Münir Hayri EGELİ, anlatır;
Yıl 1937… 4 Kasım!
Amerikalı ünlü yazar Mark Twain’in adını taşıyan Mark Twain Derneği ödülü, o yıl ATATÜRK ‘e verildi.
Dernek, gönderdiği mektupta, ödülün neden verildiğini şöyle açıklıyordu:
—“Türk ulusuna neşe içinde yaşama yolunu açtığı ve rehberlik ettiği için Mark Twain Ödülü kendisine verilmiştir.”
Mektubu dikkatle okuyan ATATÜRK ‘ün, yüzüne bir gülümseme yayıldı. Neşeli bir sesle, yanındakilere,
-…”BU HABERİ AJANSA VERİN, DUYURULSUN,” dedi.
Çevresinde bulunanlar şaşırdı:
Haberi ajansa verin, demesi, ATATÜRK ‘ün ödülü kabul ettiği anlamına geliyordu. Oysa kendisine daha önce, İngiltere’nin en yüksek ödüllerinden Dizbağı Nişanı önerilmiş, ATATÜRK çeşitli sebepler ileri sürerek bunu kabul etmemişti.
Oradakilerden birisi, bu durumu anımsatınca, ATATÜRK, ödülü niçin kabul ettiğini şöyle açıkladı:
-…”HAYATIMDA İŞİTTİĞİM EN BÜYÜK İLTİFAT BU… BENİM İNSANLIK TARAFIMI ÖVÜYORLAR ÇÜNKÜ! (1)”
Sayın EGELİ ‘nin yukarıda okuduğumuz hatıratında bahsedilen “Dizbağı Nişanı” meselesini 3 Aralık 2015’teki “Seni Ben mahvederim İsmet! İsmet!” başlıklı yazımda: Sayın Falih Rıfkı ATAY ‘ın 21 Mart 1952’de Dünya Gazetesi’nin 2. sayfasında yayımlanan “ATATÜRK ‘ün Sağlığı” başlıklı hatıratı sizlerle paylaşmıştım:
“Gazi, İsmet Bey’in o an masada yazdığı yalanlama yazısını aldı okudu, beğendi ve bir ekleme yaptı:
-…”ÖZELLİKLE, İSPANYA KRALINDAN ARTA KALAN BÖYLE BİR NİŞAN, TÜRK REİSİ CUMHURU’NA VERİLEMEZ. VERİLECEK OLSA BİLE TÜRKİYE REİSİ CUMHUR’U O NİŞANI KABUL EDEMEZ (2)” demişti.
Nişan, Bir hizmetten dolayı bir kimseyi mükâfatlandırmak için takılan alâmettir. Osmanlı İmparatorluğu döneminde ilk defa 1832 yılında ve II. Mahmut zamanında “Nişan” ihdas olundu (ortaya çıkmıştı). Bu Nişanlar; Birinci, İkinci, Üçüncü ve Dördüncü derecedendi. 1850’de para darlığı sebebiyle nişanların hepsi toplanarak darphaneye gönderildi. Abdülmecid zamanında Murassa, Birinci, İkinci, Üçüncü ve Dördüncü rütbelerden Osmanlı Nişanı verildi. II. Abdülhamit zamanında da hanedana mahsus olmak üzere Hanedan-ı Al-i Osman Nişanı, Ertuğrul Nişanı, İmtiyaz Nişanı, kadınlara mahsus Şefkat Nişanı ihdas olunmuştur. 1908’den sonra da Maarif Nişanı ihdas olunmuştur.
Başarılı bir asker, devrimci bir devlet adamı olan Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ‘e verilen Nişan ve Madalyalar şunlardır:
Beşinci Rütbeden Mecidi Nişanı (1906):
ATATÜRK ‘e 25 Aralık 1906 tarihinde II. Abdülhamit tarafından kurmay yüzbaşı iken Şam’daki üstün hizmetlerinden dolayı verilmiş gümüş Beşinci Rütbeden Mecidi Nişanı’dır.
Ortasındaki dairesel alanda tuğra, bu kısmın etrafında kırmızı mineli fon üzerinde “Gayret, Hamiyet, Sadakat” sözleri bulunmaktadır. Alt kısmında 1268 (1851) tarihi, nişanın asılma yerinde ona bağlı kırmızı mineli ay yıldız vardır. Şua ve şua aralarında ay yıldız motifleri yer almaktadır.
Görsel: “Beşinci Rütbeden Mecidi Nişanı’dır.”
İkinci Rütbeden Osmanlı Nişanı (1916):
Gümüşten İkinci Rütbeden Osmanlı Nişanı, ATATÜRK’e Kafkas Cephesi Muharebelerinde gösterdiği üstün başarılarından dolayı 1 Şubat 1916 tarihinde V. Mehmet Reşat tarafından verilmiştir.
Çift kılıçlı yeşil mineli ve yedi köşeli yıldız şeklindedir. Ortadaki kırmızı mine üzerinde altından “El müstenit bitevfikat el – rabbaniye Abdülaziz Han Melik – ül Devlet – ül Osmaniye” yazısı bulunmaktadır. Yazının altında hilal motifi vardır. Yedi köşeli yıldızın uçları topuzludur. Kılıçlı şemsenin göbeği aynı işlemeli olup, yedi şualı sekiz şubeden (köşe) yapılmıştır.
