2020 yılı tarihin dönüm noktalarından biri olarak kayıtlara geçti. Yeni bir virüsün tehdidi altında yaşamak, yakın kayıplarımız, beraberinde gelen ekonomik daralma, doğal felaketler ile hepimizin hayatında derin izler bırakan bir yıl oldu. Aslında astrologlar yıllardır 2020 yılı ile ilgili farklı senaryolar öngörmüşlerdi. Bunlardan en popüler olanı ise yeni bir dünya savaşının gerçekleşeceği yönündeydi. Göstergeler Dünyanın bir karma temizliğine girip büyük bir yıkımla birlikte bir dönüşüm geçirip tekrar yeni bir yapılanmaya gideceğini gösteriyorlardı. Adeta bir reset atılıyor dersek abartmış olmayız. Evet bir Dünya savaşı çıkmadı ancak bir savaş ortamı yaşadık, halen de yaşıyor. Toplu kayıplar, kapalı ekonomiler, daralan finans, korku ve endişe psikolojisi şu anda yaşadığımız gerçekler. Görünmeyen bir düşmana kadar tüm Dünya savaş veriyor. Öngörünün gerçekleştiğini söylemek yanlış olmaz.
Son 2 yıldır gökyüzü olağanüstü olayların haberlerini vermeye başlamıştı. Oğlak burcunda Plüton, Satürn, Güney ay düğümü ve son olarak da Jüpiter in birlikte hareket ediyor olması hem bireysel hem de kolektif alanda eskiyen, işe yaramayan hatta çürüyen yapıların çöküşüyle büyük bir dönüşüm ve akabinde tekrar yapılanma sürecini anlatıyordu. Büyük dönüşümler krizlerle gerçekleşir, kolay olmaz çünkü insan atalete meyilli bir varlıktır, düzen artık çalışmıyor olsa da son anına kadar onu bozmak istemeyecek hatta çeşitli güvenlik bahaneleri ile korumaya çalışacaktır. Bu sebepten büyük dönüşümler büyük krizlerle gerçekleşir. Gökyüzü bize Dünya’nın yeni bir döneme hatta çağa girdiğinin bilgisini açık ve net olarak veriyor. Ve bu çağ geçişini çok güçlü enerjilerle gerçekleştirdi.
Satürn gezegeni çok önemli döngüleri oluşturur. Gökyüzünde ana senaryoyu hem zamanın gezegenleri olarak hem de sosyal gezegenler olarak bilinen Satürn ve Jüpiter yazar, diğerleri de kendi enerjileri ile hikayenin akışını ve detaylarını oluştururlar.
Satürn ve Jüpiter 21 Aralık 2020 de yaklaşık 200 yıl sonra tekrar hava elementinde kavuşum yaparak bir döngü yani yeni bir dönem başlattılar. Bu kavuşum sahipkıran veya sabitkıran olarak adlandırılır. Dünyayı yöneten anlamındadır, büyük krallara verilen bir sıfattır. Tarihe baktığımızda bu kavuşumdan sonra hep Dünya tarihini değiştiren önemli kişilerin doğduğu görülür. Tek yaradan inancı taşıyan ilahi dinlerin peygamberleri olan Hz MusaHz İsa ve Hz Muhammed in doğum zamanlarında Satürn ve Jupiter in su elementinde kavuşum yaptığını görüyoruz. Baş önderimiz Musatafa Kemal Atatürk ün doğumundan önce de bu kavuşum Koç burcunda gerçekleşmişti ki Koç liderliğin, mücadelenin, cesaretin burcudur. Bundan sonraki 200 yıl boyunca yapacakları 10 kavuşumun 9 u hava elementinde gerçekleşecek. Bu dönemde doğacak olan çocukların da Dünya tarihi için ilim, bilim, teknoloji, kolektif hizmet konularında önemli işler yapacağını ön görebiliriz.
