Atatürk, Sonbahar Gezi’si sırasında, 6 Ekim 1924 günü yanlarında eşi Latife Hanımefendi olduğu halde Gezi Heyeti ile birlikte, direktifleri doğrultusunda Sarıkamış’tan tren ile Kars’a gelmişlerdir…
Cumhurbaşkanı Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nın başarı ile neticelenmesinden sonra 52 ili ve birçok ilçeyi ziyaret etme imkânı bulmuştur. Bazı şehirleri farklı tarihlerde olmak üzere birkaç defa ziyaret etmiştir. Bu geziler O’nun halk ile karşılıklı fikir alış verişinde bulunduğu ve milleti ile bütünleştiği, halkın problemleri, sıkıntıları ve beklentilerinin ortaya konulduğu, hükümet icraatlarındaki noksan ve aksaklıkların tespit edildiği gezilerdir.
Atatürk’ün Kars’ı ziyaretleri ise “Cumhurbaşkanı” sıfatıyla çıktığı bir yurt seyahati sırasında gerçekleşmiştir. Bu seyahat, 29 Ağustos 1924 ila 18 Ekim 1924 tarihleri arasında elli gün sürmüş, karadan toplam 3.000 kilometrelik bir yol katledilerek yapılan bu geziye “Sonbahar Gezisi” adı verilmiştir.
Atatürk, Sonbahar Gezisi ’ne 14 Eylül 1922 günü İzmir’de tanıştığı ve 29 Ocak 1923 – 5 Ağustos 1925 tarihleri arasında evli kaldıkları eşi Latife Hanım (Uşaklıgil) birlikte çıkmış ve kendilerine;
”Yozgat Milletvekili Salih (Bozok) Bey,
İstanbul Milletvekili Hamdullah Suphi (Tanrıöver) Bey,
Gaziantep Milletvekili Kılıç Ali Bey,
Rize Milletvekili Rauf (Benli, 1881 – 1925) Bey,
Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Tevfik Bey (Mehmet Tevfik Bıyıklıoğlu, 1889-1961),
Başyaver Rusuhi (Savaşçı) Bey,
Muhafız Birliği Komutanı Binbaşı İsmail Hakkı (Tekçe) Bey,
Yaver Muzaffer (Kılıç) Bey,
Özel Kalem’den Memduh (Atasev, 1895-1939) Bey, Ankara Polis Müdürü Dilaver Bey, Anadolu Ajansı (A.A) ve basın mensupları katılmıştır (Gezi Heyeti).
“Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Sonbahar Gezileri İstanbul” adlı eserin yazarı Nuri Onat, Atatürk’ün eşiyle beraber yaptığı gezi hakkında şu önemli tespitlerde bulunmuştur: …”Bizce bu gezinin bir özelliği daha vardır: Anadolu içinde üç bin kilometreye ulaşan bu gezi sırasında, Latife Hanım’ın bu gezide bulunması, bütün yol ve tören yorgunluğuna karşın, Atatürk ile birlikte olmasıdır. Latife Hanım’ın bu gezide bulunuşu, Türk kadınlığı tarihinde önemli bir gelişme aşamasıdır. Çeşitli yerlerdeki törenler sırasında Latife Hanım’ın da bulunması, Başkanımızın çevresini bir sevgi çemberi gibi kuşatan kalabalıklara kadınlarımızın da katılımını sağlamıştır. Dahası kimi kentlerde, Latife Hanım’ın müsamereleri erkeklerle birlikte izlemesi, o kent kadınlarının da ilk kez bu gibi genel ve sosyal toplantılara kocaları, kardeşleri ve ana-babalarıyla katılmalarına olanak ve fırsat sağlamıştır. (Bakınız: Çağdaş Yayınları, 1984, Sf:9)”
29 Ağustos 1924 tarihinde Cumhurbaşkanı Atatürk’ün yanlarında eşi Latife Hanımefendi olduğu halde Gezi Heyeti ile birlikte Ankara’dan tren ile başlayan Sonbahar Gezisi’nin ilk durağı; Büyük Zafer’in ikinci yıldönümü nedeniyle yapılacak Dumlupınar’daki törenler olmuştur. Tren, 30 Ağustos’ta öğleyin Silkisaray’a (Silkisaray, Yıldırım Kemal ve Dumlupınar istasyonları arasında demiryolunun Çalköy’e en yakın noktasıdır.) ulaşmış;
31 Ağustos 1924 günü Dumlupınar’dan Afyon – Eskişehir yoluyla Bursa’ya,
12 Eylül 1924’te; Bursa’dan Hamidiye kruvazörü ile Mudanya’dan hareketle İstanbul’dan geçerek Trabzon’a çıkmak üzere Karadeniz’e hareket etmiş,
15 Eylül 1924’te saat 11.00’de Trabzon’a gelmiş,
