MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN KARLSBAD’DA ”GEÇEN GÜNLERİM” BAŞLIĞI ALTINDAKİ 30 HAZİRAN 1918’E AİT YAZISI:
-…”30 Haziran 1918 Pazar günü öğleden sonra saat 07.30’da KARLSBAD istasyonuna muvasalat edildi. İstasyonda muvasalatıma intizar eden otel kapıcısının getirdiği arabaya eşyalarımızı da tahmil ederek, ihzar edilmiş bulunan ikametgâha gelindi.
Cottage Sanatorium doktorlarından Markotein’in KARLSBAD da bulunan dostu doktor VERMER’e vuku bulan tavsiyesiyle, mumaileyh tarafından bulunan ikametgâh adeta hususi bir evden ibarettir. İsmi Rudolfs Hof olan bu ikametgâh otel Pupp mebanisi ittisalinde ve büyük hamamın karşısındadır. Doktor VERMER mezkûr evde benim için bir salon, bir yatak odası, bir uşak odası (bir emirber neferim Şevki için) ve hamamdan ibaret aksamı haftalığı 140 krona tutmuş. Ben ilk nazarda memnun olmadım. Pupp ve buna mümasil mebani-i âliye ve müdebdenin şaşaası ve mebani-i mezkûre dahillerindeki haşmetin yanında hemen ittisalinde onlara nispeten basit kalan bu benim yeni ikametgâhım o kadar cazip görünmedi. Yarım saat sonra aynı zamanda beni tedavi etmesi de kendisine yazılmış olan VERMER geldi.
İkametgâh hususunda neşesizliğimi gizleyemedim. Elli bir yaşında henüz teehhül etmemiş bulunan doktor, ciddi ve tecrübekâr bir vaz ile bana dedi ki:
—“SEN BURAYA CİDDİ BİR KÜR YAPMAK İÇİN Mİ GELDİN, YOKSA LÜKS VE DEBDEBELİ GÜRÜLTÜLER İÇİNDE ZEVK ETMEK, YORULMAK İÇİN Mİ? NE İSTİYORSUNUZ, İŞTE SAKİN BİR APARTMAN! ŞİMDİ MÜSAADE EDİNİZ SİZİ BİR MUAYENE EDEYİM VE SURET-İ HAREKETİNİZİ ÇİZEYİM. GÖRECEKSİNİZ Kİ DEDİĞİM ŞEYLERİ HARFİYEN TAKİP EDİNCE BAŞKA BİR ŞEY DÜŞÜNMEYE VAKİT BULAMAYACAKSINIZ.”
Ben, artık sözü uzatmadım. Doktor vazifesini yaptı ve nihayet takip edeceğim programı yazıp bıraktıktan sonra yine görüşürüz dedi gitti.
Doktor gıda meselesini tayin ederken ekmek mevzuubahis oldu.
—“ TABİİ BERABERİNİZDE UN GETİRDİNİZ…”dedi.
-…”Hayır dedim.”
—“ O HALDE BURADA EKMEK BULAMAYACAKSINIZ. ÇÜNKÜ BURADA YALNIZ YERLİLERİ HÜKÜMET İAŞE ETMEK MECBURİYETİNDEDİR. ECANİBİ DEĞİL.”
-…” Öyle ise doktor benim burada oturmaklığıma imkân yoktur. Hemen yarın memleketime avdet edeyim. Bizim memleketimizde ecanib yerlilerden daha çok istihlakatta bulunmaktadır. Ben de hükümetim nezdinde ecanibe ekmek verilmesine mümanaat i teklif edeyim.”
Neticede doktor bizzat un veya ekmek bulmayı deruhte etti.
Muayene esnasında yaşımı sordu. 36-37 yaşında olduğumu söyledim.
Hayretle:
—“PEK ÇABUK GENERAL OLMUŞSUNUZ. SİZİN MEMLEKETİNİZDE SİZİN SİNNİNİZDE BAŞKA GENÇ GENERAL VAR MIDIR?”
