Bugün 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı.
Bu vesile ile Seç Haber ailesi olarak, 98 yıl önceki aynı duygu ve büyük bir coşku içerisinde, ilk Milli Bayramımız olan bu büyük günü kutluyor, bizlere bu kutlu günü, canlarını hiçe sayarak, bu vatan topraklarını armağan eden tüm şehitlerimizi, başta Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere tüm kahramanlarımızı rahmet ve şükranla anıyoruz efendim.
Bildiğimiz üzere, Mustafa Kemal ATATÜRK, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkmış, 23 Temmuz’da Erzurum Kongresi’ni toplamış ve süratle Sivas’a giderek, burada da 4 Eylül günü Sivas Kongresi’ni düzenleyerek Başkan seçilmiştir.
27 Aralık 1919’da gerek Erzurum, gerekse Sivas Kongre’lerinin Başkanı olarak Ankara’ya geldi. Büyük emek ve çalışmalarından sonra “23 Nisan 1920” tarihinde Ankara’da Büyük Millet Meclisi’ni açtı. 24 Nisan 1920 tarihinde de Başkanlığa seçildi. Artık Ankara’da bütün Türklerin temsilcisi bir Meclis ve onun başında da vatansever ve eşsiz bir devlet adamı vardı:
“Mustafa Kemal”
Evet, bugün Türkiye milli tarihinin başlangıcı ve yeni bir dönüm noktasının yıl dönümü ve milletçe kutladığımız ilk Milli Bayramımızdır. 23 Nisan 1920’de ATATÜRK ‘ün önderliğinde Ankara’da toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi (T.B.M.M.) kurularak açılmış ve tam bir yıl sonra, 23 Nisan 1921’de T.B.M.M ‘de “23 Nisan’ın Milli Bayram, Addine Dair Kanun” kabul edilmiştir. Kanun, “1’nci T.B.M.M ‘nin ilk yevmi küşadı olan 23 Nisan günü Milli Bayram’dır (23 Nisan 1337 – 16 Şaban 1339),” hükmünü taşımaktadır.
23 Nisan’ın ilk olarak “Milli Bayram” olarak kutlanmasının ardından, 30 Haziran 1921’de Ankara’da, T.B.M.M. Reisi Mustafa Kemal Paşa’nın özel talimatıyla, Milli Mücadele sırasında şehit düşenlerin çocuklarına bakmak amacıyla 1 Ekim 1921’de Himaye-i Etfal Cemiyeti kurulmuştur.
T.B.M.M. Reisi Mustafa Kemal Paşa, 1 Ağustos 1921 günü, Ankara Himaye-i Etfal Cemiyeti Reisliği ’ne gönderdiği; “Himaye-i Etfal Cemiyeti Muhteremesinin himayesini iftiharla kabul ettim,” içerikli yazısıyla Himaye-i Etfal Cemiyeti’nin kuruculuğunu üstlenmiştir.
Atatürk, her ortamda çocuklara ilgi göstermiş, onlara yönelik hizmetlerde rehberlik yapmayı sürdürmüştür. Özellikle yurt gezileri sırasında, korunmaya muhtaç çocukların barındırıldıkları yurtları ziyaret etmiştir.
23 Nisan 1922’de “Milli Bayram” Ankara’da ilk kez kutlanmıştır. Ankara’da yayımlanmakta olan Hâkimiyet-i Milliye gazetesinde şu başlık dikkat çekicidir: “Bugün 23 Nisan Türklerin ve Müstakbel Nesiller İçin En Büyük Bayramdır.”
“Çocuk Bayramı“ diye bir ifade henüz yoktu. Saltanatın kaldırılmasıyla egemenliğin padişahtan alınıp halka verilmesi “Milli Hâkimiyet Bayramı” olarak kabul edilmişti. Ancak 1 Kasım, “Hâkimiyeti Milliye Bayramı” olmasına rağmen, bu bayram 23 Nisan’da kutlanmaya başlandı. 1 Kasım kutlamaları giderek cazibesini kaybederek unutuldu.
