Modern futbolun İngiltere’den çıkarak yayılması sırasında Osmanlı İmparatorluğu’nun belli başlı ticaret limanlarındaki kentlere yerleşen İngilizler futbolu ülkemize sokan kişiler olmuşlardır. İstanbul, İzmir, Selanik futbolun oynandığı ilk üç şehir olmuştur. Buralarda İngilizler futbol oynarken Rumlar da onlara katılmışlar ve hem futbol oynayanlar hem de takımlar önemli sayıda artmıştır. Osmanlı topraklarında ilk futbol maçının 1875’de Selanik’te oynandığı bilinmektedir.
1877 yılında ise İzmir’in Bornova çayırlarında futbol maçları yapılmıştır. Ancak, bu sıralarda Müslüman gençlerin futbol oynamaları hoş karşılanmayacağı için Türklerin futbol oynamaları için biraz daha süre gerekmiştir. İzmir’de ilk futbol kulübü 1894 yılında İngilizler tarafından “Football Club Smyrna” kurulmuş ve adı “Football Club Smyrna” olmuştur.
İstanbul’da futbol oynanmaya başlanması ise ancak 1895 yılında Kadıköy ve Moda’da olmuştur. İzmir’den İstanbul’a göçen İngilizler burada futbol oynamışlardır. Buradaki Rumlar da futbola merak salmışlardır ve futbol İstanbul’da hızla yayılmıştır. 1897, 1899, 1904 yıllarında İzmir karması ve İstanbul karması 4 maç oynamışlar ve bunların tümünü İzmir karması kazanmıştır.
1906 yılında Atina’da düzenlenen “Ara Olimpiyat” ta İzmir karması ve Selanik karması yer almıştır. İngilizlerden oluşan İzmir karması bu turnuvada 2., Rumlardan oluşan Selanik karması da 3. olmuştur.
Selim Sırrı TARCAN (D. 24 Mart 1874, Yenişehir – Taselya, Ö. 2 Mart 1957, İstanbul.) Türkiye Cumhuriyeti Milli Olimpiyat Komitesi’nin kurulmasına önderlik ederek Türkiye Cumhuriyeti’nin Olimpiyatlar ’da temsil edilmesinin sağlayan eğitmen, spor yöneticisi ve siyasetçi.
Futbol oynayan ilk Türk 1898 yılında İzmir’de İngilizlerle beraber futbol oynayan Selim Sırrı TARCAN olmuştur. Ancak kendisine “İlk Türk Futbolcusu” diyemeyiz. İlk Türk futbolcusu Fuat Hüsnü (KAYACAN) Bey’dir. İstanbul’da futbolu İngilizlerden görerek merak salan Fuat Hüsnü Bey, daha sonra arkadaşlarını ikna ederek ilk Türk Futbol takımını kurmuştur. “Black Stockig” adı alan takım Rumlarla bir maç yapmış ve bu maçı 5-1 kaybetmiştir. Bu yenilgi üzerine ilk Türk takımının ömrü uzun olmamıştır. Fakat Hüsnü Bey daha sonra İngilizlerin kurduğu Kadıköy takımında “Bobby” takma adıyla oynamıştır.
Fuat Hüsnü KAYACAN (D. 1879, İstanbul, – 16 Kasım 1963, İstanbul) Türk asker, futbolcu, hakem ve teknik direktör.
“Black Stockig” takımının başarısızlığından sonra Türkler uzun süre futbol oynayamamışlardır. Ancak, kimse de bu oyunun cazibesinden kendilerini kurtaramamışlardı. Türkiye’de kurulan kulüplerin hemen hemen hepsi futbol kulübü olarak kurulmuştur. Bir önemli istisna “Beşiktaş Jimnastik Kulübü” dür. İlk futbol kulübü ise “Galatasaray” dır.
