Ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK 17 Ocak 1921 tarihinde “United Telgraph” Muhabirine Türk İstiklal Savaşı’nın amaçlarını açıklayan şu demeci vermişlerdir;
-…”Siyasî, adlî, iktisadiî ve malî bağımsızlığımızı imhaya ve neticede yaşama hakkımızı inkâra ve kaldırmaya yöneltilmiş olan Sevr Antlaşması bizce mevcut değildir. Bağımsızlık ve egemenliğimizin gereklerini temin edecek bir barışın yapılması son emelimizdir. İZMİR HER YÖNDEN TÜRK MEMLEKETİDİR. ANADOLU’NUN TÜRK MEMLEKETİDİR. ANADOLU’NUN AYRILMAZ BİR PARÇASIDIR. YUNANLILAR İZMİR’DE HİÇBİR TARİHİ VE IRKİ HAKKA SAHİP DEĞİLLERDİR”
“ATATÜRK, İzmir’e kaç defa gelmiştir?” sorusunun yanıtları üzerinde, yıllardan beri birçok tartışma konusu yapılmıştır. Çeşitli kaynaklardan yaptığım araştırmalar sonunda ATATÜRK ’ün, İzmir’e 14’ten fazla kez gelerek şereflendirerek onurlandırdığını tespit ettim. Kusursuz olmamakla birlikte görseller eşliğinde sizlerle paylaşmaya çalışacağım bu sayfamda dilerseniz öncelikle İzmir’in adı ve tarihi gelişimine kısaca bir göz atalım;
Görsel: Pri Reis’in Kitab-ı Bahriye kitabında İzmir Körfezi.
İZMİR;
İzmir kelimesi eski İon lehçesine “SUMURNE”, Attika (Atina) lehçesinde ise “SMRYNA” diye yazılırdı. “SMRYNA” sözcüğü Yunanca değildir. M.Ö. 2000’nin başlarında ait Kayseri Kültece yerleşiminde ele geçen bazı tablet metinlerde “TİSMURNA” adına rastlanmaktadır. “TİSMURNA” da ki “Tİ” bir ön ek olup büyük olasılıkla bir kişi ya da bir yer adını belirtmektedir. Bundan da Hellenler ya da Bayraklı höyüğünü mesken tutanların bu ön eki atıp kente “SUMUMA” demişlerdir. Kentin adı olasılıkla M.Ö. 3000 ile M.Ö. 1800 yılları arasında “SUMUMU” olarak anılıyordu.
İzmir ilk olarak Lelegler tarafından, günümüzün Bayraklı yakınlarında bulunan Tepe kule bölgesinde kurulmuştur. İzmir ismi “SMYRNA” bir Amazon Kraliçesi’ne atfedilmektedir. M.Ö. 2000 – 1200 yılları arasında varlığını sürdürmüş olan Hitit Krallığı’nın etkisi altında kaldığı da söylenmektedir. Hitit Devleti M.Ö. 11. yüzyılda Yunanistan’dan Batı Anadolu kıyılarına güç etmiş olan Aiollar, İzmir’e yerleşmişlerdir.
İzmir en parlak dönemini İonlar döneminde yaşamıştır. M.Ö. 600 yılında Lidya Kralı Alyattase tarafından işgal edilmiş olan İzmir kenti, M.Ö. 546 tarihinde Perslerin, M.Ö. 334 yılından sonra ise Büyük İskender ve generallerinin yönetimi altına girmiştir.
M.Ö. 302’de Trakya’dan gelen ve Büyük İskender’in generallerinden Antigones’i yenen Lizimaktos’un, daha sonra da Seloikoslar’ın idaresine giren İzmir, kısa bir dönem de Bergama Krallığı tarafından yönetilmiştir.
MÖ. 133 tarihinde ise Romalıların idaresine girmiştir İzmir. MÖ. 88’de ise Pontus Kralı Mihridades İzmir’i işgal etmiştir.