H. Veldet Velidedeoğlu anlatır:
—“Karardan bir yıl sonra, 23 Nisan günü yaklaşırken, bütün Ankara, Egemenlik Bayramı’nı en güzel şekilde kutlamak için yoğun bir hazırlık içine girer… Kutlama hazırlıklarıyla ilgili olarak, herkes bir koşuşturma içindedir. Koşuşturanların başında da yeni kurulan Öğretmen Okulu Mezunları Derneği gelmektedir. Öğretmenler, kutlamaların coşku içinde geçmesi için, kız – erkek ayrımı yapmadan tüm öğrencilerin bir tören alanında buluşması gerektiğini düşünmektedir.
Bunun için, o günkü Ziraat Okulu’nun yanındaki meydanı çam dallarıyla süsleyerek tüm erkek ve kız okullarına çağrı gönderip kutlamaya katılmalarını ister.
Zamanın Ankara Valisi ve Eğitim Müdürü, öğretmenlerin bu kutlama çağrısından hiç hoşlanmaz. Okulları dolaşıp kızlı erkekli bir kutlamanın yapılamayacağını, bu tür kutlamaya kimsenin katılmaması gerektiğini, katılacak öğretmenlerin de işten çıkarılacağını söylerler.
Karşılaştıkları bu tavır, öğretmen okulu mezunlarını çok üzer. Kendi aralarında toplanıp ne yapabileceklerini düşünürler. Sonunda, bu durumu Mustafa Kemal’e duyurmaya karar veririler.
Kutlamalara çok az bir zaman kaldığı için, Mustafa Kemal’e hep yakın olmuş bir kişiden, Yunus Nadi’den yardım isterler. Aracılık yapmayı kabul eden Yunus Nadi, hemen Atatürk’e gidip yaşananları olduğu gibi anlatır. Onu dinleyen Atatürk, kısa bir suskunluktan sonra,
-…”Öğretmenler haklı” der ve ekler: “Bu bayram bütün çocuklar tarafından kutlanmalı. Söyleyin, kutlamalara ben de katılacağım.”
Vali ve Eğitim Müdürü, Mustafa Kemal’in tavrının öğrenince, bütün okullara, kutlamalara katılımın serbest olduğunu duyurmak zorunda kalır.
1921 (1922 olmalı) yılının 23 Nisan günü, Ziraat Okulu’nun önündeki meydan, kız erkek bütün öğrenciler tarafından doldurulur. Sevinç çığlıkları göklere yükselmektedir. Konuşmalar yapılır, şiirler okunur… Kutlamalar coşkuyla devam ederken, Atatürk’te alana gelir. Herkesi selamladıktan sonra, okunan şiirleri dinler. Sonunda kürsüye çıkıp kısa bir konuşma yapar. Konuşmasını,
-…”Bu bayramın adı Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı olsun” diyerek bitirir.(Cemil Sönmez, Atatürk ve Çocuklar, UNICEF Türkiye Temsilciliği Yayınları, Ankara. 1992, s.62 – 63)
Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından, 21 Mart 1923 tarihinde A.B.D. seyahatine izin verilen HEC (Himaye-i Etfal Cemiyeti)Başkanı Fuat Bey, bu ülkede, HEC yararına yaptığı konferans ve yardım çalışmalarında bağış toplamış, ayrıca A.B.D. ‘nin sağlık sistemini ve de sağlık sektöründe çalışan personelini inceleyerek yurda dönüşünde de bu konularda önemli düzenlemelerde bulunmuştu. Ayrıca Fuat Bey, ABD gezisinde Childiren’sDay’den (Çocuk Günü) etkilenmişti. Orada kilisenin öncülüğünde kutlanan bu Çocuk Günü pekâlâ Türkiye’de de yapılabilirdi.
23 Nisan 1924’de, Ankara’da Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi’nde, “Bugün Yavruların Rozet Bayramıdır”yazısıyla halk HEC ‘ne yardıma davet edildi. Yine aynı yıl Uluslararası Çocuk Hakları Beyannamesi kabul edildi. Cemiyet-i Akvam’ın Cenevre Bildirisi adını taşıyan beş maddelik bu belgenin altında Mustafa Kemal’in de imzası bulunuyordu.