Fenerbahçe Spor Kulübü 1907’de Kadıköy’de kurulmuştur. İlk olarak Sarı-Beyaz renkleri seçen Fenerbahçe daha sonra Sarı- Lacivert renkleri kullanmıştır. 1908-1909 sezonunda İstanbul ligine katılan Fenerbahçe ilk şampiyonluğunu 1911-1912 sezonunda kazanmıştır. İşgal yıllarında düşman askerlerin takımlarına karşı aldığı başarılarla gönüllerde taht kuran Fenerbahçe, Galatasaray’la birlikte en çok taraftara sahip iki takımdan biri olmuştur.
“3 Mayıs 1918…
Hafif bir şimal rüzgârı Boğaz sırtlarından esiyor ve İstanbul parlak bir ilkbahar güneşi altında ısınıyordu. Osmanlı İmparatorluğu’nun güzellikteki bu eşsiz merkezi, tam bir hareket ve canlılık içindedir.
Fakat bu;
3 kıtada 7 cephe boyunca savaşmakta olan gençlerin mukaddes gayeleri uğrundadır. Şehirde sivilden çok üniformalı görülüyor, bütün gayret o çok tahripkâr savaşın kazanılması noktasında toplanmış bulunuyordu.
Öğleden sonra, çift atlı bir askeri fayton arabası Moda’dan Kuşdili ’ne doğru gitmektedir…
İçinde bir sivil ile sarı saçlı ve mavi gözlü, tunç yapılı bir Mirliva var. Bu asker Anafartalar Kahramanı MUSTAFA KEMAL ‘dir ve Çanakkale’den geçirmediği düşmanını şimdi de Filistin ve Suriye çöllerinde karşılamak üzere, kısa müddet için İstanbul’dadır.
MUSTAFA KEMAL’İN FENERBAHÇE SPOR KULÜBÜ’NÜ ZİYARETİ:
Kulüpte, 3 kıtada 7 cephe boyunca savaşmakta olan Fenerbahçe gençliği adına kendisini askerlik çağına girmemiş birkaç delikanlı ile 3 yaşlı zat karşıladılar.
Mirliva MUSTAFA KEMAL PAŞA ve yanındaki Mehmet Sabri (TOPRAK) Bey (1), kulübü gezdiler. Müzeye de çıkarıldılar, kahve limonatalar içildi.
Mehmet Sabri TOPRAK, (D.1877, Bosna, – Ö. 19 Şubat 1938), Türk Siyasetçimizdir. 61 yaşında aramızdan ayrılan TOPRAK, 1915 – 1916 yılları arasında Fenerbahçe Spor Kulübü Başkanlığı yapmıştır.
2 saat geçmişti…
Aziz misafir Fenerbahçe Kulübü’nden ayrılacaktı. ELKATİPZADE Mustafa Bey kendisine kulüp hatıra defterini uzattı. Onu adeta tehalükle alan büyük asker sayfaları çevirdi ve ilk boş sayfada durdu. Elleriyle sarı saçlarını düzeltti ve sonra hiç düşünmeden yazmaya başladı ve bitirdi:
—“Fenerbahçe Kulübü’nün her tarafta mazhar-ı takdir olmuş bulunan asar- meşalesini işitmiş ve bu kulübü ziyarete ve erbab-ı himmetini tebrik etmeyi vazife edinmiştim. Bu vazifenin ifası ancak bu gün müyesser olabilmiştir. Takdirat ve tebrikatımı buraya kayd ile mübahiyim. 3-5-34 (1918) Ordu Kumandanı M.KEMAL”
İstanbul’u kurtaran ve dört yıl sonra bütün vatan ve Türklüğü ’de kurtaracak ölmez kahraman Moda’ya gitmek üzere, dere kenarına yanaştırılmış beyaz tek çifte futaya (Futa: Uzun ve hafif bir yarış kayığıdır.) :
-…”Fenerbahçe’ye ebedi muvaffakiyetler dilerim. Allahaısmarladık!” diyerek bindi. Suriye çöllerine, dünyanın en müthiş silahlarıyla mücehhez en büyük ordularıyla savaşmaya gidiyordu (1).
