Sayın Afet İNAN, Avrupa’daki pek çok şehirde üniversite öğretim üyeleriyle görüşmeler yaptıktan sonra, yüksek öğrenimini Cenevre’de yapmaya karar verdi. Cenevre Üniversitesi Sosyal ve Ekonomik Bilimler Fakültesi’nin Yakın Çağ ve Modern Tarih bölümünde İsviçreli Antropolog Eugene PİTTARD ‘ın öğrencisi oldu.
Türkiye’deki gelişmeleri yakından takip ederken, aklı ATATÜRK ‘te, Çankaya Köşkü’ndeydi. Mektuplaşmaları sıklaşmıştı. Afet İNAN ATATÜRK ‘ün sağlığını merak ediyor, eline ulaşan mektuplardan sağlığı ve psikolojisiyle ilgili anlamlar çıkarmaya çalışıyordu.
Nisanın altıncı günüydü. ATATÜRK ‘ten gelen mektubu okurken vatan hasretiyle yanıp tutuştuğunu hissetti, gözleri doldu.
Değerli okurlarım birazdan hep birlikte okuyacağımız “6 NİSAN 1937 TARİHLİ K.ATATÜRK İMZALI MEKTUP” Sayın Afet İNAN ’ın ATATÜRK’TEN MEKTUPLAR, adlı değerli esrinin 1989 yılında Türk Tarih Kurumu Basımevi tarafından yayınlanan eserinin 36-37 sayfalarında buluşmaktayız.
Mektubu okumadan önce belirtmek isterim ki; ATATÜRK ‘ün manevi kızlarından Sayın Afet İNAN hanımın anneannesi köşkün en yaşlı sakinlerindendir. Adı Ayşe hanımdır. Köşkün görevli personeliyle tüm geçimsizliklere rağmen lakabı da “ANNEANNE” dir.
6 NİSAN 1937
-…”AFET,
CENEVRE’YE VARDIĞINDA YOL DUYGULARINI BİLDİREN YAZINI VE HASAN RIZA SOYAK’LA GÖNDERDİĞİN MEKTUBU ALDIM. SOYAK BÜTÜN KONUŞMALARINIZI ANLATTI. CELAL İLE OLAN TELEFON HABERLERİNİZİ DE DAİMA TAKİP EDİYORUM. SIHHAT VE SÜKÜNETTE OLDUĞUNDAN ÇOK MEMNUN OLDUM. BAZI DERSLERİN SIKINTI VERİCİ MAHİYETTE OLUŞU BENİM DE CANIMI SIKTI. HELE TÜRKLÜK ALEYHİNDE KİTAP YAZMIŞ TARİH PROFESÖRÜNÜN KÜSTAHLIĞI PEK BÜYÜK. HERHALDE VAZİYETİN EN İYİ HAL VE ÇARESİ, YİNE İYİ GEÇİNMEK OLACAKTIR. BİRAZ SIKILACAK, YORULACAKSIN, FAKAT HERHALDE BAŞARACAĞINA EMİNİM. TATİLDE BÜTÜN SIKINTILARI TELAFİ EDERSİN.
BİZ DÜN ANKARA’DAN GELDİK. HEMŞİRE, ANNEANNE, ZEYNEP, ÜLKÜ…
BÜYÜK ASKERİ VE SİVİL GÖSTERİLERLE KARŞILANDIK. ESKİŞEHİR VE İZMİR’DEN DE 34 TAYYARE GELMİŞ, MERASİME İŞTİRAK ETMİŞ BULUNUYORDU. BENDEN EVVEL ANKARA’DAN GELMİŞ OLAN ERDEL EMİRİ ABDULLAH DAHİ İSTİKBAL VE MERASİMDE BULUNDU.
SALI GÜNÜ BİRKAÇ GÜN İÇİN TRABZON’A GİDECEĞİM. ÜLKÜ VE BİNBİR’DEN BAŞKASINI BIRAKIYORUM. HEMŞİRE DAİRESİNDE YERLEŞİYOR.
ANNEANNEYE ZEYNEP VE HATİCE HANIM BAKACAK.
SABİHA DERSİNE İYİ ÇALIŞMIŞ, TAYYARE CEMİYETİ BİR NİŞAN VERDİ. ESKİŞEHİR’DE MEKTEP VE ALAYDA SON İNTİZAMLARINI VEREBİLMESİ İÇİN DAHA BİR AYDAN FAZLA KALACAK.
BU SATIRLARI YAZARKEN HEMŞİRE YANIMDADIR. HER İKİMİZDE GÖZLERİNDEN ÖPERİZ, MUVAFFAKİYETLE AVDETİNİ BEKLERİM.”
K.ATATÜRK
ATATÜRK, mektubunda belirttiği gibi Trabzon gezisine o ay içinde gidememişti. Üçüncü ve son gidişi “11 HAZİRAN 1937” tarihine rastlamıştı.
-…”MAL VE MÜLK BANA AĞIRLIK VERİYOR. BUNLARI ASİL MİLLETİME GERİ VERMEKLE BÜYÜK FERAHLIK DUYUYORUM. ZENGİNLİKTEN NE ÇIKAR. İNSANIN SERVETİ KENDİ ŞAHSİYETİNDE OLMALIDIR,” dedi Hasan Rıza SOYAK ‘a.
ATATÜRK ‘e ait arazilerin toplam büyüklüğü “154.729” dönümdü. Kendisine ait çok büyük çiftlikler ve tesisler vardı. Yaşadığı dönemin en büyük gayrimenkul zenginiydi, bir çelik fabrikasının yüzde kırk hissesine sahipti. Ayı zamanda kendisine ait süt, bira, şarap ve deri fabrikaları da vardı.
CHP ‘ye bıraktığı nakit miras tam 1.664.000 liraydı.
“EGE VAPURU” ile İstanbul’dan Trabzon’a gelen ATATÜRK, iki gecesini kendisine ait köşkte geçirmiş ve:
“MAL VE MÜLK BANA AĞIRLIK VERİYOR. BUNLARI MİLLETİME BAĞIŞLAMAKLA FERAHLIK DUYACAĞIM. İNSANIN SERVETİ KENDİ ŞAHSİYETİNDE OLMALIDIR. BEN BÜYÜK MİLLETİME DAHA ÇOK ŞEYLER VERMEK İSTİYORUM,” diyerek bütün mal varlığını hazineye bağışladığını noter huzurunda tescil ettirdi.
EKSİKLİKLER BENİM FAZLALIKLAR DAHA ÖNCE EMEK VERENLERİNDİR. BİR BAŞKA YAZIMDA BULUŞMAK ÜZERE ESEN KALINIZ.
Bu yazı www.sechaber.com için yazılmıştır. Bu yazının kaynak gösterilmeden kopyalanması ve kullanılması “5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası“na göre suçtur.