Son 200 yıllık toprak elementi döneminde toprağın sembolize ettiği kapitalizm, varlık edinme, para sisteminin gelişmesi, dünyada toprak paylaşımları, yeni ülkelerin kurulması süreçleri gerçekleşti ve bu dönem artık bitti. Dünya yepyeni bir yapılanma sürecine girdi. Hava elementi entelektüel, iletişimci, akılcı, objektif, mantıklı, işbirliğine önem veren, ilişkilerin ön planda olduğu, meraklı, özgürlükçü, rasyonel, bilgiye önem veren, ilim ve bilimin önemini vurgulayan özellikler taşır. Kova burcu ise devrimlerin, teknolojinin, uzayın, astrolojinin, özgürlüğün, sıradışı bir zihnin burcudur. Önümüzdeki çağın ana konuları bunlar olacaktır. Savaşlar artık toplu tüfekli toprak savaşı değil sanal olacaktır. Dijital yaşam formatına hepimiz alışacağız. Para dijital paraya dönecektir. Her şey çiple çalıştırılabilecektir. Bunlar çocukluğumuzdaki uzay çağı bilim kurgu filmlerini hatırlatıyor değil mi? Benim iddiam o filmlerin kurgu değil aslında daha o dönemlerde mevcut olan teknolojilerin bizlere alıştırmak, gözümüze aşinalık yaratmak için yapılan filmler olduğu yönündedir. Şu an bizim yani halkın bildiği teknoloji aslında dünyada varolan teknolojinin en alt düzeyidir. Yeni Dünyaya alışmamız için yavaş yavaş verilmekte, tıpkı aşılama gibi.
Yazıyı fazla uzatmadan gelelim 2021 nin nasıl bir yıl olacağına dair fikirlerimize.
2021 yılının 2020 yılından daha iyi bir yıl olduğunu söyleyebiliriz. Elbetteki 2020 nin yaralarının sarılması kolay bir süreç değildir. Dünya ekonomik ve finansal alanda değişime gidecektir. Dengelerin değişim sürecine geçtiğini söyleyebiliriz. Ama bu değişimin ilk sonuçlarını görmeye başlamamız beş yıl sonra, daha fazla netleşmemiz de on yıl sonra olacaktır. Beşer yıllık periyotlarla görüş alanımız netleşecektir. Beş yıl sonra Dünyadaki kapitalist ve sosyal yapı , ileri bir teknoloji ile kendisini bambaşka bir forma sokmaya başlayacaktır. On yıl sonra ise hayalimizin ötesinde değişmiş bir Dünyada olabiliriz.
2021 yılın kendisinden bahsedelim. En büyük değişim Jupiter ve Saturn un bu yıl Kova burcunda seyahat etmesidir. Bu iki önemli gezegen tutucu, ciddi, maddeci Oğlak burcundan çıkıp yenilikçi, yaratıcı, özgürlükçü Kova burcuna geçtiler. Bu Kova döneminde sosyal hareketler, ayaklanmalar, protestolar görülebilir. Bireysel özgürlük konularında yapılanmalar, düzenlemeler gelebilir. Devletlerin özellikle de baskıcı devletlerin zorlanacağı bir süreç olacaktır. Birlikte hareket etmeyi başaramayan tüm yapılar çökecektir. Bilgi, entelektüel bakış açısı önemli olacak, ön plana çıkacaktır. 2021 yılında bilimde önemli gelişmeler bekleyebiliriz.
*En çok sorulan soru olan pandemi ise gücünü 2021 in mart ayından itibaren yitirecek gibi görünüyor. 2021-2022 kışının çok daha rahat olacağını düşünüyorum. Bu salgını ortaya çıkaran Pluto ve Jupiter birlikteliği idi. Jupiter in burç değiştirmesi bu enerjiden çıkıldığını gösteriyor. Benim öngörüm salgının tekrar yükselmeyeceği yönünde.
*2021 yılın en önemli dönemleri ise Kova burcundaki Saturn ün ve Boğa burcundaki Uranüs ile yapacağı sert açılardır. Bu açı yıl içinde üç defa gerçekleşecektir. İlki 15 şubat, ikincisi 12 haziran, üçüncüsü ise 23 aralıkta gerçekleşecektir. Bunun meali aslında esnememiz gerektiğidir, esnemediğimiz yerlerden ise kırılacağız. Bu açı sert bir pozisyondur. Hayatınızda çatlaklar varsa bunlar artık kırılacaktır. Her ikisi de sabit burçtur. Boğa aynı zamanda Dünyanın burcudur, toprak elementidir ve Uranüs sabit Boğa dan hiç haz etmez. Bu nedenle 2021 de tüm Dünyada yer kabuğu hareketleri , depremler, yanardağ patlamaları beklenebilir. Her zaman sorulan deprem olasılığını artırıcı bir görüntüdür ama İstanbul depremi diye yorumlamak yanlış olur. Tabi bu deprem sadece toprak anlamında olmayabilir, para piyasalarında da ani kırılmalar beklenebilir. Çünkü Boğa aynı zamanda para demektir. Ekonomik depremler beklenebilir.