17 Eylül 1924 günü saat 18.00’de Trabzon’dan Rize’ye,
19 Eylül 1924’te Rize’den Giresun’a, öğleden sonra Ordu’ya, akşam saatlerinde de Samsun’a,
24 Eylül 1924 günü Erzurum’a gitmek üzere saat 10.00’da otomobille Samsun’dan ayrılarak Havza’ya, öğleden sonra Havza’dan Amasya’ya,
25 Eylül 1924’te Amasya’dan hareketle saat 16.00’da Tokat’a,
27 Eylül 1924 günü Tokat’tan hareketle saat 16.30’da Sivas’a,
28 Eylül 1924’te Sivas’tan hareketle saat 11.00’de Zara’ya, Zara’dan hareketle yolda Hafik ve Suşehri’ne,
29 Eylül 1924 günü Suşehri’nden hareketle akşam saat 18.00’de Erzincan’a,
30 Eylül 1924’te Erzincan’dan hareketle saat 17.00’de Erzurum’a gelmiştir; …”Esasen, 13 Eylül 1924 günü Erzurum ve çevresinde büyük bir yer sarsıntısı (deprem) olmuş, acı haber Atatürk’e Trabzon’da ulaştırılmıştır. Erzurum ve köylerinde pek çok can kaybı olduğu, birçok köy ve kasabanın yıkıldığı söyleniyordu. Atatürk, Erzurum valisine bir telgraf göndererek bilgi istedi. Gelen cevap haberleri doğruluyordu. Atatürk, Trabzon’dan bir geçmiş olsun telgrafıyla Erzurum’a geleceğini bildirmiş, 18 Eylül 1924 sabahı Rize’de; Belediye’yi, Hükümet Konağı’nı, Halk Fırkasını ve Komutanlığı ziyareti sırasında Erzurum’dan gelen bir heyetle de görüşmüş ve onlara da Erzurum’da meydana gelen depremi yerinde inceleyeceğini bildirmiştir.”
Nihayet, 30 Eylül 1924 günü saat 17.00’ye doğru, Cumhurbaşkanı Atatürk, Erzurum’a varmıştır. O akşam, Erzurum Belediyesi Erkek Öğretmen Okulu’nda Cumhurbaşkanı Atatürk ve eşi Latife Hanımefendi şerefine yemek verilmiştir.
Cumhurbaşkanı Atatürk, 1 Ekim’de Erzurum Valiliği’ne gelerek Vali Zühtü (Durukan) Bey başkanlığında kurulan Deprem Felaketzedelerine Yardım Komisyonu’nun çalışmalarını incelemiştir. Komisyona ilk yardımı 20 bin lirayla İstanbul Belediyesi yapmıştır. Birçok ilden yardım gelmiştir.
Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal, 2 Ekim’de Erzurum’dan hareketle depremden zarar gören Hasankale (Pasinler) ve köylerinde incelemelerde bulunmuş, akşam saati tekrar Erzurum’a dönmüş, İş Bankası Umum Müdürü Celâl Bey’e, Erzurum’dan 2 Ekim 1924’de şu telgrafı çekmiştir: …”Erzurum felaketzedeleri için tarafımdan “on bin lira”, Latife Gazi Mustafa Kemal Hanımefendi tarafından da on bin lira bağışlanmıştır. Mebus Kılıç Ali, Hamdullah Suphi, Rauf ve Salih Beyler üçer yüz, Başkâtip Tevfik Bey iki yüz, Seryaver (Başyaver) Rasuhi ve Muhafız Kıtaları Kumandanı İsmail Hakkı Beyler, Yaver Muzaffer ve Memduh Beyler ellişer lira veriyorlar. İş bu meblağın (Başknlığı’na) kayıt ve muhafazasını ve keyfiyetin belirtilen komisyon riyasetine de bildirilmesini rica ederim.”
3 Ekim gününü mahiyetiyle birlikte Erzurum’da geçiren Cumhurbaşkanı Atatürk, öğleden sonra da felaketzedeler yararına düzenlenen at yarışlarını eşi Latife Hanım’la birlikte izlemiştir. Atatürk ve Latife Hanım 4 Ekim günü Erzurum’dan ayrılarak saat 18.00’de Sarıkamış’a varmışlardır.
Ertesi gün Cumhurbaşkanı Atatürk, Hükümet Binası’nı, Belediye’yi ve Türk Ocağı’nı ziyaret etmiş, beraberindeki heyet, istasyon civarında yapılan binicilik gösterisini izlemişlerdir. Sarıkamışlı gençler, Cumhurbaşkanı Atatürk ve konuklarına bir öğlen yemeği vermiş ve yemekte ateşli konuşmalar yapmışlardır. Akşam yemeğinden sonra Latife Hanım’la birlikte Sarıkamış Garnizon ’unun tiyatrosunda, “Zeynep’in Dileği” adlı üç perdelik oyun seyredilmiştir.