Harbiye nazırımız da gençtir dedim. Bu sual karşısında kaldığım zaman 21 sene Mısır’ın Kahire’sinde bulunmak ve Arapçayı lisan-ı maderzadı gibi görüşmek tecrübe ve tetkikatında bulunmuş olan ve bu itibarla şarkî, şarklıları az çok tanımış olduğuna şüphe olmayan Doktor VERMER’in, içinden, zavallı Türkiye bu çocukların eline düşmek için ne hale gelmiş bulunmalısın, dediğini hisseder gibi oldum.
“Doktor” dedim, bizim ordumuzda ihtiyar generaller de vardır. Benim ve emsalimin pek genç kabul ettiğiniz sinnde general oluşumuz, herhalde ahval ve hadisat-ı fevkaladenin bizi ifasına müyesser eylediği vezaif-i mühimmenin vatana pek nafi oluşundadır.
GECE
Rudolfs Hof direktrisi ihtiyar madamın buldurduğu bir iki kap yemeği yedikten sonra, ertesi gün mutadım hilafında olan erken kalkacağımı düşünerek yattım.
Kapıcı saat 05.30’da kaldıracaktı. Saat 07.00’de su içilecek mahalde bulunabilmek için 1-2 saat evvel kalkmaklığımı ihtiyatkâr buldum.
Tren yorgunluğuna rağmen derhal uyuyamadım. Apartmanın vaziyet-i umumiye ve dahiliyesi ve burada kalıp kalmamak fikri zihnimi işgal ediyordu. Salona muttasıl küçük bir oda nazarı dikkatimi celp etmişti. Bu odanın da ilavesiyle apartmanı tevsi ve biraz tanzim ettikten sonra alabileceği şekli düşünüyor, bir taraftan Imperial ve Pupp otellerinin azamet-i hayatına karışmak, diğer taraftan bu kuytu mahalde, sükûnetli apartmancığın içinde gayrı mekşuf kalmak hususlarının mücadelesini dinliyordum. Nihayet dalmışım.”
KAYNAK: MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’ÜN KARLSBAD HATIRALARI Nurer UĞURLU başkanlığında bir kurul tarafından hazırlanmıştır. Dizgi – Baskı – Yayımlayan: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş. Nisan 1999 Prof. Dr. A. AFETİNAN
DOKTOR VERMER’İN GÖRECEKSİNİZ Kİ DEDİĞİM ŞEYLERİ HARFİYYEN TAKİP EDİNCE BAŞKA BİRŞEY DÜŞÜNMEYE VAKİT BULAMAYACAKSINIZ DEDİĞİ PROGRAM ŞUDUR:
*Ufak izahat Mahallinde bir bardak bu sudan içilecek 7 h. Marksbrün 7 20 Mühlbrün
*Sabah kahvaltısı 8 20 Thé ou Coffé, Cacao, 20 oufs, beure
*Birer gün münavebe ile 10-11 Bain de boue (Moor) Kompres evde 11-12 Compresse de boue (Moor)
*Öğle taamı 12-1 Poisson-Viand-légumes, fruit, compote, mehlspeise, krattoni İstirahat Repos. Bir bardak su 3 1/2 ou 6 h Mühlbrün
*Küçük yemek sabah 4-5 Comme le matin kahvaltısı gibi
*Akşam yemeği 8 h Poisson, poulet, omelette, entremets, compot, légumes la- itage (riz ou semoule au lait)
*Yatarken bir bardak su 10 h Telsenquelle froid
BİR BAŞKA YAZIMDA GÖRÜŞMEK ÜZERE ESEN KALIN. EKSİKLİKLER BENİM, FAZLALIKLAR DAHA ÖNCE EMEK VERENLERİNDİR.
Bu yazı www.sechaber.com.tr için yazılmıştır. Bu yazının kaynak gösterilmeden kopyalanması ve kullanılması “5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası“na göre suçtur.