Ancak Roma İmparatorluğunun bölünmesinden sonra Bizanslıların bir eyalet merkezi haline gelmiş olan İzmir, MS. 440 tarihinde Hun İmparatoru Atilla tarafından ele geçirilmiştir. MS. 695 tarihinden sonra iki kez Arapların işgali ile karşılaşmış ama sonrasında yine Bizanslıların eline geçmiştir.
1081 yılında İzmir Selçuklular tarafından fethedilmiştir. Haçlıların 1097 yılında Anadolu içerilerine kadar gelmesinden yararlanan Bizanslılar, İzmir’de işgal ile karşılaşmış ama sonrasında yine Bizanslıların eline geçmiştir.
1320 yılında, Aydınoğlu Beyliği’nin hükümdarı Mehmet Bey bölgeyi Bizanslılardan geri alınmış ve oğlu Umur Bey’e verilen İzmir’in Liman Kalesi, sonradan Haçlılar tarafından işgal edilmiştir.
1402 yılında Türkler Kadife kale ve Liman Kalesi’ne hâkim olmuştur. Ancak Timur tarafından ele geçirilen İzmir, daha sonra Aydınoğluları Beyliği tarafından ele geçirilmiştir. İlk kez, 1426 yılında Osmanlı Devleti’nin idaresine geçmiş olan İzmir, 500 sene Osmanlı İmparatorluğu bayrağı altında kalmıştır.
Görsel: 1862 yılında İzmir
15 Mayıs 1919 yılında Yunanlılar tarafından işgal edilmiş olan kent, üç yıldan fazla bir süre işgal altında kalmış, Milli Mücadele sonrasında 9 Eylül 1922 tarihinde Yunan işgalinden kurtarılmıştır. 30 Ağustos 1922’de “DUMLUPINAR (BAŞKOMUTAN) MEYDAN MUhAREBESİ” nin kazanılması ile Yunan ordusu imha edilmiştir. 1 Eylül 1922’de “ORDULAR İLK HEDEFİNİZ AKDENİZ’DİR” emrini verir ve 9 Eylül 1922’de Şanlı Ordumuz İzmir’i alır. Mustafa Kemal (ATATÜRK), İcra Vekilleri Heyeti Başkanı Rauf (ORBAY) Bey’e telgrafta:
-…”BİRLİKLERİMİZ İZMİR DOĞU SIRTLARINDA DÜŞMANIN SON DİRENİŞİNİ KIRDIKTAN SONRA BUGÜN MAĞLUP DÜŞMANLA BERABER İZMİR’İMİZE ZAFERLERLE GİRDİK. BEN YARIN ÖĞLEDEN İTİBAREN İZMİR’DE BULUNACAĞIM.” Der.
Aynı gün Yunan’ın ateşe verdiği Kasaba ’ya (Turgutlu) varıp burayı ve yanan köyleri geçer Armutlu ’ya gelinir. Burada mola verilir. Mustafa Kemal (ATATÜRK) koyu bir güneş gözlüğü taktığı için tanınmaz. Orada bulunan bir ihtiyar, koynundan bir resim çıkarır, birkaç kere önce resme, sonra Mustafa Kemal’e (ATATÜRK) bakar. Mustafa Kemal (ATATÜRK) gözlüğünü alnına doğru kaldırınca ihtiyar daha yakına yanaşır ve daha dikkatli bakar. Birdenbire yüzünün rengi değişir, her yanı titreyerek, —“BU SENSİN, BU!” diye bağırır. Sonra orada bulunanlara dönerek, haykıra haykıra, —“EY AHALİ KOŞUN, KOŞUN! BU O ’DUR, KEMALİMİZ GELDİ!” der demez bütün halk otomobile koşar. Kadın, erkek, çocuk yaşlı kimi toprağı, kimi tekerlekleri öpüyor, kimi Mustafa Kemal’in (ATATÜRK), boynuna, eline sarılıyor kimi otomobili omuzlarında taşımaya çalışıyordu…
“ATATÜRK, İzmir’e kaç defa gelmiştir?”
Birinci gelişleri Şubat 1905’tir;
Mustafa Kemal (ATATÜRK) ilk olarak 1905’in Şubat ayında İzmir’i görmüşlerdir.
