Yıl 1981…
Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ‘ün doğumunun 100. yıldönümü kutlanacaktır. Müjdeli haberi duyanlar; “10 Kasım 1938 sabahı saat 9.05’te ebedi istirahatlerine çekildikleri günü her yıl büyük bir matemle, acılar içerisinde anıyoruz da, doğum gününü neden kutlamıyoruz?” söylemleri ile destek vermişlerdi.
Ben o tarihte 11 yaşındaydım. Okulumuzun kitaplığından haftada bir kere kitap alıp okuma hakkımız vardı. Tabii aldığınız kitabı geri vermek şartıyla. Tarihini hatırlamıyorum. Ancak o hafta aldığım “ATATÜRK’TEN YİRMİ ANI” adlı eseri bir çırpıda okuduğumu dün gibi hatırlıyorum. Kitabın içerisindeki okuduğum anılardan birini sizinle paylaşmak isterim:
ATATÜRK, çocukluk arkadaşlarından M. Nuri CONKER ‘i çok severdi. Sık sık şakalaşırdı onunla.
Bir gün baş başa sohbet ederlerken, CONKER ‘e bir telgraf iletildi.
Telgrafı okuyan CONKER ‘in yüzüne mutlu bir gülümseme yayılınca, ATATÜRK,
-…”HAYROLA İYİ BİR HABER Mİ?” diye sordu.
M. Nuri CONKER neşeli bir sesle:
—“İYİ HABER PAŞAM,” dedi.
ATATÜRK, meraklanmıştı:
-…“E, SÖYLE, BİZ DE SEVİNELİM.”
—“BU GÜN BENİM DOĞUM YILDÖNÜMÜM DE ÇOCUKLAR ONU KUTLUYORLAR.(29 Eylül 1882)”
ATATÜRK, birden ciddileşti:
-…”YAA!” dedi, ÇOCUKLARIN BU SAYGISIZLIĞI HER YIL YAPARLAR MI SANA?”
M. Nuri CONKER şaşırdı ve:
—“NASIL BİR SAYGISIZLIK PAŞAM?”
-…”NASIL OLACAK? YANİ, HER YIL BİR YAŞ DAHA KOCADIĞINI YÜZÜNE VURURLAR MI?”
ATATÜRK ‘ün ne demek istediğini o zaman anlayan CONKER în kaşları birden havaya kalktı, gözleri kocaman açıldı.
—“SAHİ YAHU,” dedi. “BEN ŞİMDİYE KADAR İŞİN FARKINA VARMAMIŞTIM. VAY KÜLHANİLER VAY!”
İkisi de kahkahayı bastı. (Kaynak: Mehmet Ali AĞAKAY, TDK Yayınları 1963, s:28)
Yukarıda, Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ‘e 18 Ekim 1338 (1922)’de çıkartılmış doğum tarihi “4 Ocak 1881” yazılı Nüfus Kayıt Belgesini görmekteyiz.
Evet, Yıl 1981…
Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ‘ün doğumunun 100.yıldönümü kutlanacaktır.
Bu büyük olayın coşkusu beraberinde birçok tartışmalara neden olacaktır. Çünkü yapılacak kutlamanın 1981’in hangi ay ve gün de olacağı bilinmemektedir. Bunun içindir ki, bir doğum günü tespit etme arzusu büyümüş ve hissi sebeplerle bir, iki tarih ortaya atılmıştır.
Bunlardan ilki 19 Mayıs’tır!
ATATÜRK ‘ün umumi kâtiplerinden Hikmet BAYUR, 19 yüzyılda hele taşralarda kayıtlar çok eksik olduğundan Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ‘ün doğum gününün bilinmediğini yazar ve şunları da anlatır:
-“19 Mayıs 1932’de Reşit Saffet ATABİNEN ‘in kendilerine:
—“DOĞUM GÜNÜNÜZÜ KUTLARIM” yazarak bir telgraf çekmesi ATATÜRK ‘ün hoşuna gitmişti. Bu günün iki ay sonrası Temmuz 1932 ‘de Türk Tarih Kurumunun ilk kongresi arasında Aydın Halkevinin Tarih, Dil ve Edebiyat komitesinin mensupları “GAZİ GÜNÜ” hazırlamıştı. ATATÜRK ‘e doğum tarihi hakkında bir soru yöneltmeleri üzerine, samimi bir ifade ile:
-…”ONU BANA SORMAYINIZ” cevabını vermiş ve “GAZİ GÜNÜ” için de “SAMSUN’A ÇIKTIĞIM GÜNÜ YAPARSINIZ.” Demiştir.”