Görsel: “İkinci Rütbeden Osmanlı Nişanı’dır.”
İkinci Rütbeden Mecidi Nişanı (1916):
Gümüşten İkinci Rütbeden Mecidi Nişanı’dır. ATATÜRK ‘e 12 Aralık 1916’da 16’ncı Kolordu Komutanı iken V. Mehmet Reşat tarafından olağanüstü başarıları nedeniyle verilmiştir.
Nişan beşer şualı, yedi şubeden (köşe) ibarettir. Ortasında padişahın tuğrası yer almakta etrafında kırmızı mineli fon üzerinde altın yazı ile yazılmış “Gayret, Hamiyet, Sadakat” sözleri bulunmaktadır. Alt kısmında 1268 (1851) tarihi yazılıdır. Şua aralarında ay yıldız motifleri yer almaktadır. Şemsesi aynı modelde işlenmiş olup şua üzerlerinde ay yıldız motifleri vardır.
Görsel: “Gümüşten İkinci Rütbeden Mecidi Nişanı’dır.”
Birinci Rütbeden Kılıçlı Mecidi Nişanı (1917):
Gümüşten Birinci Rütbeden Kılıçlı Mecidi Nişanı’dır. ATATÜRK ‘ün üstün başarıları nedeniyle 16 Aralık 1917 tarihinde verilmiştir.
Çift kılıçlı nişan, beşer şualı yedi şubeden (köşe) ibarettir. Ortasında padişahın tuğrası yer almakta, etrafında kırmızı mineli fon üzerinde altın ile yazılmış “Gayret, Hamiyet, Sadakat” sözleri bulunmaktadır. Alt kısmında 1268 (1851) tarihi yazılıdır. Şua aralarında ay yıldız motifi ve nişanın asılma yerinde ona bağlı kırmızı mineli ay yıldız vardır. Şemsesi aynı modelde çift kılıçlıdır. Şua üzerlerinde ay yıldız motifleri bulunmaktadır.
Görsel: “Gümüşten Birinci Rütbeden Kılıçlı Mecidi Nişanı’dır.”
Demir Salip Nişanı (1917):
İkinci Rütbeden Demir Salip Nişanı, ATATÜRK ‘e 9 Eylül 1917 tarihinde Alman Hükûmeti tarafından verilmiştir.
Üzerinde taç kabartması, ortada “W” harfi ve harfin altında 1914 tarihi yazılıdır.
Görsel: “İkinci Rütbeden Demir Salip Nişanı’dır.”
Alüyüala Nişanı (1923):
Alüyüala Nişanı, Afgan Kralı Amanullah Han tarafından 27 Mart 1923 tarihinde ATATÜRK ‘e verilmiştir.
Yuvarlak biçimli gümüş nişanın kenarları şua biçiminde sivri yapılmıştır.
Altın kaplama olan orta kısımda bir bina motifi yer alır. Binanın her iki yanında bayrak, alt kısmında çift kılıç kabartması işlenmiştir. Hamaili şemsesinde de nişanla aynı modelde çift zincirle tutturulmuş sekiz parça vardır. Bu parçaları birleştiren meşe dalları arasındaki üst yüzü bombeli plakanın üzerinde güneş kursu motifi yer alır. Bu plakayla aynı modelde yapılmış, halkalı bir parça daha bulunmaktadır.
Görsel: “Alüyüala Nişanı’dır.”
Murassa Nişanı (1925):
ATATÜRK ‘e Türk Tayyare Kurumu tarafından 20 Mayıs 1925’te verilen platinden Murassa Nişanın 131 adet pırlanta ve bir adet zümrüt taşı vardır. Büyük taş 2 kırattır. Alt ortadaki ay yıldızın her iki yanından açılıp yukarıya doğru daralan tepe noktasında yıldızla birleşen bir çelenk vardır. Çelengin ortasında tayyare figürü bulunmaktadır. Büyük taş, yıldızın ortasında, zümrüt taş ise tayyarenin ucundadır.
Görsel: “Murassa Nişanı’dır.”
Gümüş İmtiyaz Madalyası (1915):
ATATÜRK ‘e 30 Nisan 1915’te padişah V. Mehmet Reşat tarafından 19’uncu Tümen Komutanıyken verilen Gümüş İmtiyaz Madalyası’dır.
Ön yüzünde Padişah II. Abdülhamit’in saltanat arması, arka tarafında ise; “Devlet – i Aliyye – i Osmaniye uğrunda fevkalade sadakat ve şecaat ibraz edenlere mahsus madalyadır.” yazısı ve 1300 tarihi vardır.
Yeşil kırmızı renkli şeridinde çapraz kılıç üstünde plaka yer almaktadır. Şerit üzerindeki plakada 1332 (1916) yılı eski yazı ile yazılıdır.
Görsel: “Gümüş İmtiyaz Madalyası’dır.”
