Edward Felsenthal editörlüğünde ilk defa 3 Mart 1923’te yayımlanan Amerika merkezli Time Dergisi, dünyanın en saygın haber ve politika dergilerinden birisidir. Derginin Avrupa sürümü Time Europe, eski adıyla Time Atlantic, Londra’da basılmakta, Time Europe ise Orta Doğu, Afrika ve Latin Amerika’yı da kapsamaktadır (1).
…”Tarih: Şubat 1923.
Yani; Kurtuluş Savaşından dört ay sonra,
Yani; Cumhuriyetin ilanından dokuz ay önce.
Mustafa Kemal Paşa, Amerikan milletine hitaben, Lozan Konferansının kesintiye uğramasının ardından, A.B.D Senatosuna aşağıdaki mektubu göndermiştir:
-…”Büyük Amerikan Milletine,
Siz zulüm ve zorbalığı kendi vatanınızdan uzaklaştırdınız.
Siz, uzun ve kanlı bir mücadeleden sonra kendi özgürlük ve bağımsızlığınızı kazanarak halk egemenliğine dayanan demokratik bir devlet ve güçlü bir uygarlık kurudunuz.
Yer kürenin diğer tarafında diğer bir ulus var ki, o da aynı özgürlük, aynı bağımsızlık ve aynı demokrasi uğrunda mücadele ediyor, kan döküyor.
Bu ülkünün artık ve yüceliğine karşı düşüncelerinizi yanıltmak istiyorlar.
Bu propagandayı yapanlar, ya bir takım cahil tutucular veya yeni kazandığımız özgürlüğü kaldırmak ve bizi ondan mahrum etmek isteyen gizli ve açık düşmanlarımıza alet oluyorlar.
Yalanlara ve iftiralara inanmayınız.
Özgürlük ve bağımsızlık uğrunda savaşan ve tıpkı sizler gibi dünyada ilerleme ve adaleti sağlamak için samimi bir surette mücadele eden Türk halkına kalbinizi açık bulundurunuz.
Gazi Mustafa Kemal”
Bu mektup, Amerikan Senatosu’nun 26 Şubat 1923 günkü oturumunda, Senatör Mr. Oven’in önerisi üzerine okunarak zapta geçirilmiştir. Bundan dört hafta sonra yani 24 Mart 1923’te Mustafa Kemal, ünlü “Time Dergisi’ne kapak olmuştu.
Hiç şüphesiz Atatürk’ün mektubu gerek A.B.D yönetiminde, gerekse Kongre’de ve Amerikan medya ve kamuoyunda çok olumlu etkiler meydana getirmiştir. Atatürk’ün, Amerikan halkına, özgürlük mücadelesi ve çağdaş medeniyet temelindeki empatik yaklaşımı, başta A.B.D yönetimi olmak üzere, Amerikalıların ön yargılı bakış açısını değiştirmiştir (1).
24 Mart 1923 tarihli sayısında Atatürk’ü kapak adam yapan Times Dergisi, O’nun hakkında şunları yazıyordu: …”Mustafa Kemal Paşa, ‘Türk nerenin efendisidir?’ tekerlemesinin alışılmış ‘cehennemin’ yanıtını değiştirip, ‘Türkiye’nin’ formülünü yerine koymayı başardı.”
Bu sözler, Kemal’in politikasının temel niteliğini özetler. Bugün Türkiye’nin kurucusu olarak ortaya çıkmıştır. Halkı, yabancı otoritelerce küçültücü baş eğmenin bataklığından kurtardı. Niteliklerini fark etmelerini sağladı. Ve bir düşünce ve eylem bağımsızlığına getirdi. Çelişkili kötüleme kampanyalarından lekesiz bir ünle sıyrılmayı başardı. Bu tatsız dedikodulardan bazıları O’nu vatan haini olmaktan, yabancı olmaya kadar çeşitli konularda suçluyordu. Kemal, safkan bir Türk’tür. Bazılarının dediği gibi Musevi değildir ve modern Türkiye’nin çekirdeği olduğunu bütün dünyaya ispatladı. Ödülleri başarılarıyla kazanmış zarif bir asker, profesyonel bir asker tipidir (1).