Görsel: Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kemal, İstanbul, Ocak 1905.
Ali Fuat CEBESOY bu hususla ilgili olarak şunları söylemektedir;
—“Mustafa Kemal (ATATÜRK), ben, Müfit Kırşehir VE BAZI MÜMTAZ YÜZBAŞILAR İSTANBUL LİMANI’NDAN KALKAN BİR NEMSE VAPURUYLA BEYRUT’A HAREKET ETTİK. ERTESİ GÜN ÖĞLE ÜZERİ İZMİR’E GELDİK. İZMİR’İ İLK DEFA GÖRÜYORDUM. üÇ ARKADAŞ BİR ARABA TUTARAK KORDONBOYU’NDA DOLAŞTIK. ŞEHİR FEVKALEDE GÜZELDİ. ŞEHİRDEKİ GAZİNOLARDA ORKESTRALAR ÇALIYORDU. BİRİNE GİRMEK İSTEDİK FAKAT SONRA VAPURU KAÇIRMAKTAN KORKARAK BUNDAN VAZGEÇTİK.”
İkinci gelişleri Eylül 1907’dir;
Bu tarihten iki yıl sonra Mustafa Kemal (ATATÜRK) Eylül 1907’de Selanik’e geçerlerken İzmir’e uğramışlardır. Bu O’nun şehre ikinci gelişidir.
Görsel: Kurmay Kıdemli Yüzbaşı Mustafa Kemal, Şam, Haziran 1907.
Üçüncü gelişleri Ekim 1911’dir;
Üçüncü gelişleri ise Trablusgarp’a giderlerken uğramışlardır. Bu ziyaretlerini, 17 Ekim 1911 tarihinde Urla Karantinasında içinde bulunduğu Rus Vapurundan Selanik’te bulunan Fuat BULCA ‘ya yazdığı mektuptan anlamaktayız. (http://www.sechaber.com.tr/mustafa-kemalin-trablusgarpa-giderken-yazdigi-mektup/)
Görsel: Kurmay Binbaşı Mustafa Kemal, Trablusgarp, 1911
Dördüncü gelişleri 9 Eylül 1922’ dir ki işte bu tarih tartışma konusu olan tarihtir;
Mustafa Kemal (ATATÜRK), 9 Eylül 1922 Cumartesi günü karargâhı ile Bel Kahve’ye varır. Bir incir ağacının altında Kadife Kale’de şanlı bayrağımızın dalgalandığı İzmir’i uzun uzun seyreder. Düşman devletlerinin karma donanması körfezdedir. Hava kararıncaya kadar burada kalır. Geceyi geçirmek için Kemalpaşa’ya gelinir. İşte bu da dördüncü gelişleridir. http://www.sechaber.com.tr/bir-yunan-gazeteci-gozu-ile-ataturk-izmire-dogru/
Dilerseniz bundan sonrasını Ruşen Eşref ÜNAYDIN ‘dan dinleyelim;
—“SENİ, BİR İKİ BASAMAK MERDİVENLE İLK KATINA ÇIKILAN, ZATEN SANIRIM O EV SADECE BİR KATLI İDİ., O EVİN KAPISINDAN İÇERİ GİRİŞTE, BAŞLARI BEYAZ ÖRTÜLERLE SIMSIKI SARILI KÖY KADINLARI KARŞILADILAR. YEDİ, SEKİZ KADIN… GÖLGELER GİBİ ÇEKİNGENDİLER. SENİ O DAR GİRİŞTE GÖRÜNCE, YERLERE DOĞRU EĞİLDİLER; SARILIP DİZLERİNDEN ÖPTÜLER; BAŞÖRTÜLERİNİN UCU İLE AYAKLARINDAN TOZLAR ALDILAR, BİR İKİSİ O TOZLARI GÖZLERİNE SÜRDÜLER! VE ONLARIN GÖZLERİNDEN SENİN AYAKKABILARINA YAŞLAR DAMLADI. SEN ONLARI AĞIR BAŞLA SELAMLADIN. ONLAR SENİN ÖNÜNDE EL BAĞLADILAR, YAŞLI GÖZLERLE SANA UZUN UZUN BAKTILAR. BU EL BAĞLAYIŞLAR, BU SUSUŞLAR SANA BİR SONSUZ MİNNETİ VE HAYRANLIĞI BİN SÖZDEN NE KADAR DAHA İYİ ANLATIYORDU. “
Beşinci gelişleri 10 Eylül – 29 Eylül 1922’ tarihleri arasındadır;
Genelkurmay Başkanı Fevzi (ÇAKMAK) Paşa ile İzmir’e gelişi, İzmir, 10 Eylül 1922.