Prof. Dr. Ayşe Afet İNAN ise,
ATATÜRK ‘ün 1881 yılının Mayısının çiçekli, yeşil bir günü doğduklarını yazar ve bu hususu teyit mahiyetinde şunları ekler:
—“MUSTAFA KEMAL’İN DOĞUM AYI YA HİÇ YAZILMAZ VE YAHUT TA YANLIŞ OLARAK BİR SONBAHAR AYI GÖSTERİLİR. HÂLBUKİ KENDİSİNDEN İŞİTTİĞİME GÖRE BİR İLKBAHARDA DOĞMUŞ OLDUĞUNU, HATTA BUNUN MAYIS AYINA TESADÜF ETTİĞİNİ SÖYLERDİ.”
Buna esas olmak üzere ATATÜRK ‘ün şu sözlerini kaydeder:
—“BİR GÜN, CUMHURBAŞKANLIĞI UMUMİ KÂTİBİ HASAN RIZA SOYAK, ATATÜRK’E YABANCI BİR MEMLEKETTEN GELEN VE ANSİKLOPEDİ İÇİN OLAN MEKTUBU GÖSTERMİŞTİ. MEKTUPTA ATATÜRK’ÜN BİYOGRAFİSİ İSTENİYOR, AYNI ZAMANDA BİLHASSA DOĞUM GÜNÜNÜN KAYDEDİLMESİ RİCA EDİLİYORDU. MUSTAFA KEMAL ATATÜRK BUNUN ÜZERİNE DÜŞÜNDÜ, FAKAT BU GÜNÜ KENDİSİ DE TAM OLARAK BİLMİYORDU. ANCAK ANNESİNDEN İŞİTTİĞİNE GÖRE, BİR BAHAR MEVSİMİNDE DOĞMUŞ OLDUĞUNU HATIRLADI. AY VE GÜN İÇİNSE AYNEN ŞÖYLE DEDİKLERİNİ HATIRLIYORUM:
-…” BU BİR 19 MAYIS NİÇİN OLMASIN?”
Yukarıda görmekte olduğumuz bu resmi yazı, kendilerine verilen cevaptır. 1927’de Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü, 1932’den ATATÜRK ‘ün ebedi istirahatlerine çekildikleri güne kadar Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri olarak görev yapan, Hasan Rıza SOYAK, ATATÜRK ‘ün doğum gününün araştırılması için kendisini vazifelendirdiğini: bunun üzerine Selanik’ten gelen muhacirlerin yerleştirildikleri Bursa, Gemlik ve İzmir taraflarında araştırmalar yaptığını, yaşlılarla Zübeyde Hanımı hatırlayanlar la konuştuğunu ve sonra da ATATÜRK ‘ün huzuruna çıkarak:
—“DOĞDUĞUNUZ AY MAYIS OLACAK. ZATEN ANADOLU’YA DOĞUŞUNUZ DA MAYIS AYINDA OLMUŞTU. İKİNCİ DEFA DOĞUŞUNUZU BİRİNCİSİ İLE BİRLEŞTİRELİM.” Dediğini anlatır.
SOYAK ‘a göre, bu sözleri üzerine ATATÜRK hiç sesini çıkarmaz fakat sadece kızarır.
Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ‘ün doğum tarihi hakkında kanuni mirasçısı ve kız kardeşi olan Sayın Makbule ATADAN’ a sorulduğunda ise:
—“ANNEM ARADA ANLATIRDI: MUSTAFAM, KARLI VE FIRTINALI BİR GECE DOĞMUŞTU. HATTA PEK HAZIRLIKLI DEĞİLDİM. EKSİK OLMASINLAR KONU KOMŞU, ELLERİNDE FENERLERLE BİZLERE YARDIMA KOŞTULAR.”