Fenerbahçeliler, ona son söz olarak:
—“Allah sizi yeni gazanızda da muzaffer eylesin!…” diye dua ettiler ve kürekte ELKATİPZADE Mustafa Bey’in bulunduğu narin futa dereceden kayboluncaya kadar arkasından, hareketsiz bakakaldılar.
Mustafa ELKATİPZADE (D. 4 Mart 1889, Tunus, – Ö. 1967, İstanbul,) Türk Spor Yöneticilerimizdendir. Kuşdili Kulübü’nden Fenerbahçe Spor Kulübü’ne geçen Mustafa ELKATİPZADE alt yapıya çok önem verdiğinden Türkiye’nin ilk genç takım kurucusu olarak da bilinir.
Yukarıda okuduğumuz çok değerli hatırat “ATATÜRK VE FENERBAHÇE” başlığı altında, Dr. Rüştü DAĞLAROĞLU tarafından 1957 yılında 50. yıldönümü dolayısıyla yayımlanan “Fenerbahçe Spor Kulübü Tarihi 1907 – 1957” nin 578. sayfasında yer almaktadır.
Ayrıca eserin ilk sayfasında, kulübün hatıra defterinde “3-5-34 (1918)” imzalı yazısı da bulunmaktadır:
-…”Fenerbahçe Kulübü’nün her tarafta takdir edilmiş çalışmalarını işitmiş ve bu gayreti gösterenleri tebrik etmeyi vazife edinmiştim. Bu vazifenin yerine getirilmesi bugün mümkün olabilmiştir. Takdir ve tebriklerimi buraya kaydetmekle övünüyorum. M. KEMAL – 3 Mayıs 1918 “ (Çeviri: Profesör Doktor Utkan KOCATÜRK ‘ün derlediği; “ATATÜRK ‘ün Hatıra Defterine Yazdıkları” eserinin 5’nci sayfasında alınmıştır.)
Bir ay geçmişti…
3 Mayıs 1918 ‘de Fenerbahçe Kulübü’nü ziyaretinden bir ay sonra ATATÜRK ‘ün Haziran içinde Beşiktaş’ın Akaretler caddesinde oturduğu evinin arkasındaki sahada çalışan sporcuları görerek, onların yöneticilerinden iki subayı yanına çağırarak görüştüğünü ve direktifler verdiğini (2),
Beşiktaş Jimnastik Kulübünün tarihini kaleme almış olan Vala SOMALI ‘nın 1978 yılında yayımladığı “Türk Sporunda 75 Yıl – Beşiktaş Spor Tarihi 1903 – 1978” kitabının 439. sayfasında “ATATÜRK VE BEŞİKTAŞ” başlığı altında yazılanlardan öğreniyoruz.
Ayrıca eserde şunları okumaktayız:
“ATATÜRK VE BEŞİKTAŞ”
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK, Yıldırım Orduları Grup Kumandanlığına gitmeden evvel, Akaretler ’deki evinin arka kapısından Beşiktaş Jimnastik Kulübü bahçesine çıkar ve futbol antrenmanlarını, diğer branşlarındaki eksersizleri seyrederdi!..
Yine böyle bir günde, çalışmaları yöneten Ahmet Fetgeri (AŞEN) ile Fuat BALKAN Beyleri yanına çağırıp kendileriyle şu konuşmayı yapmıştır:
-…”EFENDİLER,
SİZLERİN VE SPORCULARIMIZIN CİDDİ ÇALIŞMALARINI, ÇEVİKLİK VE MAHARETLERİNİ UZUN ZAMANDAN BERİ BÜYÜK BİR ZEVKLE AYRICA DİKKATLE İZLİYORUM.
SPORDAN YOKSUN OLAN BİR GENÇLİK, NASIL Kİ VATAN MÜDAFAASI SIRASINDA ETKİLİ OLAMIYORSA, İNSAN DENEN VARLIĞIN KAFA YAPISI DA NE DERECE TEKÂMÜL EDERSE ETSİN, BEDENİ İNKİŞAFI NOKSAN VE YETERSİZ OLURSA, O VÜCUT, O KAFAYI İLERİYE GÖTÜRMEZ, TAŞIYAMAZ.