Mustafa Kemal (ATATÜRK), yanında Mareşal Fevzi ÇAKMAK, Garp Cephesi Komutanı İsmet İNÖNÜ Paşa, Garp Cephesi Kurmay Başkanı Asım GÜNDÜZ Paşa ve karargâhı ile 10 Eylül 1922 günü İzmir’e girmişler burada Fahrettin ALTAY Paşa ile buluşarak doğruca Hükümet Konağına gitmişlerdir. İzmirliler kurtarıcılarını büyük bir törenle sevinç ve coşkunlukla karşılamışlardır. İzmir Hükümet Konağı balkonundan, Konak alanını hınca hınç dolduran İzmirlileri dolduran İzmirlileri selamlayarak kısa bir de konuşma yapar ve;
—“BU BAŞARI MİLLETİNDİR,” der. Unutmayalım ki, daha sonraları da yapılan her türlü hamle ve başarıyı hiçbir zaman kendilerine değil, canından çok sevdiği milletine mal etmişlerdir. http://www.sechaber.com.tr/ne-isi-var-hala-bu-donanmanin-izmir-limaninda/
Görsel: Fransız Diplomatı Franklin BOUILLON ile, İzmir, 28 Eylül 1922.
Mustafa Kemal (ATATÜRK), İzmir’e “BÜYÜK ZAFER” sonrasında, uzun bir aradan sonra İzmir’e gelmişlerdir. 29 Ekim 1922 akşamına kadar 19 gün İzmir’de kalmışlar, bu zaman zarfında yerli ve yabancı basın mensupları ile bir araya gelerek millete ordunun başarılarını anlatmışlardır.
Görsel: Menemen, İzmir, 26 Ocak 1923
Görsel: Beraberinde Fevzi (ÇAKMAK) Paşa, Kazım (KARABEKİR) Paşa olduğu hâlde halk tarafından karşılanışı, Menemen, İzmir, 26 Ocak 1923.
Altıncı gelişleri 27 Ocak – 4 Şubat 1923 tarihleri arasındadır;
ATATÜRK ‘ün annesi Zübeyde Hanım 15 Ocak 1923’te Karşıyaka’da ölmüştür. ATATÜRK, annesinin ölümü üzerine 27 Ocak günü Manisa üzerinden Karşıyaka istasyonuna gelmiş ve annesinin mezarını ziyaret etmişlerdir. http://www.sechaber.com.tr/annemin-mezari-onunde-yemin-ediyorum-ki/
Görsel: İzmir, 27 Ocak 1923
Görsel: İzmir, 27 Ocak 1923
Görsel: Karşıyaka’da annesinin mezarını ziyareti, İzmir, 27 Ocak 1923
Görsel: Karşıyaka’da annesinin mezarını ziyareti, İzmir, 27 Ocak 1923
28 Ocak gecesi İzmir Belediyesi tarafından Hükümet Konağı’nda verilen yemeğe katılmıştır. Yemek sırasında ATATÜRK ‘e İzmir Göztepe nüfusuna kayıtlı olduğunu gösteren bir “NUFUS TEZKERESİ” de verilmiştir. 29 Ocak günü ise Latife Hanım’la sade bir nikâh töreni ile evlenmiştir. 31 Ocak günü ise halkla şu konuşmayı yapmışlardır;
-…”İZMİR KIRK ASIRLIK BİR ATA YURDUDUR. İZMİR BU KADAR DERİN BİR TARİHE SAHİP OLMAKLA BERABER COĞRAFİ KONUMU DOLAYISIYLA EKONOMİK VE SİYASİ ÇOK BÜYÜK ÖNEME SAHİPTİR. İŞTE BUNDAN DOLAYIDIR Kİ, TÜRKİYE’Yİ MAHVETMEK İSTEYEN DÜŞMANLARIN HER ŞEYDEN EVVEL BAKIŞLARI BU TARİHİ, BU MÜHİM BELDEYE DÖNER. NİTEKİM DÜŞMANLARIMIZ EN EVVEL BURASINI İŞGAL ETMİŞLER, ONDAN SONRA DAHA DOĞUYA İLERLEMİŞLERDİR…”
Yedici gelişleri ise 10 Şubat – 18 Şubat 1923’tür;
Görsel: Askerî birlikleri denetlemesi ve geçit törenini izlemesi, Balya, Balıkesir, 8 Şubat 1923.
