Siz, askerlerinin mızraklarının uçlarına Kur’an sayfalarını geçirip
Ali’nin karşısına çıkaran Muaviye’nin tarafındaydınız.
Biz “Ben yaşayan Kuranım” diyen Ali’nin yanındaydık.
Pilavlarınızdan çıkan altınları biriktirip
Karun kadar zengin olmuştunuz
Ve servetlerinizi sakladığınız odaların anahtarlarını taşımak için
Hizmetçiler bile tutacak durumdaydınız ama biz,
Helakınızı görmemek için
Size sırtımızı çoktan dönmüştük.
Biriktirdiğiniz servetlerle
Kendinizi ve saltanatınızı korumak için
Aramıza İbni Mülcemlerler salmıştınız ki bunlar
Nice Alilerin canlarını almıştı.
Firavun, Haman’dan Musa’nın tanrısına ulaşmak için
Bir kule yapmasını istemişti.
Siz o kulenin tepesinden
Karıncalar gibi gördüğünüz bize küçümseyerek bakarken,
Bize, size verildiğini zannettiğiniz ilim verilmediği halde biz;
Nerdeyse: ““Ey karıncalar, haydin yuvalarınıza girin. Süleyman ve orduları, sizi fark etmeyerek ezip çiğnemesinler!” diyen karıncanın sesini duyacaktık.
Firavun; rüyasında Hz. Musa’nın doğacağını, tacını, tahtını yerle bir edeceğini gördü. Bu haber üzerine telaşlanan Firavun, İsrailogulları’ndan doğan bütün erkek çocukların öldürülmesini emretti de siz;
Hangi rüyanızı yorumlayıp
14 yaşındaki Berkin’i evinin önünde başından vurdunuz?
Üzerine atılan bir iftira ile suçsuz yere tutsak edilen Hz. Yusuf gibi sabırlıydılar iftiralarla özgürlüklerini ellerinden aldıklarınız
Ve biz, yaşlı gözlerle oğlunu bekleyen Hz. Yakup gibi bekliyorduk sevdiklerimize kavuşacağımız günü giysilerine yüzlerimizi sürüp.
Taif’te mübarek ayakları atılan taşlardan kan içinde kalmasına rağmen, şehri helak etmek için yanına gelen Cebrail’e: “Onlar beni tanımıyorlar, tanısalardı bunu yapmazlardı” diyen Peygamberin ümmetiydik biz.
Siz, taşlar gibi beddualar yağdırıyordunuz birbirinize.
Nemrud çok büyük bir ateş yakılmasını ve Hz. İbrahim’in bir mancınıkla bu ateşin içine atılmasını emretti. Hz. İbrahim’i ateşe attılar. Ateş onu yakmadı, odunlar balık oldu, ateş gül bahçesine döndü.
Biz gül bahçelerine gömdük sizin ateşe attıklarınızı.
Kibrinden gözünü hırs bürümüş Nemrud’a Allah bir sinek musallat etti. Bu sinek burnundan içeri girdi Nemrud’un, beynini kemirmeye başladı. Baş ağrılarından kurtulmak için kafasına tokmaklarla vurulmasını istedi Nemrud, kafasına tahta tokmaklarla vurulurken de can verdi.
Küçücük bir sinek,
Makara falan da değil.
İnanmıyorsan Google gir, bak.
“Nemrud” yaz çıkıyor…
Hakan Ş. TELKES