Dünya bir çölse; serabı ancak ana olmalı.
Bu hafta benim de doğmuş olduğum, fakat çok nadir gidebildiğim Of´ tan herkese merhaba .
Burada olmaktan çok mutlu, aynı zamanda bir o kadar hüzünlüyüm;
Yeşilin ve mavinin birleştiği bu coğrafyada aldığın her nefesi iliklerine kadar hissedebiliyorsun. Tıpkı Ömer Hayyam’ın dediği gibi; aldığın her nefesi fırsat bil, ot değilsin yeniden bitmezsin.
Üstat bu cümlede; zaman, mekan ve ruhtan bahsetmekte, tam manasıyla bizlere tekamülden söz etmektedir .
Tekamül Nedir?
Gelişmek, olgunlaşmak ve somut bir dünyada yaşadığımız için bunun adı evrimleşmektir, neden evrimleşmeye ihtiyaç duyuyorsak tekamül etmeye de bu yüzden ihtiyaç duyuyoruz.
Evrimleşmek için ihtiyaç duyduğumuz her ne varsa, bunlar tekamül için de gereklidir. Evrim sürecinde gelmiş olduğumuz noktaya şöyle minik göz atacak olursak ateşi bulan da insan, Ay`a yolculuk yapan da insan.
Buradan şunu anlamalıyız ki; insanın evrimleşmesi ve tekamül etmesi için insana ihtiyacı vardır .
Tasavvuf bu noktaya şöyle der; insan, insan ile irşad eder, yani insana yol gösteren yine bir insandır. Bana da ışık olan, kendi minik gölgesi bir o kadar büyük olan Kaancığıma selam olsun.
Herhangi bir konuda bir kişiyi uyarmak irşad etmek olarak biliniyor. İrşad olmak, doğru yolu gösteren kişiler için kullanılan bir kelime öbeğidir. İrşad mekanı, irşad olan kişilerin veya irşad yapan kişilerin bulunduğu alanlardır. Fakat irşad etmek için herhangi bir mekan zorunluluğu yoktur.
Neden Evrim ?
Kimi zaman evrim, kısa yoldan “bir türün bir diğerine dönüşümü” olarak tanımlanır. Halbuki bu evrimin tanımı değil, sonucudur.
Bu minimalde mikro evren den makro evren oluşmuştur. Büyük resmi görebilmek için ademiyet kollektifi hep birlikte irşad ederek evrimleşmektedir . Evrim gerçekliliğini nasıl görebiliyorsak tekamülün gerçekliliği de bir o kadar nettir . Ümit ediyorum ki, bu yazıyı okuduğumuzda neden tekamül ettiğimizi anlamış oluruz . Yani soyut gibi algılanan bu kelime tam manasıyla somuttur. Sonsuz bir tekamül içerisinde mutlak son yoktur, tıpkı evrimde de olduğu gibi . İnsan ruhunun nereden başlayıp nerede bittiği belli olmayan ve olmayacak sarmal bir zincire benzemektedir. Yunus der ki ete kemiğe büründüm Yunus gibi göründüm.
Peki amaç nedir ?
Metayı yani maddeyi deneyimleme amacımız; maddenin kölesi değil ona hükmedecek bilgiye erişebilmek olmalı. Bu bilgiye ulaşmak günümüz şartlarında pek kolay olmasa da mümkündür. Son yıllarda özellikle maddenin, tüm insanlar üzerinde yok ettiği bir duygudan bahsetmek istiyorum.
Edep! Bir çoğunuz eminim ki şu anda hatırlayacaktır asimile olan bu kelimeyi….
Neydi edep ? Neyin yerine kullanırdık ?
Biz üç kardeşiz en küçük olduğum için klasik en haylaz ve şımarık olan bendim ve iki ablama karşı en ufak haksızlık yaptığımda babamdan duyduğum söz, “edepsizlik yapmaydı.”
Bu kelimeyi ne zaman duysam ahlaksız bir şey yaptığımı sanırdım ve biraz daha büyüdüğümde babama ben ahlaksız birimiyim ki bana edepsizlik yapma deyip duruyorsun dediğimde babam bana hayır kaba birisi olma ve onlar senin büyüğün, onlara karşı saygılı olman gerekiyor dediğinde anlamıştım edepli olmanın ne demek olduğunu. Yaşamın içerisinde değişen zaman ve mekanlar ile uzun zamandır duymadığım bu kelimeyi Karadeniz’de iliklerime kadar hissettim bu yüzden hüzünlü ve bir o kadar mutlu oldum .
Edep bir damladır; damladımı yok olur. (Hz Ali)
Edep toplumların ahlaki yapısına uygun davranma veya incelik, terbiye olarak tanımlanır. Edep, davranış bağlamında, öngörülen görgü kurallarını ifade eder: “incelik, görgü, ahlak, terbiye, nezaket, sevecenlik.
Sanırım yukarıda bahsettiğim birçok davranışı ve duyguyu kaybettik .Yaşam mücadelesi içinde kendimizi sevmeyi unutmuşken edebi nasıl hatırlayalım .
İnsanın bedeninde ruhudur edep
Allah erlerinin gözü, gönlünün nurudur edep.
Adem, alem-i süfliden değil; alem-i ulvidendir.
Şu dönen feleğin dönüşündeki letafettir edep
Eğer Şeytan’ın başını ezmek istersen,
Gözünü aç ve gör ki,
Şeytan’ın katilidir ancak edep.
Ademoğlunda edep bulunmazsa; o, adem değildir.
İnsan ile hayvan arasındaki farktır edep.
Gözün aç da bak bir kelamullaha
Ayet ayet cümle Kuran’dır edep.
İman nedir diye sordum akıldan
Akıl, can kulağıma söyleyerek dedi;
İmandır edep.
Ey Şems-i Tebrizî!
Sen sırr-ı ilahisin, sus!..
Simsiyah gecelerde semaların en parlağıdır edep.
Hz. Mevlâna