ATATÜRK, 10 Şubat 1923’te Edremit yolundan bir kez daha İzmir’e gelmişlerdir. 17 Şubat günü Türkiye İktisat Komitesi’ni açtıktan sonra 18 Şubat 1923 tarihinde “Lozan Heyeti” ile buluşmak için Eskişehir’e geçmişlerdir.
Sekizinci gelişleri Cumhurbaşkanı sıfatıyla “2 OCAK – 25 ŞUBAT 1924” tarihleri arasındadır;
Görsel: Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, Ankara, 27 Kasım 1923.
Cumhuriyet ilan edildikten sonra ATATÜRK ‘ün Cumhurbaşkanı olarak İzmir’e gelişleri 2 Ocak 1924 tarihinde gerçekleşmiştir. 10 Ocak günü “İNÖNÜ ZAFERİ” nin üçüncü yıldönümü kutlanırken, Hâkimiyet-i Milliye gazetesine açıklamalarda bulunmuştur. 16 Ocak tarihinde ise İzmir Bölge Sanat Okulu’nu ziyaret etmişler, 9 Şubat 1924’te ise İzmir’den Efes’e geçerek arkeoloji ’ye olan ilgisini göstermiştir. 25 Şubat akşamı tekrar Ankara’ya dönmüşlerdir.
Görsel: Fevzi (ÇAKMAK) Paşa ile masa başında askerî planları incelerken, İzmir, 10 Şubat 1924.
Görsel: Büyük Harp Oyunlarında, İzmir, 10 Şubat 1924
Dokuzuncu kez gelişleri ise 11 Ekim – 16 Ekim 1925 tarihlerine rastlamaktadır;
Mustafa Kemal (ATATÜRK), 11 Ekim 1925 günü İzmir Belediye Balkonundan halka hitaben yaptığı konuşmada İzmir’e ilk defa ziyaret ettiği dönemle ilgili şunları söylemiştir;
-…”ASİL VE SOYLU İZMİRLİLER; İZMİR’İ BİRİNCİ VE İKİNCİ ZİYARETİM ÇOK GAMLI VE KASVETLİ ZAMANLARDA OLMUŞTUR. İZMİR’İ İLK GÖRDÜĞÜM GÜN, OKULU TERK EDEREK SÜRGÜNE GÖNDERİLDİĞİM GÜNDÜR. BU GÜZEL RIHTIMI BAŞTANBAŞA BİZE CAN DÜŞMANIMIZ OLAN YABANCI BİR IRKIN MENSUPLARIYLA DOLDU GÖRMÜŞTÜM. BENDE TEPKİLERİ OLUŞTURAN BU İNSANLARIN, BU MEMLEKETİN GERÇEK EVLATLARINDAN DAHA MUTLU, DAHA MÜREFFEH DAHA ZENGİN OLUŞU MU BENİ RAHATSIZ EDEN? O ZAMAN KARAR VERMİŞTİM Kİ; İZMİR, GERÇEK, ASİL VE SOYLU TÜRK İZMİRLİLERDEN GİTMİŞTİ.”
