24 Kasım Öğretmenler günü;
Öğretmenlik mesleğini icra eden kimseleri onurlandırmak için çeşitli etkinliklerin düzenlendiği bir kutlama günüdür. Bu gün ilktir ve insan yaşamında her ilk, bir başka anlam taşır. İlk öğretmenlerimiz de, bu bir başka anlamlı ilklerdendir. Şemsi Efendi, Mustafa Kemal ATATÜRK için bir ilktir. Çünkü Başöğretmenimiz ilk eğitimini Şemsi Efendi’den almıştır. Bu nedenle ATATÜRK ‘ün düşünce yapısının oluşumunda, Şemsi Efendi’nin çok ayrı bir yeri olduğu şüphesizdir.
Huzurlarınızda, Başöğretmenimiz ATATÜRK, O’nun ilk öğretmeni Şemsi Efendi ve ebediyete göç etmiş tüm öğretmenlerimizin aziz hatıralarına en derin saygılarımı sunuyor; Başöğretmenimiz ATATÜRK ‘ün ilke ve inkılapları doğrultusunda bizleri eğiten, doğruyu yanlışı göstererek Türkiye’nin aydınlık geleceğine katkıda bulunan, tüm Cumhuriyet Öğretmenlerimizin binlerce kez teşekkürü bir borç bilerek 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutluyorum efendim.
Bu gün 24 Kasım Öğretmenler günü;
-…”SİZİN BAŞARINIZ CUMHURİYETİN BAŞARISI OLACAKTIR.”
Seksen sekiz yıl önce 24 Kasım 1928’de Türkiye Cumhuriyeti devletinin kurucusu, Mustafa Kemal ATATÜRK ‘ün Millet Mekteplerinin Başöğretmenliğini kabul ettiği gündür; Bakanlar kurulu, “Millet Mektepleri Başöğretmenliği” unvanını 11 Kasım 1928’de yaptığı toplantıda vermiş ve bu unvan, 24 Kasım’da Millet Mektepleri Talimatnamesinin yayınlanması ile resmileşmiştir;
Bu gün 24 Kasım Öğretmenler günüdür ve Başöğretmen ATATÜRK ‘tür;
Pek çok ülkede 1994’ten beri her yıl 5 Ekim günü UNESCO tavsiyesiyle Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır. 5 Ekim günü, 1966 yılında Paris’te gerçekleşen “Öğretmenlerin Statüsü Hükümetler arası Özel Konferansı”nın sona erip “UNESCO” temsilcileri ile “ILO” tarafından “Öğretmenlerin Statüsü Tavsiyesi” ni oy birliği ile kabul edilişinin yıl dönümüdür.
Bu gün 24 Kasım Öğretmenler günü;
Kendi kültürel ve tarihi özelliklerine göre çeşitli ülkelerde farklı tarihler Öğretmenler Günü olarak belirlenmiştir.
Örneğin 12 Arap ülkesinde; (Bahreyn, Birleşik Arap Emirlikleri, Cezayir, Tunus, Fas, Umman, Ürdün, Yemen); 28 Şubat, Azerbaycan; 5 Ekim, Avustralya; 5 Ekim, Çek Cumhuriyeti; 28 Mart, Hindistan; 5 Eylül, İran; 2 Mayıs, Malezya; 16 Mayıs, Peru; 6 Temmuz, Slovakya; 28 Mart’ta kutlanmaktadır.
Bu gün 24 Kasım Öğretmenler günü;
Türkiye’de her yıl 24 Kasım Öğretmenler günü olarak kutlanır. Bu kutlama, 1981 yılında başlamış bir uygulamadır; ATATÜRK ‘ün 100. Doğum yıl dönümü olan 1981 yılında “BAŞÖĞRETMEN” oluşunun yıldönümlerinde ülke çapında Öğretmenler Günü kutlanmasına karar verilerek 26 Kasım 1992’de Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Belge 1 ve 2: Latin Harflerinin kabulü hakkındaki 1 Kasım 1928 gün ve 1353 sayılı yasanın ikinci ve son sayfasını görmekteyiz.
Millet Mektepleri, Türkiye ‘de 1 Kasım 1928’de yeni harflerin kabulünden sonra halkı okuryazar kılmak amacıyla gerçekleşen eğitim seferberliği için kurulmuş dört ay süreli eğitim veren halk eğitimi kurumlarıdır. Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati Bey’in hazırladığı “Millet Mektepleri Talimatnamesi” (Yönetmeliği) 11 Kasım 1928’de Bakanlar Kurulu karının 24 Kasım 1928’de Resmi Gazete’de yayınlanmasıyla yürürlüğe girmişti.
