31 Ekim cumartesi günü İstanbul saati ile saat 17.49 da, Boğa burcunun sekizinci derecesinde bir Dolunay gerçekleşecek. Bu defa bu Dolunay’ı Mavi ay olarak adlandırıyoruz. Bu şekilde isimlendirilmesinin nedeni ise Dolunay’ın gerçekte mavi olması değil, aynı ay içinde gerçekleşen ikinci Dolunay olmasıdır. Bu olay astrolojide Mavi ay olarak adlandırılmıştır. Bir ay içinde rutinin dışında farklı olaylar olması ise kadimler tarafından o ayın olaylı geçeceğinin göstergesi olarak kabul edilmiştir. Dolayısıyla biz de bu Dolunay’ın rutin Dolunaylardan daha farklı bir etkiye sahip olacağını ilk ipucu ile bile öngörebiliriz.
Artık her yazımızda hatırlatıyoruz ama tekrar hatırlatalım. Dolunay , Ay ve Güneş in tam karşıt pozisyonda konumlanması ile gerçekleşen, gökyüzünde Ay’ın tam kapasitesi ile yusyuvarlak bir tabak şeklinde parladığı, manzarasına bayıldığımız, muhteşem görünümlü, ancak enerjisi biraz gergin ve yorucu , rutinde her ay bir defa gerçekleşen doğa olayıdır. Dolunay zamanlarında, Dünya üzerindeki manyetik enerjinin artması nedeniyle denizlerde gelgit olayları gerçekleşirken , bedenimizde de bir takım etkiler hissederiz. Örneğin Dolunay zamanları vücudumuz daha fazla su tutabilir, tartıldığımızda bile bu durumu fark edebiliriz. Acil olmadıkça ameliyat yapılmasını önermeyiz nedeni ise daha fazla kanama riski olmasıdır. Mümkünse Dolunay’dan üç gün önce ve üç gün sonrasında beklemek daha güvenli olacaktır.
Astrolojik tanımda ise Dolunay her şeyin görünür hale geldiği bir evredir. Nasıl ki Ay gökyüzünde tam kapasitesi ile ışıl ışıl görünür haldeyse, bizlerin hayatlarında da gizli sakli duran veya başlattığımız işlerin olayların geliştiği, artık ortaya çıktığı ve görünür olduğu zamanları temsil eder. Yeniay zamanı başlayan her ne varsa Dolunay zamanı artık şekilllenmiş ve ortaya çıkmış bir hal alır.
Gelelim bu Dolunay’da ne gibi etkiler yaşayabileceğimiz konusuna…
Bu defaki Dolunay gerçekten sert etkilere sahip görünüyor. Bunun nedeni ise güçlü bir kolektif gezegen olan Uranüs ile Ay ın tam derece kavuşumda olması. Kolektif gezegenler kişisel gezegenlere dokunduklarına onları kendilerine benzetirler, yani o kişisel gezegen kolektif gezegen gibi davranmaya başlar. Bu sebepten bu Dolunay ın etkin enerjisi Uranüs enerjisi olacaktır. Uranüs bence atstrolojide en huzursuz edici gezegen, çünkü ne getireceği hiç tahmin edilemiyor. Elbetteki sembolize ettiği enerjiler var ama her ne getiriyorsa ani, sarsıcı, sürprizli getiriyor ve hayatlarımızda şok etkisi yaratıyor. Bunu fiziksel platformda tanımlamak gerekirse, mesela deprem bir Uranüs enerjisidir, ani kazalar, şimşekler, yıldırımlar, elektrik enerjisi, özgürlük, ele avuca sığamama, asilik, Uranüs enerjisidir. Marjinal olarak adlandırdığımız olaylar ve kişiler Uranüs enerjisidir. Uranüs kavuşumlu Dolunay’ın Boğa burcunda gerçekleşecek olması ile , Boğa burcunun temsil ettiği konularda ani gelişmeler beklenebilir. İlk akla gelen elbette ki topraktaki ani hareketlenmeler. Bunu lütfen beklenen İstanbul depremi olarak algılamayalım, Dünyanın ve Türkiye’nin her yerinde her an tektonik hareketler beklenebilir. Boğa para piyasalarını da temsil eder. Dolayısıyla bu ani hareketler para piyasalarında da beklenebilir. Ani, beklenmedik, umulmadık, hesaplanmayan inişler çıkışlar hiç de şaşırtıcı olmayacaktır.