Görsel: Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında, Ankara, 29 Ekim 1925
Başka bir kaynakta ise aynı konuşma için şu satırlar yer alır;
-…”BEN İZMİR’İ İLK GÖRDÜĞÜM GÜN MEKTEBİ TERK EDEREK SÜRGÜNE GİTTİĞİM GÜNDÜR. BU GÜZEL MEMLEKETTE, SÜRGÜNE GİDERKEN BİRKAÇ SAAT GEÇİRMİŞTİM. O ZAMAN BU GÜZEL RIHTIMI BAŞTANBAŞA BİZE YABANCI BİR IRKIN MENSUPLARIYLA DOLU GÖRMÜŞTÜM. O ZAMAN HÜKMETMİŞTİM Kİ; İZMİR HAKİKİ, ASİL VE NECİP TÜRK İZMİRLİLERDEN GİTMİŞTİ.”
İzmir’e onuncu kez gelişleri 16 HAZİRAN – 9 TEMMUZ 1926 tarihleri arasında olmuştur;
ATATÜRK, 16 Haziran 1926 tarihinde Bursa’da söylevini tamamladıktan sonra İzmir’e gelmiştir. Burada Bursa söylevi ile ilgili Anadolu Ajansı’na bir demeç vermiştir. Sonrasında ise Çeşme’de İsmet Paşa ile beraber 10 gün süren bir tatil yapmışlardır. http://www.sechaber.com.tr/ataturke-suikast-girisimi/
On birinci kez geldikleri tarih ise 26 Şubat– 5 Mart 1930’dur;
ATATÜRK eşi Latife Hanımdan ayrıldıktan sonra İzmir’e bu kez 26 Şubat 1930 tarihinde gelmiş ve bu gün müze olarak kullanılan İzmir Belediyesi tarafından 1927 yılında kendisine hediye edilen Kordon’daki “NAİM PALAS” isimli eski bir otelde bir hafta süreyle kalmıştır.
Görsel: İzmir, 1-5 Mart 1930
Görsel: İzmir, 1-5 Mart 1930.
Görsel: Fahrettin (ALTAY) Paşa ve Afet (İNAN) Hanım ile İzmir, 1-5 Mart 1930.
Görsel: İzmir, 1-5 Mart 1930.
Görsel: Afet (İNAN) Hanım ile İzmir, 1-5 Mart 1930.
Görsel: İçişleri Bakanı Şükrü (KAYA) Bey ve Afet (İNAN) Hanım ile İzmir, 1-5 Mart 1930.
27 Ocak – 8 Şubat 1931 Atatürk ‘ün on ikinci kez geldikleri tarihtir;
Atatürk ’ün İzmir’e gelişleri 27 Ocak günü Uşak’tan olmuştur. 29 Ocak’ta İzmir’de Vilâyeti, Belediye’yi, Müstahkem Mevkii Komutanlığını ve Cumhuriyet Halk Partisi Merkezi’ni de ziyaret eden ATATÜRK Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Kongresi’nde konuşma yapmışlardır:
-…”Vatandaşlara, kamuoyuna daima gerçeği söylemek vazifemiz olsun. Herkese arzularının tamamen yapılabilir olduğuna dair fikir vermek bizim için fayda vermez. Partimizin amacı böyle gün kazanmak değildir!”
Atatürk 30 Ocak’ta İzmir’den hareketle Kemalpaşa kazası ve Armutlu köyüne gitmişler, incelemelerini takiben akşam tekrar İzmir’e dönmüşlerdir. Atatürk’ün, akşam İzmir Elhamra sinemasında halk arasında film seyretmişlerdir.
Atatürk, 31 Ocak günü İzmir’de Ziraat Bankası, İş Bankası ve Ticaret ve Sanayi Odası’nı ziyareti ve konuşması:
“…Kooperatif yapmak, maddî ve manevî kuvvetleri, zekâ ve maharetleri birleştirmektir. Yoksa bir zayıfla bir kuvvetlinin birleşmesinden bahsetmiyorum. Birleşmenin böylesi zayıf olanın kuvvetliye esir olması demektir”
1 Ocak 1931 günü İzmir’de Erkek ve Kız Liselerini ziyaret eden ATATÜRK ayrıca öğretmenlerle sohbet etmişlerdir.
Görsel: İzmir, 2 Şubat 1931.