Yönetmeliğe göre daha önce okuma yazma bilsin bilmesin 16-30 yaş arası her Türk vatandaşının kurulacak “Millet Mektepleri”nde kurs görmesi zorunlu idi. Cumhurbaşkanı ATATÜRK, bu okulların Genel Başkanlığını ve Başöğretmenliğini üstlendi.
Belge: Yeni harfleri öğretmek için Millet Mektebi Teşkilatı kurulmasına ilişkin Talimatnamenin kabulüyle ilgili 11 Kasım 1928 tarihli Bakanlar Kurulu kararıdır.
Millet Mekteplerinin resmen açılışı 1 Ocak 1929’da gerçekleşti. O gün, yurtta “Maarif Bayramı” olarak kutlandı. Ne var ki Millet Mekteplerinin mimarı olan Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati Bey açılış günü apandisit nedeniyle hayatını kaybetti. Başbakan Mustafa İsmet İNÖNÜ, iki ay boyunca Mustafa Necati Bey’in yerine birini atayamayarak görevi vekâleten kendisi yürüttü.
—“Zavallı Necati Millet Mekteplerini açacağı sırada genç yaşında öldü. Hastalığından bir akşam önce Çankaya’da beraberdik. ATATÜRK ve arkadaşları neşe içinde idik. Çankaya durgun havaya gelmezdi.
Rüzgâr sesi duyulmalı, kuşlar uçuşmalı ve kaçışmalı idiler. Sonsuz enginlere doğru bembeyaz ümit ve hayal yelkenlerini açan Türkiye’nin yürüdüğünü böyle hissederdik. Miskinler tekkesinde neler konuşulduğunu düşünmezdik. Türk kafasını ve vicdanını Ortaçağ karanlığından yeni zamanlar aydınlığına ulaştırmak için çırpınan bir kahramanın yoldaşları idik.
O kadar sevinen Necati, Latin harfi ile imza atmayı henüz meşk ediyordu. Maarif Vekili Millet Mekteplerinin ilk talebesi olacaktı. Heyecan içinde kalktı. Pek sevdiği zeybeğini oynadı. Kör barsak ameliyatı olması için hekimlerin nasihatlerini dinlemeyen genç, bu sıçrayışlarla bir zehir kesesini delerek içine akıttığını bilmiyordu. Ertesi gün ateşler içinde yattı, millet mekteplerini sayıklayarak öldü.
ATATÜRK ‘ün ilk defe hıçkırıklarla ağladığını bu ölüm akşamı görmüştüm. “— NE EVLÂDDI O…”diye hayıflanıyordu.
Yüz binlerin ölümüne göz kırpmadan bakan, ateşte dövülmüş ve kanda soğumuş irade, bir ana kalbi kadar yumuşamıştı.
31 Kasım 1928 ‘de Büyük Millet Meclisi yeni Alfabe Kanunu kabul etti.” (Kaynak: A Falih Rıfkı ATAY ATATÜRK ‘ün Doğumundan Ölümüne Kadar “ÇANKAYA” İstanbul 1969 s.443- 444)
Eğitim seferberliğinin başladığı ilk yılda 20487 derslik açıldı; 1075500 kişi bu okullara devam etti ve 597010 kişi okuma yazma öğrenerek belge aldı.
Dünyadaki ekonomik bunalım nedeniyle yeterli ödenek ayrılamaması sonucu zamanla millet mekteplerinin etkinlikleri azaldı ancak üç yılda 1½ milyon vatandaş okuryazar hale getirilebildi. 1928-1935 arasında “Millet Mektepleri” adıyla hizmet veren yaygın öğretim kurumları, 1936-1950 arasında “Ulus Okulları” adıyla hizmete devam etti.
Öğrenim 1 Kasım’da başlar; haftada üç gün en az altı saat ders yapılırdı; derslere devam zorunluluğu vardı. Dörder aylık iki program uygulanmaktaydı. Hiç okuma-yazma bilmeyenler “A” dershanesinde okuma yazma, dilbilgisi, basit matematik işlemleri öğrenirdi. “A” dershanesini bitirenler, yaşam ve geçim için bilmesi gereken ana bilgilerin öğretildiği “B” dershanesine devam edebilirdi. Bu dershanede Hesap ve Ölçüler, Sağlık Bilgisi, Yurt Bilgisi dersleri okutulurdu; devam zorunlu değildi.
Millet mekteplerinde her eğitim döneminin sonunda sınav uygulanır, kazananlara bitirme belgesi verilirdi. Başarılı olamayanlar ikinci bir kursa devam ederdi. Sınavlarda ilk üçe girenlere Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal’in imzasını taşıyan birer Anayasa ile halk yayınlarından ücretsiz yararlanma hakkın hediye edilirdi.
