30 Ağustos 1938 Salı;
Bu gün Bayramların Bayramı olan 30 Ağustos Zaferi’nin 16. Yıl dönümü, bütün yurtta ATATÜRK ‘ten mahrum kalınsa da tüm yurtta büyük bir coşkuyla kutlanmıştı. ATATÜRK, kutlamalar öncesinde hasta yatağında, manevi kızı Sabiha GÖKÇEN ‘i kabul etmişler ve günün gazetelerinde, 30 Ağustos Zafer Bayramı ve bu bayramın kutlamalarına ilişkin verilen tüm haberleri kendilerine okutarak dinlemişlerdir.
Kutlamaların ardından ATATÜRK, Dolmabahçe Sarayı’nda Başbakan Mahmut Celal BAYAR ‘ı huzurlarına kabul buyurmuşlar ve kendilerinden İstanbul’da yapılan kutlamalar hakkında bilgi almışlardır.
Sayın GÖKÇEN gözyaşları içinde o günü şöyle anlatır;
—“30 Ağustos günü gelmişti. Fani dünyadan ayrılışından on beş gün evvele kadar her gün bütün gazeteleri okuyan Atatürk o gün de gazeteleri getirtti. Hepsinde 30 Ağustos zaferi ne dair yazılar resimler vardı. Bütün basın Atatürk ‘ün millete hediye ettiği zaferin kutlamasına katılmıştı. Büyük kurtarıcı gazeteleri hüzünle tetkik etti. Gözleri dolu dolu olmuştu.
Bir 30 Ağustos daha göremeyeceğini biliyordu sanki… Bir ara bana;
-…”30 Ağustos’u bensiz kutlayacaklar! Oysa o kadar isterdim ki törene katılmayı, çocuklarımızı görmeyi, modern araç ve gereçlerle donanan ordumuzun geçişini görmeyi.. Biliyor musun Gökçen, bayrağımızı da özledim; onun şöyle anlı şanlı dalgalanışını, göklerle bütünleşmesini.” Demişti.
Akşamüstü olmuştu. Dolmabahçe sarayının önünde demirleyen bir şehir hatları vapurundan neşeli demişti sesler sevinçli nidalar yükseliyordu. Bayraklarla süslenmiş gemideki gençler heyecanla bağırıyordu;
—“YAŞA ATATÜRK’… VAROL ATAMIZ’… SAĞOL ATA’…”
Tam 13 senedir Onunla beraberdim. Fakat ATATÜRK ‘ün bu kadar müteessir olduğunu görmemiştim. Yapılan içten tezahürat, Ata’yı ziyadesiyle üzmüştü. Nitekim etrafındakiler bunu fark ettiler ve az sonra da vapur sarayın önünden sessizce çekilip gitti. İçeriden biri vapurdakilere durumu bildirince, sevinç çığlıkları bir anda sükûta inkılap etmişti.
Az evvel her tarafı neşeye boğan ışıklı renkli gemi gidince, saray derin bir sessizliğe bürünüverdi. Atatürk de birden kriz geçirmeye başladı. Geceyi ATA ıstırap içinde yakınları da onun ıstırabını fark ederek elemle geçirdiler. Doktorların “İYİLEŞECEK” demelerine rağmen, büyük adam sararıp solmuş, zayıflamıştı.
30 Ağustos gecesinde bu solgunluğu daha da arttı.
Kriz sırasında dudağında bir kanama olmuştu. Doktorlar “DİŞTEN” demekle iktifa ettiler.
O güne kadar ATA ‘nın iyileşeceğine bende inanıyordum. Fakat bu 30 Ağustos gecesi geçirdiği krizi, çektiği ıstırabı gördükten sonra ümidim birden kayboldu. Artık yataktan kalkamayacağı kanaati içimde yerleşiverdi.” Sabiha GÖKÇEN
Görsel, 1 Haziran 1938 günü Dolmabahçe Sarayında çekilmiştir.
Bayramların Bayramı olan 30 Ağustos Zaferi’nin 95. Yıl dönümü. TÜM ULUSUMUZA kutlu olsun efendim.
EKSİKLİLKLER BENİM, FAZLALIKLAR DAHA ÖNCE EMEK VERENLERİNDİR. BİR BAŞKA YAZIMDA GÖRÜŞMEK ÜZERE ESEN KALINIZ.
Bu yazı www.sechaber.com için yazılmıştır. Bu yazının kaynak gösterilmeden kopyalanması ve kullanılması “5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası“na göre suçtur.