BUGÜN BÜNYEMİZDE TOPLAYIP İLMİ METODLARLA YETİŞTİRMEYE ÇALIŞTIĞINIZ BU GENÇLER, TAM ANLAMDA BEDENEN VE FİKREN GELİŞTİKLERİ ZAMAN VATAN MÜDAFAASINDA İLMİ SAHALARDA OLDUĞU GİBİ SPOR ALANLARINDA DA AVRUPALI HASIMLARINA TÜRK’ÜN ÖLMEZ GÜCÜNÜ İSPAT EDECEKTİR.
SİZİ CANDAN TEBRİK EDER, BAŞARILARINIZI HER ZAMAN DUYMAK İSTERİM.”
ATATÜRK FENERBAHÇELİ MİYDİ?
Ruşen Eşref, Necmeddin Sadak, Mustafa Necati, Şükrü Saraçoğlu ve Vasıf Çınar, Ata ile birlikteydiler…
İşgal yıllarında Fenerbahçe’nin Türk milletinin yüzünü güldüren başarılı sonuçlar alması, özellikle İngilizlere karşı elde ettiği başarı Büyük Kurtarıcımız ATATÜRK ‘ü de etkilemişti kuşkusuz.
Bu nedenle 3 Mayıs 1918 tarihinde Fenerbahçe Kulübü’nü ziyaret etmiş, hatıra defterine de Fenerbahçe’yi öven bir yazı yazmıştır.
Aşağıdaki fotoğrafta Atamızın Fenerbahçe Kulübü hatıra defterine yazdığı yazı Büyük Kurtarıcımızın Cumhurbaşkanlığı sırasında çekilmiş bir fotoğrafı üzerine pike edilmiş olarak bugün Fenerbahçe Kulübünün en güzel köşesini süslemektedir.
Fotoğrafın altında Atamızın kendi el yazısı ile şu satırlar yazılmıştır:
“Fenerbahçe Kulübünün her tarafta mazhar-ı takdir olmuş bulunan asarı mesaisini işitmiş ve bu kulübü ziyaret ve erbab-ı himmeti tebrik etmeyi vazife edinmiştim. Bu vazifenin ifası ancak bugün müyesser kayıd ile mübanimim. M.KEMAL – Ordu Komutanı – 3.5.1334 (1918) “
Sonraki yıllarda diğer büyük ve köklü kulüplerimizi de ziyaret eden ATATÜRK ‘ün acaba hangi kulübü tuttuğu merak konusu olurken spor tarihi araştırmacısı Fenerbahçeli Rüştü DAĞLAROĞLU, tarihe ışık tutucu belge bulmuş ve “ATATÜRK FENERBAHÇELİYDİ” gerçeğini ortaya atmıştır.
Son Fenerbahçe yıllığında bunu ortaya koyan spor tarihçimiz Rüştü DAĞLAROĞLU ‘na bu konu ile bir soru yönelttik.
—“ Sayın DAĞLAROĞLU, ATATÜRK ‘ün Fenerbahçeli olduğunu nasıl belgelediniz, açıklar mısınız?
—“ ATATÜRK ‘ün Fenerbahçeli olduğunu Galatasaraylı arkadaşım Haluk SAN söyledi. Haluk SAN, Ruşen Eşref ÜNAYDIN ‘ın çok iyi arkadaşı idi. Ruşen Bey bu tarihi gerçeği kendi anılarında yayınlamış ama ben görmemiştim. Ayrıca olayı doğrulayan kişilerde var.
Ama ben yine araştırdım.
Hatta Cumhuriyet’in koleksiyonlarını karıştırdım günlerce.
Olay şu:
10 Ağustos 1928 günü Ruşen Eşref ÜNAYDIN, Necmeddin Sadak, Maarif Vekili Mustafa Necati, Şükrü SARAÇOĞLU ve Vasıf ÇINAR, ATATÜRK ile otururlarken (3);
ATATÜRK:
-…” BUGÜNKÜ MAÇ NE OLDU?” diye sorar.