İşte bu tarih “13 Mart 1881” e tesadüf etmektedir diyen Sayın Makbule ATADAN, 1953 yılında yayınlanan hatıratlarında ise bu defa da yıl olarak “1880” demiştir.
Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ‘ün doğum tarihini tespit eden elimizde bulunan en eski belgeyi görmekteyiz. Künye Kaydının yapıldığı bu belge de: “SELANİK’TE KOCA KASIM MAHALLELİ GÜMRÜK MEMURLARINDAN MÜTEVEFFA (VEFAT ETMİŞ OLAN ALİ RIZA EFENDİNİN MAHDUMU (OĞLU) UZUN BOYLU BEYAZ BENİZLİ MUSTAFA KEMAL EFENDİ SELANİK” yazmaktadır. Mustafa Kemal’in doğumu (96) olarak gösterilir.
Mustafa Kemal Derneği eski başkanı Muhtar KUMRAL 13 Mart 1958’deki bir basın konferansında, Sayın ATADAN ‘ın söylediklerine istinaden “13 Mart 1881” olarak belirlediklerini söylemişlerdir. Ancak Gregoryen takvimine göre “13 Mart 1881” (Hristiyan) Jülyen takvimine göre 1 Mart 1297’ye denktir. ATATÜRK ‘ün doğum yılı ise 1296 olarak kayda geçmiştir, bu sebeple geçerlilik iddiası zan altındadır.
Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ‘ün hakkında yazılmış birçok biyografik eserlerin sahiplerinden birisi de Enver Behnan ŞAPOLYO ‘dur.
ŞAPOLYO, doğum tarihini gün, ay ve yıl olarak “23 Aralık 1880”, Şevket Süreyya AYDEMİR ise “4 OCAK 1881” olduğunu iddia etmişlerdir.
Nitekim ebedi istirahatlerine çekildikleri 10 Kasım 1938’de yayınlanan bu kartta doğum tarihi 1880 olarak belirtilmiş ama gün ve ay yazılmamıştır.
İstanbul doğumlu İngiliz uzman yazar Andrew MANGO, beş yılı aşkın bir süre yaptığı araştırmalar sonucu nesnel bir yapıt ortaya koyar. Bu eserde Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ‘ün doğum tarihini “13 Mart 1880” ile “12 Mart 1881” olarak belirler.
MANGO eserinde şöyle demektedir:
-“ATATÜRK Selanik’te 1880 / 81 yılında Müslüman ve Türkçe konuşan, orta sınıfa yakın bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Bu temel gerçeklerin biraz açıklanması gerekir.
O dönemde önde gelen birkaç ailenin dışında, Müslümanlar soyadı kullanmıyorlardı. Resmi kimlik, nüfus kütüğündeki resmi kayıtlara dayalıydı. On dokuzuncu yüzyılın ikinci yarısında az ya da çok düzenli olarak tutulan bu kayıtlar her bireyin adını ya da adlarını, ana- babasının adlarını, dinini doğum yerini ve yılını gösteriyordu.
Bir bebek dünyaya geldiğinde, göbek bağı kesilirken bir isim vermek gelenek haline gelmişti. Göbek adı genellikle Hz. Muhammed’e verilen unvanlar ya da dinsel bağlantıları olan diğer isimler arasından seçiliyordu.
Sonradan her çocuğa günlük yaşamında kullanacağı bir ya da iki isim daha veriliyor ve kendisine verilen iki ismin birden kullanılması sosyal bir ayrıcalık olarak görülüyordu.
ATATÜRK yaşamına, Hz. Muhammed’e verilen “Seçilmiş Kişi” anlamına gelen Mustafa ismiyle başladı.
Tarihler iki farklı takvime bağlı olarak kaydediliyordu. Dinsel amaçlar için Hz. Muhammed’in M.S. 622 yılında Mekke’den Medine’ye gidişiyle başlayan bir Ay takvimi kullanılmaktaydı. İdari işler için 1839 yılından başlayarak bir Güneş takvimi kullanılmaktaydı. Rumi adıyla bilinen bu takvim de yine M.S.622 yılından başlıyordu ama aylar ve günler (Hristiyan) Jülyen takvimine dayalıydı.
