Bugün tüm Yahudilerin yılbaşısı,yani benim de …
İbranice de Roş Aşana ‘yılın başı ‘veya ‘yılın birinci günü’ demektir .Bu gün Yahudilerin çoğuna göre . Roş Aşana bir iç gözlem, kendine bakış, geçmiş yılın hatalarını gözden geçirme ve yeni yılda yapılması gereken değişiklikleri planlama zamanıdır.
İçinde olduğum bu günde Temmuz ayında kendime yazdığım notlardan birini sizle paylaşmak istedim ve Roş Aşana bayramının tüm toplumlara öncelikle Barış ve kardeşlik bilinci getirmesini diliyorum..
Shanah tova umetukah…(Kutlu bayramlar)
Gazzeli cocuk … 20.07.2014
Kenarda kıyıda kalmış düşünceler…Konu her daim güncel !
Göktürk- Kemerburgaz
Bu gece kendimi sorguladım ,yaklaşık sekiz aydır dünya ile bağlantımı koparmış durumdayım.Televizyon seyretmiyorum,haber izlemiyorum gazete hemen hemen hiç okumuyorum.Cumhurbaşkanlığı seçimleri falan varmış tamamen soyutlanmış durumdayım, bir şeyler kulağıma çarpıp hedefini bulamadan geri dönüyor.
Acımı azaltmak istemiyorum ,sanki dışarıda neler olduğu ile ilgilenirsem acım azalır ve anılarımı kaybederim gibi geliyor ,anılarımı unutmak ,hatırlayamamak kaygısını yaşıyorum ikimizle ilgili anılarımızı .
Ne mi yapıyorum ?
İşe gidiyorum mekanik bir şekilde ,işimi yapıyorum sonra beynimde ve ruhumda tekrar onu yaşamak için ve hiçbir şeyi unutmamak için içime dönüyorum.
Anılarımı zamanın silmemesi için mücadele ediyorum .
Yaşadığımız site kalabalıklarda değil, hep büyük bir sessizlik içinde kafa dinlemek için ideal bir köşe .Ama bu gece dışarıda olağanüstü bir durum var gibi ,yattığım yerden olağan dışı, anlaşılmaz sesleri duyuyorum ama yine de duymazdan gelip uyku ile uyanıklık arasında gidip geliyorum.
Bu şekilde ne kadar zaman geçti bilmiyorum kapının açıldığını duydum kızım gelmişti, yatak odamın kapısını açtı gözlerinde hafif bir korku ve şaşkınlık vardı…
‘Anne pankart açmışlar ‘Kahrolsun Yahudiler diye’’ dedi ve huzursuz bir şekilde odasına çekildi.
Seslerin ne olduğu anlaşılmıştı .Kalktım kızımın benim okumam ve hayata bir an önce dönmem için aldığı gazetelerin olduğu köşeye salona gittim.
Gazetelerden birini öylesine çektim karşıma o fotoğraf geldi Gazzeli cocuğun bebek ,ölü,kanlar içindeki yüzü ve arkaya yatmış minik bir kuşu andıran kafası…
Beni içinde olduğum durumdan çıkarıverdi o fotoğraf ve fotoğraflar hadi kalk dedi bu dünyada yapman gereken işler var çocuklar ölüyor sebepsiz masum.
Haber ve fotoğraf:
‘Evlerinde oturduğu sırada İsrail uçaklarının saldırısına uğrayan ailenin annesi ağır yaralı bir biçimde Gazze’deki Şifa Hastanesi’ne kaldırıldı. 4 kişilik aileden sağ kurtulan tek kişi olan anne, uyanır uyanmaz çocuklarının durumunu sordu. Aldığı cevap karşısında dünyası başına yıkılan anne ailenin en küçük çocuğu olan Kamal’i defnedilmeden önce görmek istedi.’
Sonra utandım, kendi acıma ve içime bu kadar sarılmama,dışarıda bu kadar acı varken ‘Dünyada neler oluyor’ dedim, kendi kendime, çocuklar ölüyor bir yerlerde ,masum çocuklar ; anneler, çocuklarını ,kardeşlerini, eşlerini kaybediyorlar aileler dağılıyor, sebep politikacıların ve bir takım çıkar guruplarının iktidar savaşı,din savaşı ,dinler iyilikler için ,insanların mutluluğu için gönderilmemiş midir ?
Hangi din böylesi katliamları onaylar ?
Ama nedense tarihte din iktidar savaşlarında hep kan akmıştır , olan da sadece masumlara oluyor .
İşin iç yüzünü bilemem, zaten kim tam olarak bilebilir ki ! Biz vatandaş olarak sadece olayların bize gösterilen dış yüzünü görebiliyoruz , kim bilir diğer arka perdede neler dönüyor, sadece haddim olmayarak şu kadarına yorum yapabilirim ki; hangi dinden hangi ırktan hangi renkten kim olursa olsun böylesi bir katliamı hiçbir yürek onaylayamaz,hiçbir yürek bunu kaldıramaz ve hiçbir olay masum insanların öldürülmesi için bir sebep olamaz.
