MUSTAFA KEMAL, 17/18 AĞUSTOS 1922 gecesi, arabayla ANKARA’dan yola çıkıp, 20 AĞUSTOS ‘ta AKŞEHİR‘deki “BATI CEPHESİ KARARGAHI”na gitmişti.
Yolculuğu gizli tutmak için, akla gelen her türlü önlem alınmıştı. Bu durumu gizlemek için, “Anadolu Ajansı” haberlerinde devamlı olarak:
“23 AĞUSTOS BAŞKUMANDANIN ÇANKAYA’DAKİ KÖŞKÜNDE BİR ÇAY PARTİSİ’ NİN VERİLECEĞİ İLAN EDİLİYORDU.”
Nöbetçiler, ÇANKAYA ‘da kuş uçurtmuyorlardı. MUSTAFA KEMAL PAŞA çalışıyor diye kimseye randevu verilmiyor, eve kimse yaklaştırılmıyordu.
Oysa GAZİ MUSTAFA KEMAL PAŞA verdiği kararı uygulamak üzere çoktan hareket etmişti, bile. KONYA ‘daki postaneye kesin sansür uygulanmaya başlanmış, ordunun tüm hareketleri gece karanlığına alınmış ve askeri yazışmalarda kazanılacak başarıların pek fazla vurgulanmamasına karar verilmişti.
Hareketinden önce Mustafa Kemal Paşa, annesi ZÜBEYDE Hanım ile vedalaştı:
-…”BEN BİR ÇAY TOPLANTISINA GİDİYORUM ANNE, VER ELİNİ ÖPEYİM.”
deyince ZÜBEYDE Hanım oğluna baktı; üniformalı idi, çizmelerini giymişti.
Güldü ve dedi ki:
“GİTTİĞİN YER, ÇAY ZİYAFETİ DEĞİL BİLİYORUM. İNANMAMI İSTİYORSUN. ÇAY PARTİSİNE, ÇİZMELERLE Mİ GİDECEKSİN?… ALLAH YARDIMCIN OLSUN. ALLAH HEPİNİZİN YARDIMCISI OLSUN.”
Ana, oğlunu çok bekledi. Çay bu kadar uzar mıydı?
Çevresindekiler de kendisine bir şey söylemiyorlardı. Ama o artık her şeyi biliyordu. O’na dua etmekten, Allah’tan TÜRK MİLLETİ adına, oğlu MUSTAFA KEMAL adına başarılar dilemekten başka elinden bir şey gelmiyordu.
BÜYÜK TÜRK ANASI ZÜBEYDE Hanım artık tesellisini, oğlunun başarısı, Memleketin düşmanlarından kurtulması için yaptığı dualarda buldu.
MUSTAFA KEMAL I. Ordu’nun “SAVAŞ KARARGÂHI” na ulaştığı zaman, Anadolu’nun dış dünya ile olan her türlü iletişimi kesilmişti.
Saldırı için seçilen kesime bakan KOCATEPE ‘de:
MUSTAFA KEMAL, İSMET, FEVZİ ve NURETTİN Paşalar bir araya toplandı.
Saldırı Güneydeki AFYON kesimini ana hedef alan topçu ateşiyle başlayacaktı.
Karargâh, düşman uçaklarının gözetimine açık bir durumda olduğu için, KOCATEPE ile ŞUHUT arasındaki vadiye çadırlar kuruldu.
FEVZİ ve İSMET Paşaların karargâhları da sık ağaçlarla kaplı ve her iki tarafı yalçın tepelerle çevrilmiş vadinin içinde idi. Aslında bu saldırı kararı, en uygun zamanın bulunması kaydı ile ‘SAKARYA ZAFERİ’ ‘nin ardından verilmişti.
Yaptığı tüm bu gizliden seyahatin gayesi, TÜRK ‘lerin saldıracağı düşüncesini, Batılı devletlerin kafasından silmekti. Bu seyahat için özellikle rutin bir teftiş seyahati havası verilmiş ve bunda da başarılı olunmuştu.
Ancak, MUSTAFA KEMAL Paşa saldırıyı uygulamaya koymak için kendine seçmiş olduğu kesin tarih olan 23 AĞUSTOS’TA ANKARA’YI TERK ETTİ. Bu ayrılık sırasında MUSTAFA KEMAL Paşa ‘nın kaldığı ÇANKAYA ‘daki köşkte oturanlara ANKARA ‘dan ayrılışın kesinlikle kimseye söylenmemesi gerektiği şeklinde idi.
Hatta daha ileri gidilip, eğer bir, iki gün içinde ÇANKAYA KÖŞKÜ ‘ne gelenler olursa, MUSTAFA KEMAL Paşa ‘nın hafif rahatsız olduğu ileri sürülerek, bu konuşmaların yapılamayacağı bildirilecekti. Böylece birkaç gün daha kazanılmış olacaktı.
ARTIK TÜRK’ÜN MAKÛS TALİHİ, YERİNİ YENİ ZAFERLERE DOĞRU YAPACAĞI HAMLESİNİ BEKLİYORDU…
Andrew MANGO ‘nun ATATÜRK adlı kitabından alıntıdır.
EKSİKLİKLER BENİM FAZLALIKLAR DAHA ÖNCE EMEK VERENLERİNDİR. BİR BAŞKA YAZIMDA GÖRÜŞMEK ÜZERE ESEN KALINIZ.
Bu yazı www.sechaber.com.tr için yazılmıştır. Bu yazının kaynak gösterilmeden kopyalanması ve kullanılması “5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası“na göre suçtur.