Karşıyaka Kız Öğretmen Okulu’nu 2 Şubat’ta ziyaret etmişler ve okulun hatıra defterine şu değerli satırları yazmışlardır:
-…“Karşıyaka Kız Öğretmen Okulu’nu ikinci defa ziyaret ediyorum. Çok memnun oldum. Bundan sonraki ziyaretlerimde daha çok memnun olacağıma inandıran çok yüksek gelişme eserleri gördüm” ( 2 Şubat 1931.)
3 Şubat’ta ise İzmir Âsar-ı Atikâ (Eski Eserler) Müzesi’ni ziyaret etmişler, incelemelerini tamamladıktan sonra Müze’nin hatıra defterine şu değerli satırları yazmışlardır:
-…“İzmir Âsar-I ATÎKA Müzesini gezdim. Büyük garet ve dikkatle istifadeli bir hale getirilmiş, memnun oldum.” ( 3 Şubat 1931)
3 Şubat 1931 günü İzmir’den Aydın’a geçmişler ve Türk Ocağı’nı ziyaret ederek bir de konuşma yapmışlardır:
-…”Türkocakları, Cumhuriyet Halk Partisi’nin kültür şubesidir. Ocaklılar, Cumhuriyet Halk Partisi’nin programını vatandaşlara izah etmekle asıl görevini yapmış, ülkülerine en büyük hizmeti yerine getirmiş olurlar” ( 3 Şubat 1931 / Aydın)
4 Şubat günü Aydın’dan Nazilli ve Denizli’ye geçen ATATÜRK ertesi gün tekrar İzmir’e dönmüşlerdir.
7 Şubat 1931’de İzmir’den hareketle Balıkesir’e gelerek şehirde ziyaret ve incelemelerde bulunarak Türk Ocağı’nda bir de konuşma yapmıştır:
-…“Halkın saflığından faydalanarak milletin maneviyatına saldıran kimselerle onların ardından gidenler elbetteki bir takım cahillerden ibarettir. Bunlar, Türk milleti için yüzkarası oluşturacak vaziyetlerin meydana gelmesinde daima etken olmuşlardır. Milletimizin önünde açılan kurtuluş ufuklarında aralıksız yol almasına mâni olmağa çalışanlar, he bu müesseseler ve bu müesseselerin mensupları olmuştur. Millete anlatmalıdır ki, bunların millet bünyesinde yaptıkları tahribatı hissetmek lâzımdır. Bu gibi mevcudiyetini müsamaha ile karşılayanlar, Menemen’de Kubilây’ın başı kesilirken kayıtsızca seyretmeğe tahammül ve hatta alkışlamağa cesaret edenlerle birdir”
8 Şubat 1931 günü Atatürk, öğleden sonra Balıkesir’den tekrar İzmir’e dönüşmüşler, saat 16.25’de Ege vapuru ile İzmir’den Antalya’ya hareket etmişlerdir.
On üçüncü kez gelişleri 31 Ocak – 4 Şubat 1933’tür;
31 Ocak 1933 ‘te Atatürk, Gülcemal vapuruyla Antalya’dan İzmir’e gelmişlerdir. 1 Ocak’ta İzmir’de Vilâyet, Komutanlık, Belediye ve Parti Merkezini ziyareti ederek mektepleri gezmişlerdir. Atatürk ‘ün Bornova’da yeni yapılan Ziraat Mektebi’ni ziyaretleri ise 2 Ocak 1933’te gerçekleşir. 3 Ocak’ta İzmir Millî Kütüphaneyi ziyaret ederek, kitaplar tetkik etmişler hakkında bilgi almışlardır. Aynı gün, kendilerini Isparta’ya davet eden bir telgraf alır ve biraz da duyduğu üzüntüyü şu cevapla dile getirir;
-…“Arzuma rağmen Isparta’ya uğramaya imkân bulamadığımdan üzgünüm. İKTİSAT VEKİLİ Celâl (Bayar) Beyefendi adıma da güzel Isparta’ya ve onun muhterem halkını ziyaret edecek ve hepinize sevgi ve saygılarımı sunacaktır” (3 Şubat 1933)
4 Şubat günü Atatürk ’ün İzmir’den hareketle Afyon’a gelişi, bir süre sonra İsmet Paşa ile beraber Bilecik’e hareket etmişlerdir. Karşıyaka
On dördüncü gelişleri ise 9 NİSAN – 13 NİSAN 1934 tarihleri arasındadır;
ATATÜRK, 9 Nisan 1934’de hem askeri manevraları takip etmek ve birincisi düzenlenmekte olan Çocuk Balosu’nu izlemek üzere İzmir’e gelmiştir.
