Dünyanın en yaşlı insanı New York’ta 116 yaşında öldü.
1899 yılında Alabama’da bir çiftlikte dünyaya gelen Susannah Mushatt Jones aynı zamanda 19. yüzyılda doğmuş son Amerikan vatandaşıydı.
19, 20 ve 21. yüzyılları yaşayan Jones, iki dünya savaşı ve 20 Amerikan başkanı görmüştü.
116 yaşında ölen Jones’un büyükanne ve babaları köleydi.
Tarım işçiliği yapan anne ve babasının 11 çocuğundan biri olarak dünyaya geldi.
Siyah kız çocuklarının gönderildiği bir okula gitti ve 1922 yılında liseyi bitirdi.
İçki, sigara yok ama…
Dadılık yapmak üzere New York’a taşınan Jones, burada Afrika kökenli Amerikalı kadınlara burs sağlayan bir vakfın kurulmasını destekledi.
Susannah Mushatt Jones ya da son yıllarında sevenlerinin verdiği isimle “Miss Susie” ömrünün sonuna kadar aktif bir hayat yaşadı.
106 yaşına kadar yaşadığı huzur evinde “nöbetçi” görevi üstlendi.
19 yüzyılda doğup da hala yaşayan son insanlar arasında olan Jones uzun yaşamasını hep bol bol uyumasına, içki ve sigara içmemesine bağlardı.
Ama belki de sağlıksız başka alışkanlıkları sayesinde uzun yaşamıştı.
Geçen yıl Times dergisine verdiği mülakatta her gün dört dilim kızartılmış domuz jambonu ve yağda yumurta yediğini itiraf etmişti.
Ailesi Miss Susie’nin en zevk aldığı şeylerden birinin kendisine pahalı iç çamaşırı almak olduğunu söylüyor.
Bir keresinde doktor muayenesi sırasında kendisine yardım eden hemşirelere “Şık çamaşır giymek için hiç bir zaman geç değil” dediği anlatılıyor.
Jones’un ölümünden sonra dünyanın en yaşlı insanı ünvanını alan 116 yaşındaki Emma Morano adlı İtalyan kadın, Verbana’da yaşıyor.
Los Angeles’daki Yaşlılık Araştırmaları Grubu’nun kayıtlarına göre Morano 1899’da doğmuş.
Morano’nun 1890’larda doğup hala hayatta olan son kişi olduğu düşünülüyor.
(BBC TÜRKÇE)