O gün Galatasaray ile Fenerbahçe’nin “GAZİ BÜSTÜ” karşılaşması vardır.
Necmeddin SADAK:
—“3 – 3 berabereyiz,” deyince, ATATÜRK, Şükrü SARAÇOĞLU ve Vasıf ÇINAR ‘ı göstererek:
-…”BİZDE BURADA 3 – 3 BERABEREYİZ,” diyor ve ekliyor;
-…”BEN DE FENERBAHÇELİYİM.”
Toplantıda bulunan Necmeddin SADAK, Ruşen Eşref ÜNAYDIN ve Mustafa Necati Galatasaraylıdır çünkü.”
—“Sayın DAĞLAROĞLU, Ata’nın Fenerbahçeli olduğuna dair başka belge ve olaylar da var demiştiniz, bir başka örnek daha verebilir misiniz?
—“1934 yılında Fenerbahçe İstanbul Sutopu ikincisi oldu. Gazi’nin huzurunda sutopu gösterisi yapılacak Yalova’daki Termal Havuzunda. Fenerbahçe’yi çağırdılar. Oysa İstanbul birincisi değildik, Federasyon da ve Bölge Teşkilatı’nda da Fenerbahçeli yoktu.
Nasıl oldu da bizi çağırdılar diye merak ederken öğrendik ki;
ATATÜRK:
-…”FENERBAHÇE’Yİ GÖRMEK İSTİYORUM, ONLAR GELSİN,” demiş.
Ayrıca. Fenerbahçe’nin büyük yangından sonra ilk yardım ATATÜRK ‘ten geldi. Ata kulübe yardım olarak 500 Lira göndermişti (4). “
HATIRLATMALAR:
(1): -…”Fenerbahçe’ye ebedi muvaffakiyetler dilerim. Allahaısmarladık!” diyerek bindi. Suriye çöllerine, dünyanın en müthiş silahlarıyla mücehhez en büyük ordularıyla savaşmaya gidiyordu:”
22 Ağustos 1918; ATATÜRK ‘ün Halep’e gitmek üzere İstanbul’dan trenle hareketi. ATATÜRK ‘ün Halep’e varış tarihinin 26 Ağustos 1918 olduğu göz önüne alınırsa, İstanbul’dan hareket tarihinin de 22 veya 23 Ağustos 1918 olması gerekmektedir.
Bu tarih; Şükrü TEZER ‘in “ATATÜRK’ÜN HATIRA DEFTERİ” 1972, s.172’de 15 Ağustos 1918,
Fahri BELEN, ATATÜRK’ÜN ASKERİ KİŞİLİĞİ” 1963, s.61; Celâl ERİKAN, “KOMUTAN ATATÜRK” 1972, s.235; Sadi BORAK, “ATATÜRK” 1973, s.165; Sadi BORAK, “ATA VE İSTANBUL”1983, s: 80’de 2 Eylül 1918 olarak gösterilmiştir.
(2): Bir ay geçmişti…
3 Mayıs 1918 ‘de Fenerbahçe Kulübü’nü ziyaretinden bir ay sonra ATATÜRK ‘ün Haziran içinde Beşiktaş’ın Akaretler caddesinde oturduğu evinin arkasındaki sahada çalışan sporcuları görerek, onların yöneticilerinden iki subayı yanına çağırarak görüştüğünü ve direktifler verdiğini,
Sadi BORAK, “ATA VE İSTANBUL”1983,s.73’de 25 Mayıs 1918 tarihinde; ATATÜRK ‘ün böbrek rahatsızlığı sebebiyle tedavi için İstanbul’dan Viyana’ya hareket ettiği, Viyana ve Karlsbad’ta 2 ay kadar tedavi gördüğü yazmaktadır.