Görsel: İzmir, 10 Nisan 1934.
Görsel: İzmir, 10 Nisan 1934.
Görsel: Tayyare Alayını denetlerken, İzmir, 11 Nisan 1934.
Görsel: İzmir, 11 Nisan 1934.
Görsel: İzmir, 11 Nisan 1934.
Görsel: İzmir, 11 Nisan 1934.
Görsel: İzmir, 11 Nisan 1934.
Görsel: İzmir, 11 Nisan 1934.
On beşinci kez geliş tarihleri ise 22 HAZİRAN – 24 HAZİRAN 1934’tür ki bu tarih İzmirlilerin kendilerini son kez görecekleri tarihtir;
ATATÜRK, 23 Haziran’da Gaziemir’deki askeri birlikleri denetlemiş, 24 Haziran’da ise Balıkesir’e gitmiştir. O gün İzmirlilerin ATATÜRK ‘ü son görüşleri olmuştur.
Görsel: İzmir, 24 Haziran 1934.
Görsel: İzmir, 24 Haziran 1934.
Görsel: İzmir, 24 Haziran 1934.
Görsel: İzmir, 24 Haziran 1934.
Görsel: İzmir, 24 Haziran 1934.
Görsel: İzmir, 24 Haziran 1934.
Görsel: İzmir, 24 Haziran 1934.
Görsel: İzmir, 24 Haziran 1934.
Görsel: İzmir, 24 Haziran 1934.
Görsel: İzmir, 24 Haziran 1934.
Görsel: İzmir, 24 Haziran 1934.
Görsel: İzmir, 24 Haziran 1934.
Görsel: İzmir, 24 Haziran 1934.
Şimdi İzmir rıhtımında at üzerinde tunç bir heykel, bütün dünyaya, Türk vatanının istila edilmez, Türk Milletinin yenilmez, hak ve hürriyetlerinin elinden alınmaz olduğunu, Türk İstiklâli uğrunda her zaman mazide yaptıklarını tekrar etmeğe muktedir olacağını anlatan bir mana taşımaktadır. Bu, Büyük ATATÜRK ‘ün kalbimizde yaşayan zihnimizde muhafaza edilen büyük varlığının ve bize her sahada ibret alınacak derslerle dolu şahsiyetlerinin bir sembolüdür.
KAYNAKÇA; Harika YAMAK, “ATATÜRK VE İZMİR; ATATÜRK’ÜN İKİNCİ MEMLEKETİ” / TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ GENELKURMAY BAŞKANLIĞI ARŞİVİ / CUMHURİYET GAZETE ARŞİVİ / BAŞBAKANLIK DEVLET ARŞİVLERİ CUMHURİYET ARŞİVİ / Prof. Dr. Utkan KOCATÜRK “KAYNAKÇALI ATATÜRK GÜNLÜĞÜ”
EKSİKLİKLER BENİM FAZLALIKLAR DAHA ÖNCE EMEK VERENLERİNDİR. BİR BAŞKA YAZIMDA GÖRÜŞMEK ÜZERE ESEN KALINIZ.
Bu yazı www.sechaber.com.tr için yazılmıştır. Bu yazının kaynak gösterilmeden kopyalanması ve kullanılması “5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası“na göre suçtur.