Koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nde gün geçmesin ki bir çılgınlık daha yaşanmasın. Gezi Parkı olaylarında masum yere katledilen gencecik yaşta çocuklar, cemevine ibadete giderken kafasına ‘’yanlışlıkla’’ kurşun sıkılan Alevi vatandaş, okuluna gitmek için ailesinin yanından ayrılıp minibüsçünün vahşetine ve tecavüzüne maruz kalan pırlanta gibi bir kız, üç kuruş fazla para kazanmak için yüzlerce madencinin canına kasteden oligar patronlar, inşaatlarda vasat malzeme kullanıp binaların, yolların, köprülerin çökmesine vesile olan ‘’yeni nesil yandaş sözde ‘’müteahhitler’’, Adliye Sarayı’na elini kolunu sallaya sallaya silahla giren ve Türkiye Cumhuriyeti savcısını rehin alabilen teröristler.
Yukarıda yazmış olduğum şeyler bile size ‘’YENİ TÜRKİYE’’, bana göre ‘’ÇİVİSİ ÇIKMIŞ TÜRKİYE’NİN’’ ne halde olduğunu gayet şeffaf bir şekilde ortaya koymakta. 1 sene içerisinde gelişmiş bir batı devletinin 50 sene içerisinde yaşayabileceği toplam travma sayısına ulaşmışız. İşte Yeni Türkiye… Her neyse, benim işim spor yazmak; o yüzden YENİ TÜRKİYE’nin son rezilliği olan Fenerbahçe Spor Kulübü futbolcularına yapılan haysiyetsiz saldırı üzerinden gideceğim.
Kişisel fikrime göre esas hata Rize Valisi, Trabzon Valisi ve emniyet birimlerindedir. Trabzonspor taraftarının 1996 yılından kalma Fenerbahçe nefreti bu kadar aşina iken, sosyal medyada hatta Trabzon’un yerel medyasında hakarete ve nefret suçuna yönelik konuşmalar göz önündeyken, twitter da bazı Trabzonsporlu avukat ve komedi twitter fenomenlerinin Fenerbahçe’ye 3 Temmuz sürecinden beri savurdukları tehditler ortada iken, Fenerbahçe kafilesini korumaya yönelik çok daha fazla önlem alınması gerekirdi. Alınmadı, yazık oldu. O şöför canından olsa, otobüs viyadükten uçşa, Allah korusun o sporculara bir şey olsaydı bunun hesabını kimse veremez, ülkede isyan çıkardı. Al sana YENİ TÜRKİYE’nin iç savaş sebebi. Aynı ülke gibi komedi.
Bu arada tek bir medya organının PassoLig denen zımbırtıyı dile getirmemesi düşündürücü. Lig başladığında ‘’tamam kardeşim, PassoLig’i stada getirip güya şiddeti önlediniz, stat dışı şiddeti kim önleyecek?’’ diye sormuştum. Bu hafta cevabımı aldım. Bir işe yaramıyor tabii ki. Maksat yandaş kazansın.
Türkiye Futbol Federasyonu ise gayet bomboş bir icraata imza atarak ülkede sadece Süper Lig’de ki maçları bir hafta erteledi. Ben hayatımda bu kadar popülist ve gereksiz bir uygulama görmedim. Sanırsınız ki PTT Birinci Lig ve alt liglerde her şey gülistanlık, sporcular/taraftarlar birbirleri ile el ele tutuşup halay çekip, zılgıt getiriyor. Daha dün haberlerde Siirt de amatör lig müsabakasında 1’i ağır 15 yaralının olduğu gösterildi. Tribünlerde koltuk kalmamıştı.
Madem böyle bir erteleme kararı alıyorsun Türkiye çapında bütün futbol müsabakalarını tatil etmen gerekmez mi? Yok gerekmez diyorsan benim üç tane sorum var;
1) Alt liglerdeki sporcular umurunuzda değil mi?
2) Sadece Süper Lig’deki maçları tatil ederek vermek istediğiniz mesaj nedir?
3) Bu ertelemenin nasıl bir fayda sağlayacağını düşünüyorsunuz?
Dün basın toplantısında Sayın Tüpçü Yıldırım Demirören, Sayın ne işe yaradığını bilmediğim Göksel Gümüşdağ ve Suat Kılıç’ın kalktığı koltuğa sırf tipi benzediği için oturduğunu düşündüğüm yeni Spor Bakanımızı dinledim. Konuşmayıp kameralara büyülü gözlerle baksalar bence daha çok şey anlatabilirlerdi. O kadar amatör bir yönetim var ki, erteleme maçlarının ne zaman oynanacağını Federasyon Başkanı yerine Galatasaray yöneticisi şivesine kurban olduğum ‘’I LoveYou Hocam’’ a.k.aAbdülrahim Albayrak beyefendiden öğreniyoruz. Türk işi profesyonellik bunu gerektiriyor sanırım. Sonuçta PTT Genel Müdürü’nden Tenis Federasyonu Başkanı çıkarmış çok klas bir işleyişimiz var. Her şey olabilir.
Sonuç olarak bu ülkeden maalesef hiçbir şey olmaz ki topundan bir yol olsun. ‘’Yabancı futbolcular daha gelmez’’ diyorlar. Bu büyük bir yalandır. Bizim ekonomi ve para anlayışımızda kıt olduğu için 1 milyon kazanması gereken topçuya 3 milyon verdiğimiz sürece kalas yabancı topçular buraya gelmeye devam edecektir. O hususta sıkıntı olmaz. Olan ülkenin paralarına, merkez bankası rezervlerine olur, onu da bakara makara diye diye her işi çözen haşmetli vekillerimiz halledecektir. Sıkıntı yok.
Hayırlı haftalar,
@josephintavugu