Bu Dolunay ın güçlü olacağını düşünmemizin bir diğer nedeni ise, Dolunay’ın an haritasında 5 derece Boğa burcu yükseliyor olması. Bu şu anlama geliyor, Dolunay tam da haritanın yükselen noktasında , yani tam ufuk çizgisinde gerçekleşiyor. Yükselen noktaları haritaların enerji giriş merkezleridir ve bu sebeptendir ki yükselen noktasında bulunan bir gezegen neredeyse haritanın yöneticisi gibi çalışır. Dolayısıyla bu Dolunay ın önemini ve etkisini artıran bir pozisyondur. Zaten etkili olacak olan bir enerjinin iki katına çıkması gibi düşünebiliriz. Yükselen noktasında Boğa burcu olması, aslında bizim bu 15 günlük süreçte daha statikocu, değişime kapalı, maddi güvenliğimizi ön planda tuttuğumuz, sakin, tedbirli, barışçı, uyumlu, yeme içmeye düşkün, mevcut düzenimizi korumaya odaklı, rahatına düşkün hatta biraz da tembel olmaya çalıştığımız bir dönemin bilgisini veriyor. Ama gel gelelim işin içine bir Uranüs katılıyor. Üstelik doğasının hiç de uyumlanamadığı stabil Boğa burcunda bir Uranüs ün, Dolunay enerjisi ile daha aktif hale gelmesini bekleyebiliriz. Olmaz dediğimiz her şeyin olmasını bekleyebiliriz, bu ara her şey mümkün olabilir hayatlarımızda. Şok gelişmelere açık olmalıyız.
Unutmayalım ki hala Mars ve Merkür retro hareketindeler. Hala dengelerin hassas olduğunun bir göstergesi olarak önemli kararlar vermeden , harekete geçmeden olabildiğince emin ve tedbirli olmamız gerekir.
Duygusal olarak da dikkat etmeliyiz, gereksiz duygusal çıkışlarımız ve gerginliklerimiz olabilir. Derinlerde sakladığımız, tuttuğumuz, gizli duygularımız dahi patlayarak ortaya çıkabilir. Olaylar karşısında olabildiğince sakin kalmamızda fayda var, huzursuz ortam ve kişilerden uzak durmak faydalı olacaktır.
Alacak verecek, ortaklı paralar, miras konuları, para konuları, yatırımlar konularında süprizli gelişmeler olabilir, şok edici olaylar olabilir. Olabildiğince risk almamak gerekebilir.
Benim olumlu gördüğüm bir konu ise Boğa burcunun yani hem harita yükseleninin yöneticisi hem de Dolunay ın yöneticisi Venüs ün kendi burcunda olan Terazi burcunda olmasıdır, her ne kadar retro konumdaki Şiron dan sert bir açı almakta olsa da , Venüs Terazi burcunda uyumlu, ılımlı, uzlaşmacı, barışçıl çalışır. Evet Şiron belki Venüs ü biraz hırpalayabilir, Venüs e semboliği olan konularda yaralar açabilir ki bunlar en başta ilişkiler, para, ortaklıklar ve evliliklerdir, ama sonuç olarak bu yaraların belki de hayatlarımıza iyileştirici etkiler getireceğini düşünebiliriz. Bir süreliğine kendimize olan güvenimizi ve özdeğer duygumuzu yaralayacak, sarsacak olaylar yaşasak da, sürecin bizi getireceği nokta bir şekilde iyileştirici olacaktır, zayıf kaldığımız konularda güçlenmemize vesile olacaktır.