Oyun, Erzurumlu şair Ömer Raci (Danacı) Bey tarafından yazılmış, Milli Mücadele’de Afyon bölgesindeki savaşları, halkın uğradığı zulüm ve acılar ile gösterilen fedakârlıkları anlatmaktaydı. Sarıkamış’ta ilk defa sergilenen oyun, genç subaylar ve iki Türk Ocaklı genç tarafından oynanmıştı. Perde arasında müzik ziyafeti verilmiştir. Bu tiyatro gösterisine Latife Hanım, Ali Sait Paşa’nın eşi Naciye Hanım ve subay eşleri birlikte gitmişlerdir. Oyun sırasında arkadaki kalın perde kaldırıldığı için ilk defa kadınlarla erkekler karışık oturmuşlardır. Gazi, kadın ve erkek hakları konusunda Türkiye’nin en doğusundan tüm Anadolu’ya önemli bir mesaj vermiştir.
6 Ekim 1924 Salı sabahı Cumhurbaşkanı Atatürk ve konukları, trenle Kars’a hareket etmişlerdir. Yol boyunca, istasyonlarda halk, bayraklarla karşılıyor, coşkun gösterilerle uğurluyorlardı. Öğlen vakti Kars İstasyonu’na gelinmişti. İstasyon’dan Türk Ocağı’na kadar, yollara halılar döşenmiş, polis ve jandarma birlikleri, öğrenciler, halk yolun iki yanına dizilmişti. Süslü arabalar, atlılar, milli giyimleriyle halk istasyonu doldurmuştu. Karslılar, büyük kurtarıcıyı coşkunlukla karşılıyor, her adım başı kurbanlar kesiyorlardı.
Cumhurbaşkanı Atatürk, Kars Türk Ocağı’nda kısa bir süre dinlendikten sonra Hükümet Binası’na geçerek burada okul ve yol isteyen Ardahan ve Kağızman’dan gelen heyet ile görüşmüştür. Cumhurbaşkanı Atatürk daha sonra Belediye binasına gelerek, Kars’ın ihtiyaçları, yapılan işler konusunda ilgililerden bilgi almıştır. Bir süre önce meydana gelen yer sarsıntısı Kars ve çevresinde geniş zararlar yaptığını bilen Cumhurbaşkanı Atatürk, -…” Devlet yardımının en kısa zamanda Kars’a ulaşacağını bundan emin olmalarını” söylemiş, daha sonra Komutanlığı ziyaret etmiş, Kars Numune Okulu (Kız Okulu)’na geldiği zaman kendisine genç bir öğrenci ateşli bir konuşma yapmıştır.
Daha sonra Cumhurbaşkanı Atatürk, Kars Türk Ocağı’nda akşam düzenlenen programa katılmıştır. Burada gençler kendilerine zengin bir program hazırlamışlardır. Önce konuşmalar yapılarak, şiirler okunmuş ve Kars’ın düşman işgalinden kurtuluşu ile ilgili bir de temsil verilmiştir. Bu meyanda Kars Türk Ocağı’nı temsil buyuran Latife Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Hanımefendi Hazretleri sürekli ve samimi alkışlar arasında aşağıdaki konuşmayı yapmışlardır:
”Aziz arkadaşlarım, yüksek Kongrenize Kars Türk Ocağı’nın murahhası bulunuyorum. Esasen Türk Ocağı’nın samimi bir ferdi olmakla ve bugün mahim bir merkezimizi temsil etmekle müftehirim, mübahiyim. Heyet-i aliyyenizin gösterdiği hüsn-ü kabulün müteşekkir ve minnethan olduğumu bu vesileyle arz ederim. Arkadaşlar, bizzat tanıdığım ve kıymetli hatırasını derin bir hissiyat ile tahattur ettiğim Kars Ocağı’nızın bana tevdi ettiği vazifeyi ifa ederken muhterem heyetinize oradaki arkadaşlarımızın selâmlarını, muhabbetlerini kemal-i hürmetle iblağ etmek isterim. Bu selâm ve muhabbetin mütahassir kalplerin samimi sünuhatı olduğunu takdir buyurursunuz (alkışlar). Arkadaşlar, Kars’ta Ocağınızın geçen seneki faaliyeti hakkında izahat verebilmek için büyük kongreden müsaade isterim.
Kars’ta ocağımız ilk defa 15 Eylül 1923’te teşekkül etti. Ocağımızın teşekkülü Kars muhitinde milli ve içtimai hayatında ilk adımını atmak gibi bir tesir göstermiştir. Bu tesir ile Kars Ocağı’nın haklı bir iftihar hissetmekte olduğunu ifadeye müsaraat ederim.”