Biraz tarih bilgisi olan ve dinler tarihini okuyan bir kişi aslında tüm dinlerin ta ilk çağ dinlerinden itibaren birbirinden nasıl etkilendiğini ve hepsinin aynı öze çıktığını görebilir ,Törenler,ritüeller,adetler hepsi farklı renkler , yol farklı, varılan nokta aynı..
Kötülük yapma ,iyilik yap, hak yeme, sonuç; sev sev sev! Her şeyi sev!
Bu kadar basit bir sonuç için neden bu din kavgaları ve ‘Benim dinim en mukaddes ve tek yol ‘söylemi,ne anlam taşıyor ?Hangi çağdaş mantığa sığıyor?
Bu düşünce senin ailen kötü ,benim ailem iyi söylemi gibi bir şey ..
Ben galiba çok basit düşünüyorum şöyle ki; dinler yaşanan dönem ve toplumların ihtiyacına göre doğmuş, mensup olduğu topluluklar da o dine doğal olarak bağlı yaşamışlar , nasıl ki doğarken içinde yaşadığımız bedeni ,aileyi, dini seçme özgürlüğümüz yoksa, bu seçimler bizim kendi çalışma ve gayretimizle kendimize kattığımız bir değer olmadığına göre ve doğduğumuzda bu farklılık olarak nitelendirdiğimiz olgular bize sorulmadan belirlendiğine göre, nedir bu kavga, ben en üstünüm, ırkım en üstün, dinim en üstün kavgası ?
Bu kavga çocukken birbirimizle yarıştığımızda, ben birinciyim kavgasından bile daha akılcı değil, hatta çocukça bile denemez, ilkel insan seviyesinde bile diyemiyorum, çünkü ilkel insanın kavgasında bile bir mantık vardır hayatta kalma mantığı! Bu kavgayı ve savaşı anlamam mümkün değil , galiba insan egolarına sınır vurmadığı müddetçe bunlar hep yaşanacak politikacıların kişisel egoları ; doğar doğmaz hiçbir insanın hak etmediği durumları yaşamak durumunda kalan nesilleri vuracak .
Ben çok uzağa ve tarihe bakmaya gerek duymadan sadece aklımda kalan örneklere dönerek soruyorum, Hitlerin yaptıkları, Hiroşima’ya atılan bombalar ,Sırbistan’da öldürülen binlerce Müslüman ve son Gazze’de yaşanan olaylar nasıl bir sorunu çözüm yoludur ve nasıl bir siyasettir bu !
Sormak istiyorum bu siyasetçilere, böyle çözüm olur mu?
Bu çağda ‘Kana kan dişe diş yöntemi mi’ bilimin ve usun bu kadar ileri gittiği bir dönemde insanlığı ileriye taşıyacak yöntemler midir ?Çocukları öldürmek, masum ailelerden yaşanacak yılları ve geleceklerini çalmak ..
İnsan insandır, hangi din ve mezhebe bağlı olursa olsun aynı etten ,aynı kemikten,aynı ruh parçalarından bir araya gelmiş ,dünyanın neresine giderseniz gidin çocuk çocuktur ,kadın kadındır aynı davranış şekillerini sergilerler ,aşk her yerde aşktır…
Kaybettiğim eşim ve ben farklı dinlere mensuptuk, Yahudi -Müslüman ,aynı dinden beraber olanların bile yaşayamayacakları kadar güzel bir birliktelik yaşadık,uzun yıllar . Önyargılı düşünce yapısının sorun olarak baktığı farklı dinlerin birlikteliği ,yaşamımıza olağanüstü bir zenginlik kattı.
Bu çağda en çok şaşırdığım şey ne biliyor musunuz ?
Hala cemaat olarak yaşayan ve kendi mensup olduğu dini en kutsal din sayanlar …Ötekileştirenler.
Hala farkında değiller ve aymazlık içindeler ki tüm dinlerin ortak bir dili var o da sevgi… sadece sevgi ..
İşte bu zihniyet değişmedikçe ve insanlık bu bilinci en küçük toplum birimlerinde ailelerde içselleştirilmedikçe dün Hiroşima da , bugün Gazze’ de yarın bilmem nereler de daha çok bebeler ölür aileler yok olur…
Sevgiyle kalın
Hamiş:Düşünüyorum da bütün bu kötülükleri durdurabilecek bir sihirli değnek olsa elimizde çocuklar ölmese,anneler ağlamasa … Ama bol bol konuşmak ve yazmaktan başka elimizden gelen bir şey yok ne yazık ki.