1 Martta başlayan Rumi yıl uluslararası Gregoryen takvimine göre, 19. Yüzyılda 13 Mart, 20.Yüzyılda ise 14 Mart gününe isabet ediyordu.
1917 yılında Rumi takvime on üç gün daha eklendi.
Böylelikle günler ve aylar Gregoryen takvimi ile eşleşti ama yıllar yine fark gösterdi. Resmi nüfus kayıtlarına göre ATATÜRK, Rumi takvimin 1296 yılında doğmuştu ve bu yıl 13 Mart 1880 ile 12 Mart 1881 yılları arasında yer alıyordu. Bu kaydın doğruluğundan kuşkulanmak gerekmez.” (Kaynak: Andrew MANGO, “ATATÜRK MODERN TÜRKİYE’NİN KURUCUSU”, Türkçesi Füsun DORUKER, RK Yayınevi s:45)”
1 Kasım 1938 ‘de İstanbul’da vefat eden General Ali Fuat CEBESOY ise Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ‘ün doğum tarihi hakkında konuyla yakından ilgilenir ve anılarında şöyle der:
—“BABASI ALİ RIZA EFENDİ, PAŞA’NIN DOĞUMUNU EVİMİZDEKİ İKİ KUR’AN-I KERİM’DEN BİRİNE KAYDETMİŞTİ. FAKAT ZEVCİNİN VEFAT ETTİĞİ ZAMAN BAŞUCUNDA YALNIZ BİR KUR’AN VARDI VE ONDA DA HİÇ BİR YAZI YOKTU. BELKİ DE KAYITLI KUR’AN-I KERİM’İ DEVAM ETTİĞİ CAMİDEKİ HOCALARDAN BİRİNE VERMİŞ OLACAK.” Cevabını almıştım.
MANGO, eserinde şöyle devam eder:
-“Özellikle dindar ailelerde babanın çocuklarının doğum tarihini evde bulunan Kur’an-ı Kerim’in iç kapağına yazması bir gelenekti ve herhalde ATATÜRK ‘ün ailesinde de bu tarih belirtilmiştir.
ATATÜRK ‘ün orta sınıfın alt katmanına mensup babası Ali Rıza efendi, küçük bir devlet memuru idi. Ali Rıza’nın babası Ahmet ise Hafız Ahmet Efendi olarak tanınıyordu. “Hafız” unvanı, Kuran’ı ezbere bildiğini gösterirken, oğlunun da kullandığı “Efendi” unvanı her ikisinin de eğitimli olduklarını işaret etmektedir.
Ali Rıza Efendi’nin kardeşi Mehmet (Emin) de hafızdı ve dini eğitim veren bir ilkokulda öğretmenlik yapıyordu. Görünüşe göre, Mehmet’in oğlu Salih de bu geleneği sürdürmüştü. Başlangıçta Osmanlı İmparatorluğunun devlet görevlileri din adamlarından oluşuyordu.
On dokuzuncu yüzyılda gerçekleştirilen reformlar laik devlet memurları gereksinimini ortaya çıkarmıştı. Ancak bunların çoğu din adamı yetiştirmiş ailelerden gelmişti. Yönetimin en alt kadrosunda bulunan Ali Rıza Efendi de bunun bir örneği sayılırdı. Yaşadığı mahallenin Kuran hocalarının oğlu ve kardeşi olarak da küçük bir devlet memurluğuna başlamıştı. Önce evkaf (dini vakıflar) bölümünde çalışan Ali Rıza Efendi, görevi gereği bu vakıfların hesaplarını denetlemek üzere gidip gelmişti. 1876 / 87 yılında Türk – Rus Savaşı öncesinde kurulan gönüllü bir birliğinde teğmen olarak görev yaptı.”