2021 de bu sebepten en çok zorlanacak olan sabit burçlardır. Kova , Aslan, Boğa ve Akrepte önemli gezegenleri ve noktaları olanlar bu etkilerden en çok etkilenecek olanlardır. Güneş burcunuz bu burçlardan birinde ise kalp ritm bozuklukları, kardiyovasküler sorunlar yaşama ihtimali olabilir.
Yılın en olumlu etki alacağı burçlar için hava elementi burçları olan İkizler, Terazi ve Kovaları sayabiliriz. Bu üç burca ilave olarak da Jupiter in 14 mayıs – 28 temmuz arasında, bir süreliğine Balık burcuna geçmesi ile Balık burçları da güzel fırsatlar yakalayacaklar.
Ülkemizin haritasındaki Akrep stelyumu bu enerjilerden oldukça fazla etkilenecektir. Saturn ve Jupiter in ülkemizin yedinci evinden çıkıp sekizinci evinde seyahat edecek olması ise, ülkemizin sınır komşularıyla gerginliklerinin azalacağını, ilişkilerinde rahatlayacağını ama krediler, borçlar alanında zorlanabileceğini anlatıyor. 2021 de yeni kredi , finans fırsatları çıkabilir ama yeni düzenlemelere gitmesi ve sorumluluklarını artırması gerecektir.
*Bu yıl standart olarak iki Ay, iki de Güneş olmak üzere dört tutulma yaşayacağız. Tutulmaların tarihleri aşağıdaki gibidir.
-26 mayıs ; 5 derece Yay burcunda Ay tutulması
-10 haziran ; 19 derece İkizler burcunda Güneş tutulması
-19 kasım ; 27 derece Boğa burcunda Ay tutulması
– 4 aralık ; 12 derece Yay burcunda Güneş tutulması
Tutulmalar sene sonuna kadar Ay düğümleri ekseninde yani İkizler ve Yay ekseninde devam edecek.
Çok defa anlattığımız gibi tutulmalar, karmik ve kadersel olayları getirir. Güney Ay düğümü tarafı Yay burcu olduğundan , Yay burcu tutulmalarında bırakmalar, kayıplar, bitişler olacaktır. Zorluklarla hayatımızın rotasını Kuzey Ay düğümüne doğru yani İkizlere doğru çeviririz. Fanatik düşünce ve inançlardan, ben bilirimcilikten , hep haklı taraf olmaya çalışmaktan vazgeçeceğimiz bir dönemden bahsediyoruz. İkizler yani Merkür akılcı, pratik, iletişimci , objektif olmanın önemini vurgular. Her türlü bilgi kirliliğine dikkat edilmesi gerekir. Uluslararası işlerden ve ticaretten öte yurt içi işlerin ve ticaretin önem taşıyacağını da söyleyebiliriz.
Özellikle değişken burçlar olan Yay, İkizler, Balık ve Başakta önemli gezegen ve noktaları alanlar bu tutulmalardan en çok etkilenecek olanlardır.
*Yıl içinde yine Merkür her zamanki gibi üç defa retro harekette bulunacaktır ama bu defa hava elementi burçlarında. Güneş veya yükselen burcu Başak ve İkizler olanlar özellikle bu retro dönemlerinden daha fazla etkilenebilirler. Aşağıdaki retro tarihlerini not almanızı ve evlilik, boşanma, yeni iş anlaşmaları, yeni projelere başlama vb gibi önemli günlerinizi bu tarihler arasına mümkünse getirmemenizi tavsiye ederim. Bu tarihlerin bir hafta öncesi ve bir hafta sonrası Merkür’ün durağan zamanlarıdır, durağan zamanlarda da harekete geçmek önerilmez.
-30 ocak- 21 şubat Kova burcunda
-30 mayıs – 22 haziran İkizler burcunda
-29 eylül – 18 ekim Terazi burcunda
*Venüs ise yıl sonunda , 20 aralık 2021 – 30 Ocak 2022 tarihleri arasında Oğlak burcunda retro harekete geçecek. Özellikle evlilik ve estetikle ilgili planlarınız varsa bu tarih aralığında önerilemez. Elbette yine bir hafta öncesini ve sonrasını da dikkate almanızı tavsiye ederim.
Bu yıl burçların nasıl etkileneceğinden ayrıca bahsedeceğim.
2021 yılı hayatlarımıza huzur, barış, para, sevgi ve sağlık getirsin 😊
Sorularınız için bana aşağıdaki e-mail adresimden ulaşabilirsiniz.
Ayrıca YouTube ve Instagram hesabımdan takip edebilirsiniz.