Bu dostluk eline, en anlamlı cevap, tam on beş buçuk yıl sonra geldi.
10 Kasım 1938’de, Türk Milleti, acıların en büyüğünü yaşıyordu. Atatürk ölmüştü.
Durum bütün ülkelere resmen bildirildi. Afganistan’dan Finlandiya’ya, Japonya’dan Letonya’ya kadar bütün ülkeler cenazeye en üst seviyede heyetlerle katılacaklarını bildirdiler.
Atatürk’ün en çok savaştığı ülke İngiltere; özel bir zırh ile gönderilen ve başında, O’nun Anafartalar’da denize döktüğü kıtaların komutanı Mareşal Lord Bırdwood ve İngiltere’nin Akdeniz Filosu Başkumandan Oramiral Dudley Pound olmak üzere kalabalık bir heyet ve 12 subay 160 erlik bir tören kıtası ve 56 mevcutlu bir bando ile katılırken, düşman Yunanistan, başında Metaxas olmak üzere, 12 kişilik yüksek bir heyetle cenaze töreninde bulunacağını açıkladı.
A.B.D.’den ise, uzun süre cevap gelmedi.
Sonunda, Amerikan Dışişleri Bakanlığı Protokol Dairesi, 18 Kasım 1938’de, Ankara’daki Büyükelçiliği’ne gönderdiği yazıda, törende A.B.D.’yi sadece Büyükelçi’nin temsil edeceğini bildiriyordu.
Yazıda, asıl enteresan olan ifade şöyle idi:
“A.B.D. Büyükelçiliğinden alınan bir telgrafta Amerikan hükümeti adına cenaze töreninde kullanılmak üzere, 300 dolarlık bir çelenk yaptırılması için büyükelçiliğe yetki verilmesi önerilmiş, ancak ABD Dışişleri Bakanlığı bu bedeli yüksek bulduğundan, büyükelçiliğe 200 dolar harcama yetkisi verilmiştir.” (Bakınız: İbrahim Sarı, ‘Türk Oğlu…’, Net Medya Yayıncılık, İstanbul – 2016, Sf: 5-7.)
Not 1: O tarihte Amerika Birleşik Devletleri’nin Türkiye Büyükelçisi John Van Antwerp MacMurray olduğu halde; Büyük Şef ATATÜRK ‘ün Ankara’daki muazzam cenaze törenine Amerika Birleşik Devletleri, “Milletler Cemiyeti Heyeti” adına Birleşmiş Milletler Büyükelçisi olarak tanınan Vernon A. Walters ile katılmıştır. (Bakınız: “Belgelerle Dolmabahçe’den Etnografya ’ya” T.B.M.M Basımevi – I. Baskı Kasım 2020, Sf:348: ATATÜRK ’ün Cenaze Töreni Albümü, Ankara 21 Kasım 1938. /Ayrıca Bakınız: “Ebedi Şefimiz ATATÜRK ‘ün İstanbul ve Ankara’daki Cenaze Albümü”, Foto Röportör: Hataylı Ramazan Çelik, Sf: 1.)
Not 2: 14 Kasım 1938 Pazartesi günü, öğleden sonra Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda, Mustafa Abdülhalik Renda Başkanlığında kabul edilen “ATATÜRK ‘ün Cenaze Merasimi için Yapılacak Sarfiyata Ait Kanun (Kanun No: 3540)” Türkiye Cumhuriyeti 2. Cumhurbaşkanı Mustafa İsmet İnönü tarafından 15 Kasım 1938 Salı günü onaylanmıştır:
“T.C. Resmi Gazete
Tarih: 15 Teşrinisani (Kasım) 1938 Salı
Sayı: 4063
Kanun No:3540
Kabul Tarihi: 14 Kasım 1938
Kanun: ATATÜRK ‘ün cenaze merasimi için yapılacak sarfiyata ait kanun;
Madde 1 – ATATÜRK ’ün cenaze merasimi dolayısile yapılacak sarfiyat için, Başvekâletçe teşkil edilecek hususi bir komisyonun emrile sarfedilmek üzere Ziraat Bankasında açılacak bir krediden beş yüz bin liraya kadar tediyat icrasına Maliye vekili mezundur.
