Geçtiğimiz sene Edward Snowden’ın sızdırdığı ve bütün dünyada büyük yankı uyandıran belgelerde Ay’da uzaylı varlığına ait kanıtlar dikkat çekti. Snowden’ın sızdırdığı raporlara göre, insana benzeyen bir ırk yeraltında kendilerine ait bir medeniyete sahip ve bize karınca gözüyle bakıyordu. Araştırmacı Yazar Gök Türk’ün Ay’la ilgili araştırması tam da bu noktada konu ile ilgili aydınlanmamıza neden oluyor…
AY’DA YAŞAM VAR MI?
Ay’ın şu bozulmamış haliyle değişmeden kaldığı varsayılır. Ay’da rüzgâr, atmosfer, su ve diğer aşındırıcı kuvvetler yoktur. Ay’a bir göz atmak, yaratılışa göz atmakla eşdeğerdir. İnsanoğlu Ay’a ilk önce çıplak gözle, sonra da Dünya üstündeki cihazlarla çağlardan beri bakmaktadır. Uzay çağı, Ay’ı daha yakından incelemeyi mümkün kılmıştır.
Uzun dönemler boyunca fenomenleri ölçmek ve kaydetmek üzere, Ay’da aygıtlar bırakıldı; Ay yüzeyinin delinmesiyle derin toprak örnekleri alındı; ama bilimsel açıdan en değerli ve ödüllendirici olan Ay’dan Dünya’ya geri getirilen 381 kg Ay taşlan ve toprağıydı. İncelenmeleri ve analiz edilmeleri, Ay’a ilk inişin yirminci yıldönümünün kutlandığı sıralarda hala sürmekteydi.
Ay üstünde “Yaratılış kayalarının” bulunacağı fikri NASA’ya Nobel adayı Harold Urey tarafından önerilmişti. Ay üstünden ilk toplanan sözde Yaratılış kayalarından birinin, Apollo programı ilerledikçe, en eskisi olmadığı ortaya çıktı. “Sadece” 4,1milyar yaşındaydı, halbuki Ay’da daha sonra bulunan kayalar 3,3 milyar yıllık “yeni yetmelerden”, 4,5 milyar yaşındaki “eski tüfeklere” kadar değişiklik göstermekteydi. Gelecekte daha yaşlı kayaların bulunabileceğini akıldan çıkarmayarak şöyle diyebiliriz: Ay’ da bulunan en eski kayalar, onun yaşını; o güne dek ancak Dünya’ya çarpan meteoritlerin yaşından çıkarılabilen Güneş Sisteminin tahmini yaşından -4,6 milyar yıl- 100 milyon yıl eksik olarak belirlemiştir. Ay, ay inişlerinin kesinleştirdiği gibi, Yaratılışın Tanığıdır.
Ay’daki en yaşlı kayaların 4,25 milyar yaşında olduğu hesaplandı; toprak parçacıkları ise 4,6 milyar yaşını göstermekteydi. Geri getirilen kayaları ve toprağı inceleyen bin beş yüz kadar bilimcinin hepsi, Ay’ın yaşının Güneş Sisteminin ilk şeklini aldığı zamanlara dek gittiğinde hemfikirdir.
Ama derken, 4 milyar yıl önce bir şey olmuştur. William Hartmann, Scientific American’ daki (Ocak 1977) “Güneş Sisteminde Kraterleşme” adlı makalesinde, “Çeşitli Apollo analizcileri, ay taşı örneklerinin birçoğunun yaşının dört milyarıncı yılda oldukça kesin bir şekilde kesildiğini bulmuşlardır; daha yaşlı kayalardan pek azı hayatta kalabilmiştir.” diyordu. Yoğun darbelerle biçimlenen camları içeren kaya ve toprak örnekleri 3,9 milyar kadar yaşlıdır.
Caltech’ten Gerald J. Wasserbug, son Apollo uçuşu arifesinde ”Yaygın bir afet döneminin yoğun bombardımanının yaşlı kayaları ve gezegenlerin yüzeyini tahrip ettiğini biliyoruz.” demişti; o zaman açıklanmadan kalan tek soru şudur: “Ay’ın 4,6 milyar yıl önceki kökeni ile 4 milyar yıl önce felaket meydana geldiği zaman arasında ne oldu?” sorusu aklımıza geliyor…
Sitchine göre Nibiru sisteme girmiş ve tiamat gezegenini ikiye bölerek uydusu Ay la birlikte yarısını mars ile venüs arasına atmıştır…
SEÇ HABER ÖZEL – GÖK TÜRK
*Yazının her türlü hakkı saklıdır.