30 Ağustos 1957 ‘de İstanbul’da vefat eden ünlü harp tarihi yazarlarımızdan, Orgeneral Ali Fuat ERDEN ise anılarında şöyle demiştir;
—“TÜRK MİLLETİNİN GÜZEL TALİHİ ŞUDUR Kİ, MUSTAFA KEMAL NE ERKEN, NE DE GEÇ DOĞDU. TÜRK MİLLETİNİN, ÖLÜM KALIM SAVAŞININ BAŞINDA, 40 YAŞINDA BİR LİDER OLARAK, ANASINDAN TAM VAKTİNDE DOĞDU.”
1970’ de İstanbul’da vefat eden Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hasan Rıza SOYAK anılarında, ATATÜRK ‘ün doğduğu ay ve gün için şöyle demektedir:
—“NE YAZIK Kİ, DOĞDUĞU AY VE GÜN, AİLESİ TARAFINDAN BİR YERE KAYDEDİLMİŞ DEĞİLDİR. YALNIZ KENDİSİ, ANNESİNİN HER ZAMAN BİR İLKBAHAR GÜNÜ DÜNYAYA GELDİĞİNİ BAHSETTİĞİNİ SÖYLERDİ. ANNESİNİN VEFATINDAN SONRA SELANİK’Lİ YAŞLI HANIMLAR DER Kİ BUNLAR ZÜBEYDE HANIM’IN ARKADAŞLARIYDI. YAPTIĞIMIZ UZUN SORUŞTURMALAR SONUNDA GERÇEKTEN AYNI YILIN İLKBAHARINDA VE GALİP BİR İHTİMALLE “MAYIS” AYI İÇİNDE DOĞMUŞ OLDUĞUNU TESPİT ETTİK.”
Yazımın hemen başlarında ilk tarih olarak 19 Mayıs demiştik.
İkincisi ise, 24 Kasım 1934’te Soyadı Kanununun kabulünden sonra Ankara Nüfus İdaresince yeniden tanzim edilen ve günümüzde aslı İstanbul’un Şişli İlçesinde Hâlâskargazi Caddesi üzerinde yer alan “ATATÜRK MÜZESİ” veya diğer adıyla İNKILAP MÜZESİ’ nin ikinci katında bulunan Nüfus Hüviyet Cüzdanıdır.
Sağlığında ve şüphesiz kendilerinin tasvibi alındıktan sonra tanzim olunan bu Nüfus Hüviyet Cüzdanın uzunluğu 14,5 cm, Genişliği 10cm olup Siyah süet kaplı, üst kapağında yapıştırılmış madeni parçadan üstüne “T.C. Nüfus Hüviyet Cüzdanı” yazılıdır. Arka kapağında ise ay ve yıldız vardır. ATATÜRK ile ilgili bilgiler yeni harflerle yazılıdır. 993.815/b numaralıdır. İç sayfasında ATATÜRK ‘ün papyon kravatlı fotoğrafı vardır. Doğum yılı tarihi 1881 olarak yazılıdır.
Hissi olarak ortaya atılan bir, iki, üç veya daha fazlası… Elbette doğum tarihi üzerinde durulması, araştırmalar yapılması çok yerindedir. Her Türk genci gibi yapılan tüm akademik çalışmalara bende saygı duyuyorum.
Günümüzde bu soru şahsıma yönelttiğinde şöyle cevaplıyorum:
—“Tarihi gerçek, 1 – 4 Ocak 1881 ile 12 Mart 1881 yılı arasında bir gün doğduğudur. 19 Mayıs’ın da 18 Mart’ın da kabulü, Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK ‘ün doğumunu, ya Rumi 1296’dan veya Miladi 1881’den uzaklaştırır ki, bu da elde bulunan en kati belgelerin reddi olur. Belirli bu kısa devre içinde seçilebilecek en uygun tarih ise Mustafa Kemal’in Kurmay Okulunu bitirip Türk ordusu saflarına katıldığı tarihtir: “11 Ocak 1905”
EKSİKLİKLER BENİM FAZLALIKLAR DAHA ÖNCE EMEK VERENLERİNDİR. BİR BAŞKA YAZIMDA GÖRÜŞMEK ÜZERE ESEN KALINIZ.
Bu yazı www.sechaber.com için yazılmıştır. Bu yazının kaynak gösterilmeden kopyalanması ve kullanılması “5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasası“na göre suçtur.