Bu tarih, Fahri BELEN, “ATATÜRK’ÜN ASKERİ KİŞİLİĞİ” 1963, s.60’da 13 Mayıs 1918 olarak verilmiş, Yusuf Hikmet BAYUR, 1963, s.149; Uluğ DEMİR, “ATATÜRK’ÜN YAŞAMI” 1980, I.CİLT 1881- 1928), s:117’de ise gün ve ay gösterilmemiştir.
Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ‘ün Karlsbad’da çekilmiş bir hatıra fotoğrafını görmekteyiz; -…”İSTANBUL’A GELDİK. FAKAT O SIRADA KENDİMDE BİR ISDIRAP DUYDUM. DOKTORLAR SOL BÖBREĞİMDEN RAHATSIZ OLDUĞUMU SÖYLEDİLER. BİR AY KADAR YATAĞIMDAN ÇIKAMADIM. DOKTOR ARKADAŞLARIN TEDAVİSİ IZDIRABIMI BİR TÜRLÜ ESASINDAN DURDURAMIYORDU. BİR ARALIK İYİLEŞİR GİBİ OLDUM, SONRA TEKRAR YATTIM. NİHAYET HEKİMLER VİYANA’YA GİTMEKLİĞİM LÜZUMUNDA ISRAR ETTİLER. VİYANA’DA KENDİMİ GÖSTERDİĞİM PROFESÖR SENATORYUMDA YATMAKLIĞIMI ZARURİ GÖRDÜ. BİR AY KADAR TEDAVİ EDİLDİM. SONRA YİNE AYNI PROFESÖRÜN TAVSİYESİYLE KARLSBAD’A GİTTİM.”
ATATÜRK ‘ün İstanbul’dan Viyana’ya geliş tarihi kesin olarak belli değildir; ancak 1 veya 2 Haziran 1918 tarihi olayların akışına uygun düşmektedir.
Hikmet BAYUR, “MUSTAFA KEMAL’İN ÜÇ MEKTUBU” 1960, s.132’de:
—“ATATÜRK ‘ün İstanbul’dan Viyana’ya gelişi ve Cottage Sanatoryumunda tedavi altına alınış tarihi 1 Haziran 1918’dir. Ayrıca eserde ATATÜRK ‘e burada böbrek rahatsızlığı nedeniyle 3 haftalık bir tedavi uygulandığı bilgisi de not düşülmüştür. Aynı eserde Sadi BORAK ‘ın “ATA VE İSTANBUL”1983, s.73-74 eserinde de yer verdiği 5 Haziran 1918 günü ATATÜRK ‘ün Viyana’dan Rasim Ferit TALAY Bey’e mektubu bulunur:
-…“COTTAGE SANATORYUMU’NA GİRDİM. PROFESÖR BİZZAT TEDAVİ EDİYOR”
Afet İNAN, “MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN KARLSBAT HATIRALARI” 1983, s.29’da ise;
—“30 Haziran 1918 ATATÜRK ‘ün Viyana’dan Karlsbad’a gelişi ve günlük yazmaya başlaması 5 defter halindeki bu günlükler – bazı günler atlanmak suretiyle- 28 Temmuz 1918 tarihine kadar devam etmiştir. Günlüğün bazı bölümleri Atatürk tarafından Fransızca olarak yazılmıştır.”
(3): 10 Ağustos 1928 günü Ruşen Eşref ÜNAYDIN, Necmeddin Sadak, Maarif Vekili Mustafa Necati, Şükrü SARAÇOĞLU ve Vasıf ÇINAR, ATATÜRK ile otururlarken;
Niyazi Ahmet BANOĞLU, “ATATÜRK ‘ün İstanbul’daki Hayatı”, 1973, I.Cilt, s.215’te:
—“10 Ağustos 1928 Cumartesi; ATATÜRK ‘ün saat 18.00’de otomobil ile Taksim Cumhuriyet Anıtı önüne gelerek, bir süre Anıtı seyretmeleri.