23 Nisan 1926’da ise, Hâkimiyet-i Milliye Gazetesi’nde, “23 Nisan Türklerin Çocuk Günüdür”başlıklı bir yazı çıkmış, yazıda bazı esnafın o günkü gelirlerinin bir kısmını HEC ‘ye bırakılacağı yazılmıştı.
Himaye-i Etfal Cemiyeti, 23 Nisan 1927’de aldığı bir kararla “23 Nisan Çocuk Günü’nü “Çocuk Bayramı” olarak şöyle ilan etmişti:
—“Millet Meclisimizle milli devletimizin Ankara’da ilk teşkile günü olan Milli Bayram, Cemiyetimizce çocuk günü olarak tespit edilmiştir. Bize yeni bir vatan ve yeni bir tarih yaratıp bırakan mübarek Şehitlerle fedakâr Gazilerin yavruları fakir ve ıstırabın evlatları ve nihayet alelıtlak bütün muhtaç –ı himaye-i vatan çocukları namına milletin şefkatli ve alicenap hissiyatına müracaat ediyoruz. Kadın, erkek, genç, ihtiyar hatta vakti ve hali müsait çocuklardan mini mini vatandaşlar için yardım bekliyoruz. Her sayfası başka bir şan ve muvaffakiyetle temevvüç eden milletimizin, yarın azami derecede muavenet göstermekle beraber, çocuk gününün layık-ı veçhiyle neşeli ve parlak geçirilmesi için aynı Etfal Cemiyeti, şimdiden arzı-ı şükran eder.”
1927’de şenlikler belirli bir programla icra edildi. “Çocuk Bayramı”, Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa’nın himayesinde gerçekleşti. Etkinlikler sırasında Mustafa Kemal Paşa, bir otomobilini çocuklara tahsisi etti. Cumhurbaşkanlığı Bandosu, Çocuk Sarayı’nda konserler verdi. HEC Reisi Dr. Fuat Bey’in önerisiyle, bir yıl sonraki kulamalar için geniş kapsamlı bir programı hazırladı.
23 Nisan 1928’de, çocukları eğlendirmeye yönelik çok daha kapsamlı şenlikler düzenlendi.
HEC, 1929’dan itibaren de 23 – 30 Nisan günleri arasını “Çocuk Haftası” olarak ilan etti. O güne kadar bir yıl süren etkinlikler, bir haftaya yayılırken, bayram yine 23 Nisan’da kutlandı.
1932 yılında ise HEC Başkanı Kırklareli Milletvekili Dr. Fuat Bey, seslerini ülke çapında duyurabilmek için T.B.M.M’ ne bir teklif sunarak, 20 – 30 Nisan günlerinde mektup ve telgraflara Himaye-i Etfal Şefkat Pulu yapıştırılmasını teklif etti. Meclisin onayı alınarak kanun 14 Nisan 1932’de yürürlüğe girdi.
23 Nisan 1933 günü etkinlikler sırasında Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa, çocukları makamında kabul ederek bir çocuğu yerine oturttu. Bu davranış ileriki yıllarda gelenekleşti. Stadyumlarda beden hareketi gösterileri yapıldı. Milli Eğitim Bakanı Reşit Galip Bey’in kaleme aldığı “Andımız” ilk defa çocuklar tarafından okundu.
24 Kasım 1934 ‘te Soyadı Kanunu ile Türk çocuklarına verdiği hizmetten dolayı Türk mitolojisinde çocukların koruyucu ruhu “UMAY” a atfen, ATATÜRK tarafından HEC kurucu üyesi olan ve uzun süre reisliğini yapan Dr. Fuat Bey’e “UMAY” soyadı verildi.
1935 yılında bayramlar ve tatil günleriyle ilgili kanun değişirken “23 Nisan Milli Bayramı”, “Milli Hâkimiyet Bayramı” olarak kabul edildi. Kutlamalara rağmen “Çocuk Bayramı” adı kanuna ilave edilmemişti. (Türkiye Büyük Millet Meclisi genel kurulu, 27 Mayıs 1935 Pazartesi günü Tevfik Fikret Sılay başkanlığında toplanmış ve aynı gün Ulusal Bayram ve genel tatiller hakkında 2739 sayılı Kanun kabul edilmiş ve yine bu kanun çerçevesinde haftalık resmi tatil olan Cuma günü Pazar gününe alınmıştır.)