Hanımefendi Hazretleri bilâhare Ocağın aza miktar ve sınıflara göre taksimi hakkında malûmat ita etmişler, Ocağın haber sahasında yaptığı hidematı, Hilâl-ı Ahmer’e fakir mektep çocuklarına, Pasinler hareket zedegânına, Ayındır muhacirlerine nakden gösterilen muaveneti, Ocağı temsil faaliyetlerini izah ettikten sonra nutuklarına şu suretle devam buyurmuşlardır:
-…”Bu meyanda Ocağımızın vücudu müttehit bit kitleden ibaret iken uzun senelerin tesir-i meş’umuyla millet arasında nifakcuyane bir vaziyet ihdasına sebep olan mezhep ve tarz-ı telâkki cereyanlarını ortadan kaldırmak için bilhassa daimi surette mesai sarf etmiş ve bunun müsmir netayidni görmekte bulunmuştur. Bu münasebetle feyyaz ve velud Türk neslinin evlatları arasında ağyarın başlıca medar-ı teşeddüt ve nifak olarak nasb-ı nazar ettiği mezhep ve tarz-ı telâkki farkları aleyhine bütün ocaklarımızın yekvücut olarak azim ve metanetle mücadele etmeleri lüzumunu yüksek kongrenin nazarı dikkatine arz etmeyi vazifemden addederim, (şiddetli alkışlar).”
Ocağın binasızlıktan dolayı maruz kaldığı müşkülatı, bu hususta Merkez-i Heyet’in yardımını talep ettiklerini ifade buyuran Hanımefendi, Ocağın bu seneki mesai programı hakkında da düşündüklerini teşrih buyurduktan sonra nutuklarını şu suretle ikmal etmişlerdir:
-…”Murahhas beyler, Türk milletinin saadet ve selâmeti, Türk milletinin harsı, medeni inkişafını temin etmekle kaimdir. Vatan ancak halis ve samimi Türk milliyetperverlerinin mefkûreleri tesirinde feyiz ve itila bulabilir (alkışlar). İyi vatandaşlığın muknîve emniyet bahş alâmeti Türk milliyetini, Türk hırsı ve medeniyetini candan kabul etmektir. Türk vatanına hizmet ve merbutiyet, Türk milliyetine hizmet ve merbutiyetle tev’emdir. Ocaklarımız milli olan medeni ve içtimai faaliyetlerine vakf-ı vücut ederken gözlerini Türk vatanın necatı, vatandaşların çelikten yekpare medeniyet kitlesi olması gayesine nasp eylemiştir. Bu kadar temiz bir hedefe yürüyen ve samimi arzusunu vatanperver ve milliyetperverlere açmış olan ocaklarımızın behemehâl muvaffak olması bir emr-i tabiidir (alkışlar). Arkadaşlarım, Kars Ocağı yüksek kongrenin ve Merkez Heyeti’nin daimi alâka ve müzahereti ümidindedir. Gelecek sene Kars’ı temsil etmekle mubahı olacak murahhasımızın daha geniş mesai mahsulü getirebilmesi için bütün varlığımızla çalışacağımıza itimat buyurmanızı rica ederim (şiddetli alkışlar).
Gecenin en büyük sürprizi “Hoş Gelişler Ola” türküsünü birlikte söylemişlerdi. Kız ve erkek oyuncular hem oynuyor, hem de türküyü hep bir ağızdan söylüyorlardı. Salon alkıştan inliyordu. Atatürk ve Latife Hanım, birkaç kere yerinden kalkarak gençleri selamlamışlardı.
Türk Ocağı’ndaki toplantı iki saat sürmüştür. Gazi, toplantıdan sonra saat 21.00’de Sarıkamış’a hareket etmek üzere tren istasyonuna gelmiştir. Kars İstasyonu tıklım tıklımdı. Gençler ellerinde meşalelerle yollara dizilmişlerdi. “Yaşa! Büyük Gazi’miz.Yolunuz açık olsun” sesleri dalga dalga yayılırken Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal ve Eşi Latife Hanım ile öteki konuklar, alkışlar arasında trene binmişlerdir.
Cumhurbaşkanı Gazi Mustafa Kemal Kars’tan ayrılırken, bir türkü Kars’ta yankılanıyordu(Bakınız: Kars İl Yıllığı, Ankara, 1973, Sf: 156.):
“Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa
Askerin, milletin devletinle bin yaşa
Serfiraz ettin bu kademleri,
Mesut eyledin, Kars’a gelmeyi,
Hoş gelişlerin, bu gelişlerin,
Tebrik eyleriz, tebrik eyleriz.
Cephede mitralyöz ayna gibi parlıyor
Şarkistan Türkleri, sancak elde bekliyor.
Marş marş askere kurban,
Marş ileri dönmez geri, Türk’ün askeri, Türk’ün askeri
Sağdan sola, soldan sağa,
Al da bayrağı, düşman üstüne.”