Niyazi Ahmet BANOĞLU; “ATATÜRK ‘ün İstanbul’daki Günleri”, 2012 – s.205’te:
—“10 Ağustos 1928 Cumartesi; ATATÜRK, bugün saat 14.00’de yanında Genel Sekreter Tevfik, Başyaver Rusuhi, Recep Zühtü, Kılıç Ali, Cumhuriyet Halk Partisi Genel Sekreteri Saffet ve Tahsin Beyler olduğu halde, Ertuğrul yatına binerek Marmara’da bir gezintiye çıkmıştır. ATATÜRK bu gezisi sırasında İmralı Adası’na uğramış, burada kurmayı düşündüğü çiftlik için incelemelerde bulunmuştur. Sabaha karşı Dolmabahçe Sarayı’na dönen ATATÜRK 11 Ağustos Pazar gününü hiçbir yere çıkmamıştır.”
(4): Ayrıca. Fenerbahçe’nin büyük yangından sonra ilk yardım ATATÜRK ‘ten geldi. Ata kulübe yardım olarak 500 Lira göndermişti:
ATATÜRK ‘ün Fenerbahçeli olduğunu söyleyen Sayın Haluk SAN, “BELGELERİ İLE TÜRK SPOR TARİHİNDE ATATÜRK” 1981, s.45’de:
—“Büyük ATATÜRK tarafından ziyaret edilen beyaz boyalı ahşap Kulüp binası 1932 Haziran ayında çıkan bir yangın sonucu tamamen yandığı zaman büyük bir yardım kampanyası açılmış ve bu kampanyaya ilk yardım Cumhurbaşkanı GAZİ MUSTAFA KEMAL ‘den gelmişti. Büyük kurtarıcı o tarihten on dört yıl önce, Yıldırım Orduları Grup Kumandanı Mustafa Kemal PAŞA olarak ziyaret edip iki saatini geçirdiği, çay içip tatlı hasbihallerde bulunduğu kulüp yangınından ötürü Fenerbahçelilere İş Bankası kanalıyla 1.000 lira teberruda bulunmuştu.” Demektedir.
Oysa elimizde kampanyayı başlatıp tüm yurtta gerekli desteği sağlayan Cumhuriyet Gazetesi’nin 21 Haziran 1932,s.4’te;
okunduğu üzere 500 lira yazması ilginçtir!..
Sonuç olarak, Şevket ÇORBACIOĞLU ‘na katılıyor, bende bu ülke kurtuluş savaşı mücadelesine ATATÜRK ile Samsun’da başlattıysa, emperyalistlere Anadolu insanı ATATÜRK ile ilk tokadı 19 Mayıs 1919’da Samsun’da attıysa; ATATÜRK ile ilgili tüm değerlendirmelerin odağı Samsun’dur ve de Samsun Spor” dur diyorum.
Yararlanılan Kaynaklar:
* Hasan SALKI, “TÜRK TARİHİNDE FUTBOLUN GELİŞİMİ”
*10 Kasım 1982, Cumhuriyet; s.10
*Haluk SAN, “BELGELERİ İLE TÜRK SPOR TARİHİNDE ATATÜRK” 1981, s.44.45.46.
*Uluğ İĞDEMİR, “ATATÜRK’ÜN YAŞAMI”, 1980, Resimler s.XXIV.
*Prof. Dr. Utkan KOCATÜRK “KAYNAKÇALI ATATÜRK GÜNLÜĞÜ” s.114.115.116.
Sonuç olarak, Şevket ÇORBACIOĞLU ‘na katılıyor bir Beşiktaş taraftarı olan bendeniz de; bu ülke kurtuluş savaşı mücadelesine ATATÜRK ile Samsun’da başlattıysa, emperyalistlere Anadolu insanı ATATÜRK ile ilk tokadı 19 Mayıs 1919’da Samsun’da attıysa; ATATÜRK ile ilgili tüm değerlendirmelerin odağı Samsun’dur ve de Samsun Spor” dur diyorum.
Eksiklikler benim fazlalıklar daha önce emek verenlerindir. Bir başka yazımda görüşmek üzere esen kalınız efendim.
*Yazının her türlü hakkı saklıdır.