Gümüş Liyakat Madalyası (1915):
ATATÜRK ‘e Anafartalar Grup Komutanı iken 1 Eylül 1915’te Padişah V. Mehmet Reşat tarafından verilmiş Gümüş Liyakat Madalyası’dır.
Yeşil zırhlı kırmızı kevkez şeritte çift kılıç ve bir plaka üzerinde Osmanlıca olarak 1332 (1916) tarihi bulunmaktadır.
Ön yüzünde II. Abdülhamit’in saltanat arması, arka yüzünde “Liyakat Madalyası, sadakat ve şecaat ibraz edenlere mahsustur.” yazısı ve 1308 (1891) tarihi yazılıdır.
Görsel: “Gümüş Liyakat Madalyası’dır.”
Muharebe Liyakat Madalyası (1916):
Avusturya – Macaristan Hükûmeti tarafından 27 Temmuz 1916’da ATATÜRK ‘e verilen Üçüncü Rütbeden Muharebe Liyakat Madalyası’dır.
Kırmızı beyaz çizgili bir kurdeleye bağlı, kırmızı beyaz renkli mineden haç şeklindedir. Ortası yuvarlak beyaz mine olup üzerinde “Ver Dienst” yazılıdır.
Arka yüzü tamamen beyaz mine kaplı olup haçın kollarını birbirine bağlayan metalden çelenk vardır.
Görsel: “Muharebe Liyakat Madalyası’dır.”
Altın Liyakat Madalyası (1916):
ATATÜRK ‘e 17 Ocak 1916’da padişah V. Mehmet Reşat tarafından verilen Altın Liyakat Madalyası’nın ön yüzünde; padişahın tuğrasıyla saltanat arması, arka yüzünde Osmanlıca olarak “Liyakat Madalyası sadakat ve şecaat ibraz edenlere mahsustur.” yazısı ve 1308 (1891) tarihi vardır.
Madalyanın 2 cm genişliğindeki etrafı yeşil zırhlı kırmızı kevkez şeridi üzerinde çift kılıç ve 1332 (1916) tarihli bir plaka bulunmaktadır.
Görsel: “Altın Liyakat Madalyası’dır.”
Altın İmtiyaz Madalyası (1917):
1300 (1884) tarihli Muharebe Altın İmtiyaz Madalyası, 23 Eylül 1917’de Padişah V. Mehmet Reşat tarafından ATATÜRK ‘e verilmiştir.
Madalyanın ön yüzünde Padişah II. Abdülhamit’in saltanat arması, arka tarafında ise “Devlet – i Aliyye – i Osmaniye uğrunda fevkalade sadakat ve şecaat ibraz edenlere mahsus madalyadır.” yazılıdır.
Genişliği 3,5 cm olan yeşil – kırmızı bir şeritle göğse takılmaktadır. Şerit üzerindeki plakada 1332 (1916) senesi eski yazıyla yazılmıştır. Çift kılıç muharebeye ait olduğunu göstermektedir.
Görsel: “Altın İmtiyaz Madalyası’dır.”
Harp Madalyası (1918):
1914 yılında Birinci Dünya Savaşı için özel olarak Padişah V. Mehmet Reşat tarafından çıkarılmış, Harp Madalyası gümüş fakfondan (nikel, bakır, çinko alaşım) yapılmıştır.
Beş köşeli yıldız şeklinde olup uçları topuzludur. Bordo mineli, orta kısmındaki ayın içinde Sultan Reşat’ın El Gazilik Tuğrası ve 1333 (1917) tarihi bulunmaktadır.
Arkasında “Sr. Exc. M. K. P.” (Mustafa Kemal Paşa) ve Almanca ithaf ile “J. H. Werner Berlin” yazıları vardır.
Bu madalya ATATÜRK ‘e 11 Mayıs 1918’de Padişah VI. Mehmet (Vahdettin) tarafından verilmiştir.
Görsel: “Harp Madalyası’dır.”
İstiklal Madalyası (1923):
İstiklal Madalyası oval biçimli olup kırmızı, yeşil renkli kurdelesi vardır. Pirinçten olan madalya TBMM tarafından 21 Kasım 1923 tarihinde ATATÜRK ‘e verilmiştir.
Ön yüzünde üstte Ankara şehrinin, ortada TBMM binasının silueti bulunmakta bunun arkasında zafer ve barışa işaret eden güneş ışınları görünmektedir. Meclisin sağında 23 Nisan, solunda ise 1336 (1920) tarihi yazılıdır. Meclisin altında bulunan dünya haritası bilgiyi, orak ve tırpanlar tarıma önem verileceğini, iki taraftaki meşe dalları da barışı anlatır. En altta kağnısıyla köylü kadını tasviri yer almaktadır.
Arka yüzünde ay yıldızla çevrilmiş olarak Misakımillî sınırlarını gösteren Türkiye haritası ve en altta madalyanın yapılış yılı olan 1 Teşrinisani (Kasım) 1338 (1922) tarihi yazılıdır.
Görsel: “İstiklal Madalyası’dır.”
Yararlanılan Kaynak ve Eserler:
Eksiklikler benim fazlalıklar daha önce emek verenlerindir. Bir başka yazımda görüşmek üzere esen kalınız efendim.