Aynı yıl, HEC, Çocuk Esirgeme Kurumu adını almıştır. Bu kanunun yürürlüğe girmesinden sonra (kanunda belirtilmemesine rağmen) 23 – 30 Nisan arası “Çocuk Haftası”, 23 Nisan günü de “Çocuk Bayramı” olarak kutlanmaya devam edilmiştir.
Balkan ülkelerinin çocukları koruma kuruluşlarının işbirliği sonunda 5 -9 Nisan 1936 tarihinde Türkiye’nin de katıldığı Birinci Balkan Kongresi, Normal ve sağlam çocukların korunması ve çocukların çalışma yaşı konularında çalışmalar yapmak üzere 1 – 7 Ekim 1938 tarihleri arasında da ikinci Balkan Kongresi toplanmıştır. Bu kongreler Balkan ülkeleri ile sınırlı olmasına karşın bu alanda gerçekleştirilen evrensel çalışmalar öncülük ettiler. 26 Kasım 1937’de Çocuk Esirgeme Kurumu Bakanlar Kurulunun 1223 sayılı kararı ile kamu yararına çalışan dernek olarak kabul edildi.
1948’de Çocuk Esirgeme Kurumları Uluslararası Birliği 7 maddelik Cenevre Bildirisi adını taşıyan yeni bir Çocuk Hakları Bildirisi oluşturdu. (Bu bildiri, 20 Ekim 1959’da on madde halinde geliştirildi.)
1953 yılında, Çocuk Esirgeme Kurumları Uluslararası Birliği, üyesi bulunan kuruluşlarla çağrıda bulunarak her ülkede yılın belirli bir gününü “Çocuk Günü” olarak kabul etmelerini 1956’dan itibaren de bir program dâhilinde kutlamalarını istedi. 1975 yılında etkinliklere TRT ‘de katıldı. Kurum, çocuk programlarını hafta boyunca yayımladı.
1979 yılı “Uluslararası Çocuk Yılı” ilan edildi. Türkiye, (Dünyada ilk defa bir Çocuk Bayramı Türkiye’de kutlandığı için 23 Nisan’da Dünya Çocuk Bayramı kutlamaları yapılmasını önerdi. Ancak ülkeler kendi ideolojilerine uygun değişik tarihler ileri sürünce, Türkiye’nin bu önerisi kabul görmedi ve gerçekleşmedi. Günümüzde, Çocuk Günü Bayramı dünyada hemen hemen her ülkede kutlanmaktadır, tarihleri değişiktir.
1980 yılında Başkent Ankara’da bütün illerden gelen çocukların katılımı ile Ulusal Çocuk Parlamentosu oluşturuldu. Aynı yıl, TRT komşu ülkelerinden çocukları törenlere davet etti.
17 Mart 1981’de “23 Nisan Günü Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı” adını aldı. Böylece “Ulusal Egemenlik “ ve “Çocuk Bayramı” bir araya getirilerek bir eksiklik giderilmiş oldu.
Sonuç olarak, “Çocuk Bayramı”Himaye-i Etfal Cemiyeti Başkanı Dr. Fuat Umay’ın gayret, çaba ve önerisiyle oluşturulmuş , “Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurucusu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK tarafından himaye edilmiştir. Henüz, “23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı”nın Atatürk tarafından çocuklara armağan edildiğini gösteren bir belgeye ulaşılamamıştır. Ancak, 23 Nisanlarda devlet adamlarının (Cumhurbaşkanları, Başbakanlar) koltuklarını bir günlüğüne vermesi geleneği de yine Ulu Önder Atatürk’ün başlattığı bir gelenektir. (İlk kez 23 Nisan 1933 günü Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa, kabul ettiği makamına oturtmuştur.)
Atatürk demiştir ki:
-…”Çocukluk ne güzel… Çocuklar ne sevimli, ne tatlı yaratıklar değil mi? En çok hoşuma giden halleri nedir bilir misiniz? Riyakârlık bilmemeleri, bütün istek ve duygularını, içlerinden geldiği gibi açıklamalarıdır.”