Şiron ve Uranüs ün bu sarsıcı ve yaralayıcı etkilerinin , bizim bozmak istemeğimiz o konfor alanımız içindeki defolu ama zayıf karnımız haline getirdiğimiz alanlarımızdan vurup sarsacağı kanısındayım. Ki buraların farkına varıp güçlendirelim. Sistemde hiç bir şey sebepsiz ve kötü olmaz, her ne oluyorsa bizim doğru algımız, yorumumuz ve davranışımızla en doğru şekilde hayatımıza entegre edilebilir, yeter ki olayları doğru okumayı bilelim. Zaten Uranüs ün sistemdeki asıl görevi de budur, tekrar şekillenmesi gereken, özgürleşmesi gereken olayları veya kişileri zorla bu yola atmasıdır. Kendi kendimizi boş yere kilitlediğimiz alanlarlarda zincirlerimizi kıran Uranüs dür. Üzerimizdeki fazlalıkları, kanayan yaraları aniden kesip atar. Hani yüzmeyi biraz biliyorsunuzdur ama geliştirmeniz gerekirken, havuza merdivenlerden inip girmeye korkarsınız da arkanızdan biri gelir sizi havuza aniden suyun içine iter, sonrada yüzmeye ve yüzdükçe de daha iyi yüzmeye başlarsınız gibi çok basit bir örnek olsada çalışma prensibini bu şekilde anlatabiliriz.
Haritada Merkür ün Saturn, Pluto ve Jupiter stelyumu ile yaptığı sert açı ise bize hala sözlerimize, sinir sistemimize dikkat etmemiz gerektiği vurgusunu yapıyor. Ani sinir patlamaları, abartılı düşünceler ve kelimeler ile haddini aşan olaylar ve sözler sonrasında pişman olacağımız sonuçlar ortaya çıkabilir, aman dikkat diyorum. Dedikodular, gereksiz arkadan iş çevirmeler, agresif hareketler mümkün olabilir çünkü Mars da hala Koç burcunda ve retro hareketinde ve burç bazında hala bu stelyuma sert açıda.
Bu enerji ile toplumda sansasyonlar da meydana gelebilir. Dolunay’ın ülkemizin on birinci evinde gerçekleşecek olması sansasyonel olayları işaret edebilir. Ülkemizin Güneş’inin tam karşısında gerçekleşecek olması ise otoritelerle ilgili gerilimli, şaşırtıcı, inişli çıkışlı haberler, hareketler ve gelişmeler duyup görebileceğimizin işaretini veriyor. Komşu ülkelerle uzlaşmaya çalışıp uzlaşamama görüntüsü hala devam ediyor.
Sağlığa biraz dikkat etmemizde fayda var. Kazalar, kırılmalar, çatlamalar, elektroniklerde patlamalar hepsi mümkün. Geceleri elektronik aletlerinizin fişlerini çekmenizi tavsiye ederim. Kalp ritm bozuklukları görülebilir, tansiyon iniş çıkışları görülebilir, sinirsel titremeler, bedende elektrik artışı, mide problemleri mümkündür. Elbetteki Covid e de dikkat etmeye devam etmeliyiz, hastalığın yoğunlaştığı bir dönemdeyiz. Havada şimşekler, yıldırım düşmeleri, fırtınalar görülebilir. Bol bol topraklanmanızı tavsiye ederim, mümkünse her gün 20 dk toprağa çıplak ayakla basalım. Bu dönemde sentetik kıyafetleri ve ürünleri kullanmamayı tavsiye ederim. Uranüs ün rengi olan elektrik mavisini kullanabilirsiniz. Pembe kuvars, Ametist, Yeşim ve Almandit taşlarını kullanabilirsiniz. Özellikle Boğa burcundan bahsettiğimiz için, kendi şartlarımıza uygun olarak karşılıksız, beklentisiz maddi iyilik yapmak ki yaptığınız kişinin sizi bilmemesi gerekir, koruyucu bir enerjidir.
Herkes kişisel haritasına uygun olarak bu etkileri yaşayacaktır. Ama en çok bireysel etkiyi sabit burçlar olan Boğa, Akrep, Aslan ve Kova da, 8 derece civarında (+/- 5 derece) kişisel gezegenleri ve önemli noktaları olanlar alacaktır. Önümüzdeki on beş günü sakin ve olabildiğince risk almadan, tedbirli geçirmeye çalışalım.
Her ne oluyorsa en doğrusudur, yeterki biz doğru algılayıp, doğru okuyalım.
Sevgi ve sağlıkla pozitifte kalalım …
Sorularınız için bana aşağıdaki e-mail adresimden ulaşabilirsiniz.
Ayrıca youtube ve instagram hesabımdan takip edebilirsiniz.