Madde 2 – Bu kanun neşri tarihinden muteberdir.
Madde 3 – Bu kanun hükümlerini icraya İcra Vekilleri Heyeti memurdur (15 Kasım 1938).
Buna göre;
-“Büyük Şef ATATÜRK ‘ün muazzam cenaze töreninde 19 Kasım günü na’şını taşıyan Yavuz Gemisi’nde Cumhurbaşkanı (Yoktur!), Başbakan, Bakanlar, Milletvekilleri, Generaller, Subaylar, Gazeteciler, Fotoğrafçılar ve diğer yerli ve yabancı davetliler gibi toplam 200 kişinin yemek masrafı için ödenen meblağ: 1.808.- Türk Lirası;
-“Büyük Şef ATATÜRK ‘ün muazzam cenaze törenine katılan yabancı heyetler için 18 Kasım-27 Kasım tarihleri arasında İstanbul’da ve Ankara’da 102 adet otomobil tahsis edilmesi için ödenen meblağ: 1.224.- Türk Lirası;
-“Büyük Şef ATATÜRK ‘ün muazzam cenaze töreni dolayısıyla ‘Pera Palas Oteli’nde (İstanbul) kalan yabancı heyetlerin konaklama masrafları için ödenen meblağ: 10.212.- Türk Lirası 12 Kuruş;
-“Büyük Şef ATATÜRK ‘ün muazzam cenaze töreni için ‘Belvü Palas Oteli’nde (Ankara) misafir edilen yabancı gazeteciler için ödenen meblağ: 4.945.- Türk Lirası;
-“Büyük Şef ATATÜRK ‘ün muazzam törenine katılan ve Ankara’daki İnşaat Usta Okulunda (günümüzde Ankara Yapı Meslek ve İnşaat Teknik Lisesi) misafir edilen Yunan subay ve erlerinin iaşelerine temin edilen erzak için ödenen meblağ: 1.684.- Türk Lirası 82 Kuruş;
-“Büyük Şef ATATÜRK ‘ün muazzam törenine katılan ve Ankara’daki İnşaat Usta Okulunda (günümüzde Ankara Yapı Meslek ve İnşaat Teknik Lisesi) misafir edilen Yunan subay ve erlerine öğrencilerin rehberliğinde Ankara şehrinin gezdirilmesi için gezdirecek öğrencilere harçlık için ödenen meblağ: 37.-Türk Lirası;
-“Büyük Şef ATATÜRK ‘ün muazzam törenine katılan Yunanistan Başbakanı Metaksas için İstanbul-Ankara tren yolculuğu sırasında vagon tahsis edilmesi için ödenen meblağ:11.481.- Türk Lirası;
-“Büyük Şef ATATÜRK ‘ün muazzam törenine katılan ve Ankara’daki İstanbul Palas Oteli’nde misafir edilen yabancı gazetecilerin konaklama masrafları için ödenen meblağ: 12.520.- Türk Lirası, 45 Kuruş;
-“Büyük Şef ATATÜRK ‘ün muazzam törenine katılan ve Ankara’daki Ankara Palas Oteli’nde misafir edilen yabancı heyetlerin konaklama masrafları için ödenen meblağ: 7.248.- Türk Lirası 38 Kuruş;
-“Büyük Şef ATATÜRK ‘ün muazzam törenine katılan ve Ankara’daki Siyasal Bilgiler Okulunda (günümüzde Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi) misafir edilen Fransız subay ve erlerinin iaşeleri için temin edilen erzak için ödenen meblağ: 3.668.- Türk Lirası 85 Kuruş;
-“Büyük Şef ATATÜRK ‘ün muazzam cenaze töreni için Ankara’ya davet edilen yabancı gazeteciler için Ankara’daki otellerde misafir edildiğinden oteller için ödenen meblağ: 28.615.- Türk Lirası;