Millet Mektepleri yerine dışarıda veya evde özel ders alanların millet mekteplerinin sınavına girerek belge almaları zorunlu idi. Aksi takdirde köy ve mahalle muhtarlıkları, bankalar, devlet kuruluşları, belediyeler, 20 işçiden fazla kişi çalıştıran işletmeler gibi yerlerde görev almak mümkün değildi.
Millet mekteplerinde 50.690 öğretmen görev yapmıştı. Resmî veya özel Türk okullarının öğretmenleri, yabancı ve azınlık okullarının Türkçe, tarih, coğrafya öğretmenleri, Millet Mekteplerinin öğretim kadrosunu oluşturuyordu. Gerekli görüldüğünde orta dereceli okul öğretmenleri öğretmenlik veya müfettişlik ile görevlendirildi. Yüksekokul öğretmenlerine özel izin aldıkları takdirde Millet Mekteplerinde öğretmenlik yapma imkânı verildi. Gerekli hallerde öğretmen olmayan aydın kişilere de bir yeterlilik kurulu tarafından “Millet Mektebi Öğretmeni” unvanı ve belgesi verildi. Seyyar Millet Mekteplerinde “seyyar öğretmenler” görevlendirildi. Bu öğretmenler görevlendirildikleri yerlere kitap, kâğıt, kalem, tebeşir, portatif kara tahta, siya mat muşamba gibi ihtiyaçları yanlarında götürmekteydi.
İller “İl Yönetim Kurulları” kurularak millet mektepleri için yer sağlamak, il bütçesinden kaynak ayırmak, öğretim araçlarını ve yayınlarını sağlamak, halkı özendirmekle görevlendirilmişti. İl Kurullarının başkanı vali; üyeleri Özel İdare Müdürü, İl Encümeni’nden bir üye, Emniyet Müdürü, Belediye Başkanı, CHF Saymanı, Milli Eğitim Müdürü’nden oluşuyordu. Benzer şekillerde “ilçe yönetim kurulları“, “bucak yönetim kurulları“; “köy ve mahalle ihtiyar kurulları” da oluşturulmuş ve görevlendirilmişti.
Ülkede, “Sabit”, “Seyyar” (Gezici), “Özel” olmak üzere üç tür Millet Mektebi hizmet vermiştir. Bunlara daha sonra “Köy Yatı Mektepleri” ile “Halk Okuma Odaları” eklenmiştir.
Sabit Millet Mektepleri; eğitimin okul, kahvehane, cami, köy odası gibi mekânlarda gerçekleştiği mekteplerdi. Gündüz çocuklar, akşam yetişkinler ders görürdü. Nüfusu yoğun yerleşim yerlerinde sabit millet mektepleri açılırdı.
Gezici Millet Mektepleri ise okulu olmayan köylerde yalnızca bir dönem için açılırdı. Kış heyeti Kasım ayından Şubat sonuna kadar çalışmalarını sürdürürdü. Kış heyeti gönderilemeyen bölgelere yaz dershaneleri açılmıştır.
Özel Millet Mektepleri, hapishaneler, bankalar gibi bazı devlet kurumları ile büyük çiftlik ve fabrikalarda çalışanların okuryazar hale getirilmesi için açılan okullardır. Halkın, kendisine yakın işletmelerde personel için açıla kurslardan yararlanması için çalışılmıştır.
Köy Yatı Dershaneleri, okulu olmayan köylerdeki çocuklar için il ve ilçe merkezlerinde açılan, giderlerinin bir kısmı Millet Mekteplerince karşılanan dershanelerdi. Amaç, bu dershanelerde okuma-yazma öğrenen çocukların köylerine döndüklerinde diğer çocuklara okuma-yazma öğretmesi idi.
“Halk Okuma Odaları”, halka okuma yazmayı sevdirmek, unutmamalarını sağlamak ve pratik bilgiler almalarına yardımcı olmak üzere 1930’dan itibaren açılmış dershanelerdi. 1933 yılında sayısı 778’e ulaşan bu odalar Millet Mekteplerinin bir yan kuruluşu olarak kabul edilirler.
Kurslara katılanların okuryazarlıklarını ve bilgilenmelerini sürdürmek öğrendiklerini unutmamalarını ve pekiştirmelerini sağlamak için “Halk Mecmuası” adlı haftalık dergi ücretsiz yayınlandı. Dergi, 11 Şubat 1929’da yayın hayatına başladı.
EKSİKLİKLER BENİM FAZLALIKLAR DAHA ÖNCE EMEK VERENLERİNDİR. BİR BAŞKA YAZIMDA GÖRÜŞMEK ÜZERE ESEN KALINIZ.