Osmanlı’nın yükseliş dönemini övünerek okurken , çağ kapatıp çağ açan dönemin iktidarının en büyük özelliğinin bilime verilen önem ve akılcılık olduğunu bilmeyenimiz yoktur.
***
Keza çöküşün gerçek sebebi de siyasal iktidarı elinde bulunduranın bilimden ve akılcılıktan uzaklaşmasıdır.
***
Osmanlı imparatorluğu ;Avrupa’nın Ortaçağ karanlığını yaşadığı dönemde, yakalanan bilim ve akılcılık akımı ile; – ki bunun içinde siyaset bilimi ve içinde günün şartlarına göre adaleti de barındıran hukuk bilimi de vardır- dünyaya imparatorluk ve diğerleri şeklinde bir eksen çizilebilmiştir.
***
Ne zaman ki; 1578 de vuku bulan bir veba salgınının sebebi “uğursuzluğa” bağlanmış , ertesinde bilime ve akılcılığa yapılan top atışları ile Osmanlı İmparatorluğunun çöküşü başlatılmıştır.
***
Takiyettin Efendi, matemetikçi ve gökbilimcidir. Tophane sırtlarında çağının en yeni alet edevatı ve matematik gereçleri ile donattığı rasathanesini kurmuş, evrenin sırlarını çözme gayesi edinmiş bir bilim insanıdır. 15 kişi kadar bir ekibi de vardır.
***
Dönemin dinsel aktörleri yaratıcının sırlarını öğrenmeye kalkışmanın “uğursuzluk” getirdiği ve “veba”nin da bu uğursuzluk sonucunda ortaya çıktığı inancındadır…Şeyhülislam Kadızade, padişaha yolladığı fetva mektup ile özetle “ rasathane ihdas eden devletlerin yıkıldığını” bildirir. ***
1580 yılında Padişah III.Murat , Kaptanı Derya Kılıç Ali Paşa’ya “uğursuzluk” getirdiğine inanılan Takiyettin Efendi’nin rasathanesini topa tutturur. Takiyettin Efendinin hikayesinin tamamını ve dahasını okuyabileceğiniz “Tarihimizle Yüzleşmek“ kitabının yazarı Emre Kongar’a göre çöküş o gün başlamıştır.
***
Çöküşün ardından Türkiye Cumhuriyeti ; dahi kurucuları tarafından bilim ve akılcılıklık temelleri ile kurulmuştur.Bunun sayesinde de Türk Halkı kısa bir sürede hak ettiği medeni bir yaşama ve yönetime kavuşmuştur.
***
Son dönemde siyasi partilerin yerine geçen tarikatların yönetim kadrolarını ele geçirdiği , eğitimin sisteminin eğitimsizlik sistemine dönüştürüldüğü , adaletin hukuk biliminden uzaklaştığı , vicdanın cemaatlerin inisiyatifine bırakıldığı , gözbebeği bilim kurumlarının başına imam ya da hayvanat bahçesi müdürlerinin atandığı , siyaset biliminin yalan ve aldatmaca bilimine dönüştürüldüğü, tarihin çarpıtıldığı, bilimsel verilerin ve denenmiş gerçeklerin mukayesesinden vazgeçildiği, aklın rafa kaldırılıp nakdin tedavüle sürüldüğü gün gibi ortada olduğuna göre “uğursuzluğun(?)” kaynağını sistemde değil bilimsizlik ve akılsızlıkta aramak gerek.
***
Bilimden ve Akılcılıktan uzaklaşmaya HAYIR!
Av. Gökhan AKSEL
*Yazının her türlü hakkı saklıdır.
Cok güzel …Kaleminize,yüreginize saglik Gökhan Bey..