır. Her teşebbüs ettiği ve başardığı işler için güttüğü prensip, milli varlığımızın her sahada medeni vasıflarıyla, medeni âlemde yer almasını sağlamaktır. O kendi mensubu olduğu milletin aşağılık duygusuna kapılmasını asla hoş görmemiş ve milli güvenliğin tam olmasını daima telkin etmiştir. Bununla beraber milli hissin yanında insani hissin şeref payı da çok büyüktür. Çünkü Atatürk için dünya milletleri içinde Türk Milleti medeniyet sahasında muvazi yürüdüğü zaman büyük ve milli bir kudrettir.
İşte böylece biz millet olarak soylu, köklü bir tarihe malik olmakla, Türk inkılabının Atatürk prensiplerinin, ilkelerinin ışığı ve hedefi etrafında toplandıkça ve çalışmalarımıza güvenerek mesut ve müreffeh insanların topluluğu olarak dünya milletleri arasında yerimizi eşit şartlarla almış bulunacağımıza inanıyorum. (Prof. Dr. A. Afet İnan, “M. Kemal ATATÜRK ‘ten Yazdıklarım” Altınok Matbaası, 1969 – Ankara, Sf:58-60”
-…”Evet, çünkü muvaffak oldum!” https://www.sechaber.com.tr/ataturkun-amerikali-gazetecileri-kabulu/