-“Büyük Şef ATATÜRK ‘ün muazzam cenaze törenine katılan yabancı gazetelerin haber geçmek için ülkeleriyle yaptıkları telefon görüşmeleri için ödenen meblağ: 1.417.- Türk Lirası 95 Kuruş;
-“Büyük Şef ATATÜRK ‘ün muazzam cenaze töreni için İstanbul’a gelen yabancı heyetler için tahsis edilen araçlar için ödenen meblağ: 377 Türk Lirası 60 Kuruş;
-“Büyük Şef ATATÜRK ‘ün muazzam cenaze töreni için hazırlanan çelenkler için ödenen meblağ: 11.500.- Türk Lirası;
-“Büyük Şef ATATÜRK ‘ün muazzam cenaze törenine katılan ve İstanbul’daki ‘Pera Palas Oteli’nde misafir edilen yabancı heyetler için ödenen meblağ: 4.950.00.- Türk Lirası’dır… (Kaynak: “Belgelerle Dolmabahçe’den Etnografya ’ya”, T.B.M.M Basımevi – I. Baskı Kasım 2020)
Liste hiç kuşkusuz uzayıp gitmektedir. 1938’te 1 Dolar’ın 1,26 Türk Lirası olduğu hesaplanırsa Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin Büyük Şef ATATÜRK ‘ün muazzam cenaze töreni için sarfedilmek üzere tahsis ettiği beş yüz bin Türk Lirası yaklaşık 400.000.- Dolar değerindedir. Yazar İbrahim Sarı’nın eserinde belirtilen “ancak A.B.D. Dışişleri Bakanlığı bu bedeli yüksek bulduğundan, büyükelçiliğe 200 dolar harcama yetkisi verilmiştir.” enteresan olan ifadesi belgelenmeye muhtaçtır;
-John F. KENNEDY (A.B.D. Başkanı, 10 Kasım 1963): …”Atatürk bu yüzyılın büyük insanlarından birinin tarihi başarılarını, Türk halkına ilham veren liderliğini, modern dünyanın ileri görüşlü anlayışını ve bir askeri lider olarak kudret ve yüksek cesaretini hatırlatmaktadır. Çöküntü halinde bulunan bir imparatorluktan özgür Türkiye’nin doğması, yeni Türkiye’nin özgürlük ve bağımsızlığını şerefli bir şekilde ilan etmesi ve o zamandan beri koruması, Atatürk’ün Türk halkının işidir. Şüphesiz ki, Türkiye’de giriştiği derin ve geniş inkılaplar kadar bir kitlenin kendisine olan güvenini daha başarı ile gösteren bir örnek yoktur.”
-General Mc ARTHUR: …”Asker-devlet adamı, çağımızın en büyük liderlerinden biri idi. Kendisi, Türkiye’nin, dünyanın en ileri memleketleri arasında hak ettiği yeri almasını sağlamıştır. Keza O, Türklere, bir milletin büyüklüğünün temel taşını teşkil eden, kendine güvenme ve dayanma duygusunu vermiştir.”
-Franklin D. ROOSEVELT A.B.D. Başkanı, 1928: …“Sovyet Rusya Hariciye Nazırı Litvinof ile görüşürken kendisine onun fikrince bütün Avrupa’nın en kıymetli ve en ziyade dikkate değer devlet adamının kim olduğunu sordum. Bana Avrupa’nın en kıymetli devlet adamının Türkiye Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal olduğunu söyledi.”
-Franklin D. ROOSEVELT (A.B.D. Başkanı, 10 Kasım 1963): …“Benim üzüntüm, bu adamla tanışmak hususundaki şiddetli arzumun gerçekleşmesine artık imkân kalmamış olmasıdır.”
1) https://www.sechaber.com.tr/ataturkun-27-kasim-tarihli-mektubu/